confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 35470
  2. takipçi 3
  3. puan 689332

yaran diyaloglar

gidiyorum bu
(b: özkan sümer)'in trabzonspor'u çalıştırdığı dönemlerden;

yetenekleri kısıtlı bir futbolcu olan (b: hasan üçüncü) ile bir antreman sabahı aralarında şu diyalog geçer:

---------------alıntı---------------
- günaydın hocam.
- bana "günaydın" deme hasan. "futbolu bıraktım hocam" de.
---------------alıntı---------------

ettore messina

gidiyorum bu
yugoslav ekolünün hâliyle koçlarının ön plâna çıktığı avrupa basketbolunda 1990'ların ortasından sonra adriyatik komşuları italya'dan yükselen 1959 doğumlu sestir. virtus bologna'yı çalıştırdığı dönemlerde lig şampiyonluğundan euroleauge zirvesine kadar tatmadığı başarı kalmaz. 2005 yılında cska moskova'nın yolunu tutar. dört sezon boyunca rus ekibine de tarihinin en parlak zaman aralığını yaşatır. 2009 yazına gelindiğinde ise istikamet, barcelona'nın basketboldaki baskınlığına son vermek isteyen florentino perez başkanlığındaki real madrid olup, eflatun beyazlıları tarifsiz sevinçlere gark etmiştir. ancak madrid'te işler umulduğu gibi gitmez. aslında en büyük sorun real madrid'in o sene bir an evvel hem lig şampiyonluğunu hem de euroleauge'i kazanmak istemesidir. e bunu da messina yapmayacak da kim yapacaktır? ama o işler öyle olmuyor. bir sistem, bir felsefe oturmak patates oturtma yapmaya benzemiyor. işlerin umulduğu gibi gitmediğini söyledik. gerçekten de o sezon euroleauge çeyrek finalinde ezeli rakip barcelona'ya, ispanya ligi play off serisinde ise yarı finalde caja laboral'a elenir real madrid. ve mart ayında başkent ekibinden istifa eder messina. en son los angeles lakers teknik ekibine katıldığı haberleri gelmişti. staples center'da jack nicholson ile elim sende oynamıyordur muhtemelen. unutmadan söyleyelim, ergin ataman 'ın en beğendiği koçtur kendileri.

radikaller

gidiyorum bu
27 mayıs 1960 askeri müdahalesi sonrası müdahalede etkin rol üstlenmiş subayların oluşturduğu milli birlik komitesi içindeki hizipleşmelerin milliyetçi kanadını temsil eden yapılanmadır. alparslan türkeş, dündar taşer, muzaffer özdağ gibi isimlerin öncülüğünde vücut bulmuş olup; müdahale sonrasında yönetimin hemen sivil idareye devredilmesine karşı çıkmışlardır.

temel hareket noktaları 1938 sonrasından demokrat parti iktidarına kadar uzanan dönemde kesintiye uğradığını düşündükleri atatürk devrimleri ve onun uzantısını teşkil edecek reformların siyasi partiler eliyle gerçekleştirilemeyecek olmasına duyulan inançtır. toprak reformu, eğitim reformu, ağır sanayi hamleleri ve nükleer enerjiye geçiş gibi hususlar öncelikli olarak üzerinde durdukları konulardır. tüm bunların hayata geçirmek için hiç değilse 4-5 yıl kadar yönetimi elinde tutabilecek bir askeri idareye ihtiyaç vardır.

başta belirttiğimiz üzere radikaller hiziplerden yalnızca bir tanesidir. karşılarında ise komite başkanı orgeneral cemal gürsel'in de dolaylı olarak desteklediği ve komite üyelerinden tümgeneral cemal madanoğlu'nun öncülüğünü yaptığı başka bir klik bulunmaktadır. bu grubun görüşü ise mümkün olan en kısa sürede seçimlere giderek idareyi sivil iktidara bırakmak noktasında temellenmiştir. 27 mayıs sonrası faaliyette olan tek olmasa bile en güçlü partinin cumhuriyet halk partisi oluşu, bir anlamda iktidarın ismet inönü'ye devredilmesi anlamına gelecektir. bunun farkında olan radikaller söz konusu düşünceye şiddetle itiraz ederler. tabii bu noktada türkeş ve arkadaşları ile madanoğlu ve ekibinin inönü'ye bakış açısındaki belirgin farklılıkları önemli bir nüanstır.

neyse hanımlar beyler. mücadeleyi madanoğlu ve arkadaşları kazanır. önce alparslan türkeş kilit bir mevki olan başbakanlık müsteşarlığından alınır. hemen sonrasında on dört arkadaşı ile birlikte dünyanın çeşitli başkentlerine askeri ateşe olarak görevlendirilme kararı çıkar. bir nevi resmiyete bulanmış "sürgüne gidiyorsunuz" durumu yani. bu hadise on dörtler olayı olarak türk siyasal hayatındaki yerini alır.

ekibin troykasından alparslan türkeş yeni delhi'ye, dündar taşer rabat'a, muzaffer özdağ ise tokyo'ya gönderilir. hatta muzaffer özdağ'ın oğlu prof. dr. ümit özdağ burada dünyaya gelmiştir.

insanlık hali

gidiyorum bu
90'larda trt ekranlarında gösterilen, ali poyrazoğlu ve ekibinin hazırladığı komedi yapımı. peker açıkalın, (b: nilüfer açıkalın), (b: levent kazak), (b: levent tülek), pelinsu pir gibi tiyatronun önemli isimlerini henüz o yıllarda tanıma olanağı yakalamamıza da vesile olmuştur. ayrıca poyrazoğlu'nun "ali uyanık" tiplemesini de es geçmemek gerekir.

marcelo bielsa

gidiyorum bu
ispanyolca "deli, çılgın" anlamına gelen "el loco" lakaplı 1955 doğumlu arjantinli teknik adam. 2002 dünya kupası ile arjantin milli takımı'nın başında kendisine ilk rastladığımda şaşırmadım dersem yalan olur çünkü benim için arjantin milli takımı teknik adamlığı carlos bilardo ile özdeşleşmiştir. göze hoş gelen bir futbol oynatsa da çok başarılı olamasa da sekiz yıl sonra bir başka dünya kupası organizasyonunda bu sefer şili milli takımı'nın hocası olarak karşımıza çıkması şahsımı heyecanlandırmaya yetmiştir. meşhur 3-3-1-3 dizilişiyle hücum presi oyunun merkezine oturtmuş, olabildiğince çabuk bir şekilde topu kaparak hücumda pirana misali çoğalan bir ekip ortaya koyan ve taraflı tarafsız tüm futbolseverleri heyecanla ekran karşısına diken bir şili'yi dünyaya takdim etmiştir.

değişik adamdır bielsa. sizin onu takımınızın başında görmek istemeniz yeterli değildir. önce o gerçekten sizinle bir şeyler yapacağına inanacaktır. inandığı takdirde hangi ülkenin hangi takımı olduğunuz çok önem arz etmez. örneğin bu sezon başında fc internazionale'in teklifini reddetmiştir. ancak bask temsilcisi athletic bilbao'nun çağrısını kabul eder. agresif bask seyircisinin asla hayır demeyeceği bir oyun tarzını sahaya yansıtabilecek en ideal kişi olduğunun muhtemelen kendisi de farkındadır. ilk sezonunda disipline edilmiş ve belli bir karakteri olan bask futboluna kısa zamanda uefa finali yaşatmıştır. la liga'da tepeye oynayabilmek içinse sanırım biraz daha beklemek gerekecek. aslında bielsa'nın böyle bir derdi yok. kafasındaki futbolu oynatabilmekten keyif alıyor. seyredenlerin de keyif almasını istiyor. "hoca iyi hoş da şampiyonluk isteriz biz" diyen takımlar pek ona göre değil.

iddialıdır ve ancak kibirden ırak bir adamdır bielsa. son olarak atletico madrid ile oynadıkları uefa finali öncesi bükreş'te konakladıkları otelde kendisine ayrılan lüks suiti reddederek, yardımcılarının ve oyuncularının kaldıkları odaların standartlarında bir oda talep eder. finali farklı bir skorla kaybetmiştir. ancak finali kazanmak için oyun felsefesinde yahut ilkelerinde herhangi bir revizyona gitmeyi asla düşünmez. pep'in ayrılmasından sonra her ne kadar adı barcelona ile anılsa da kendisinin bunu bir çırpıda kabul etmeyeceğini tahmin etmek için onu tanımak yeterlidir.

türkiye'deki takipçileri onu tuttukları takımın başında görmeyi arzu ederler.

marcelus kemp

gidiyorum bu
üst üste elde edilen başarılı sonuçlar nedeniyle pek dikkati çekmese de şu ana kadar beşiktaş milangaz'ın tek hayal kırıklığıdır. oysa önümüzdeki yarı final serisinde silkinip kendisine gelmiş bir kemp'e ne kadar ihtiyacımız var. bilmem farkında mıdır? haydi be çocuk.

9 mayıs 2012 fenerbahçe ülker beşiktaş milangaz maçı

gidiyorum bu
ilk yarıda yediğimiz 43 sayıdan sonra yaptığımız gayretli savunma ile sonraki iki çeyrekte 34 sayıya müsade ederek kazandığımız maçtır. hakemler konusuna değinmek istemiyorum zira her fenerbahçe ülker deplasmanında aynı film oynuyor. bu derece dar rotasyonla mücadele eden bir takım için şüphesiz en büyük ödül dinlenebilme olanağı. minimum üç maç sürmesini tahmin ettiğimiz bu seriyi iki maçta bitirmek oyuncularımıza ekstradan dinlenme olanağı yarattı ki bu da ergin ataman'ın talebelerinin galatasaray medical park karşısına daha az yıpranmış bir şekilde çıkması anlamına geliyor. bu sefer karşımızda fenerbahçe ülker'e göre daha oturmuş, daha diri ve daha organize bir takım var. işimiz yine kolay olmayacak ama bu sezon elde ettiği hiçbir başarıya kolay yoldan ulaşmamış bir beşiktaş milangaz için beklenmedik bir durum değil bu.

son olarak yanlış görmediysem ikinci yarı boyunca zoran erceg sahada yoktu. daha sıkı bir savunma yapmak adına taktik gereği ergin ataman tarafından kenarda tutulmuş olmasını ümit ediyorum. umarım sakatlık ya da herhangi bir tartışma/gerginlik yaşanmamıştır.

tekrar tebrikler çocuklar.

nazlı ılıcak

gidiyorum bu
belli bir dönem adnan menderes kabinesinde ulaştırma bakanlığı yapmış ve sonradan yassıada hükümlüsü olarak siyaseten yasaklanmış (vurgula: muammer çavuşoğlu)'nun kızıdır. yamulmuyorsam 90'lı yılların başında oğlu (vurgula: mehmet ali ılıcak)'ın sahibi olduğu (vurgula: bugün gazetesi ) epey miktar kupona shov marka 51 ekran renkli televizyon promosyonu başlatmıştı. sonrası malûm. eski eşi kemal ılıcak'ın soyadını kullanmaya devam etmekte olup kardeşi de en az onun kadar bilinen bir simadır. (bkz: ömer çavuşoğlu)

canım kardeşim

gidiyorum bu
ertem eğilmez'in "bu memlekette dram filmi çekilecekse onu da ben çekerim" mesajı vererek hafiften bir nevzat tandoğan havası yakaladığı, ancak bu sefer tarık akan'ın kolejin güzel kızını tavlamaya çalışmaması nedeniyle gösterime girdiği dönemde fazla ilgi görmediği gibi arzu film organizasyonunu da maddi anlamda dar boğaza sokan film.

tarık akan'ın salon delikanlısı rollerinden sıkılıp, ertem eğilmez'e rest çekerek ekipten ayrılmak istemesinin de filmin çekiminde etkili olduğu söylenegelir. aynı zamanda metin akpınar ve kemal sunal'ın ufaktan kendilerini göstermeye başladığı projedir. hemen sonrasında mavi boncuk, hababam sınıfı serileri ile birlikte kemal sunal zirveye doğru koşar adım ilerleyecektir.

son olarak hemen her izleyen, tarık akan'dan çok halit akçatepe'nin performansını dikkate değer bulmuştur. ve tabii cahit oben'in film için bestelediği müziği...

beşiktaş'ta bir fenerbahçe hayranlığı var

gidiyorum bu
trabzonspor kulübü başkanı sadri şener'in fatih altaylı'nın teke tek programında sarfettiği cümle. düşündüm de sayın şener'e hak vermemek elde değil.

(bkz: metin tekin)
(bkz: ali gültiken)
(bkz: feyyaz uçar)
(bkz: mehmet özdilek)
(bkz: les ferdinand)
(bkz: fani madida)
(bkz: daniel amokachi)
(bkz: pascal nouma)
(bkz: john carew)
(bkz: daniel gabriel pancu)
(bkz: deivson rogerio da silva bobo)
(bkz: sergen yalçın)
(bkz: koray avcı)

ergin ataman

gidiyorum bu
geçen hafta barbaros çıdal'ın sunduğu basketbol panorama isimli programda şu minvalde bir şeyler söyleyen beşiktaş koçu.

"beşiktaş'ta olmaktan mutluyum. başka bir yere gitmeyi düşünmüyorum. ancak bunun için de gelecek senenin plânlarını yapabilmek adına gerekli şartların sağlanması gerekir. sponsor desteğine ihtiyacımız var."

"bana avrupa liglerinden teklif geldiğinde gider misin? diye soruyorlar. niçin gideyim ki. şu anda çalıştığım lig avrupa'nın en iyi ligi bana göre."

"sponsorluk anlaşması devam ettiği takdirde ilk yapmamız gereken oyuncularımızın sözleşmesini yenilemek. çünkü ben de dâhil olmak üzere takımdaki herkesin sözleşmesi birer yıllık. tekrar sıfırdan bir takım kurup sil baştan başlayarak bir şeyleri başarmak çok zor. bunun dışında yerli kadromuzu güçlendirme yoluna giderek, bir iki kaliteli yabancı takviyesi yapabiliriz. ancak şimdiden transfer konuşmak erken."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol