confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 34155
  2. takipçi 3
  3. puan 665853

zeki müren

gidiyorum bu
pek çok beşiktaş taraftarının kendisinin ölüm haberini 24 eylül 1996 beşiktaş molenbeek uefa kupası ilk tur maçını izlerken ekranda geçen alt yazı vasıtasıyla aldığı sanat güneşi.

12 ekim 2012 beşiktaş partizan maçı

gidiyorum bu
beşiktaş erkek basketbol takımı'nın euroleague semalarındaki ilk uçuşudur. şimdiden heyecanı sarmıştır. "ne olur?" "nasıl olur?" kadrolar şekillendikten sonra yazılır. ama ne olursa olsun beşiktaş'ın avrupa basketbolunun kulüpler düzeyindeki en büyük organizasyonunda boy göstermesi paha biçilemez. özellikle istanbul'da ikâmet eden beşiktaşlılar için söylüyorum. hâlâ kararsız kalanlarınız varsa, basketbol kombinesini bir daha düşünün derim. bu maçlara yürek dayanmayacak[ybkz]swh[/ybkz]

brad buckman

gidiyorum bu
tofaş'ta gerçekten iyi bir sezon geçirmiş beyaz gölge. geçen sene ligin en dikkat çeken yabancı oyunculardan birisiydi. "türkiye için iş yapar da euroleague'te performansı ne olur?" tarzı sorular gelebilir. ancak şunu da unutmamak lâzım türkiye ligi şu anda ispanya ligi ile birlikte avrupa'nın en iyileri arasında gösteriliyor. orta sıra takımların bile yabancı oyuncuları önemli takımlara transfer olabiliyor. transfer edilirse doğru kullanıldığı takdirde oldukça faydalı olacaktır. aşağıda 22 numaralı kırmızı formasıyla kendisine bakılabilir. bir de smaç yaparken sakin olsa.[ybkz]swh[/ybkz]

http://tinyurl.com/d84xutd

fosil

gidiyorum bu
benim de dâhil olduğum ve diğer fosildaşlarla bir araya gelinerek hâkim diskur eşliğinde hafta içi 14, hafta sonları ise ortalama 15 saat ağlama nöbetlerine tutulan belli bir tevellüt üzeri beşiktaş taraftarına verilen genel isim. çürütüyoruz 32 mendili bulamıyoruz beşiktaş'ın dengini efendim. haftaya feriköy spor ile mi oynuyorduk vefa ile mi? off.. yaşlılık. gidecek olan arkadaşlar sirkeci postahanesi'nden buluşma yerini telgraf çekerlerse bahtiyar olacağım.

beşiktaş'ta övülecek bir şey yok

gidiyorum bu
"batı cephesinde de değişen pek bir şey yok. reytinglerinizi kimlerden alıyorsanız onları övünüz. bizi de mümkünse bir müddet rahat bırakınız" diyerek melon şapkamla selamladığım söylemdir.

aaa bak güntekincim galatasaray hamit altıntop'u almış. agucuk gugucuk. hanimiş hamit altıntop. sağ ayağı raket gibi miymiş tosunumun. ay ay ay kıyamazsın sen ona.

mehmet topal gel çocuğum buraya. ceeee yap bakayım güntekin amcana.

güntekin amcası ama sen biliyor musun benim moussa sow'umun bonservisinin bir kısmını ferit şahenk amcası karşıladı yaaaaa.

yaklaşmayın beşiktaş'a sakın. olur mu canlarım. ee eeh. kaka beşiktaş. tamam mı? uslu uslu oynayın güntekin amcanızın kitleleri sürükleyen dünyasında.

güntekin onay

gidiyorum bu
haber 1903 aracılığıyla rutin bir şekilde ve harici olarak sadâlarını çokça işitmeye başladığımız vatan gazetesi orjinli gazelhan. dokuzuncu köyden tekrar birinci köye kovulanlardan. zira dokuz köyden kovulanı biz dün gibi hatırlarız. yine anımsatalım. şifa niyetine bir dikişte içiniz.

http://tinyurl.com/crcc7rw

bundan önceki yönetim için lâl olduğu hediye dakikalarını fikret orman ve arkadaşları için harcamakta karar kılmışlar zat-ı şahaneleri. şu sıralar en büyük takıntısı da bucaspor'dan getirilen kaleci antrenörü (b: mehmet tezcan). arsenal'in kalecisi lukasz fabianski'nin önerilmesi üzerine, söz konusu kalecinin mehmet tezcan'a izletileceği rivayeti üzerine kıyameti koparmış. "sen kimsin ki arsenal'de kalecilik yapan birisini izlemeye gidiyorsun?" misalinden. enteresan. neden izlemesin sayın güntekin onay? (b: lukasz fabianski) denilen isim tüm dünyanın kendisi hakkında bir konsensüse vardığı yeryüzünün en büyük kalecisi filan mı da biz haberdar değiliz. gianluigi buffon, edwin van der sar, petr cech gibi kaleciler ekstradan izlenilmeye ihtiyaç duymazlar evet. ancak fabianski bu segmente ait bir kaleci midir? hayır. öyleyse mesele nedir? mesele ezelden ebede giden mesele değil mi sayın güntekin onay? adamına göre tavır takınma durumu. mehmet tezcan sizin yüksek ve ulvî estetik zevklerinizi karşılamaktan çok uzak kalıyor. "ne işi var beşiktaş'ta?". haklısınız. senelik 600-700 bin euro'ya anlaştığınız bir teknik adamın ekibindeki kaleci antrenörü oliver kahn olmalıydı. özetle bir kalecinin arsenal'de forma giymesi izlenilmeden alınması gerektiğine işaretse paul robinson'un da bu konuda cv'si son derece parlak. o zaman niye tartışılıyor dersiniz?

olcay şahan'ın beşiktaş'tan alacağı ücret hakkında söylediklerinize katılmakla birlikte geçen sezon kaiserslautern'de oynadığı maç sayısına tekrar bakmanızı öneririm. en azından manipüle yahut provoke etmek istediğiniz zaman daha özenli davranmış olursunuz. kaldı ki iş oyunculara/menajerlere ödenen paralarda düğümleniyorsa bunun için bir sekiz yıl kadar geç kaldınız sayın güntekin onay. sistemin kendisine doğrudan bir eleştiri getirmeyip yalnızca biçimle ilgilenmeniz fazlaca kişinin gözünü boyamış olabilir. ama biz fosilleri kesmez. yüzde yüz futbol isimli programın canlı yayınında beşiktaş'ın kötü gidişini yıldırım demirören'in kulüpler birliği başkanlığı ile fazlaca haşır neşir olmasına bağlamak son derece yüzeysel kalmaktadır. yani demirören, tamamen beşiktaş'a konsantre iken herşey sorunsuz işliyordu da bu işlere girdikten sonra camia hem maddi hem de manevi anlamda tepe taklak gitmeye başladı öyle mi sayın güntekin onay? aynı kişi yine sizin programınızda portekizli oyuncuları fon yardımıyla nasıl transfer ettiğini ballandıra ballandıra anlatırken "tebrikler başkan." "gerçekten önemli bir iş başarmışsınız." "türkiye'de bir ilk" tarzı cümleler havalarda uçuşuyordu?

mesela carlos arroyo bu takımdan giderse neden skandal olur sayın güntekin onay? onun gidecek olması camia adına utanılacak bir şey midir? başka kimler giderse skandal olur mesela? gittikleri takdirde insan içine çıkmayacağımız kaç isim sayabilirsiniz bize? hayır kendimizi hazırlayalım o açıdan. siz nasıl böyle bir bilinç altını genç taraftara enjekte edersiniz? hangi hakla? oyunculara tatil parası verilseydi sorun hâllolur muydu dersiniz? culûs mu dağıtıyoruz sayın onay?

sizin çizdiğiniz piyasa jargonuyla bezenmiş "yarışmacı", "rekabetçi" beşiktaş tarifi benim tahayyülümle örtüşmüyor sayın güntekin onay. ben doğup büyüdüğü ilçe itibariyle, hem aile hem okul çevresi itibariyle, oturduğu evin stada konumu itibariyle ve sizin kriter olarak ortaya koyduğunuz büyük oyuncuların transfer edilmesi itibariyle pek alâ fenerbahçe'yi tutabilirdim. hem de henüz takımlar arası geçişin son derece esnek oladuğu bir yaşta sayılabilirken. ama ben beşiktaş'ı tercih ettim. farklı olduğu için. farklılaşmayı amaçladığı için değil. başka olduğu için. başkalaşmaya çalıştığı için değil. şimdi siz bize diyorsunuz ki "ey beşiktaşlılar! ayakta durabilmeniz için, büyük kalabilmeniz için onlar gibi olun." çizdiğiniz portre benim beşiktaş'ı tercih etme nedenlerimle tamamen zıt olduğundan, ortaya koyduğunuz beşiktaş idealini ben fert olarak reddediyorum sayın onay. benim idealimdeki beşiktaş bünyesine uygun olan modeli hayata geçiren beşiktaştır. ümraniye nevzat demir tesisleri benzeri ve hatta ondan daha güzel bir kompleksi inşa edip özkaynak düzeninin hizmetine veren bir beşiktaş benim görmek istediğim beşiktaştır. orayı bir futbol akademisine çevirip, alanında yetkin eğitmenleri ciddi paralar vererek çalışmalarını sağalayan ve 5-10 yıl içinde kendi yıldız oyuncu jenerasyonunu kendisi yetiştiren bir beşiktaşır benim idealimdeki beşiktaş. kitleleri peşinden sürükleyen oyuncuları kendisi çıkarır. akıl dışı borçlanarak transfer etmez. bana göre bizim için en uygun büyüme modeli budur.

çok romantik. sizce de öyle değil mi? ha unutmadan beşiktaş'ın david ospina'yı alacağı söyleniyor. büyük beşiktaş olma yolunda önemli bir adım atmış oluruz böylece. mazallah ya mcgregor beşiktaş kalecisi olsaydı ne olacaktı? anadolu takımı beşiktaş olacaktı. "ne alâkası var?" demeyin. sizin çizdiğiniz yoldan bu profil çıkar. beğendiği pahalı oyuncağı aldıramayınca ebeveynlerine omuzlarını yukarı doğru kaldırıp ağlayarak tavır yapan çocukları andıran taraftar prototipi yaratırsınız.

son olarak "sadece ruhla bu işler yürüseydi herkes o yoldan giderdi." demişsiniz. ruhu önemser gibi gözüküp alaya aldığınızı hissettim. ben bir şey demeyeyim. gündüz tekin onay desin:

"çocuklar, topu kâlbinize yakın tutun."

fosildaşlarım, taşkınlığa sebebiyet vermeden sessizce dağılıyoruz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol