confessions

genckartal301

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3948
  2. takipçi 0
  3. puan 64695

gaflet

genckartal301
gençliğe hitabe'de geçen bir kelime. hep oradan aklımda kalır.

"...gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde bulunabilirler!"

gaflette şu an hükümete arka çıkan saf temiz gariban anadolu insanıdır gözümde. ileride doğruyu göreceklerdir. manipüle ediliyorlar şu an.
dalalette olan sırf şahsi menfaatleri için devleti satan, kendi çıkarlarının yanında akp ve/veya cemaatlerin çıkarlarını devlet çıkarlarının önünde tutan kesim. bunlara ayşe nur bahçekapılı'yı örnek verebilirim. kendisi chp vekiliyken şahsi menfaat için akp'li olmuştur.
hıyanette olanlar ise pkk uzantısı hdp'lilerle birlikte iktidarda olan parti vekillerinin bir kısmıdır. bunlar zaten oldum olası devlet düşmanıdır, hümanist fikirler arkasında sığınıp türk milletinin kötülüğünü isterler.

peki tüm bunlara karşı biz nasıl tavır içerisinde olmalıyız? güzel atam bunu da söylemiş;

"Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"


geri gelen mektup

genckartal301
keşke milliyetçi bir edebiyatçı değil de farklı görüşten birisi yazsaydı da toplumumuzda daha çok bilinse ve hak ettiği değeri görseydi dediğim şiir. çoğu komünist arkadaşım atsız'ın bu şiiri yazmasına şaşırıp kalıyor.

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...

yolların sonu

genckartal301
hüseyin nihal atsız'ın bir şiiri.
günümüzde miliyetçi çevrelerde marş olarak da söyleniyor.

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize

Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırsı kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.

topal asker

genckartal301
hüseyin nihal atsız'ın bir şiiri.

istiklal savaşı devrinde istanbul'da pera'da yabancı subaylarla kırıştıran o dönemin kadınlarına bir isyandır bu şiir. üzücü olan bu kadınların daha sonrasında toplumun gözde kadınları haline gelip sırtında mermi taşıyan kadınların ise köylerinde unutulup gitmesi...

Ey saçları “alagorsan” kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!

Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?

Sen Şişli’de dans ederken her gece gündüz,
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz

Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dans ederken bizler savaştık .

Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!

Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;

Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla

Benim bütün elbisemden... Hatta kendimden...
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben

Neyim? Bir hiç... İşe güce yaramaz topal...
Sen sağlamsın, senin hakkın, dünyadan zevk al:

Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!

Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken... Biz de tipi, fırtına, yağmur,

Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık.

Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...

Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:

Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan

Anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
Dağlar kadar yük altında... gel, cevap ver, sen

Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda...

Ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harp ederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.

Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,

Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..

Gerçi salonlarda senin “yıldız”dı adın,
Hakikatte fahişesin ey alçak kadın!

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.

Omuzun da neden seni fuzuli çeksin?
.........................................
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..

mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın

genckartal301
bir hüseyin nihal atsız şiiri. atsız'ın tam karakterine uygun bir şiir belki de. sert, kesin ve istediğini koparıp almak için canla başla çalışan bir hava şiirde.

sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...

Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...

Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

emmanuel petit

genckartal301
fransız futbolcu. sarı uzun saçlarıyla tanınırdı. uzun saçı sevmesem de eğer bir futbolcu uzun saç uzatmalıysa bu petit gibi olmalıydı.

fransa 98 finalinde brezilya'ya son golü çakmıştır.

90'ların neslinin asla unutmayacağı futbolculardandır.

fenerbahçe spor kulübü

genckartal301
spoiler--

öncelikle belirtelim ki burada yer alan açıklamaları (vurgula: sınırlamaya)n yegane şey, ait olduğunuz (vurgula: camianın saygı duyulamayacak kadar aşağılık) olmasıdır.

(vurgula: şerefsizliğinizden doğan “hakem ve medya) yönlendirmelerinizi” dikkatle takip ediyor ve (vurgula: cezanızı çekeceğiniz günü sabırla bekliyoruz ).

(vurgula: her maçta şike yapmanın),

“köy takımı” olarak nitelenen takımların(vurgula: bile katıldığı avrupa’dan şike nedeniyle) elenmenin,

ya da size ait tek bir tuğlası dahi olmayan stadın (vurgula: ismini siyasilere vererek sahiplenmenin küçük düşürücülüğünü ve arsızlığını) görüyor, ve size hak veriyoruz.

ancak (vurgula: yaptığınız köpeklik) her ne olursa olsun konu (vurgula: beşiktaş ve beşiktaş'ın değerleri) olduğu zaman “(vurgula: tasmana) hakim ol” uyarımızı ciddiye almamanızı kabul edemiyoruz...

(vurgula: beşiktaş teknik direktörüne) “ahlaksızlık” ithamında bulunabilecek kadar ahlak konusunda özgüvene sahip olmanız takdire şayan olsa da, konu ahlak olduğu zaman, konuşacak en doğru kişinin (vurgula: başkanınız aziz yıldıvım) olacağını düşünmek konusundaki ısrarınızdan vazgeçmenizi bekliyoruz.

biliyoruz ki siz;

kendinizi,

camianızı

ya da (vurgula: kendi köpekliğinizi)’yi bilemeyebilirsiniz.

ama bilmeniz gereken (vurgula: tasmanızın boyu kadar havlayabileceğinizdir.)

yine de,

siz bilirsiniz...


spoiler--

29 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol