confessions

forzaquila

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 5233
  2. takipçi 0
  3. puan 73812

29 mayıs 2013 ingiltere irlanda maçı

forzaquila
ingiltere futbol federasyonu'nun 150. yıl kutlamaları kapsamında wembley'de oynanacak maç.
iki takım arasındaki son maç 1995 yılında lansdowne road'da oynanmış, fakat tribünlerde yer alan ingiliz neo-nazi grubun hareketleri yüzünden maç 27. dakikada tatil edilmişti. bu maç öncesinde de ingiliz menajer roy hodgson bilet alan tüm ingiliz taraftarlara hitaben bir mektup yayınlayarak itidalli olmalarını, uygunsuz tezahürat yapmamalarını istemiş. wembley'de anti-ira tezahüratlar yapılıp ortam gerilecek mi bilmiyorum ama statta elbette irlandalı seyirciler de olacak. her açıdan ilginç bir maç olacağı kesin, tv yayını olmasa bile bir şekilde izlenesi...

http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/05/29/futboldan-cok-daha-fazlasi-ingiltere-v-irlanda/

dmitry evgenevich rybolovlev

forzaquila
eşi elena'dan boşanabilmek için dünyanın en pahalı ayrılığına imza atan zengin.
6.3 milyar dolardan bahsediliyor. tabi kadın haklı, henüz üniversite öğrencisiyken tanışmışlar, adam dünyanın zirvesine çıkmış seni boşamaya çalışıyor. gerçi bu kadın da boşanmaz, hele 6 milyar dolara hiç boşanmaz, kenarda duraydı be dımıtri...
http://worldcrunch.com/culture-society/the-world-s-most-expensive-divorce-russian-style/c3s5085/

sokratis papastathopoulos

forzaquila
dortmund'un yeni sezona dair ilk transferi. sokratis çok sağlamdır, savunma rotasyonunda çok iyi iş yapacaktır. bu arada ismiyle ilgili bir şaka yapılıp bu da bir facebook sayfasına dönüştürülmüş;

--spoiler--
Calling your penis sokratis papastathopoulos because it's a mouthful[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
--spoiler--

seviştikten sonra ağlamak

forzaquila
filmlerde ekseriyetle duş sırasında gerçekleşir. kendisinden iğrenen kadın duş sayesinde arınmaya çabalarken bir de ağlar ığıl ığıl.
ablacım neye ağlıyorsun anlamadım ki, "ulan buna bile verdik ya" kendinden soğuma tepkisiyle "ben ne bok yedim, teselliyi niye tanımadığım bu yarmada aradım" üzüntüsü arasında bir şeydir sanırım. ne olursa olsun yönetmenler bu sahneyi artık çıkarsınlar filmlerden.

kız grubundaki tek erkek

forzaquila
nevizade'de galatasaray maçı izlemek isteyen 3 arkadaşını beşiktaşlı olmasına rağmen yalnız bırakmak istememiş korumacı biri olabilir. tanıdığınız, sözlükten biri olabilir yani.[ybkz]swh[/ybkz]

cidden ama, böyle ortamlarda bulunmak o erkek için de büyük zorluk. sürekli dönüp rahatsız edici şekilde bakan tiplere "bakma skerim" minvalinde bakışsal cevaplar vermek, "gavvat mı la bu" diye düşünenlere inat manevralar yapmak, can sıkıntısını belli etmemeye çalışmak... her türlü zor be.

rolando bianchi

forzaquila
çok ilginç bir oyuncudur. sven-goran eriksson'un manchester city'nin başında olduğu sezon asrın kazığı olarak mavilere transfer olmuş, ne olduğu anlaşılınca ülkesine postalanmıştır. sonradan memleketinde kendine gelir gibi oldu ama 2012-13 sezonunun neredeyse tamamını "bianchi gidecek, gidiyor mu? nereye gidiyor? aha sözleşmeyi uzatacak, yok lan minibüs parasıymış, olm gidiyor mu gitmiyor mu?" şeklinde geçirmiştir. tek başına neredeyse her gün italyan gazetelerinde ufak da olsa yer kaplamıştır.

bilemiyorum bizde iş yapar mı, biyanki'ye mi kaldık [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]

ilişkimiz nereye gidiyor mevzusu

forzaquila
eğer işler son raddeye gelmişse michael drayton adlı elizabeth dönemi şairi bir abimizin "since there's no help, let us kiss and part"[ybkz]swh[/ybkz] adlı şiiri okunup saygı duruşunu müteakip sonlandırılabilecek süreç.

Since there's no help, come, let us kiss and part,
Nay, I have done, you get no more of me,
And I am glad, yea, glad with all my heart,
That thus so cleanly I myself can free.

bir çare olmadığına göre, öpüşüp ayrılalım
benden bu kadar, daha fazlasını alamazsın,
memnunum evet,tüm kalbimle memnunum,
sonunda kendimi özgür kılabildiğim için.[ybkz]swh[/ybkz]

evet yarın şiir sınavım var. ne işim var lan benim sözlükte?

uzak mesafe ilişkisi

forzaquila
çok enteresandır;
bir zamanlar farklı ülkelerde de olsa aynı kıtada biriyle iştigalken sonradan işi aynı şehirde fakat farklı kıtalarda yürütmek gibi cilveleri olabilir. uzaklık kavramı basbayağı göreceli olabilir arkadaşım, derdini bana değil albert abine anlat.

robert lewandowski

forzaquila
maalesef o da bayern'e gidiyor.

şimdi "neden gidiyorsun?" şeklinde çemkirebiliriz lewa'ya, ama işler o kadar acımasız ki. bu adam dortmund'dan 1.7 milyon euro alıyordu yanılmıyorsam, bu sezonki performansından sonra kulüp "gel yeni sözleşme yapalım, 5 milyona çıkaralım maaşını" dedi. ama işte bayern çıkarıp 10 verebiliyor. ben mesela yılda 5 veya 6 milyon euro için dortmund'u bayern için bırakmam. söylemesi kolay dediğinizi duyabiliyorum ama salaklık da olsa bırakmam, ama bırakan adamı da anlarım. bu adam bir kere dortmundlu değil ki, polonya'dan gelmiş, büyük ihtimalle zor bir çocukluk geçirmiş, yedi ceddini doyurmaya çalışan bir adam. ve futbolculuk nankör. o yüzden lewa gidiyor bavyera'ya ve diyecek sözüm yok. burada şerefsizliği yapan tek taraf bayern. higuain'i alabilirler, david villa'yı, cardozo'yu, leandro damiao'yu, jovetic'i... sırf kendilerini durdurabilecek tek takımı yarış dışı bırakmak için yapıyorlar bu transferi.

ha dortmund da prensiplerine sıkı sıkı bağlı kalmasa lewa'ya yıllık 10 milyon ödeyebilir. ama bu dengelerini bozacaktır. o yüzden bunu tercih etmiyorlar. bir üzüldüğüm adam da mario gomez. çok mu gerekliydi o varken lewa'yı almak? "o zaman gomez de dortmund'a gelsin hıammına" diyeceğim ama istediği maaşı veremez bizimkiler. neyse bakalım, kloppo gerekeni yapacaktır. aufwiedersehen lewa.

alper potuk

forzaquila
maliyetinin yüksekliği normal olan oyuncu.

tüm bunlara sebep olan şey zeka küpü federasyonun yabancı kısıtlaması kuralını saçma sapan bir düzlemde gerçekleştirmesidir. yabancıyı neden kısıtlıyorsun? ingiltere'deki gibi kıstas getirsen, "milli takımının formasını yüzde şu kadar kez giymiş, ya da 23 yaş altı yabancılara sınır yoktur" gibilerinden akıl mantık içeren maddeler eklesen ortalamanın birazcık üstünde ama sırf türk pasaportu olduğu için ederinin en az 5 katına satılan oyuncular da abdurrahman çelebi olmayacak.

federasyon resmen türk futbolunun ekonomisini, saha içi başarısını dinamitliyor. hiçbir rekabete girmeden sırf milliyeti sayesinde formayı kapan vasati oyuncularla avrupa'da hangi başarı kazanılabilir? her şeyi geçtim, 1.5 milyon euro etmeyecek adamlara ederinin 4-5 katını ödetmek kulüplerin maddi dengesini bozmayacak mı? federasyonun kulüpleri soyması nasıl bir düzendir?

neyse ya daha da konuşmuyorum.

konyaspor modeli

forzaquila
2012-13 sezonu sonunda süper lig'e yükselmeyi başaran istikrar abidesi konyaspor'un kimselerden kopya çekmeden yarattığı modeldir. hüsnü özkara'sız, hüseyin kalpar'sız da olsa uğur tütüneker'le devam etmektedir.

mevlana'nın şekerleriyle
orta saha keltoş erdal ile
ileride sjoerd ars ile
gidiyoruz süper lig'e!

bu arada çok ilginç bir şey dikkatimi çekti play-off finalindeki manisaspor maçında; stoper olarak görev yapan yılların oyuncusu erdinç yavuz'u tanıyamadım, adam neven subotic olmuş resmen. abartmıyorum. işte tüm bunlar konyaspor modelinin eseridir.

edit: uğur tütüneker'i kovmuşlar. bakmayın, bu da modelin bir parçası.
34 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol