futbolcularla ilgili sözünü sürekli hatırlatmazsa ölecek hastalığına muzdarip olduğum kişi.
inanılmaz britanya propagandasıyla nazi almanyasını anımsatsa da müthiş müzik ziyafetiyle zevkli anlar yaşatmıştır. özellikle bohemian rhapsody'den sonra an itibariyle imagine eşliğinde vuku bulan şov çok hoştur.
ünlü yazar merle kessler'e göre futbolculukla fahişelik birbirine benzer mesleklerdir zaten.
çünkü; 'futbolcular da tıpkı fahişeler gibi,yabancıların zevkleri için bedenlerini heder ederler.'
edit: aynı şeyi aylar önce yazmış olmam peki? ve bunu unutmam? allah rapin cezasını vermiş resmen. silmiyorum bu giriyi, bu benim utanç nişanım olarak kalsın.
çünkü; 'futbolcular da tıpkı fahişeler gibi,yabancıların zevkleri için bedenlerini heder ederler.'
edit: aynı şeyi aylar önce yazmış olmam peki? ve bunu unutmam? allah rapin cezasını vermiş resmen. silmiyorum bu giriyi, bu benim utanç nişanım olarak kalsın.
benedikt. stoper. schalke04.
yazar. kartalsözlük. hoş gelmiş.
yazar. kartalsözlük. hoş gelmiş.
aynı saatte başlayan bayern münchen-borussia dortmund maçı yüzünden çok az izlediğim maç. özetini izledim ve konuşuyorum;
aykut kocaman, olaya tarafsız baktığımda beni bile çıldırtabiliyor. lan moussa sow gibi adamı niye oynatmazsın? krasic'i niye ilk 11 başlatmazsın? adam dirk kuyt'ın liverpool'da kanat oyuncusu olarak kullanıldığını bilmiyor herhalde, koyarsın dirk'ü kanada, ileride sow ile birlikte çok daha güçlü bir takım olursun. ama koyma, siktir et, çok da umurumdaydı.
umut bulut'un toulouse'da geçirdiği sezon kendisini geliştirmesini sağlamış. portekiz maçında ve bu maçta attığı ikinci goldeki vuruşu bunu gösteriyor. engin hakkındaki düşüncelerimi yazmayacağım, tam bir çirkef, kuyt'tan dayak yemesini isterdim.
bir de etrafta alex'in golüyle ilgili 'fener balı' geyiği çeviren galatasaraylılar vardı bi ara, lan dallama, senin attığın gol ne? kaleci ve stoperin ortak mallığıyla umut kafayı vurmuş, pezevenk sanki takım oyunuyla 36 pastan sonra gol atmış gibi konuşuyor.
penaltı hakkında gürcan bilgiç ve levent tüzemen'in yorumları küfür ettirdi.
fenerli gürcan 'cüneyt çakır çok kötü başladı sezona,pozisyon penaltı değil.' diyor, galatasaraylı levent tüzemen 'penaltı penaltı,sağ ayağıyla çelme takıyor.' cümlesini 2 kez hatta 3 kez tekrarlıyor, fenerli gürcan 'çelme yok ya levent ağbii' diye veryansın ediyor. sunacağınız maçı sikeyim affedersiniz, neyse ki 90 dakika maruz kalmamışım, kim bilir neler demişlerdir daha.
sonuç olarak türk futbolunun ne kadar yavan, goygoyla dolu bir şey olduğunu tekrar hatırlatan maç olmuştur, hayırlı olsun.
aykut kocaman, olaya tarafsız baktığımda beni bile çıldırtabiliyor. lan moussa sow gibi adamı niye oynatmazsın? krasic'i niye ilk 11 başlatmazsın? adam dirk kuyt'ın liverpool'da kanat oyuncusu olarak kullanıldığını bilmiyor herhalde, koyarsın dirk'ü kanada, ileride sow ile birlikte çok daha güçlü bir takım olursun. ama koyma, siktir et, çok da umurumdaydı.
umut bulut'un toulouse'da geçirdiği sezon kendisini geliştirmesini sağlamış. portekiz maçında ve bu maçta attığı ikinci goldeki vuruşu bunu gösteriyor. engin hakkındaki düşüncelerimi yazmayacağım, tam bir çirkef, kuyt'tan dayak yemesini isterdim.
bir de etrafta alex'in golüyle ilgili 'fener balı' geyiği çeviren galatasaraylılar vardı bi ara, lan dallama, senin attığın gol ne? kaleci ve stoperin ortak mallığıyla umut kafayı vurmuş, pezevenk sanki takım oyunuyla 36 pastan sonra gol atmış gibi konuşuyor.
penaltı hakkında gürcan bilgiç ve levent tüzemen'in yorumları küfür ettirdi.
fenerli gürcan 'cüneyt çakır çok kötü başladı sezona,pozisyon penaltı değil.' diyor, galatasaraylı levent tüzemen 'penaltı penaltı,sağ ayağıyla çelme takıyor.' cümlesini 2 kez hatta 3 kez tekrarlıyor, fenerli gürcan 'çelme yok ya levent ağbii' diye veryansın ediyor. sunacağınız maçı sikeyim affedersiniz, neyse ki 90 dakika maruz kalmamışım, kim bilir neler demişlerdir daha.
sonuç olarak türk futbolunun ne kadar yavan, goygoyla dolu bir şey olduğunu tekrar hatırlatan maç olmuştur, hayırlı olsun.
efsanevi bir başarıya imza atan ikilidir. podyumda iki türk,daha ne olsun. kimle konuşsam 'ağlıyorum lan şuan' diyor, tekrarını izleyeceğim artık, beşiktaş maçına bakıyordum unutmuşum malum.
edit: gamze gerilerden müthiş kopup gelmiş, hatta utanmasa aslı'yı da geçecekmiş de kankası olduğundan geçmemiş sanki.[ybkz]swh[/ybkz] harika lan,harika.
edit: gamze gerilerden müthiş kopup gelmiş, hatta utanmasa aslı'yı da geçecekmiş de kankası olduğundan geçmemiş sanki.[ybkz]swh[/ybkz] harika lan,harika.
hayır efendim google'ın tırto doodle'ı değil,
http://plox.info/spelle/games/draaiballen.swf adresinden oynanabilen ve bağımlılık yapabilen bir oyun. namussuz herif level arttıkça hayvan hayvan köşelere abanıyor ömer çatkıç gibi çaresiz kalıyorum, aklıma vedran runje geliyor...
http://plox.info/spelle/games/draaiballen.swf adresinden oynanabilen ve bağımlılık yapabilen bir oyun. namussuz herif level arttıkça hayvan hayvan köşelere abanıyor ömer çatkıç gibi çaresiz kalıyorum, aklıma vedran runje geliyor...
66'da olcay'ın golüyle 1-1'e gelen maç.
harikasın olcay, maçın adımıza en iyi oyuncusu şu ana kadar, çok güzel bir gelişine plase ile skoru eşitledi.
harikasın olcay, maçın adımıza en iyi oyuncusu şu ana kadar, çok güzel bir gelişine plase ile skoru eşitledi.
hakkında olimpiyatlar öncesi oynanan hazırlık maçında ve olimpiyatlarda gruplarda iki kez karşılaşıp iki kez abd'den fark yiyen arjantin'in kaptanı ginobili'nin 'amerikayı yenme ihtimalimiz yüzde 10, hatta 5 ama çıkıp sonuna kadar mücadele edeceğiz.' dediği maç.
ikinci yarıda hilbert,veli ve oğuzhan'ın sahada olacağı maç.
şimdi daha hareketlenebilir maç. oğuzhan pas dağıtımını üstlenebilir.
ekleme: mcgregor da sahada. heh aslanım, kale sana emanet.
şimdi daha hareketlenebilir maç. oğuzhan pas dağıtımını üstlenebilir.
ekleme: mcgregor da sahada. heh aslanım, kale sana emanet.
almeida ve olcay'la 2 kez aynı direğe takıldığımız maç. ayrıca almeida'nın direkten dönen topundan sonra olcay'ın vuruşunu da çizgiden çıkardılar.
olcay hiç fena değil, uğur boral hücumda etkiliydi ama pablo mouche ile takışmaya başladı, onun dışında çok standart bir takımız. keşke quaresma'dan verim alabilsek, ya da başka bir feyizli kanat oyuncusuna sahip olabilsek.
edit: ekleyelim kayseride de pek bir numara yok. erken gol buldular ama hücumda biraz etkili olan bir takım bu savunmayı dağıtır, dua etsinler beşiktaş o takım değil.
olcay hiç fena değil, uğur boral hücumda etkiliydi ama pablo mouche ile takışmaya başladı, onun dışında çok standart bir takımız. keşke quaresma'dan verim alabilsek, ya da başka bir feyizli kanat oyuncusuna sahip olabilsek.
edit: ekleyelim kayseride de pek bir numara yok. erken gol buldular ama hücumda biraz etkili olan bir takım bu savunmayı dağıtır, dua etsinler beşiktaş o takım değil.
henüz ilk dakikada riveros'un golüyle kayserispor'un 1-0 öne geçtiği maç. yok,biz kayseri deplasmanında katiyen maç kazanamayacağız. daha dur maç yeni başladı lan.
duran topta adam paylaşımı yapılamayınca bomboş kafayı vurdu paraguaylı. kalede cenk var bu arada.
duran topta adam paylaşımı yapılamayınca bomboş kafayı vurdu paraguaylı. kalede cenk var bu arada.
yine karadeniz toplumlarından olan çerkeslerin geleneksel çalgısı şıç'epşın ile ikiz olan çalgı.
http://tr-tr.facebook.com/note.php?note_id=167310099973513
bir de şu ezgiye kulak verelim;http://tinyurl.com/cr3z6gn [ybkz]swh[/ybkz]
sonuçta megrel lazlar, gürcüler, çerkesler aynı bölgenin insanları, kültürel etkileşim böyle ortak yanlar oluşturabiliyor.
http://tr-tr.facebook.com/note.php?note_id=167310099973513
bir de şu ezgiye kulak verelim;http://tinyurl.com/cr3z6gn [ybkz]swh[/ybkz]
sonuçta megrel lazlar, gürcüler, çerkesler aynı bölgenin insanları, kültürel etkileşim böyle ortak yanlar oluşturabiliyor.
ben dün facebook'daki bir liverpool taraftar sayfasında paylaşılan quaresma'nın beşiktaş formasıyla yaptıkları temalı videonun altında yer alan 'sizce almalı mıyız?' sorusuna herkes olumlu yanıt vermişken 'müthiş yetenekli ama mental açıdan bi boka yaramaz, premier lig için yeterli değil.' yanıtını verdim. görevimi yerine getirebildiğimi düşünüyorum.
bursalıların deplasman sorunu yaşamayacak olmasına yol açan kura çekimidir.[ybkz]swh[/ybkz]
ayrıca trabzonluları geçtim,fenerlisi galatasaraylısı beşiktaşlısı herkes 'trabzon, videoton'u ezer,ağzına yüzüne sıçar, eline verir.' falan diyor. hayır arkadaş, hepiniz macar ligini mi takip ediyorsunuz, yoksa her zamanki gibi tanımadığınız bir takımı mı küçümsüyorsunuz?
tromsöler, valerengalar , young boysların da eline veriyorduk milletçe, ayılın. videoton bir önceki turda geçen sezon şampiyonlar ligi'nde oynamış gent'i 3-0 ve 1-0'la geçti. o kadar da hello cello bir takım değil yani. ayrıca bu trabzonspor zamanında anorthosis'e elenmedi mi arkadaş? ne bu özgüven? umarım trabzonspor rakibi küçümsemez.
ayrıca trabzonluları geçtim,fenerlisi galatasaraylısı beşiktaşlısı herkes 'trabzon, videoton'u ezer,ağzına yüzüne sıçar, eline verir.' falan diyor. hayır arkadaş, hepiniz macar ligini mi takip ediyorsunuz, yoksa her zamanki gibi tanımadığınız bir takımı mı küçümsüyorsunuz?
tromsöler, valerengalar , young boysların da eline veriyorduk milletçe, ayılın. videoton bir önceki turda geçen sezon şampiyonlar ligi'nde oynamış gent'i 3-0 ve 1-0'la geçti. o kadar da hello cello bir takım değil yani. ayrıca bu trabzonspor zamanında anorthosis'e elenmedi mi arkadaş? ne bu özgüven? umarım trabzonspor rakibi küçümsemez.
korkutucu bir oyuncudur, bunu bilir bunu söylerim.
orlando'nun neden daha cazip teklif veren nets'e değil lakers'a yolcu ettiğini anlayamadığım oyuncu.
yok arkadaş nefret ediyorum ben bu lakers'dan, adamlar resmen kazıkladı orlando'yu da. bir de lakerslıların 'ligin en iyi pivotlarından bynum'u verdik, daha nolsun' minvalinde açıklamaları yok mu, lan bynum en iyilerdense kevin love ne? hırta bak, bynum, lakers'ın şişirdiği,abarttığı bir balon değil mi? inşallah şu kurdukları kadroya rağmen şampiyon olamazlar.
yok arkadaş nefret ediyorum ben bu lakers'dan, adamlar resmen kazıkladı orlando'yu da. bir de lakerslıların 'ligin en iyi pivotlarından bynum'u verdik, daha nolsun' minvalinde açıklamaları yok mu, lan bynum en iyilerdense kevin love ne? hırta bak, bynum, lakers'ın şişirdiği,abarttığı bir balon değil mi? inşallah şu kurdukları kadroya rağmen şampiyon olamazlar.
4.44 dakikalık özetinin bulunduğu maç;
http://www.haber1903.com/Video-28-besiktas_caykur_rizespor.html
bu özete bakıp yorum yapacak halimiz yok, sadece almeida'nın 3-4 metreden boş kaleye gol kaçırdığını, mcgregor'un inanılmaz bir kurtarış yaptığını, mehmet akgün'ün sanki fena oynamadığını söyleyebiliriz.
http://www.haber1903.com/Video-28-besiktas_caykur_rizespor.html
bu özete bakıp yorum yapacak halimiz yok, sadece almeida'nın 3-4 metreden boş kaleye gol kaçırdığını, mcgregor'un inanılmaz bir kurtarış yaptığını, mehmet akgün'ün sanki fena oynamadığını söyleyebiliriz.
çoğunluğu eski yugoslav ülkelerinden oluşan bölge.
kosova,makedonya,arnavutluk,hırvatistan,karadağ,bosna-hersek'i hasbelkader görmüş biri olarak genelleyebileceklerim;
+ insanlar oldukça medeni.
kosovasından makedonyasına, 6 ülkede de kimsenin kimseyi bakışlarıyla bile rahatsız ettiğini görmedim. kadınlar, genç kızlar oldukça özgür, ama 6 ülkede de kıro/barzo/apaçi yok arkadaş. karadağ'da halk plajına girdim millet göt göte, çakıl taşına havlu serip dip dibe yatıyor,kimse kimseyi pandiklemiyor,bakışıyla yemiyor. helal olsun.
+ yayalara saygılılar.
nerede olursanız olun yaya geçidine adım attığınız an araçlar duruyor, ilk zamanlarda şaşırıyorsunuz türkiye'de yaya geçidinin bile ne olduğunu bilmeyen sürücüler olduğundan.
+ yardımseverler
ingilizce bilmeseler dahi bir şekilde yardım etmeye çalışıyorlar, sözlerle anlatamayınca işi gücü bırakıp size yol tarif etmek için yola düşüyorlar. kosova'da kaybolduğumuzda boşnak bir amca 'taksi olsa paranızı veririm,ama taksi yok' bile dedi, arnavutluk'da arabamıza aldığımız ve ortak bir dil olmadan çat pat anlaştığımız işçi, ineceği yere gelince cüzdanından para çıkarıp vermeye kalkıştı, saraybosna'da daracık sokaklarda kaybolduğumuzda gideceği yoldan dönüp bize yol gösterenler oldu. marketten alışveriş yapıp elimdeki paranın hepsini verdiğimde tutarı hesap makinesinde hesaplayıp gösteren, paranın üstünü verenler oldu hep.(bizde olsa en az 1-2 euro çarparlar, suyun fiyatını soran turiste 5 euro diyen adam gördüm ben)
+ turizmin değerini biliyorlar,ülkelerine özen gösteriyorlar.
bir kale ve içindeki üç beş eserden ibaret dubrovnik para basıyor, ha keza karadağ'daki diğer kale şehirleri de, türkiye'den en az 5 dubrovnik çıkar ama çevre bakanı antik kalıntılara çanak çömlek diyor, antik şehri sular altında bırakıyor, istanbul'u çeviren surların etrafını bok götürüyor. onarsana surları, akşamları aydınlatma yap, sur içini turistik dükkanlarla, eserlerle doldur. ama kafa basmıyor.
+ ülkeler hesaplı.
hırvatistan, dubrovnik dışındaki ülkelerde tatil oldukça hesaplı. bodrum'da ayran+lahmacun'a 50 lira veren görgüsüz andavallarla aynı havayı soluyup, geceleri onun bunun sevgilisine sarkan barzolar yüzünden katil olacağıma giderim karadağ budva'ya, rahat rahat tatilimi yaparım, üstüne ham maddesi taş olan bir sırp güzelle gece keyfi yaparım. tüm bunları da bodrum'da harcanacak paranın en az yarısına yaparım. hele makedonya'da krallar gibi yaşanır.
+yiyecekler bize tanıdık.
balkanların her yerinde börek bulabilirsiniz. hatta birisine 'burek?' deseniz size bir börekçinin yerini gösterir. burekler de oldukça hesaplı ve doyurucu ha,boru değil. köfteler ayrı hikaye. cevapcici denilen boşnak köftesi alıp götürüyor resmen.
- insanlar ingilizce bilmiyor.
aha az sayıdaki olumsuz özellikten biri. turistik yerlerde bile ingilizce bilen kişi sayısı çok az. kotor'da oturduğumuz pizzacıda adama hindiyi tarif edemedik, bir hindi taklidi yapmadığımız kaldı, üstüne üstlük 'turkey' deyip durduğumuzdan sırplar bizi mimledi herhalde,masaya da gelmediler, kalktık alışveriş merkezinde bir pizzacıda yedik, ingilizce bildiklerini göründe sevinçten ağlayasım geldi, o kadar az sayıda işte ingilizce bilenler. arkadaş, sen turistik yerde çalışıyorsan ingilizce bileceksin,bu bir zorunluluk. bugün bazılarımızın dalga geçtiği türk garsonlar, esnaflar balkanların yanında kafa göz yara yara ingilizce konuşup turistle anlaşıyor, hatta 4-5 dilde konuşuyor.
-yollarda levha alışkanlığı yok.
bosna hariç balkanlarda levha alışkanlığı yok sanırım. arkadaş,herkes oralı değil ki, turistler yolu nasıl bulacak? koysana her yere levha, insanlar çıldırmasın.
+ kızlar her yerde güzel.
öyle böyle değil, en gariban ülke olan kosova'da bile geceleri sokaklarda 10 dakikada en az 5 tane manken adayı bulabilirsiniz. hele 1.75-1.80 arasındaki kızlardan basketbol takımı bile kurabilirsiniz. arnavutluk'u çok gezemediğim için konuşamayacağım ama genelde kızlar çok hoş. hele çoğunluğu sırp kökenli olan karadağ'da bayağı enteresan işler. balkan ülkelerinde genç kadınlar çok süslenip akşamları dışarı çıkıyorlar, 3'erli gruplarla çıkan birçok kız gördüm, yukarıda belirttiğim gibi, rahatsız edilen bir tane bile kız görmedim.aşırı süslenme ve bakım olayı da komünist sistemin baskılarından yeni kurtulmanın sonucu. rusya'da, moldova'da da böyle zaten, ama bak avrupalı kadına, basit giyinir çıkar, ruj bile sürmez. priştina'da 20 cm topuk giyen 3,4 kız gördüm ya, insaf, sen tahtabacak mısın kız?
kosova,makedonya,arnavutluk,hırvatistan,karadağ,bosna-hersek'i hasbelkader görmüş biri olarak genelleyebileceklerim;
+ insanlar oldukça medeni.
kosovasından makedonyasına, 6 ülkede de kimsenin kimseyi bakışlarıyla bile rahatsız ettiğini görmedim. kadınlar, genç kızlar oldukça özgür, ama 6 ülkede de kıro/barzo/apaçi yok arkadaş. karadağ'da halk plajına girdim millet göt göte, çakıl taşına havlu serip dip dibe yatıyor,kimse kimseyi pandiklemiyor,bakışıyla yemiyor. helal olsun.
+ yayalara saygılılar.
nerede olursanız olun yaya geçidine adım attığınız an araçlar duruyor, ilk zamanlarda şaşırıyorsunuz türkiye'de yaya geçidinin bile ne olduğunu bilmeyen sürücüler olduğundan.
+ yardımseverler
ingilizce bilmeseler dahi bir şekilde yardım etmeye çalışıyorlar, sözlerle anlatamayınca işi gücü bırakıp size yol tarif etmek için yola düşüyorlar. kosova'da kaybolduğumuzda boşnak bir amca 'taksi olsa paranızı veririm,ama taksi yok' bile dedi, arnavutluk'da arabamıza aldığımız ve ortak bir dil olmadan çat pat anlaştığımız işçi, ineceği yere gelince cüzdanından para çıkarıp vermeye kalkıştı, saraybosna'da daracık sokaklarda kaybolduğumuzda gideceği yoldan dönüp bize yol gösterenler oldu. marketten alışveriş yapıp elimdeki paranın hepsini verdiğimde tutarı hesap makinesinde hesaplayıp gösteren, paranın üstünü verenler oldu hep.(bizde olsa en az 1-2 euro çarparlar, suyun fiyatını soran turiste 5 euro diyen adam gördüm ben)
+ turizmin değerini biliyorlar,ülkelerine özen gösteriyorlar.
bir kale ve içindeki üç beş eserden ibaret dubrovnik para basıyor, ha keza karadağ'daki diğer kale şehirleri de, türkiye'den en az 5 dubrovnik çıkar ama çevre bakanı antik kalıntılara çanak çömlek diyor, antik şehri sular altında bırakıyor, istanbul'u çeviren surların etrafını bok götürüyor. onarsana surları, akşamları aydınlatma yap, sur içini turistik dükkanlarla, eserlerle doldur. ama kafa basmıyor.
+ ülkeler hesaplı.
hırvatistan, dubrovnik dışındaki ülkelerde tatil oldukça hesaplı. bodrum'da ayran+lahmacun'a 50 lira veren görgüsüz andavallarla aynı havayı soluyup, geceleri onun bunun sevgilisine sarkan barzolar yüzünden katil olacağıma giderim karadağ budva'ya, rahat rahat tatilimi yaparım, üstüne ham maddesi taş olan bir sırp güzelle gece keyfi yaparım. tüm bunları da bodrum'da harcanacak paranın en az yarısına yaparım. hele makedonya'da krallar gibi yaşanır.
+yiyecekler bize tanıdık.
balkanların her yerinde börek bulabilirsiniz. hatta birisine 'burek?' deseniz size bir börekçinin yerini gösterir. burekler de oldukça hesaplı ve doyurucu ha,boru değil. köfteler ayrı hikaye. cevapcici denilen boşnak köftesi alıp götürüyor resmen.
- insanlar ingilizce bilmiyor.
aha az sayıdaki olumsuz özellikten biri. turistik yerlerde bile ingilizce bilen kişi sayısı çok az. kotor'da oturduğumuz pizzacıda adama hindiyi tarif edemedik, bir hindi taklidi yapmadığımız kaldı, üstüne üstlük 'turkey' deyip durduğumuzdan sırplar bizi mimledi herhalde,masaya da gelmediler, kalktık alışveriş merkezinde bir pizzacıda yedik, ingilizce bildiklerini göründe sevinçten ağlayasım geldi, o kadar az sayıda işte ingilizce bilenler. arkadaş, sen turistik yerde çalışıyorsan ingilizce bileceksin,bu bir zorunluluk. bugün bazılarımızın dalga geçtiği türk garsonlar, esnaflar balkanların yanında kafa göz yara yara ingilizce konuşup turistle anlaşıyor, hatta 4-5 dilde konuşuyor.
-yollarda levha alışkanlığı yok.
bosna hariç balkanlarda levha alışkanlığı yok sanırım. arkadaş,herkes oralı değil ki, turistler yolu nasıl bulacak? koysana her yere levha, insanlar çıldırmasın.
+ kızlar her yerde güzel.
öyle böyle değil, en gariban ülke olan kosova'da bile geceleri sokaklarda 10 dakikada en az 5 tane manken adayı bulabilirsiniz. hele 1.75-1.80 arasındaki kızlardan basketbol takımı bile kurabilirsiniz. arnavutluk'u çok gezemediğim için konuşamayacağım ama genelde kızlar çok hoş. hele çoğunluğu sırp kökenli olan karadağ'da bayağı enteresan işler. balkan ülkelerinde genç kadınlar çok süslenip akşamları dışarı çıkıyorlar, 3'erli gruplarla çıkan birçok kız gördüm, yukarıda belirttiğim gibi, rahatsız edilen bir tane bile kız görmedim.aşırı süslenme ve bakım olayı da komünist sistemin baskılarından yeni kurtulmanın sonucu. rusya'da, moldova'da da böyle zaten, ama bak avrupalı kadına, basit giyinir çıkar, ruj bile sürmez. priştina'da 20 cm topuk giyen 3,4 kız gördüm ya, insaf, sen tahtabacak mısın kız?
makus talihimizin değişmediği maç. yine rusya, yine kıl payı mağlubiyet.
yalnız en büyük ironi rusya'nın oyun içindeki beyni olan becky hammon'un amerikan olmasıdır herhalde. hey gidi rusya,erkeklerde takımı amerikan david blatt'e emanet etti, kadınlarda amerikan becky sayesinde bir yerlere geliyor,olsun. takımımız oldukça iyi mücadele etti ve avrupanın en iyilerinden olduğunu bir kez daha gösterdi.
yalnız en büyük ironi rusya'nın oyun içindeki beyni olan becky hammon'un amerikan olmasıdır herhalde. hey gidi rusya,erkeklerde takımı amerikan david blatt'e emanet etti, kadınlarda amerikan becky sayesinde bir yerlere geliyor,olsun. takımımız oldukça iyi mücadele etti ve avrupanın en iyilerinden olduğunu bir kez daha gösterdi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?