confessions

ferdinand

5. nesil Yazar - uzman yazar - Yazar -

  1. toplam entry 30
  2. takipçi 0
  3. puan 4265

ricardo quaresma

ferdinand
hala özledik diyenleri gördüğümüz sefa pezevengi arkadaş.
dünya etrafında dönüyor zanneden, takımı sürekli sabote eden bir adamdı, yetenekli ama hede hödö diyenlere zaten yapcak birşey yok be birader.

mesut özil

ferdinand
Alman disiplinini ucundan az farkla kaçırmış gibi görünen topçu kardeşimiz.
Nedense diğerleri gibi istikrarlı değildir, bizim topçular gibi yetenekli ve performansı dalgalıdır. Lakin asist özelliği olarak Avrupada ilk 3'tedir sayın abim.

ersan adem gülüm

ferdinand
yok yere 2 maç ceza aldı ve yönetim yine sus pus, akıl alır şey değil.
Sürekli Cuma maçlarını kitlemelerine sus, her maç küfür cezası artık klasik zaten, ısrarla hakem hataları da cabası.
Ulan şöyle dik durabilen, taraftarıyla barışık bir yönetim ütopyalarda mı kaldı...

melih gökçek

ferdinand
bir angara bebesi olarak şehirden soğuma nedenlerinin başında gelir, melih ve sevimsiz gülümsemesi.
hala utanmadan bin ışık yılı önceki karayalçın şöyle yaptı falan diyebilmektedir.
bir de bunun şakşakçıları vardır ki ankarada fenadır, adam yiyo ama çalışıyo gardaş...

colton iverson

ferdinand
Hazırlık döneminde Karşıyaka deplasmanında izlemiş hayran olmuştum,
gelgelelim sezon başlayınca performans sürekli düştü, potansiyel var eyvallah ama kendisine göre daha vasat diyebileceğimiz Buckman ondan çok daha faydalı oynuyor arkadaş.
Hala pota altı patates gibi tabi Ruzic falan elle tutulur yanı yok ama Beşiktaş işte...

antonio cassano

ferdinand
Aşağıdaki sözleri etmiş, futbolu ciddiye almayan, tüm fırsatları geri tepen yeteneklerin başını çeken değişik bir arkadaş;

''İnter'de en iyi arkadaşım Yuto Nagatomo. Çünkü birbirimizi anlamıyoruz. Anlatıyor, ben gülüyorum. Ben anlatınca da o gülmeye başlıyor.''

ankaragücü taraftarı

ferdinand
günümüz tribünlerinin rant sorununa yenik düşen tribünlerden,
yanılmıyorsam 5bin tl civarı aylık maaş alan liderleri vardı.
Bizde de otoparklar, büfeler, publar şeklinde vuku bulan olay yani.
Ankara'nın görülmek istenmeyen mahallelerinde yaşayan insanlar oluşturur çoğunu,
içlerinde iyi insanlar yok mu var amma ve lakin çoğu evlat olsa sevilmez cinsten.
Tribün profili olarak yaş ortalaması büyüktür, türk tribünleri açısından bence bizden sonra fener ve ankaragücü gelir sağlamlık açısından.

filip holosko

ferdinand
sempatiktir ama ne kadar verimlidir her daim soru işaretidir.
Beşiktaşın sıradan bir takım gibi transfer ettiği transferlerdendir Eneramo misali. Rakip takımların yabancılarına bakınca göreceksiniz efenim.
Rakibin içinden geçebilme özelliği olduğunu zannetmesi ise hala üzer bizleri derinden.

çarşı

ferdinand
Rahmetli Optik Başkanın vefatıyla grup da toprağa girdi, bitti, bu halini görmediği de iyi oldu.
Bedava bilet, inen kombineler hep oldu yöneticiler vasıtasıyla hertürlü dümen döndü ama Demirören döneminde bokunu çıkardılar.
Özellikle Serdal Adalı yöneticiyken çok nemalandıi susturuldu insanlar, tarihin en kötü yönetimine ses çıkarılmadı.
İki kupayı unutma vefasızlık yapma, sabote etmeyin uefa'ya gidelim, kendi renktaşını döven sözde eski efsane tribüncüler,
çıldırt bizi başkan durumları zaten çok tan bitmiş çarşı üzerine helva olmuş durumlardı.
Bu son İsmail Ünal olayı da zaten çok net gösterdi ki tribünü gençlerin devralması gerketiği açık, iki senedir neyseki asya ve benzeri insanlar sayesinde tribün hareketlendi deplasmana gidilir oldu, işin içinde rant-para olmayınca özümüze dönüyoruz sanki hacı abiler...

los lunes al sol

ferdinand
Başucu filmidir, İspanya'dan çıkıp gelen, Avustralya hayalleri kurdurtan,
çalıştıkları tersane özelleşirken işsiz kalan harbi insanların hikayesidir.
Javier Bardem Santa rolüyle hayvani bir performans sergiler keza Luis Tosar fena...
celta maçını izlerler mütemadiyen beleştepeden, güldürür, hüzünlendirir, Beşiktaş gibi hayatın ta kendisidir bu film.
Müdavim bar sineklerinin Amador'u merak edip evine girdikleri sahnede her seferinde boğazım düğümlenir.

onlarca replik, hikaye, aforizma ne istersen çıkar, 50 oscarlı filmleri cebinden çıkarır.
Açılışındaki yazı zaten çok şey anlatır;
"bu film bir gerçek öyküye değil, binlerce gerçek öyküye dayanıyor."

(bkz: güneşli pazartesiler)

serdar kurtuluş

ferdinand
hilbert'le kıyaslamak hata olur, eski oyuncularımızdan niyazi, adem, vanspordan erkan ekolünden bir adam serdar kurtuluş,
yedirdiği goller, acemi hatalar, pozisyon bilgisinin olmaması, hızlı kanat adamları karşısındaki ağırlığı ile saç yolduran adamdır.
100bin dolara satılıp tekrar milyon dolarlara alınmıştır, değmezdir, hilbert'i fazlasıyla aratır. kıyas kabul etmez be abi...

beleştepe

ferdinand
yarım porsiyon aydınlıktı gariban için ya da maç dışı geçerken kapalıyı izlediğimiz seyirlik.
karşılıklı yapılan siyah-beyazlar ayrı bir güzeldi beleştepe ile.
Beşiktaşı Beşiktaş yapan şeylerden biriydi, yeni stat gerekliydi o ayrı mevzu ama eskisi gibi olmayacak ne kapalı, ne stat. beleştepe hiç olmayacak düşünsene...

fikret orman'ın beşiktaş taraftarına dava açması

ferdinand
Şaşırtmamıştır sayın Orman.
Demirören-Orman ilk seçim savaşında özellikle Çarşının tüpçüyü desteklemiş olması Fikret Abide epey travma yaşatmış ki,
geldiğinden beri anti-taraftar politikasını gütmeye devam ediyor. Bir yandan da Beşiktaşın taraftar profilinden birhaber
Serdar Bilgili gibi butik stat yapacağım,elit bir profil yaratacağım havalarında ama, o gömlek bize uymaz be birader, uyanır tez vakit umarım.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol