forzaquila

hoş gelmiş

http://tinyurl.com/3v2oqun

efsanevi liverpool menajeri bill shankly'nin de buna benzer bir sözü vardır.

“some people think football is a matter of life and death. I assure you, it's much more serious than that.”

(bazıları futbolun bir hayat memat meselesi olduğunu düşünür.sizi temin ederim ki futbol bundan çok daha ciddi bir şeydir.)[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]

ayrıca simon kuper'e bugünkü ününü kazandıran eserdir,bir futbol başyapıtıdır.

looking for eric belirtilmiş,ben de '' green street hooligans '' diyeceğim.enfes bir filmdir.

2005 yapımı bu film; haksızca harvard'dan kovulan amerikan bir öğrencinin ingiltere'de west ham united taraftarları arasında yaşadıklarını,holiganizme içeriden bir bakışla anlatıyor.amerikan genci elijah wood,west ham taraftarı, reyiz kılıklı tiplemeyi ise charlie hunnam canlandırıyor.charlie hunnam mükemmel oynuyor,o ellerini sallaya sallaya geniş adımlarla yürüyüşü hele,tam bir fenomen.

filmde ünlü west ham-milwall düşmanlığıyla ilgili acı sahneler de var.
mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.

saçma sapan yazıları ve şarkıları olan,''ulan bu ülkede kimleri nerelere getiriyorlar' dedirten,sövdüren medya balonlarından biri daha.
ablam spotların altında şıpır şıpır terlemiş,yok muymuş bir kasa daha,hem kasiyer neden yüzüne bakmıyormuş ki?

bu ülkede restoranlarda 13 saat maraba gibi çalıştırılan,sürekli tepsiler taşıyan ardından tuvalet temizlettirilen,öğle yemeklerinde lapa misali yemeklere reva görülen,sosyal hayatı kalmayan insanlar var,komidir diyerek geçtiğimiz,1-2 lira bahşiş bıraktığımız,''nerede kaldı bu amuğakodumun garsonu'' diye nefret kusulan biraz geç kaldıklarında.

babası sayesinde rahat bir çocukluk geçiren,yine sırf bu yüzden medya dünyasına giriş yapan balon bir kimsenin anlamayacağı şeylerden biridir o kasiyerin aklından geçenler.o kasiyer 'ibneliğine' tavır yapmıyor,'dur şu ünlüye haddini bildireyim' diye yanıp tutuşmuyor,kendinizi bu kadar abartmayın.

bu ülkede magazin ekleri var gazetelerin,köşelerinde mekanları yazan sözde yazarların bulunduğu.adam
''etiler'deki bilmemne çok hesaplı,bir ravioli,bir kadeh kırmızı şarap ve tiramisuya 65 lira ödedik,tavsiye ederim.'' gibi cümleler kurabiliyor.ulan bu gazeteyi okuyan adam o dediğin 'elegan' mekanlara nasıl gider? ya da oralara giden ensesi kalın kodamanlar senin kıytırık yazılarını okurlar mı? amacınız ne?

ben burada zenginlik düşmanlığı yapmıyorum,bu ülkede doğru dürüst yemek yiyemeyen,ayağına giyecek ayakkabı bulamayan insanlar varken sen bir köşe yazarıysan böyle tiynetsiz bir üslupla bu kadar başka bir alemden yayın yapmamalısın.bunu diyorum ya,sen ne anlarsın.yakında internette hakkında yazılanlara cevaben 'ünlü düşmanı demagoglar' tadında bir de yazı kaleme alırsın.ne diyeyim ki?

en büyük örneği chelsea maçı olan durum.

isminin anagramı 'vagina dildo' olan fransız oyuncu[ybkz]swh[/ybkz]
çok yetenekli bir oyuncuydu,çok.

devşirme yıldız bo mc calebb ve ilievski dışında vasat bir takım.bo reyiz tek başına taşıyor takımı,takım her maç 60-70 arasında skor üretiyor,bo 25-30 atıyor.onun dışında skor üretemiyorlar.
yunanistan'ı 58-72 yendiklerinde çok sevindim.makedonya'ya aklınca ambargo uygulayan,ülkenin isminin bile makedonya olarak değil ''former yugoslavian republic of macedonia'' gibi saçma sapan bir isimle yer almasını sağlayan yunanistan'a (ki türkiye bu fyrom saçmalığını kabul etmiyor,direkt makedonya diyor) verdikleri o ayar harikaydı.
benim de sempati duyduğum takım ama gürcistanla oynadıkları maçı izledikten sonra ümidimi yitirdim.gürcistan'ın son 15 saniyede faul yapmadan savunmaya karar verişi ve ardından bo mc calebb'in içeriye girip bulduğu sayıyla maçı kazanabildiler,bo'suz bu takım hiçbir şey.

tamam umursamaz tavırları var,isabetsiz pasları var,ama manuel fernandes bu ülkede mevkisinin en iyilerindendir.ki bana göre fabian ernst,felipe melo diğer iki oyuncudur.
bu adam tekniktir,savunma da yapabilir.kaç kere şahit oldum rakibin önünden topu tereyağından kıl çeker gibi aldığına,ha çalım işini abartıyor olabilir bazen,ama genelde başarılı da oluyor.biraz koştuğu zaman,özverili oynadığı zaman,ernst ile birlikte orta sahanın yükünü çekebilecek kapasitededir.bakın; fabian ernst de fernandes de oyunu iki yönlü oynayabilen oyunculardır,beğenerek takip ediyorum,edeceğim.çaba harcadığı zaman rakibi çökerten bir oyuncu.

5 yıl önceki aurelio deseniz tamam,o zaman bir nebze karşılaştırabiliriz bu iki oyuncuyu,ama şuan mehmet aurelio beşiktaş'ın sahip olduğu ön liberolar içinde en sonda gelenidir. (ernst-fernandes-necip daha ön plandadır)

haberlere göre uefa'nın ''eğer siyasi bir pankart veya tezahürat olursa ağır ceza alırsınız'' uyarısı var.iyi hoş,zaten futbol böyle şeylere alet edilmemeli,futbolcular nefret unsuru haline gelmemeli,ama bu ülkenin bayrağı bu ülkeyi avrupada temsil eden takımın maçında açılmayacak da nerede açılacak?ayrıca ben eminim israil'deki maçta tribünlerde gönderme içeren pankartlar,bayraklar dalgalanacak,türkiye aşağılanmaya çalışılacak,uefa bakalım ne yapacak,bekleyip görelim.

müthiş bir gol. dinamo kiev'e karşı ulusça makus talihimizi bir maçlığına değiştiren gol. benzer anlama sahip bir diğerini quaresma'dan, almeida'dan, ekrem'den, kim olursa olsun, beşiktaş'tan bekliyoruz.

efsanedir.manchester united 'king eric' sayesinde premier lig'e hükmetmiştir yıllarca.
özet olarak kendisini 'oh ah cantona' adlı şarkıyla hatırlayacağım.

ironi illüzyonistidir zannımca

futbolculuğuna laf etmeyeceğim,kalburüstü bir oyuncu,yetenekli lakin öyle şeyler yapıyor ki sahada..yahu bir oyuncu kendisine faul yapılınca faul yapana tekme atar mı,küfür eder mi? kasti faul değilse yapmaz,ama emre her faulde bunu yapıyor,bu adamın içine sahadayken bir şey giriyor,2 yıl önce akmerkez'de gördüm,öyle kısacık boylu çocuk suratlı bir adam,arkadaşlarıyla geziyordu,karşı karşıya geldik,neden bilmiyorum refleks olarak elimi kaldırdım ve selam verdim,içten bir şekilde gülümseyerek başıyla selam verdi.o adamın sahada bu ruh haline bürünmesini anlayamıyorum ama hiç hoş değil.

şüphesiz ki O (goller) atan ve attırandır.O -sizlere- ibret olsun diye gönderilmiştir.

Messih suresi,4. ayet

''biraz çirkin olsaydım pele'nin adı anılmazdı'' diyerek güldüren,

''benim gibi ölmeyin'' diyerek hüzünlendiren,

yakışıklı,yetenekli,zeki,hızlı ama düzensiz bir yıldız.
hızla yörüngeye giren ve ardından kayan bir yıldız.

yarın itibariyle 2011/12 sezonu başlayacak organizasyondur.yarının en öne çıkan karşılaşması barcelona-milan,plasesi ise dortmund-arsenal maçlarıdır.özlemiştik be,melodisine yandığımın turnuvası.

kült bir umut sarıkaya karikatürüdür[ybkz]swh[/ybkz]

olay şu ki fenerbahçe rezil bir oyun oynuyor,orduspor ise sırf fatih tekke yüzünden 2-0 öne geçme fırsatını kaçırdı.culio takımın en iyisi ama şimdi fenerbahçe skoru da yakaladıktan sonra kolay kolay geniş alan vermez,şanslı bir şekilde gol buldular,orduspor henüz takım olamamış,fenerbahçe'nin karşısında bir ibb olsa işler çok farklı olurdu,net konuşuyorum.

acun ılıcalı'nın survivor'u sayesinde bu topraklarda fenomen olmuş don omar şarkısı.yıllar evvelki dale adlı şarkısını da sayarsak sanırım bu adam türk insanını damardan yakalamanın formülünü bulmuş[ybkz]swh[/ybkz]