confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34168
  2. takipçi 3
  3. puan 666049

erman kunter

gidiyorum bu
aklına ve tecrübesine müthiş güvendiğim adam. nedendir bilmiyorum erceg ve hawkins'in gidişine rağmen varlığı bana büyük güç veriyor. muhtemelen david hawkins'in talep ettiği ücret konusunda kendisi de müdahil olmuştur. avrupa ve abd'de yabancı oyuncu havuzu oldukça geniş olduğundan gördüğüm kadarıyla asla paniğe kapılmıyor. ancak kördüğüm kadarıyla yerli oyuncu transferi noktasında elini çabuk tutması gerektiğinin o da farkında. çünkü basketbolda yerli oyuncu transferi hızlı başlar ve aynı hızla sonuçlanır. tutku açık, michael wright -ali karadeniz ismiyle yerli statüsünde-, ümit sonkol, cevher özer gibi isimler henüz bir takım ile anlaşmamışken sponsor durumunun acilen çözümlenip kolları bir an evvel sıvamak istediğinden şüphem yok.

adana demirspor

gidiyorum bu
27 haziran 2012 tarihinde düzenlenen olağan genel kurulu, çıkan kavgalar sonucu ertelenmiştir. usûlsüz üyeliklerden bahsedilmekle birlikte, takımın elde ettiği bank asya ligi'ne yükselme başarısından sonra taliplerinin arttığını gözden kaçırmamak gerekiyor. bugün kongre yeniden toplanacak olup; mevcut başkan mehmet gökoğlu aday olmayacağını açıklamıştır. en kısa zamanda bu tıkanıklığı aşıp yeni sezona odaklanmaları gerektiği aşikârdır. siyah-beyaz zaten yeterince krizlerle boğuşuyor, lacivert mavi hiç değilse dingin kalsın.

david hawkins

gidiyorum bu
ailesi için en doğru kararı vereceğini ifade eden cümlelerinden sonra aslında gitmeye karar verdiğinin sinyallerini de göndermiş bulunan eski oyuncumuz. çoğu beşiktaşlı gibi benim açımdan da üzücü bir gelişme olup; verdiği hizmetler için teşekkür edeceğiz. basketbol şubesi sorumlusu abdullah sözer'in beyanatına göre kendisine 900 bin dolar teklif edilmesine rağmen hawkins 1.200.000 dolar talep etmiştir. evet, david hawkins winner özelliği taşıyan komple bir basketbolcudur. ancak talep ettiği ücret lig standartlarının bana göre üzerindedir.

kurallar gereği türk kulüplerinde oynayan yabancı oyuncular yine türkiye'den bir takıma transfer oldukları takdirde kendilerini almak isteyen takımlar ilgilin oyuncuların son oynamış olduğu takımlara bonservis bedeli ödemek zorundalar. yamulmuyorsam bu bedel de maksimum olarak o oyuncunun son kontratının bedeli kadardır. hawkins özelinden ilerleyecek olursak türkiye içinden kendisini almak isteyen bir takım, kendisinin talep ettiği ücretle birlikte 2 milyon dolar gibi bir parayı gözden çıkarmak durumundadır. kanaatimce ligimizde zorlanmadan bu parayı ödeyebilecek tek kulüp anadolu efes gibi görünüp, fenerbahçe ve galatasaray'ın olası hawkins transferinde söz konusu parayı ödemeleri bütçelerini sıkıntıya uğratabilir.

ha hawkins yurt dışına transfer olursa ne olur? serbestçe gidebilir. beşiktaş'ın herhangi bir bonservis bedeli talep etmeye hakkı yoktur.

bakalım kaptan hangi limana demirleyecek? bekleyelim görelim.

kartal sözlük efsanelere saygı kuşağı

gidiyorum bu
"alacakaranlık kuşağı" tarzı bir tanım olduğunun farkında olduğum durumdur. yer yer gündelik, kimi zaman anlık gelişmelerin taraftarlık eğilimlerimizin yönünü belirlediği dönemler modern sonrası dünyanın hemen her alanda olduğu üzere futbolda da yansımalarını göstermesinden ibaret bir bakıma. beşiktaş imgesi/sembolü/ismi altında birlikteliğimize yüklediğimiz anlamlar güncel fikir ayrılıklarının kuşatıcılığından çıkıp gelenek noktasında bir ad sahibi olunca ister istemez temmuz ayının gönderme yaptığı referanslar siyah beyaz tonlarda bir arada olma hukukunun önemini daha da perçinliyor gibi. yahut bana öyle geliyor bilemiyorum.

gerçekten de vefa üzerinden bir beşiktaş okuması yapacaksak bold ile koyulaştırılmış başlıktan geçilmiyor temmuz. 109 yıllık tarihsel arka plânın önemli kilometre taşlarını aramızdan uğurladığımız bir ay temmuz. çok uzatmayacağım. zira zamanı geldikçe ilgili başlıklar altında uzatacağımız dakikalar olacaktır. hanımlar beyler;

20 temmuz'da vedat okyar

22 temmuz'da yusuf tunaoğlu'nu

23 temmuz'da cenk koray

24 temmuz'da şan ökten'i,

25 temmuz'da mehmet ışıklar'ı[ybkz]swh[/ybkz]

sonsuzluğa uğurladık.

demem odur ki tabii öncelikle müsait olacak arkadaşlarımızla imkân ve şartlar dahilinde bu efsanelerin kabirlerini ziyaret edelim. herkesin tüm ziyaretlere katılması gibi bir zorunluluk olmaz elbette. kaldı ki benim de bu fırsatım olmayabilir. ama olanaklar ölçüsünde katılabilecek durumda olacaklarımız için bir araya gelmemiz bu aşkı hafızalarımız üzerinden tazelememize yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. ziyaret edebildiğimiz kadar ismi edelim isterim. bu benim haziran sonlarına doğru aklıma gelen bir düşünceydi. "olur mu?", "nasıl olur?" bağlamında ilk önce yönetici arkadaşlara danıştım. sağolsunlar kendilerinden olumlu geri dönüşler aldım. şimdi de siz değerli beşiktaşlıların görüş ve önerilerini almaktır niyetim. olabilirse bu başlık altında düşüncelerinizi paylaşırsanız memnun olurum. bu tip bir programın netleşmesi hâlinde, organizasyon noktasında tecrübeli arkadaşlarımızın da gerekli çalışmaları yapacaklarını umut ediyorum. benim de payıma düşen ne ise yapmaya hazırım.

unutmadan, yanlış hatırlamıyorsam forzanarchy'den bu efsanelerimiz için sözlükte bir intro önerisi gelmişti. ki bana göre çok güzel olur. belki fona da bir müzik konulabilir. diğer abidevi isimlerin aramızda ayrılış tarihlerinde de bu geleneği devam ettirebiliriz diye düşünüyorum. hatta -belki de haddim olmayarak- biraz daha ileri gidip ezeli rakiplerimizn de türk futboluna hizmet etmiş isimlerini de bir intro aracılığıyla sözlükte anmaktan yanayım. lefter küçükandonyadis, metin oktay, gündüz kılıç , coşkun özarı bir çırpıda aklıma gelenler. özellikle bu son stad meselesi sürecinde galatasaray camiasının, beşiktaş'a tt arena'yı yar etmeme (?) derdine düşüp, mihenk taşlarından merhum coşkun özarı'yı akıllarına bile getirmeyerek ölümünün henüz birinci yıl dönümünde onu yalnız bırakmaları bir takım değerlerin uğradığı erozyonun farkedilmesi açısından yeterince uyarıcıdır.

eğer "unutmamak" mastarının içini doldurulacaksa, bana göre bunun için bizden ideal vefa bekçisi yoktur.

gayretimiz ise maziye gösterilen hürmetten gelir.

saygıyla.

mehmet topal

gidiyorum bu
neden türk futbolcusunun avrupa'da iki adım öteye daha gidemediğinin cisimleşmiş hâlidir. şu sporu yapacağın en güzel çağlardasın. valencia gibi la liga'nın görece ortalama üstü bir takımında oyunuyorsun. niçin daha ötesini hedeflemezsin? ha belki real madrid, barcelona olmaz gideceğin takımlar. peki borussia dortmund da mı olmaz? roma da mı olmaz? tottenham da mı olmaz? buralarda göstereceğin başarı ile aynı ülkelerdeki üst kademe takımlara geçiş bir ütopya mıdır? neden daha fazla parayı görünce geri dönüş?

düşündüm. düşümden ayrı kaldım.

jamon gordon

gidiyorum bu
galatasaray medicalpark ile olan sözleşmesinde "fenerbahçe acıbadem dışındaki herhangi bir takıma giderse 150 bin dolar karşılığında serbest kalır." ibaresi yer alan oyuncu. oktay mahmuti de boş durmamış hâliyle.

süleyman seba

gidiyorum bu
---------------alıntı---------------

"biz öyle büyük bir camiayız ki, rica edeni baş tacı ederiz. galatasaraylılar bu duruşu gösteremiyorsa bu da onların yetişme tarzıdır."

---------------alıntı---------------

rüçhan çamay

gidiyorum bu
1970'li yıllarda isminden söz ettiren pop müzik solisti. "para para para" isimli şarkıyla adını duyurmuş olup merhum kemal sunal ile yeniden kendisini hatırlatmıştır. nasıl mı?

http://tinyurl.com/82s4rcd

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol