confessions

forzaquila

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 5232
  2. takipçi 0
  3. puan 74035

tatlı hayat

forzaquila
müthiş bir diziydi bu.oyuncular,diyaloglar,haluk bilginer,neco,psikopat komşu irfan...geçen seneye kadar kanalturk'te ve öncesinde flash'da tekrarlarını izliyordum,hala veriliyor mu bilemem.

amigo patrick

forzaquila
kendisinin boğaziçi üniversitesi ünifeb'e üye olduğunu duydum,bir exchange olarak geldiği türkiye'de resmen green street hooligans macerası yaşıyor adam,vay amunkoyim.exchange gittiğimde ben de öyle olacağım sözlük,polonya'ya mı gittik[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] hangi şehirdeysek,onun takımı hangisiyse artık,lechia gdansk taraftarlarını coşturan türk amigo olacağım mesela.çok zevkli lan

not: hep hollanda-almanya-belçika falan var bizim bölümde ağırlıklı olarak,maç öncesi daya birayı,maç sonrası daya birayı yerleri hep.ama eski göz ağrım uppsala üniversitesine gidersem maç işi yatar,isveçte maç mı izlenir lan? ben başka şeyler bulurum eğlenmek için.

artland dragon

forzaquila
bu takımı iddaa münasebetiyle tanıyorum.ablemlerinde yeşil ve ateş püskürten bir ejderha var,çok sempatik,ve maçları çok yüksek sayı ortalamalarıyla bitiyor.allah aşkına avrupada neredeyse her maçı 80 sayı üstü biten kaç takım var? hah işte artland onlardan biri,ben ki üst oynamayı sevmem,gidiyorum artland'a üst veriyorum arada bir,maçı hiç takip etmiyorum,gidip çay koyuyorum mesela.
bu takım karşıyakayı iki maçta da mağlup etmiştir, 98-95, ve 95-88 ile,açıkçası işimiz hiç kolay değil ama savunmayı sert tutarsak afallayacaklarını düşünüyorum,neden olmasın? bence beşiktaş türkiyedeki büyük maçlarda gösterdiği konsantrasyonu gösterirse artlandı geçebilir.

fifa 12

forzaquila
öncelikle bilgi notuyla başlayalım,99'dan beri tüm fifa oyunlarını oynamış bir insanım,her zaman da pes karşısında fifayı savundum ama arkadaş ortamında hiç ikna edemedim keranecileri fifa oynamaya,sürekli playstation kafelerde pes oynaya oynaya japon ergenlere döndük,neyse efendim,ben de bu oyunun ps3 versiyonu var,ve bu oyunun ben ta amına koyayım,özellikle de online modlarının.
ekşisözlükte de biraz okursanız zilyon tane entry çıkacaktır hakkında,bu oyunda script denilen bir ibnelik var.yani oyunun kaderini değiştiren bir olgu.diyelim tek kale oynuyorsunuz,sürekli kaçırdınız,kaçırdıkça gol atma ihtimaliniz düşüyor,rakip 2 kere gelip 2 gol atabiliyor.1-1 biten maçta rakibin 3(2) sizin 18(14) şut attığınız,rakip kalecinin 9.60 puan alışı görülebiliyor.hadi normal maçlarda kariyerlerde çok koymuyor da,online maçlarda karşınızda iki organizasyon kuramayan sikindirik adam bu script yüzünden gol atıyor ya,ben çıldıracağım.arkadaş,1-0 önde olan bir takımın savunma hattı neden orta sahaya çıkar? ve tabi ki siz rakip elemanlara yetişemezsiniz,o da ikiye birde boş kaleye attırır golünü.ya da rakibin şutu yandan dışarı gidecekken sizin stoperiniz ayağını uzatır,bok varmış gibi,o top içeri girer.
online maçlarda şu ana kadar oynadığım en efsane maç şudur; online friendlies lobisindeyiz,elemanın biri,nicki de leo bilmem ne,güney amerikalı bir şey,direkt 'bobby i fuck your team' yazdı.[ybkz]swh[/ybkz] ulan neden ben? neyse,ben de barney stinson edasıyla 'challenge accepted' dedim ve adama teklif yolladım.
gittim canımız kanımız irlanda milli takımını seçtim,bu leo da gitti arjantini aldı,maç başladı ve leo'nun sürekli messiyle gol atmaya çalışan götleğin teki olduğunu anlamam uzun sürmedi,messinin ayağından ilk golü yediğimde sürekli topla oynayan ben,bala göte yine messi ikinciyi attığında %67 ile topla oynuyordum,spikerin 'out' demesine kanıp topu bırakmam,higuain'in içeri çevirmesi ve messinin vuruşuyla 2-0 geriye düşmüştüm,ve karşımdaki sikik,sanki kontrol ettiğimiz takımlar arasında uçurum yokmuş gibi,sanki ben tek kale oynamıyormuşum gibi bana gülücük yollamaya başlamıştı.sinirden deliye döndüm,ikinci yarıya kevin doyle ile başladım.

kevin reyiz topu aldı,başladım çalımlamaya,klasik sinirlenince tek adamla gol atmaya çalışan herif psikolojisindeyim işte,ama kevin gittikçe gidiyor,ceza sahası dışından şuta abandım,ve topu doksanda gördüm.dakika 47,skor 2-1'di. 'aha' dedim,şimdi başlıyoruz.
ama bir türlü golü atamıyordum,sinirlerim harap olmuşken 85'de robbie keane'le çaprazdan yaptığım vuruşun gol olmasıyla evde çılgınca sevinmeye başladım,irlanda arjantin'i parçalıyordu,sağda damien duff,solda aiden mcgeady,ileride doyle ve keane nefes aldırmıyordu ibnelere,messi desen dunne tarafından sahadan silinmişti,'hadi olm bi gayret,hadi eireann,hadş erin go bragh!' nidalarıyla kontrol ettiğim robbie keane'in ceza sahasına girişini gördüm,bir çalım,ikincisi,üçüncüsünü takip eden sert bir şut,direğe çarpan top..ve gol! 'gggooaaaaalllh koyduk mu lan! koyduk mu orrrrospuçocuu şimdi git annene 'anne irlandaya yenildim' diye anlat' diye bağırıyorum,bir yandan 'robbbbbbiiii kiiiiğn' diye anons yapıyorum.

maçı 2-0'dan 2-3 kazandım ve götlek leo şaşkınlığını temsil eden üç noktalı bir iki mesaj attı bana.ha bir de stoke city'i kariyer modunda nasıl total futbol yuvasına dönüştürdüğüm ve online kupada türk milli takımıyla takis isimli bir yunanlının kontrol ettiği olympiakos'u nasıl 4-0 yendiğim gibi ufak hikayeler de var ama buradan ea sports'a sesleniyorum; o script içinizde patlasın,bir de 'güçlünün zayıfı ezmemesi için yaptık.demişler,ulan sikik,burada oyun oynuyoruz sen karl marxcılık yapmaya kalkıyorsun,sana ne lan?
uhff..bir de milli takımlarla oynamanın daha zevkli olduğunu belirtelim,son güncellemeden sonra türkiye zevk veren bir takım oldu,isveç de benim oynarken zevk aldığım bir takım,en son flamengo karşısında 2-0'dan 2-2'ye getirirken sergiledikleri makine disipliniyle helal olsun ustası ünvanını kazandılar.ama siz zevk dozajını arttırmak istiyorsanız belçikayı deneyin.hazard-lukaku şovu seyreyleyin.

bir kızdan istemek

forzaquila
zamanında sözlerini ezbere biliyorduk bunun,hoştu gerçekten.tabi o zamanlar mevsimlerden hazandı,gözyaşımız azdı.gençtik biz.

'fransızca ve ibranice konuş anında versin'
'creative director ol,versin'
'şaşırt versin,şaşır versin'

sixten veit

forzaquila
14 şubat 2012 sc braga beşiktaş maçından sonra aylakta çevirdiğimiz enfes muhabbet esnasında bir anda aklıma düşen futbolcu.adını tam hatırlayamamıştım 'viit' falan diyordum[ybkz]swh[/ybkz] neyse ki newcastle imdadıma yetişmişti.
ancak ben kendisini oynarken hiç izlemediğim için kendisi dirençli,yararlı bir ön libero olarak kalmış aklımda.[ybkz]swh[/ybkz] ulan harbiden hiç izlemedim ben bu adamın maçını ya,sıfır,bildiğin sıfır.bir tek sezon öncesi sarıyer sk ile yapılan ve yamulmuyorsam 1-0 kazanılan bir maçta yüzüne top mu çarpmış sakatlanmış mı ne,onu hatırlıyorum.ya işte öyle..

aslan burcu

forzaquila
çok kral adamdır bu,bu var ya aslan be aslan.adamın hası bu.[ybkz]swh[/ybkz]

öte yandan burç işleriyle ilgilenmem,mesela terazi burcu falan olsam biri burcumu sorduğunda 'burç ne yağğ çok aptalca' derim,ama sorduklarında 'aslan..röaarğ' diye cevaplıyorum,kırk yılın başı aslan olmuşuz lan keyfini çıkaralım yoksa burç murç umurumda değil.
kullanıcı notu: aslan-aslan ilişkileri çok talihsiz oluyor,aman diyeyim
edit: belki de ben talihsizdim,bilemedim bak şimdi.

adnan polat

forzaquila
hakkında 7 yıl hapis istenen eski galatasaray başkanı,şimdi konuşun amına koduğumun 'temiz futboğl'cu frankofonları.
http://www.stargazete.com/spor/adnan-polat-icin-7-yil-hapis-istendi-haber-429349.htm

galatasaraylılarda 'suçluysa cezasını çeksin,yaa tabi' havası mevcut,e pezevenk,eğer bu adam suçluysa senin takımın şike yapmış olmuyor mu? 20.45'i alın çevirip sokun bir tarafınıza şimdi.

edit: polat o 1 milyon doları kayınçosuna borç verdiğini söylemiş.yuh amına koyayım millette ne kayınçolar var be arkadaş,biz de insanız diye yaşıyoruz.

amigo patrick

forzaquila
galatasaraylıların arsenal taraftarı bir amigo getirerek misilleme yapacağını düşündüğüm sempatik adam.o da artık ingiltere'de pek bulunmayan bu coşkulu ortamı bulduğu için mutlu görünüyor.

edit: elin ingilizi bile biliyor kardeşim orospu çocuğunun kim olduğunu[ybkz]swh[/ybkz]

gam kenarı

forzaquila
bir zeki kayahan coşkun şiiridir,vadesi dolmuş bir sevdanın ardından yazılmış bir ağıt.
http://tinyurl.com/6f4oxp8


Acının dağlandığı anlar vardır…
Aramaya gerek yok, o gelir bulur…
Beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür…
Veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması…
Gözyaşından çorba olmaz ama…
Dilin, damağın yanar tuzdan…
Soğutamazsın…
Zamansız, kırmızı bir toka çıkar nereye saklanmışsa…
Saçı toplasın diyedir küçük canavarın dişleri…
Ve fakat dağıtıp ısırır, acıyan ne varsa…
Yaşananları…
Yaşanmak için sıraya girmiş ihtimalleri…
Yapılmayanları…
Sadece erkek olduğum için koridor tarafına oturmak durumunda kaldığım, yani gam kenarının yine bana düştüğü, bir otobüs yolculuğumuz olmadı hiç uzaklara…
Sen benim omzumda uyuya kalmadın hareket halindeyken…
Biz durduk…
Durdurduk…
Gidebilirdik oysa…
Kimseden gizlenmemiş, sadece bizi gizleyen bir tatile belki…
Bir akraba düğününde dans etmedik meraklı akbaba bakışları altında mesela…
çok severdim yatakta kahvaltıyı ama, buna uygun bir tepsimiz bile olmadı…
Alabilirdik… Biraz daha bekleseydik…
Zamanın dövdüğü bir hüzün ustasıyım ben…
Kelimelerim tuğla tuğla...
Her satırbaşında turuncu intihar hissi...
Aklım, dilim, cümlelerim hep geçmişte…
Geçmiş geçmiş de…
Ben geçemiyorum ki…
Bazen duruyorum yürüdüğümüz bir yerde…
Ayaklarımız diyorum, bir ara aynı anda buradaydı…
Beraber bastık bu toprağa…
Sahi var mıdır o günden bugüne kalan bir toprak zerreciği?
Tuhaf tutsaklığımın, her şeyden sen çıkarışımın şahidi kalmış mıdır etrafta?
Bu bardaktan su içmişti…
Bu sandalyede oturmuştu…
Bu bankanın önünde buluşmuştuk ilk kez…
Hiç gözümün önünden gitmiyor, çimlerin üstüne denk gelmiş tavla maçımız…
Elimizde soğumuş kahveler, tadı bizden önce kaçmış kekimiz…
Ve ikimiz de aynı anda mars olduk kıra kıra birbirimizi…
Bir Allah'ın pulu durduramadı bizi...

Gidişine türlü anlamlar yükledim…
istesem kalırdın…
istesen kalırdın…
Gözyaşımdan düğümler attım açılması zor olsun diye umudun…
Ama sevdim yine de…
Seninle alakalı ne varsa sevmeye devam ettim…
Son buluşmamızı sevdim…
Tam giderken, beni elimden tutup çeken seni sevdim…
Sarılmamızı sevdim…
Arkama dönüp bakamamayı…
Bizim oturduğumuz masada oturan mutlu çifti sevdim nargilecide…
Ne olur hep böyle kalın dedim… Ne olur…
Bir yıldönümü gününde, engel olamadım kendime yoldan döndüm...
Sen olmasan da sana giden yoldaydım, hatta birazdan evinin önünde…
Ağlayarak söndürdüm yeni yasımın mumlarını…
Kutlu olmadı ama!..

Biliyorum biz geçtik sevgilim…
Bizden geçti…
Başka hayatların insanlarıyız artık…
Başka umutların…
Başka adam…
Başka kadınların…
Tamam da, silebilir misin yaşadıklarını?
Boyayabilir misin siyahla neşeli günlerimizi?
çıkarıp yüreğimi, kanımın söndürdüğü ateşlere atabilir misin, yangında ilk kurtarılacakken…
Yıllar sonrasına yatırılmış acılarımız var artık karanlık mahzenlerde…
Beklenmedik bir karşılaşma anında…
Bir havaalanında…
Bir tesadüfler garında...
Bir kafede…
Ya da sinema çıkışında kim bilir..
Birbirine bakan şaşkın gözler…
Belki evlenilmiştir, belki çoluk çocuk duvarı örülmüş, anıların üstüne beton dökülmüştür…
Işık mı en hızlıdır, ses mi kıyasında; açık farkla galip gelir o anda, hiç hesapta yokken acı…
Acı hızlıdır acı…
Yaşananlar bir çırpıda, dirhem dirhem koparır etini…
Ama ne çare; gurur engel olur…
Giyilen sahte mutluluk elbisesinin düğmeleridir tebessüm…
Boğazın düğümlenir…
Soğuk bir merhabadır dildeki…
Ama öpmek, içine çekmek istersin dudaklarından hasretini…
"Devam etseydik, tüketseydik bu kadar güzel olur muydu" gözlerinde birikir...
“Neden yok ettik birbirimizi” ağzına gelir…
Susarsın, öfken hükmen mağlup olur sevdana…
üşürsün…
çok üşürsün…
Gidene, kalana, mizahı olmayan haline üşürsün…
öyle ki…
"Karda donmak üzeresin(dir)…
Uyumak tatlı geliyor(dur) ama…
Sen öldüğünün farkında değilsin(dir)"

zeki kayahan coşkun

forzaquila
uzun süredir programı matrax'ı dinlemediğim,ama 9 yıldır tadını kaybetmeyen bir radyo fenomeni yaratmış kişi.ayrıca yazdığı 4-5 kitabı da okumuşluğum vardır,eğlencelidir vesselam.
lakin gam kenarı adlı şiiriyle adamın amına koyar[ybkz]swh[/ybkz] şiirin ses kaydı müzik çalarındadır ama elin gitmez korkudan,'siktir et ya hacı' dersin,gider metallica'dan 'die,die my darling' açarsın,o derece.
212 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol