süper kupa finalinin olimpiyat stadı'nda oynanmasını talep etmişler. tüm takım taraftarları dostluk içerisinde bu maçı izlesin diye. fakat bence bu pek mümkün değil. provakasyona oldukça açık bir konu bu. ve eğer ters teperse sonuçları şu ankinden çok daha aşırı sonuçlar doğurabilir.
düşündük taşındık.
haklı ve meşru olan protesto gösterilerinin devam etmemesi durumunda dahi; üzerinden bu kadar kısa zaman geçmişken, orada ölen ya da yaralanan insanlara saygı amacıyla pikniğin iptal edilmesinin daha uygun olacağına karar verdik.
ayrıca her fırsatta kartal sözlük'e sallamak için fırsat kollayan bazı arkadaşların "bunlar çakma beşiktaşlı yea, şöyle bir günde pikniğe mi gidilir" şeklinde propaganda yapmasının da böylece önüne geçmiş olmak niyetindeyiz.
bu kararı alırken şehir dışından benden başka gelecek yazar olmamasına da dikkat ettik.
yazarlar tarafından talep olması durumunda eylül ayı gibi uygun bir dönemde bu seneki pikniğimizi icra ederiz.
yazarlarımızın anlayışla karşılayacaklarını umuyoruz.
peşin edit: bahsi geçen "kartal sözlük'e sallamak için fırsat kollayan bazı arkadaşlar" sözlük ahalisi içindeki kişiler değildir. lütfen yanlış anlaşılma olmasın.
haklı ve meşru olan protesto gösterilerinin devam etmemesi durumunda dahi; üzerinden bu kadar kısa zaman geçmişken, orada ölen ya da yaralanan insanlara saygı amacıyla pikniğin iptal edilmesinin daha uygun olacağına karar verdik.
ayrıca her fırsatta kartal sözlük'e sallamak için fırsat kollayan bazı arkadaşların "bunlar çakma beşiktaşlı yea, şöyle bir günde pikniğe mi gidilir" şeklinde propaganda yapmasının da böylece önüne geçmiş olmak niyetindeyiz.
bu kararı alırken şehir dışından benden başka gelecek yazar olmamasına da dikkat ettik.
yazarlar tarafından talep olması durumunda eylül ayı gibi uygun bir dönemde bu seneki pikniğimizi icra ederiz.
yazarlarımızın anlayışla karşılayacaklarını umuyoruz.
peşin edit: bahsi geçen "kartal sözlük'e sallamak için fırsat kollayan bazı arkadaşlar" sözlük ahalisi içindeki kişiler değildir. lütfen yanlış anlaşılma olmasın.
bana göre büyük yanılgı.
şunu çok net görmeliyiz, evet olaylar gezi parkı'nı koruma maksadıyla başladı. fakat oradaki çevreci gruba yapılan sert müdahale olayın boyutlarını değiştirdi. gezi parkı olayı bardağı taşıran son damla oldu sadece.
hani başbakan soruyor ya neyi protesto ediyorlar ne haklarını ellerinden aldık diye ben elimden gelen bir kaç tanesini sıralayayım;
biz kimsenin hayat tarzına karışmadık deyip on saniye sonrasında "ama metroda sarılan çiftin uyarılması doğrudur" diyen bir başbakana sahibiz. "kimse kızını başkasının kucağında görmek istemez" gibi de son derece sapıkça bir bakış açısıyla savundu başbakan bunu. biz de başbakanımızı abd'nin kucağında görmek istemiyoruz mesela.
eğitimde şunları yaptık bunları yaptık diye bir sürü şey sıraladı dün. 4+4+4 gibi bir saçmalığa mahkum edildi bu ülke. üstelik de hiç bir eğitim kurumunun görüş ve önerileri alınmadan. akıllarına geldi ve yaptılar. kimseye soruldu mu? halkın ne düşündüğü önemsendi mi?
eğitimden laf açılmışken türkiye'Nin en güvenilir kurumlarındna biri olan ösym'yi getirdikleri duruma da bakmak gerekli. hangi sınavda adalet olduğuna inanıyoruz artık? gereken yapıldı mı? halkın sesini dinleyen oldu mu?
deniz feneri olayıyla kendi yandaşları söz konusu olunca nasıl adaletsiz davrandıklarını gördük. halk tepkisi yine umurlarında olmadı.
çok konuşan insanları tek suçları muhalif olmak iken ergenekoncu diye içeri attılar. türkiye tarihinin en büyük adaletsizlik operasyonu yapıldı. halkın sesi yine umursanmadı çünkü başbakanımız savcılıkla meşguldü o an.
bunların hepsi birer örnek ve şüphesiz ki arttırmak mümkün. bu örneklerin hepsi bize gösteriyor ki ülke insanının hayatını derinden etkileyecek değişikliklerde ya da yapılan hukuksuzluklarda kimse halkın sesini duymak istemedi. hep görmezden gelindi halk. ve şimdi verilen mücadele bunun mücadelesi. halk kendi varlığının farkına varılmasını istiyor. "ben yaptım oldu" zihniyetine tepkisini koyuyor.
o yüzden lütfen kimse "e parkı verdiler işte yea" diye savunma getirmesin. o ağaçlar sadece insanların üzerindeki ölü toprağını attı.
başbakan çıkıp bu insanların da varlığını kabul edip, bu insanları "alkolik" , "çapulcu" ya da "marjinal" diye nitelemekten vazgeçene ve bu insanlar niye eylem yapıyor sorusunu kendine sorana kadar devam edecektir bu protesto gösterileri.
şunu çok net görmeliyiz, evet olaylar gezi parkı'nı koruma maksadıyla başladı. fakat oradaki çevreci gruba yapılan sert müdahale olayın boyutlarını değiştirdi. gezi parkı olayı bardağı taşıran son damla oldu sadece.
hani başbakan soruyor ya neyi protesto ediyorlar ne haklarını ellerinden aldık diye ben elimden gelen bir kaç tanesini sıralayayım;
biz kimsenin hayat tarzına karışmadık deyip on saniye sonrasında "ama metroda sarılan çiftin uyarılması doğrudur" diyen bir başbakana sahibiz. "kimse kızını başkasının kucağında görmek istemez" gibi de son derece sapıkça bir bakış açısıyla savundu başbakan bunu. biz de başbakanımızı abd'nin kucağında görmek istemiyoruz mesela.
eğitimde şunları yaptık bunları yaptık diye bir sürü şey sıraladı dün. 4+4+4 gibi bir saçmalığa mahkum edildi bu ülke. üstelik de hiç bir eğitim kurumunun görüş ve önerileri alınmadan. akıllarına geldi ve yaptılar. kimseye soruldu mu? halkın ne düşündüğü önemsendi mi?
eğitimden laf açılmışken türkiye'Nin en güvenilir kurumlarındna biri olan ösym'yi getirdikleri duruma da bakmak gerekli. hangi sınavda adalet olduğuna inanıyoruz artık? gereken yapıldı mı? halkın sesini dinleyen oldu mu?
deniz feneri olayıyla kendi yandaşları söz konusu olunca nasıl adaletsiz davrandıklarını gördük. halk tepkisi yine umurlarında olmadı.
çok konuşan insanları tek suçları muhalif olmak iken ergenekoncu diye içeri attılar. türkiye tarihinin en büyük adaletsizlik operasyonu yapıldı. halkın sesi yine umursanmadı çünkü başbakanımız savcılıkla meşguldü o an.
bunların hepsi birer örnek ve şüphesiz ki arttırmak mümkün. bu örneklerin hepsi bize gösteriyor ki ülke insanının hayatını derinden etkileyecek değişikliklerde ya da yapılan hukuksuzluklarda kimse halkın sesini duymak istemedi. hep görmezden gelindi halk. ve şimdi verilen mücadele bunun mücadelesi. halk kendi varlığının farkına varılmasını istiyor. "ben yaptım oldu" zihniyetine tepkisini koyuyor.
o yüzden lütfen kimse "e parkı verdiler işte yea" diye savunma getirmesin. o ağaçlar sadece insanların üzerindeki ölü toprağını attı.
başbakan çıkıp bu insanların da varlığını kabul edip, bu insanları "alkolik" , "çapulcu" ya da "marjinal" diye nitelemekten vazgeçene ve bu insanlar niye eylem yapıyor sorusunu kendine sorana kadar devam edecektir bu protesto gösterileri.
son günlerde meydana gelen toplumsal olaylar bu şekilde devam ederse iptal edilmesi ya da ertelenmesi gündeme gelecektir sanırım. millet semtte polise karşı direnirken bizim pikniğe gitmemiz pek de makul olmayacak doğal olarak.
eğer ki olaylar o gün de devam ederse piknik yerine eyleme gidip mangaldaki yiyecekler yerine de biber gazı yeriz.
şahsi fikrimdir.
eğer ki olaylar o gün de devam ederse piknik yerine eyleme gidip mangaldaki yiyecekler yerine de biber gazı yeriz.
şahsi fikrimdir.
rant amaçlı inşaat çalışmaları sırasında çıkan tarihi eserlere çanak çömlek diyen hükümetin süper fikri.
(bkz: bu sefer güldürmedi)
henüz görünür olmasa da en fazla bir iki saat içerisinde aktif olacak olan reklamlar. google reklam partnerlerinin çalışmaları konusunda oldukça hassas davranıyor. en ufak bir suistimal sonucunda hem hesap sahibi olarak hem de site domaini olarak sonsuza dek banlanma durumumuz söz konusu olacak. bu sebeple;
* ilginizi çekmeyen reklamlara tıklamamanız
* gün içerisinde olabilecek ortalama bir kaç tık sayısından fazlaca tıklama yapmamanız
* kullanıcıları reklamlara tıklamaları konusunda teşvik etmemeniz
önem arz eden konuların başında geliyor. bu konularda gerekli hassasiyeti göstereceğimizi düşünüyorum.
* ilginizi çekmeyen reklamlara tıklamamanız
* gün içerisinde olabilecek ortalama bir kaç tık sayısından fazlaca tıklama yapmamanız
* kullanıcıları reklamlara tıklamaları konusunda teşvik etmemeniz
önem arz eden konuların başında geliyor. bu konularda gerekli hassasiyeti göstereceğimizi düşünüyorum.
Concordia Chiajna - Pandurii Tg. Jiu : ilk yarı 2; maç sonu 0
alın size havadan 15 oran gençler. bu kıyağımı da unutmayın.
alın size havadan 15 oran gençler. bu kıyağımı da unutmayın.
bir başlıktaki entrylerin büyük çoğunluğunun hatalı olduğunu fark etmiş olan moderasyon üyesi. üşenmeden bütün hatalı entryleri tek tek siler. karşılığında teşekkür görmesi pek de olası değildir tabi. küfür yemezse dua etmeli.
borçlar kanunu'nun 209. maddesinde düzenlenen sözleşme türü.
buna göre satım sözleşmesinin geçerli olması için satım ile teslimin aynı anda olması gerekmez. yani satım sözleşmesine dayanarak ödemeyi bugün yapıp malı yarın da teslim alabilirsiniz. ödeme yapıldığı anda satım gerçekleşmiş kabul edilir ve satım sözleşmesine konu malın mülkiyeti alıcıya geçer. satıcı sadece geçici süre ile malı elinde bulunduran kişi sıfatına gelir.
bu kadar hukuk bilgisi ne işe yaracak derseniz;
(bkz: saat 22.00 ile 06.00 arası alkol satışı yasağı)
buna göre satım sözleşmesinin geçerli olması için satım ile teslimin aynı anda olması gerekmez. yani satım sözleşmesine dayanarak ödemeyi bugün yapıp malı yarın da teslim alabilirsiniz. ödeme yapıldığı anda satım gerçekleşmiş kabul edilir ve satım sözleşmesine konu malın mülkiyeti alıcıya geçer. satıcı sadece geçici süre ile malı elinde bulunduran kişi sıfatına gelir.
bu kadar hukuk bilgisi ne işe yaracak derseniz;
(bkz: saat 22.00 ile 06.00 arası alkol satışı yasağı)
bence yok böyle bir şey.
cumhuriyet dediğin sistemde halk kendi kendini yönetir, halkın seçtiği temsilciler sistem içerisinde bazı dengeleyici unsurlarla dengelenir ve denetlenir.
bizim ülkemizdekine olsa olsa korku imparatorluğu denilebilir. malum, tek adam devrinde yaşıyoruz.
cumhuriyet dediğin sistemde halk kendi kendini yönetir, halkın seçtiği temsilciler sistem içerisinde bazı dengeleyici unsurlarla dengelenir ve denetlenir.
bizim ülkemizdekine olsa olsa korku imparatorluğu denilebilir. malum, tek adam devrinde yaşıyoruz.
şuradan görülebilir;
http://www.youtube.com/watch?v=RIxbK6jMbaU
http://www.youtube.com/watch?v=RIxbK6jMbaU
evinde ölü bulunmuş. intihar ettiği söyleniyor.
hayatı karmakarışık ve sistemsiz bir şekilde seyir eden adem evladı.
bir kulağı bitiş düdüğündedir.
bir kulağı bitiş düdüğündedir.
çok farklı kullanım amaçları olabilen tabir. şöyle ki;
sporcular tarafından yeni sezon hazırlıklarına başlamak anlamında kullanılır. gazeteciler tarafından x kişinin bikinili görüntülenmesi anlamında kullanılır. turizm bölgelerinde sezonun sevişilen ilk turisti anlamında kullanılır.
gibi.
sporcular tarafından yeni sezon hazırlıklarına başlamak anlamında kullanılır. gazeteciler tarafından x kişinin bikinili görüntülenmesi anlamında kullanılır. turizm bölgelerinde sezonun sevişilen ilk turisti anlamında kullanılır.
gibi.
2013-2013 sezonunda beşiktaş'ı lig 3.sü yapmış olan hoca. belki de tarihin en zorlu sezonunu geçirdik; böyle bir senede 3.'lük getirmesi başarı olarak görülebilir. şampiyonluk diye yola çıkıp 3.lüğü bile yakalayamadığımız seneler de olmadı değil.
fakat kendisini değerlendirirken lig sıralamasını baz almamak lazım bence. öncelikle şuna bakalım; kendisi uzun vadeli planlamalar yapılabilecek bir hoca mıdır? bunu cevaplayabilmek oyun okuma bilgisi, futbolcularla olan ilişkisi ve benzeri durumları irdelemek şart.
ben şahsen samet hoca'nın teknik dehasıyla kazanılan bir maç görmedim. maç içerisinde oyunu iyi okuyup yaptığı hamlelerle kazanılan maçlardan bahsediyorum. onun yerine ne gördük? genç oyuncuları kırk yılda bir kere ilk 11'de başlatıp henüz 30. dakikada oyundan alan bir hoca gördüm ben mesela. 1 değil 2 değil, eğer sen 30. dakikada bir çok kere oyuncu değişikliğine gidiyorsan bu senin tercihlerinin hatasıdır.
"gençlerle yolumuza devam edeceğiz" dedi samet hoca sene başında, "muhammed ikinci yarı en büyük kozumuz olacak" dedi, ama son kayserispor maçına bile gençlerle çıkmaya cesaret edemedi. sanırım "biz lig ikincisiyle aynı puanda bitirdik ligi" deme hedefindeydi ki onu da başaramadık.
oyuncularla ilişkileri zaten hepimizin malumu. fernandes ile yaşadığı sorunlar, oğuzhanla ilgili verdiği demeçler vb. durumlar kendisine takım içinde antipatiyle bakılmasına yol açtı. beşiktaş futbol takımı içerisindeki futbolcular için "biz bu oyunculara kaldıysak vay halimize" dedi. bu lafı edip gönderdiği oyuncu bizle oynadığı maçta kanadımızı felç etti.
bütün bunlar samet hocayla gelecek planı yapılmasına engel oldu. yoksa "sen bu takımı niye şampiyon yapamadın" demiyor kimse.
3 yıllık anlaşmasındaki alacaklarını da kulüpten istemiş. opsiyonsuz 4 yıllık sözleşme yaparsan böyle götünde patlar elbet. samet hocanın hakkıdır o para almak istiyorsa alır. ama bu saatten sonra beşiktaş semtinden bile geçmesin mümkünse. "ben şöyle beşiktaşlıyım, böyle beşiktaşlıyım" laflarına da karnımız tok artık.
sezon başında beğenmeyip gönderdiği ernst 50 kere daha büyük beşiktaşlıdır benim nazarımda.
keline kurban olsun.
fakat kendisini değerlendirirken lig sıralamasını baz almamak lazım bence. öncelikle şuna bakalım; kendisi uzun vadeli planlamalar yapılabilecek bir hoca mıdır? bunu cevaplayabilmek oyun okuma bilgisi, futbolcularla olan ilişkisi ve benzeri durumları irdelemek şart.
ben şahsen samet hoca'nın teknik dehasıyla kazanılan bir maç görmedim. maç içerisinde oyunu iyi okuyup yaptığı hamlelerle kazanılan maçlardan bahsediyorum. onun yerine ne gördük? genç oyuncuları kırk yılda bir kere ilk 11'de başlatıp henüz 30. dakikada oyundan alan bir hoca gördüm ben mesela. 1 değil 2 değil, eğer sen 30. dakikada bir çok kere oyuncu değişikliğine gidiyorsan bu senin tercihlerinin hatasıdır.
"gençlerle yolumuza devam edeceğiz" dedi samet hoca sene başında, "muhammed ikinci yarı en büyük kozumuz olacak" dedi, ama son kayserispor maçına bile gençlerle çıkmaya cesaret edemedi. sanırım "biz lig ikincisiyle aynı puanda bitirdik ligi" deme hedefindeydi ki onu da başaramadık.
oyuncularla ilişkileri zaten hepimizin malumu. fernandes ile yaşadığı sorunlar, oğuzhanla ilgili verdiği demeçler vb. durumlar kendisine takım içinde antipatiyle bakılmasına yol açtı. beşiktaş futbol takımı içerisindeki futbolcular için "biz bu oyunculara kaldıysak vay halimize" dedi. bu lafı edip gönderdiği oyuncu bizle oynadığı maçta kanadımızı felç etti.
bütün bunlar samet hocayla gelecek planı yapılmasına engel oldu. yoksa "sen bu takımı niye şampiyon yapamadın" demiyor kimse.
3 yıllık anlaşmasındaki alacaklarını da kulüpten istemiş. opsiyonsuz 4 yıllık sözleşme yaparsan böyle götünde patlar elbet. samet hocanın hakkıdır o para almak istiyorsa alır. ama bu saatten sonra beşiktaş semtinden bile geçmesin mümkünse. "ben şöyle beşiktaşlıyım, böyle beşiktaşlıyım" laflarına da karnımız tok artık.
sezon başında beğenmeyip gönderdiği ernst 50 kere daha büyük beşiktaşlıdır benim nazarımda.
keline kurban olsun.
kendisi hakkında iddianamede istenilen cezanın pek önemi yok bana göre. hakkında verilecek ceza "meşru savunmada yasal sınırın aşılması" kapsamında değerlendirilecektir. bu da 2 yıl ila 5 yıl arasında bir ceza alması demek.
tutuklu aldığı süre de hesaba katılırsa ilk celsede serbest kalması muhtemel.
tutuklu aldığı süre de hesaba katılırsa ilk celsede serbest kalması muhtemel.
Vatan Gazetesi spor müdürü İbrahim Seten'e göre samet aybaba tarafından sarfedilen cümleymiş. "Madem Başkan Fikret Orman Üçüncülüğü başarı olarak görüyor kendisi de istifa etsin" demiş samet aybaba.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?