- bir gün arkadaşlarla ormana gittik, elimde tüfek ağır ağır ilerliyorum derken birden onu gördüm.
+ neyi?
- aslanı!!! bir kaç metre ötemdeydi böyle şey olamaz allah allah boyu on metre
+ aslanın boyu on metre mi?
X ziyaaaa!!!
- on metre değilse de beş metre var.
x ziyaaaa!!!
- yani aslan kadar aslan. hemen doğrulttum tüfeği "tık" tüfekte kurşun yok!
+ eyvah sonra?
- allahtan üzerimde çakı var, hemen çektim, çakıyı açtım.
+ sonra amca?
- atladım aslanın üstüne, karnına tak tak tak tak!!!
+ neyi?
- aslanı!!! bir kaç metre ötemdeydi böyle şey olamaz allah allah boyu on metre
+ aslanın boyu on metre mi?
X ziyaaaa!!!
- on metre değilse de beş metre var.
x ziyaaaa!!!
- yani aslan kadar aslan. hemen doğrulttum tüfeği "tık" tüfekte kurşun yok!
+ eyvah sonra?
- allahtan üzerimde çakı var, hemen çektim, çakıyı açtım.
+ sonra amca?
- atladım aslanın üstüne, karnına tak tak tak tak!!!
kendilerinin iş başına geldiğinde bu kulübün küçülmeye gideceğini biliyorduk. ki zaten yapılan transferlere falan istisnalar dışında kimse de ses çıkarmadı. ama yaptıkları artık küçülmek değil panik havasıyla acemice tavırlar sergilemek olmaya başladı. esas sorun da burada çıkıyor zaten.
mesela küçülmek istiyorsan futbol takımı kampı için yurt dışını seçmezsin, kamp yerini yurt içinde bir yerde seçip pek çok ekstra maliyetten kulübünü korursun. ya da kombine fiyatlarını makul seviyelerde tutarsıun ki kulübe ciddi oranda nakit girdisi sağlarsın.
ama küçülmeyi futbol dışı branşları kapatmak, kulübe faydalı olan futbolcuyu dahi takımdan göndermek olarak algılarsan burada bir sorun var bence. o zaman senin yaptığın iş feda ettirmekten ziyade veda ettirmek oluyor.
beşiktaş arması her branşta aynıdır ve kutsaldır. yönetimin yaptığı yanlışları kulübün düze çıkması için diye görmek bence hem kulübe hem de bu insanlara en büyük zarar olur. o zaman kulübün kapısına vuralım zinciri iflasımızı açıklayalım ortada ne beşiktaş kalsın ne de borç. eğer borç azaltmayı bu şekilde bir küçülmeye bağlarsak ileride elimizde sadece futbol takımı kalacak. "sadece futbolda beşiktaş bana yeter" diyen için sorun olmaz tabii ama "her branşta beşiktaş" diyen taraftar için kabul edilemez bu.
mesela küçülmek istiyorsan futbol takımı kampı için yurt dışını seçmezsin, kamp yerini yurt içinde bir yerde seçip pek çok ekstra maliyetten kulübünü korursun. ya da kombine fiyatlarını makul seviyelerde tutarsıun ki kulübe ciddi oranda nakit girdisi sağlarsın.
ama küçülmeyi futbol dışı branşları kapatmak, kulübe faydalı olan futbolcuyu dahi takımdan göndermek olarak algılarsan burada bir sorun var bence. o zaman senin yaptığın iş feda ettirmekten ziyade veda ettirmek oluyor.
beşiktaş arması her branşta aynıdır ve kutsaldır. yönetimin yaptığı yanlışları kulübün düze çıkması için diye görmek bence hem kulübe hem de bu insanlara en büyük zarar olur. o zaman kulübün kapısına vuralım zinciri iflasımızı açıklayalım ortada ne beşiktaş kalsın ne de borç. eğer borç azaltmayı bu şekilde bir küçülmeye bağlarsak ileride elimizde sadece futbol takımı kalacak. "sadece futbolda beşiktaş bana yeter" diyen için sorun olmaz tabii ama "her branşta beşiktaş" diyen taraftar için kabul edilemez bu.
ciddi bir bocalama evresine girdiler sanki. her hareketlerinde bir panik havası sezinlemek mümkün. ve artık "vardır bir bildikleri" deyip avutamıyorum da kendimi. bariz yanlış olmaya başladı artık bazı şeyler. umarım bu süreci bir an önce atlatıp daha doğru işlerle adlarını duyurmayı başarabilirler.
peşin not: evet ben yd'ye layığım.
peşin not: evet ben yd'ye layığım.
---------------alıntı---------------
"beşiktaş kulübü ikinci başkanı ahmet nur çebi, erkek voleybol şubesinin faaliyetini bir yıllığına durdurduklarını belirtti. çebi ayrıca, gelecek sezon durumu tekrar değerlendireceklerini ve sponsor bulunması halinde şubeyi açabileceklerini söyledi."
---------------alıntı---------------
demek ki neymiş? gelecek sezon tekrar değerlendireceklermiş, eğer sponsor bulunursa açabilirlermiş. açarız da demiyor paşam "açabiliriz" diyor. bu olaya sadece 1 yıllık durdurma şeklinde yaklaşan arkadaşlar fazlasıyla iyiniyetli bakıyorlar sanki.
seneye her şey düzelecek, beşiktaş düze çıkacak, bu sezon ortalıkta olmayan sponsorlar beşiktaş'ın kapısında kuruk olacak "biz sponsor olalım" diye ve yönetim değerlendirip uygun görürse yeniden açacak bu şubeyi.
ölme eşeğim ölme.
"beşiktaş kulübü ikinci başkanı ahmet nur çebi, erkek voleybol şubesinin faaliyetini bir yıllığına durdurduklarını belirtti. çebi ayrıca, gelecek sezon durumu tekrar değerlendireceklerini ve sponsor bulunması halinde şubeyi açabileceklerini söyledi."
---------------alıntı---------------
demek ki neymiş? gelecek sezon tekrar değerlendireceklermiş, eğer sponsor bulunursa açabilirlermiş. açarız da demiyor paşam "açabiliriz" diyor. bu olaya sadece 1 yıllık durdurma şeklinde yaklaşan arkadaşlar fazlasıyla iyiniyetli bakıyorlar sanki.
seneye her şey düzelecek, beşiktaş düze çıkacak, bu sezon ortalıkta olmayan sponsorlar beşiktaş'ın kapısında kuruk olacak "biz sponsor olalım" diye ve yönetim değerlendirip uygun görürse yeniden açacak bu şubeyi.
ölme eşeğim ölme.
erkek voleybol şubesinin kapatılması olayından sonra giderek yaklaşmaya devam ettiğimiz gerçeklik. amatör şubeler yavaş yavaş kapanıyor, yakında futboldan başka bir şey kalmayacak elimizde.
başkanımız fikret orman'ın son icraatı. bana göre geldiğinden bu yana yaptığı hataların en büyüğü. oldu olacak kulübü futbol kulübü yapalım, takımın adı da beşiktaş futbol kulübü olsun bari.
hala ilgileniyormuşuz kendisiyle. samet hoca öyle söylemiş. ama bencenet bir karar verilmeli artık kendisi için. transferinin bu kadar uzaması hoş değil. eğer olur da gelmezse diğer kaleciler takımlarıyla kampa başlamış olacaklar ve doğal olarak fiyatlar da yükselecek. bir an önce karar verilmeli artık.
öncelikle hemen belirteyim net tarihin bu olmadığının farkındayım. tarih ve saat açıklandığında başlıkta da gerekli güncellemeyi yaparız. gelelim maça;
sezonun ilk haftasında bize en ters gelen deplasmanla başlıyoruz. ama yine de bu maçın sezonun ilk maçı olması bence avantaj. beşiktaş'ı özleyen pek çok kişi bu maçta tribünlere koşacaktır. bu da normalden daha fazla tribün desteği sağlamamız anlamına gelecek. bir de meşhur olimpiyat stadı soğuğundan nasiplenmeyecek taraftarlarımız bu sene.
iyi oynayıp, güzel bir 3 puanla başlangıç yapalım lige.
(bkz: saldır beşiktaş ım oley)
sezonun ilk haftasında bize en ters gelen deplasmanla başlıyoruz. ama yine de bu maçın sezonun ilk maçı olması bence avantaj. beşiktaş'ı özleyen pek çok kişi bu maçta tribünlere koşacaktır. bu da normalden daha fazla tribün desteği sağlamamız anlamına gelecek. bir de meşhur olimpiyat stadı soğuğundan nasiplenmeyecek taraftarlarımız bu sene.
iyi oynayıp, güzel bir 3 puanla başlangıç yapalım lige.
(bkz: saldır beşiktaş ım oley)
bu fiyatlardaki amaç belli. kapalının müdavimi olan taraftarları açık tribüne yollamak. beşiktaş kapalısının tarihi gelişimini ve önemini falan es geçiyorum. diyelim ki kapalı müdavimi olan tayfa açık tribüne yol aldı. peki kapalıda kim olacak? sanki sen numaralı kombinelerini satıp tüketiyorsun da bir de aynı fiyatı kapalıya çekiyorsun. özellikle kulübün böylesine paraya ihtiyacı olduğu bir dönemde bu yapılan bence stratejik bir hata.
kapalı bu sene 1500 civarı olsaydı bu sene oradan kombine alan pek çok kişi yine zorlanacaktı. ama kendisinden fedakarlık edip yine de kombinesini cebine koyacaktı. bu çekilen fiyatlarla kapalı kombinesi satışları oldukça düşecektir.
sonuçta olan kapalıya oldu. numaralıya girip yüksek bilet ücretleri ödedikleri için "sosyete" diye bağırılan adamlarla aynı bilet parasına girilecek artık kapalıya. yani artık bir de kapalı sosyetemiz olacak. zaten her geçen sezon eski havasından uzaklaşıyordu, bu sezon iyice aratacaktır eski günlerini.
hayrını görsünler.
kapalı bu sene 1500 civarı olsaydı bu sene oradan kombine alan pek çok kişi yine zorlanacaktı. ama kendisinden fedakarlık edip yine de kombinesini cebine koyacaktı. bu çekilen fiyatlarla kapalı kombinesi satışları oldukça düşecektir.
sonuçta olan kapalıya oldu. numaralıya girip yüksek bilet ücretleri ödedikleri için "sosyete" diye bağırılan adamlarla aynı bilet parasına girilecek artık kapalıya. yani artık bir de kapalı sosyetemiz olacak. zaten her geçen sezon eski havasından uzaklaşıyordu, bu sezon iyice aratacaktır eski günlerini.
hayrını görsünler.
(bkz: bir tepki olarak hasiktir)
forvet alternatiflerimiz mustafa pektemek ve hugo almeida olacak. her iki futbolcuya göre de sistem değişiklik gösterecektir muhtemelen. almeida ile başladığımız maçlarda daha fazla kale sahasına orta ya da şişirme top görebiliriz. ayrıca simao ve quaresma seneye takımda yer almazsa kanatlarda muhtemelen çok koşan ama yetenekleri kısıtlı oyuncular izleyeceğiz. bu da zaten hücum gücümüzü oldukça düşürecek. geriye de sadece manuel fernandes'in atacağı ara toplar kalacak. ki hugo almeida gibi ağır bir forvet bu paslarda ne yapar onu da geçen sezon hep birlikte görmüştük.
sona ermesine yalnız digiturk yetkilileri üzülmüştür sanırım. kulüp yöneticileri,futbolcular ve taraftarlar genel anlamda oldukça memnun olacaktır kaldırılmasından.
"önüme gelene bir tekme" misali önlerine gelen herkese sallamış olan grup. neyse ki bizi es geçmişler.
https://twitter.com/goktasfurkan/status/223304223062892544/photo/1/large
https://twitter.com/goktasfurkan/status/223304223062892544/photo/1/large
bana göre beşiktaş'ın en az sorun yaşayacağı mevki. geçen sene şampiyonluğu son maça kadar kovalayan fenerbahçe'nin ya da şampiyon olan galatasaray'ın savunmacıları bizden iyi değildi. ki zaten fenerbahçe'nin egemen'i havada kapması da bunun bir göstergesi. egemen'in gidişi bu bölgede beşiktaş'ın gücünü pek de azaltmayacak bence. egemen gibi sadece kesici oyuncularla oynanmıyor artık futbol. üstelik egemen'in pozisyon almasında yaşadığı sorunlar da aşikar. kaç pozisyonda tek başına ofsaytı bozan adam oldu geçen sene.
savunma ve kaleci mevkileri, savunmaya katılmayan diğer mevkilerin de günahını çekerler. eğer ki orta sahamız yeterince dişli olursa ve geçen seneki gibi kırılgan bir yapıya sahip olmazsa savunmanın özellikleri daha belirgin olarak görülür. egemen,sivok ve ersan üçlüsü bana göre bekir irtegün'lerden, semih kaya'lardan çok daha iyidir.
savunma ve kaleci mevkileri, savunmaya katılmayan diğer mevkilerin de günahını çekerler. eğer ki orta sahamız yeterince dişli olursa ve geçen seneki gibi kırılgan bir yapıya sahip olmazsa savunmanın özellikleri daha belirgin olarak görülür. egemen,sivok ve ersan üçlüsü bana göre bekir irtegün'lerden, semih kaya'lardan çok daha iyidir.
bu referandumda "yetmez ama eveeeğğğt" diye salyalar akıtanlar şimdilerde derin bir sessizliğe gömüldüler. ellerinde kala kala 3 sanıklı bir "12 eylül davası" kaldı. o da mümkün olduğunca ağırdan alınıyor ki sanıklar dava sonuçlanmadan ölsün konu kapansın diye.
Bir yargı sistemi düşünün ki darbe yaptığı sabit olan kişileri tutuksuz yargılarken, darbeye teşebbüs edip etmedikleri bile şüpheli olan sanıkları tutuklu yargılıyor.
Bu referandumda evet oyu verip kandırılanlara da üzerine bir bardak soğuk su içmek kalıyor.
Bir yargı sistemi düşünün ki darbe yaptığı sabit olan kişileri tutuksuz yargılarken, darbeye teşebbüs edip etmedikleri bile şüpheli olan sanıkları tutuklu yargılıyor.
Bu referandumda evet oyu verip kandırılanlara da üzerine bir bardak soğuk su içmek kalıyor.
siyah-beyaz fikir platformu.
bu sözlüğün varlık amacı, tanımlanması yahut örneklenmesi mümkün olabilen her şeyin yazarlarının bakış açısından yazıya dökülmesidir. şunu da kabul etmeliyiz ki bu dünyadaki her insanın farklı düşünceleri/bakış açıları vardır. bu sebeple herhangi bir konuda fikir ayrılığına düşülen yazar ile format dahilinde farklı düşünceleri savunmak bence son derece normal karşılanmalı. hepimiz beşiktaş'ın menfaatlerini düşünüyorsak eğer ve buradaki kimse beşiktaş konusunda art niyetli değil ise -ki öyle- farklı fikirlerin olması kimseyi rahatsız etmemeli. hele hele bu farklı fikirleri saygısızlık olarak kimse algılamamalı.
beşiktaş taraftarı büyüğüne gereken saygıyı her zaman gösterir, fakat bu asla bir çeşit "biat etme" şeklinde olmaz. zaten büyükler de bunun farkında olacaklardır muhtemelen. farklı görüşleri saygısızlık olarak anlamayacaklardır. bu sebeple herkes kişisel görüşlerini saygı çerçevesinde açıklayabilir, hatta açıklamalıdır. son 10 yıl hem şu ülkenin başına gelenler hem de kulübümüzün başına gelenler hep "susmak" nedeniyle geldi başımıza.
bu sözlüğün varlık amacı, tanımlanması yahut örneklenmesi mümkün olabilen her şeyin yazarlarının bakış açısından yazıya dökülmesidir. şunu da kabul etmeliyiz ki bu dünyadaki her insanın farklı düşünceleri/bakış açıları vardır. bu sebeple herhangi bir konuda fikir ayrılığına düşülen yazar ile format dahilinde farklı düşünceleri savunmak bence son derece normal karşılanmalı. hepimiz beşiktaş'ın menfaatlerini düşünüyorsak eğer ve buradaki kimse beşiktaş konusunda art niyetli değil ise -ki öyle- farklı fikirlerin olması kimseyi rahatsız etmemeli. hele hele bu farklı fikirleri saygısızlık olarak kimse algılamamalı.
beşiktaş taraftarı büyüğüne gereken saygıyı her zaman gösterir, fakat bu asla bir çeşit "biat etme" şeklinde olmaz. zaten büyükler de bunun farkında olacaklardır muhtemelen. farklı görüşleri saygısızlık olarak anlamayacaklardır. bu sebeple herkes kişisel görüşlerini saygı çerçevesinde açıklayabilir, hatta açıklamalıdır. son 10 yıl hem şu ülkenin başına gelenler hem de kulübümüzün başına gelenler hep "susmak" nedeniyle geldi başımıza.
her genelleme gibi yanlıştır.
yd dönemi sonrası göreve gelen yeni yönetimin görev aldığı şu kısa dönemde beşiktaş'ta övülecek şeyler de oluyor sövülecek şeyler de. gözümüzü bir tarafa kapatıp sadece tek bir tarafa odaklanmak bence doğru değil. örnekleyelim;
yönetim geldiğinden bu yana artık borçlanma oranımız son 8 yıla oranla oldukça gerilemiş durumda. artık saçma sapan transferlere milyon eurolar verilmiyor. yd döneminin enkazı bir şekilde toparlanmaya çalışılıyor. eskiye oranla daha sistematik ve planlı gittiğimiz de söylenebilir. bunlar oldukça olumlu gelişmeler, bu gelişmeleri yok saymak haksızlık olacaktır.
fakat özellikle "futbolcular da fedakarlık yapmalı" mantığıyla indirime gitmeyen futbolculara uygulanan tavır fazlasıyla can sıkıcı. yahu öyle ya da böyle sen bu adamla bu sözleşme bedeli karşılığında anlaşmışken, şimdi "ya ücretini indir ya da yedek takımda oynarsın" diyerek tehdit etmek bence çok saçma. futbolcu fedakarlık etmek istiyorsa eder, istemiyorsa da etmez. indirime gitmeyen futbolcunun futbol hayatıyla oynayamazsın. ahde vefa bunu gerektirir.
bir de ibrahim altınsay olayı var ki beni en çok hayal kırıklığına uğratan konuların başında geliyor. eskiye oranla sistemli ve programlı gitsek de bu türden kişileri kısa vadede kaybetmemiz can sıkıcı. oysa ki kartal lab gibi çok güzel bir proje için hazırlanıyordu. yazık oldu.
sonuç olarak baktığımızda ben yine ilk söylediğime dönüyorum. beşiktaş'ta övülecek şeyler de var sövülecek şeyler de. ama genel anlamda baktığımızda yd dönemine oranla çok daha doğru ve mantıklı işler yapılıyor. bu sebeple mevcut yönetime gereken desteği verip yanlış gördüklerimizi çekinmeden eleştirmeliyiz bence. sadece desteğe ya da sadece eleştiriye odaklanmak doğru değil.
yd dönemi sonrası göreve gelen yeni yönetimin görev aldığı şu kısa dönemde beşiktaş'ta övülecek şeyler de oluyor sövülecek şeyler de. gözümüzü bir tarafa kapatıp sadece tek bir tarafa odaklanmak bence doğru değil. örnekleyelim;
yönetim geldiğinden bu yana artık borçlanma oranımız son 8 yıla oranla oldukça gerilemiş durumda. artık saçma sapan transferlere milyon eurolar verilmiyor. yd döneminin enkazı bir şekilde toparlanmaya çalışılıyor. eskiye oranla daha sistematik ve planlı gittiğimiz de söylenebilir. bunlar oldukça olumlu gelişmeler, bu gelişmeleri yok saymak haksızlık olacaktır.
fakat özellikle "futbolcular da fedakarlık yapmalı" mantığıyla indirime gitmeyen futbolculara uygulanan tavır fazlasıyla can sıkıcı. yahu öyle ya da böyle sen bu adamla bu sözleşme bedeli karşılığında anlaşmışken, şimdi "ya ücretini indir ya da yedek takımda oynarsın" diyerek tehdit etmek bence çok saçma. futbolcu fedakarlık etmek istiyorsa eder, istemiyorsa da etmez. indirime gitmeyen futbolcunun futbol hayatıyla oynayamazsın. ahde vefa bunu gerektirir.
bir de ibrahim altınsay olayı var ki beni en çok hayal kırıklığına uğratan konuların başında geliyor. eskiye oranla sistemli ve programlı gitsek de bu türden kişileri kısa vadede kaybetmemiz can sıkıcı. oysa ki kartal lab gibi çok güzel bir proje için hazırlanıyordu. yazık oldu.
sonuç olarak baktığımızda ben yine ilk söylediğime dönüyorum. beşiktaş'ta övülecek şeyler de var sövülecek şeyler de. ama genel anlamda baktığımızda yd dönemine oranla çok daha doğru ve mantıklı işler yapılıyor. bu sebeple mevcut yönetime gereken desteği verip yanlış gördüklerimizi çekinmeden eleştirmeliyiz bence. sadece desteğe ya da sadece eleştiriye odaklanmak doğru değil.
siz besiktas.sozlukspot.com 'a layıksınız. [ybkz]swh[/ybkz]
adet olduğu için söylenen temenni cümlesi.
kullanmayı kesinlikle sevmeyen biri olarak kimi zaman ben de kullanmak zorunda kalıyorum. sanki yapılan şey bir çeşit başarıymış da diğerlerinin bunu başarmasını temenni ediyormuş gibi bir anlam çıkarmak mümkün bu cümleden. bu sebepledir ki bana hep itici gelmiştir.
örneğin evlendiği için tebrik ettiğiniz bir insandan bu cümleyi duymak evlenmeyi düşünmeyen biri için çok da anlamlı olamayacaktır. "darısı isteyenlerin başına" daha güzel sanki.
evet evet, daha güzel.
kullanmayı kesinlikle sevmeyen biri olarak kimi zaman ben de kullanmak zorunda kalıyorum. sanki yapılan şey bir çeşit başarıymış da diğerlerinin bunu başarmasını temenni ediyormuş gibi bir anlam çıkarmak mümkün bu cümleden. bu sebepledir ki bana hep itici gelmiştir.
örneğin evlendiği için tebrik ettiğiniz bir insandan bu cümleyi duymak evlenmeyi düşünmeyen biri için çok da anlamlı olamayacaktır. "darısı isteyenlerin başına" daha güzel sanki.
evet evet, daha güzel.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?