confessions

gidiyorum bu

3. nesil Moderatör - - Moderatör -

  1. toplam entry 38643
  2. takipçi 3
  3. puan 747580

ben tümer'e küfür edeceğim

gidiyorum bu
mustafa'nın, kır kahvesinde sandalyenin üstüne çıkıp ahaliye seçim konuşması yapan taşra politikacısı tavrını yadsıdığını tahmin ettiğim taraftarımızın karşı çıkışı. tabii orada bir meclis başkanı yahut başkan vekili olmadığından karşılıklı konuşmayı önlemek adına "mustafa bey genel kurula hitap edin lütfen" şeklinde bir uyarı mekanizması devreye girmemiştir.

her halûkârda iki tarafın da beşiktaş'ın zarar görmesini yüreğinin kaldırmayacağını beyan etmesiyle ideal kıvam oluşmuştur. ne mutlu onlara. keşke şu toplumu vücuda getiren her birey bu şekilde anlaşabilse.

bülend karpat

gidiyorum bu
yaşı müsait olanlar 1995 yılında rosenborg ile deplasmanda oynadığımız uefa şampiyonlar ligi ön eleme maçını televizyondan anlatırken alpay'ın[ybkz]swh[/ybkz] ismini "âlpay" olarak telaffuz etmesi ile de hatırlayacaktır.

thy euroleague 2013-2014 sezonu

gidiyorum bu
6.hafta karşılaşmalarında oyuncuların forma sırtlarında isimlerinin yazılı olmayacağı sezon.

--alıntı--

sosyal sorumluluk projelerine dikkat çekmek için euroleague'de bu hafta bütün oyuncular sırtlarında kendi isimleri yerine "One Team" yazan formalarla mücadele edecek.

basketbolun birleştirici gücünü kullanarak insanları yakınlaştırmayı ve bir bütün haline getirmeyi amaçlayan euroleague daha önce de defalarca bu program ile ilgili etkinlikler düzenlemişti. maçlara engelli sporcular davet edilecek ve her maçtan önce ev sahibi takımdan bir oyuncu elçi olarak sosyal sorumluluk projesi ile ilgili olarak seyircilere mesaj okuyacak.

--alıntı--

ömer aşık

gidiyorum bu
bu sabaha karşı[ybkz]swh[/ybkz] oynadıkları maçta houston rockets formasıyla son 7 dakika forma şansı bulmuştur. ancak fark zaten oldukça açılmıştı. rakibi söylemiyorum zira şu sıralar hassas bir dönemden geçmekteyim.[ybkz]swh[/ybkz]

the white shadow

gidiyorum bu
bir zamanların meşhur basketbol oyuncusu olan (vurgula: ken reeves)'in -yanlış anımsamıyorsam geçirdiği çok ağır bir sakatlık nedeniyle- kariyerini noktalayarak küçük bir kolej takımına koçluk yapmasıyla başlayan olaylar örgüsüne sahip olan dizi. point guard (vurgula: morris thorpe), shooting guard (vurgula: mario salami) (aslında bir nevi rocky balboa) ve disiplinsiz uçarı center (vurgula: warren coolidge) esas oğlanlarımız olmuşlardı.


"türkiye'de bir nesile basketbol sevgisini aşıladı abi yeaaaa" saptamasının 383735374038936359 kez dile getirilmesi üzerine tanrı, bir sonraki kuşağı tarık akan, yunus günce, ozan güven ve engin altan düzyatan ile lanetledi.

(bkz: koçum benim)

fame

gidiyorum bu
okyanus ötesindeki bir nefise mektebinde dansçı, şarkıcı, oyuncu olmak isteyen türlü sosyo-ekonomik sınıflara dahil gençlerin verdikleri mücadelenin 1980'li yıllarda trt-2 ekranından yurdum izleycisiyle buluşmuş hâli. takipçilerinin hemen hepsinin o zamandan bugüne taşıyabildikleri tek isim dansçı leroy.

acun ılıcalı'nın da zannımca ortaokul yıllarına falan denk gelir. mutlaka izlemiştir.

miami vice

gidiyorum bu
bisiklet yaka siyah body ve kolları dirseğe kadar kıvrılmış yazlık keten ceket giyinip, üstü açık spor araba ile suçlu kovalayan dedektifler görebileceğiniz yazlık polisiye. (idi)

--spoiler--

buraaaaaası miamiiiii alayınaaaa giderrrrrrrrr

--spoiler--


starring

don johnson

sesleri alan

erkan esenboğa

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol