gagam koptu sira pencelerimde

ütopyaların en yücesi, en muhteşemi, en görkemlisidir.

tam bir almandır. futbolculuğunu tartışma cesaretini göstermiyorum bile. tam da hitler'in istediği özelliklerdedir aslında. sapsarı saçlarıyla alman ırkının en tipik temsilcilerindendir. yanındaki hatunla birlikte hitler'e hizmet edebilirler.[ybkz]swh[/ybkz]

türkiye'nin dinlemekten bıktığı, rıdvan dilmen'in söylemekten bıkmadığı sözdür. doğru mudur? kesinlikle[ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: daniel guiza)

(bkz: abaza istanbul)

(bkz: rugby)

(bkz: iti ite kırdırmak) [ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: bi siktir git çay koy gel) [ybkz]swh[/ybkz]

cemo'daki haykırışıyla gönlümde taht kuran müthiş ses sahibi kişidir. son seçimlerde chp'den aday adayı olarak gözümde birazcık[ybkz]swh[/ybkz] değer kaybetmiş olsa da hala sevilir tarafımdan.

coldplay'in 24 ekim 2011'de çıkan son albümüdür. chris martin abimiz bu albüm için son albüm olabilir demiştir. ama biz inanmıyoruz ve devamını bekliyoruz. bir de türkiye'ye gelseniz ne iyi olur lan. taşaklarınızdan makas alırım olm sizin.

şarkı listesi şu şekildedir:

1. Mylo Xyloto
2. Hurts Like Heaven
3. Paradise
4. Charlie Brown
5. Us Against the World
6. M.M.I.X.
7. Every Teardrop Is a Waterfall
8. Major Minus
9. U.F.O.
10. Princess of China (featuring Rihanna)
11. Up in Flames
12. A Hopeful Transmission
13. Don't Let It Break Your Heart
14. Up with the Birds

coldplay'in önceki albümleriyle kesinlikle karşılaştırılamayacak olan albümdür ayrıca. zaten grup elemanları da bunu her fırsatta belirtiyor ve "bu albümü diğer albümlerle karşılaştırmayın. bu tamamen farklı bir albüm." diyor.

2-3-4-7-8 numaralı şarkılar albümün ana hatlarını çizmiş, 5-9-10-11-13-14 numaralı şarkılar tamamlayıcı olmuş, 1-6-12 numaralılarsa böyle geçiş müziği tadında olmuş.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: sen kaç beni tanıdılar)

dinamo kiev'in yaklaşık 20 saniye içinde kalemize 7-8 tane şut göndermesiyle oluşan karamboldür.

kişiyi psikolojik sorunlara sürükleyebilecek eylemdir.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

yanlış düşüncedir.

atatürk'ün diktatör olduğuna inandıysanız, böyle düşünüyosanız bile yanlıştır. çünkü eğer siz atatürk'ün gerçekten bir diktatör olduğunu düşünüyorsanız önce biraz durun bakalım.

adnan menderes, necmettin erbakan, turgut özal, fethullah gülen, recep tayyip erdoğan, abdullah gül, bülent arınç gibi isimler bu ülkede doğrudan veya dolaylı olarak siyasetin içinde mi?

peki atatürk'e diktatör diyen zihniyetin bunu savunurken dayandıkları ana noktalar dumhuriyetin ilk yıllarında aşırı dincilerin asılması vs.

peki kardeşim yukarıdaki isimler bu ülkede siyasetin içine girebildiyse; bu adamlar bu ülkede başbakan, cumhurbaşkanı, bakan olabildiyse; aktif olarak siyasetin içinde olmasalar bile dışardan bir şekilde müdahil olabildiyse; atatürk nasıl (b: başarılı bir diktatör) olabiliyor? aşırı dincileri asan adam bu adamların babalarını, dedelerini gözden mi kaçırmış?

hiç kimse 'atatürk tartışılmayacak. atatürk'e sürekli övgüler yağdırılacak. atatürk'ü kimse eleştirmeyecek.' demiyor. ama eleştiri yapılıyorsa adam gibi yapılması lazım. öyle geçmişinde bir sikim olmayan, kendini gazeteci zanneden, ona buna yavşayarak bir yerlere gelmiş insancıklar eleştiri neymiş zaten bilemezler. onlar ancak birilerini yağlamayı birilerine yavşamayı bilirler. dün bedava dağıtılan gazetelerin köşelerinde yazanlar bugün ülkenin en büyük gazeteleri el değiştirdiğin buralara girebiliyorlarsa oturup bir düşünmek lazım.

gazeteci dediğimiz kişiler aydın, entellektüel, duyarlı kimseler olurlar. ülkenin genel ortalamasına göre daha kültürlü, bilgi birikimi yüksek, laf konuşmayı bilen, dünyada neler olup bittiğine dair söyleyecek iki çift lafı olan kimselerdir gazeteciler. hemen şu anda herhangi bir kanaldaki herhangi bir tartışma programını açın bakın. kaç tane gazeteci var programda ve kaçı bu tanıma uygun. günümüz gazetecileri ideolojiler üzerinden bir tartışma yapmıyor, yap-a-mıyor. herkes birini savunma derdinde. televizyonlarda net bir şekilde görünüyor zaten. başbakan hakkındaki en ufak eleştiride karşı tarafın üzerine atlayan gazeteci(!)ler var ülkemizde. bu kadar kişilerle sınırlı, fikirler üzerinden konuşamayan, bilgi birikimi yerlerde sürünen, eleştirmeyi hakaret etmekten ibaret gören, entellektüelliği orhan pamuk, elif şafak okumak olarak algılayan bir güruh daha önce hiçbir filmde(!) -evet evet filmde bile- görmemiştim ben.

21 ekim'de çıkan oyundur. ancak internete ancak bu gece düşmüştür. miles jacobson denilen pezevenke ait olduğu iddia edilen şu sözlerin (b: "hi. miles here. this year our efforts against piracy are crack-proof. so, the only option for you guys is buying the game. i'm sure skidrow can't crack this game. i'd pay a million pounds to see that!") ardından iyice umutsuzluğa kapılan fm severlerin imdadına yine skidrow yetişmiştir. ve oyunu crackleyerek yüzümüzü güldürmüştür.

oyunu internetten indirmek için bekleyenler varsa linki de buradadır.http://tinyurl.com/64qwmfm

(b: fm için çekilen çile kutsaldır.)
(b: mevzu bahis fm ise gerisi teferruattır.)

en sevilen biradır. iki numarada da bomonti vardır.

rolling in the deep adlı şarkısı dehşet vericidir. sesi zaten muhteşem. yalnız isim olmamış be ablacım. (bkz: feriştah yenge)[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

mantıklı bir istektir. çünkü başbakanımızın adı recep tayyip erdoğan'dır. recep de, tayyip de, erdoğan da isim olarak konulabileceğine göre her aile 3 çocuk yapmalıdır ki sırasıyla recep-tayyip-erdoğan isimlerini çocuklarına koyabilsinler.

bir adet açılıp kapanabilen (b: ağız)
bu ağızın içinde bir adet (b: dil)
bu dili harekete geçirecek bir adet (b: beyin) [ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: özenti gençlik)[ybkz]swh[/ybkz]