forzaquila

çok yetenekli bir adamdır bu, futboldan bahsetmiyorum bak;

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/02/26/kara-kalemci-berbatov/
bu da godfather;http://sphotos-b.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/549824_10151334565343526_857591249_n.jpg

ha bu arada kendisi godfather hayranıdır, 'ingilizceyi godfather filmlerinden öğrendim' diyen berba, çok güzel don corleone taklidi yapar;

http://www.dailymotion.com/video/xigoy9_dimitar-berbatov-godfather_sport#.USzx3aUXFek

tarihinde ilk kez lig kupası finaline yükselen 4. küme takımı Bradford'a ruhani destek vereceǧini açıklamıştır, ancak bradford'un peri masalı swansea karşısında 5-0'la sona ermiştir.

bu mu lan ruhani destek? sen de tırt çıktın dalai lama.

çıldırtan maç. olduramadığımız, tutturamadığımız, değdiremediğimiz maç, ancak sakinleşebildim bak...

maç öncesinde oyuncularımızın isimleri anons edilirken salonda bangır bangır metallica'dan 'sad but true' çalması çok hoştu. ilk yarıda tutuk oyunumuz hakemlerin inanılmaz icraatlarıyla birleşince kötü bir şekilde geride tamamladık devreyi. bu arada ricky minard'ı değerlendiremeyiz tabi ki bu maçta aldığı az süreyle ama ne bileyim, umutlanamıyorum o konuda be.

ikinci yarıda muhteşem bir beşiktaş vardı, 26-13'lük bir seriyle maça ortak olduk, öne de geçtik, ama bu sefer de hücumda tıkanmamız ve hakemlerin götlerinden uydurduğu sportmenlik dışı faul neticesinde oyundan koparıldık. derken yine tutunduk, damir ve cevher'in üçlükleri sağ olsun. en üzücü olaysa daniel ewing'in sakatlanmasıydı. tam iyi katkı verirken sakatlanması çok kötü oldu, umarım iyileşir.

hakemler konusuna mümkün mertebe girmek istemiyorum, basketboldan çok daha fazla anlayan değerli yazarlara bırakmak istiyorum o konuyu ama birçok kişinin, bazı galatasaraylıların dahi katlanamadığı bir hakemlik performansı vardı sahada. bir ara o kadar çıldırmışız ki, yanımdaki adam 4-5 sıra öne koşarak sahaya girme aşamasına geldi, o sıralarda galatasaraylı bir arkadaşımdan 'olm sakin olun sahaya atlayacaksınız lan' şeklinde bir mesaj geldi. ha bir de hakeme yönelik 'lan götvereeen' şeklinde bir feryat yayına yansımış, umarım maçın sonlarına doğru hakemlere ettiğim veryansın da yansımıştır .

can akın artık bu takımda yer bulmamalı. popülizm falan yapmıyorum ama, geçen sezon akatlar'da mucizevi şekilde kazandığımız fenerbahçe maçını uzatmaya götüren üçlüğün sahibi kartal özmızrak, can akın'ın yerine takıma monte edilseydi, lig maçlarında şans bulsaydı bu maçta çok daha fazla yararlı olurdu.
tutku açık da maalesef henüz formdan uzak, olduramadık işte, değdiremedik..tutturamadık.

bu arada maç sonunda ömer onan'ın röportajı için dakikalarca uğraşan lig tv, ve mağrur görüntüsüyle ömer onan sinirimi bozdu, kendi adıma konuşayım; 'hakkınızla mı kazandınız ulan şerefsizler? tezgahını siktiklerim hak ettiniz mi lan bu maçı şerefsizleeğr' ve benzeri şeyler haykırdım, hatta memnuniyetsizliğimi sahaya yansıtmış olabilirim[ybkz]swh[/ybkz], sonrasında galeyana gelmiş taraftar o röportajı yaptırmadı zaten.

hayır, bunlar hoş şeyler değil elbet ama, bir takım kendi sahasında bu kadar kolay bu kadar göz göre göre doğranır mı lan?
ülke futbolunda zaten bir tezgah, reyting odaklı planlar dönüyor ama basketbolda da bunları görmek can sıkıyor. 'beşiktaş bu sene zaten yorraklara gelmiş, kazansa nolacak lan?' deyip açık açık bir camiayı çileden çıkarmak nedir? bıktım bu ülkenin düzeninden, katakullisinin eksik olmayışından.

'dream team'leriyle, devamlı yükselen marka değerleriyle, yıldızlarıyla falan uğraşması gereken taraftardır. hala orada burada sürekli beşiktaş'la uğraştıkları görülmekte ve bunlar bizim gibi küçük takım taraftarlarını şaşırtmaktadır. en büyük sizsiniz lan hadi yol alın artık tamam.

son olarak beşiktaş inönü stadyumu projesi hakkında çeşitli mecralarda ipe sapa gelmez saçmalıklar paylaşarak güldürmüşlerdir. e adamlara hak vermek lazım, betonarmede patates tarlası izliyorlar, stadın arkası sanayi mahallesi zaten, manzara olarak kaportacı, jant kapağı satan dükkanlar falan mevcut. her fırsatta hor görmeye çalıştıkları beşiktaş taraftarı dünyanın en harika konumlarından birinde, sade ama nefes kesen bir stada sahip olacak ya, bunları aldı bir hazımsızlık.

asıl hazmedemedikleri semtsiz yurtsuz bu arkadaşların, beşiktaş'ın semtinden çıkmadan, ruhunu satmadan ilelebet köklerine tutunarak güzel günler görecek olması. beşiktaş, inönü stadı'nın arazisini devlete verip zeytinburnu'na falan taşınacak olsaydı etekleri zil çalacaktı, ama olduramadınız değdiremediniz galatasaraylılar. [ybkz]swh[/ybkz]

kendisine facebook'dan 3 aralık 2012'de yolladığım mesaja geç de olsa çok güzel bir cevap veren norveçli hentbol kalecisi. beni duygulandırmıştır.

'hey there, sorry but i didnt see this message before today. thank you very much for the kind words, i will remember the game in istanbul with a lot of joy even tough we did not proceed to the group stage. you fans were incredible and we(team in haslum) still talk about how you guys created a hostile but good atmosphere. wish you and besiktas all the luck in the remaining group matches, may you win!
- henrik

türkçesi;

'selam, geç cevap verdiğim için özür dilerim ama mesajı yeni gördüm. kibar sözlerin için çok teşekkür ederim, her ne kadar grup aşamasına kalamasak da istanbul'daki maçı çok güzel bir şekilde hatırlayacağım. taraftarlar olarak harikaydınız ve biz (haslum takımı olarak) hala sizin yarattığınız düşmancıl fakat iyi atmosfer hakkında konuşuyoruz. gelecek grup maçlarında size ve beşiktaş'a bol şans diliyorum. umarım kazanırsınız !
-henrik

önemli olan boyu değil işlevi iddiasının karşıtı cephenin mottosu.

imza: kafasına silah dayanmış bir şekilde boş bkz doldurmaya çalışan yazar.[ybkz]swh[/ybkz]

football manager 2011'in fiyat-performans yüzdesi en tatminkar oyuncularından, orta sahada da oynayabilen isim.

kendisi ayrıca 2 ekim 2011 tarihli ankaragücü-galatasaray maçında kendi kalesine yaptığı vuruşla galatasaray tarihinin üç bininci lig golünü kaydetmiş oldu ve dev bir trole imza attı.

ya ben lan neyse bir şey demiyorum
http://www.eiddaa.com/25707-emre-belozoglu-hepinizin-a-a-s.html

kulüp ceosu hans-joachim watzke'nin finansal durumu konusunda açıklamalar yaptığı kulüp.

'dortmund ceosu watzke, kulübün bu sene için rekor finansal değerler açıklamasını bekliyor. dortmund kulübü pazartesi günü ilk 6 aylık finansal sonuçlarını açıklayacak ve bu sezon ligdeki başarısızlığa rağmen watzke kulübün saha dışı faktörlerin de etkisiyle rekora gitmesini bekliyor.

*şimdi buraya dikkat*
'bu yılı 250 milyon euro ciroyla kapatmamızı umuyorum, bundesliga'da bayern'den başka bu tarz değerlere ulaşabilen bir kulüp olmadı ve ben 2005'de bu kulübe geldiğimde yıllık ciro sadece 87 milyon euro idi.'

'fakat watzke tüm bunlara rağmen teknik direktör jürgen klopp'ün başarılı bir dortmund inşa etmek için belirli sınırlar dahilinde bir bütçeye göre hareket etmek zorunda olduğunu belirtti.'

watzke ayrıca şunları ekledi;

'hedefimiz borcumuzun olmaması. maksimum sportif başarı için uğraşıyoruz ancak elde ettiğimizden fazla para harcamıyoruz.'

şimdiii, gelelim bu dersten öğrendiklerimize; dortmund kulübü yıllık gelirini 8 yıl içinde yaklaşık 170 milyon euro arttırmış. sportif açıdan zirveye çıkmış, tüm dünyaya örnek olmuş.
fikret orman başkanlığındaki beşiktaş yönetiminin watzke'yle görüşmesi, planlar yapması, tavsiyeler alması şart. öncelikle yeni stadın bitmesi, ardından beşiktaş'ın yeni bir çağ açması zaruri.

69. dakikada oyuna girip 71'de skoru değiştiren ezequiel schelotto'nun golüyle 1-1 sona eren maç.

schelotto, cesena,atalanta,catania derken 2013'de kapağı attığı inter'de ilk derbi golünü atmayı başardı.

bu arada maç öncesinde milan tribünü curva sud ve inter tribünü curva nord'un karşılıklı gövde gösterisine sahne olmuştur;http://sphotos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/16427_539000522806730_1745613007_n.jpg

inter tarafında; 'kalbimi titretiyorsun, nefesimi kesiyorsun' yazarken milan tarafında; 'ateş gibi kırmızı, korkularınız gibi siyah' ibaresi yer almış. milan slogan konusunda üstünlük kurmuş bence. bunlar çok güzel görüntüler lan, cidden.

goller: el shaarawy'nin ayak dışı müthiş bitirişi;http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=GYuMAehaC-Y

schelotto'nun cevabı;http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=OC9xcTNES-A

maddi açıdan oldukça mantıklı planları olan yönetimdir. demirören'den hesap soracak olması da oldukça önemlidir, sportif ve kurumsal başarı için kulüp bünyesindeki zararlı ve işe yaramayan kişiler uzaklaştırılıp uzmanlar bir araya getirilmesi şart gibi gözüküyor.

eğer stadyum projesinin altından başarıyla kalkabilirse, güneşli günler görecek olan yönetimdir. az sabır...

derbiyle ilgili 'şehrin nabzını tutan' bir yazı;

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/02/24/bize-dusman-oldugumuzu-soylediler/



--spoiler--
“doğduğumuzdan beri bize onların düşman olduğunu söylediler” diyor zeynep. imge için de durum bundan farklı değil. “biz doğmadan önce birbirlerine düşman olmuşlar. o yüzden sebebini bilmiyoruz.” konuştuklarımızı dinleyen bir başka taraftar onların sözünü “bu devletçilerle sosyalistlerin mücadelesidir” diyerek kesiyor.
--spoiler--

riazor'da mavilerin ilk yarı muhteşem oynadığı, fakat ikinci golü bir türlü atamadıktan sonra ikinci yarıda real'in çevirdiği maç. kesin devre arasında sahaya atılan sarımsaklar bozdu takımı. ondan sonra deportivo niye küme düşüyor? bundan düşüyor işte, yoksa adamlar şiir gibi oynuyor.

kişinin sarhoşluk anında telefonunu banmaya çalıştığı meze.

çok naif adamlar. ama böyle devam ederseniz sözlük olarak tapusunu alırız o mekanın, bu kadar uyumlu olmayın.[ybkz]swh[/ybkz]

bu arada 23 şubat 2013 gecesi mekanın konsepti gereği arka fondan çalan hafif dıptıslı müziği kısamayacaklarını belirtmelerine rağmen 24 şubat 2013'ün ilerleyen saatlerinde mekanın tek müşterileri olmamızdan mıdır, kendilerine çok çektirdiğimizden midir bilmem, türk sanat müziği yayınına başlamışlardır. insan gerçekten hayret ediyor

edit: ayrıca ismine takığım nicedir. ingilizce ve ispanyolca iki kelimeden oluşan ve 'mavi-beyaz' anlamına gelen hibrid bir isim oluşturmuşlar. bir ara işletmecisiyle oturup hikayesini dinlemeyi düşünüyorum.

sivas deplasmanından 3 puanla dönmemizi sağladığı için benden karadeniz mutfağına ait lezzetlerle bezeli bir lokanta davetiyesi kazanan laz görünümlü almanımız.

kendisi gol attığı zaman almanlıktan aldığım tadı başka hiçbir şeyden almadığımı bir kez daha fark ediyorum.

kalecilerde adaptasyon sürecinin diğer mevkilere göre daha uzun süreli olabileceğinin kanıtıdır. ayrıca eneramo'nun 4 kişiyi paket edip şut attığı pozisyon var ki, hala savunmada suç bulmayıp bu adama yüklenenlere cevap niteliğinde.

elleri dert görmesin, umarım her şey daha güzel olacak.
http://www.youtube.com/watch?v=9AN04imFDK8

futbolda 2013 afrika uluslar kupası'nda finale kadar yükselmeyi başaran ülke.
özellikle alain traore, aristide bance ve jonathan pitroipa oldukça parladı, fakat finalde nijerya'ya yenildiler.

abdi ipekçi'de oynanacak olmasına sevindiğim maç.
dersim 4'te bitiyor ve samul eto'o misali 'basıp gitmeyi' düşünüyorum.

bu haftanın penguen'inde serkan yılmaz'ın bir karikatürüne konu olmuştur;

darağacındaki mahkum ağzına elektronik sigara varken içinden konuşur;

'son isteğimi sordular elektronik sigara dedim, şarjı 2 gün gidiyormuş, 2 gün daha yaşarım artık.'