fani madida

getirdiklerine bir bakalım;

öncelikle gelişmiş ülkelerde böyle değil mevzusu bizim ülkemiz özelinde bir gerekçe olamaz. bizim ülkemiz gelişmiş bir ülke değil zira. biz hala töre cinayetleriyle,namus cinayetleriyle uğraşan, kadınları 2. sınıf vatandaş gören bir ülkeyiz. getirilen değişiklikleri buna göe değerlendirmekte fayda var.

artık eğitim zorunlu olmayacak bir kere. 12 yıllık zorunlu eğitim masallarını geçelim lütfen. açıköğretim gibi sikindirik bir sistem getiriyor bu yasa. artık isteyen çocuk 4 yıldan sonra açıköğretim sistemiyle eğitim almaya devam edecek. gelişmiş ülkelerde kız çocuğu 2. sınıf evlat olarak görülmüyor tabi. ama bizde öyle değil. bu mantıkdaki insanların özellikle kız çocuklarını okula göndereceklerine inanan var mı bilmiyorum. pek yakında birlikte görürüz zaten.

bunun dışında 4 yıllık eğitimden sonra çocukları "yeteneklerine göre" meslek liselerine yönlendirme durumu var. bunu da hep birlikte göreceğiz ama ben baştan söyleyeyim, ilk 4 yıllık eğitimi bitiren çocukların önemli bir kısmının yeteneği "din" konusuna olacak ve dini ağırlıklı eğitim veren orta okullar yeniden hortlayacak. 10 yaşındaki çocuk bunu ne kadar tercih edebilir, ne kadarı aile baskısıyla olur bir düşünmek lazım.

her şeyi geçelim. bu yasanın geçirilme şekline bir bakın yahu. milletvekilleri yerde tekmeleniyor, konuşmasınlar diye kürsüye adam dikiliyor. muhalefet ve sivil toplum örgütleri ağzını açınca açtığına pişman edilip susturuluyor. azıcık aklı olan insan bir düşünür yahu nedir bu telaş diye.

getirdiklerini hep birlikte göreceğiz zaten. avrupa birliğinin eğitim raporunda son sırada olan bir ülke olarak gelişmiş ülkelerle yarışmak istiyorsak sistemden ziyade zihniyetleri değiştirmeliyiz. yoksa başbakanın isteği olan "dindar ve kindar gençlik" hayallerini gerçekleştirmek için kanun değiştirmekle bir sik olmaz.

komisyonun toplantı salonuna önceden sokulan 100 kişinin komisyon üyelerinin salona girmesini ve konuşmasını engellemesi sonucunda kavga dövüş kabul edilen yasa taslağı. öyle ki akp'liler bile neyi oyladığının farkına varamadı, kavgadan fırsat buldukları anda el kaldırıp indirdiler sadece, neyi oyladıklarını dahi bilmeden. bu da demokrasi oluyor işte bizim ülkemizde.

genel kurula geldiğinde de yine benzer şekilde geçirilip yasalaşacak. uzun vadeli sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. adamlar sırf sayısal üstünlüğü var diye ülkenin amına koyuyor. bilimsel gerekçelerini sunup itiraz eden sivil toplum örgütlerini tehdit ediyor ve biz hala uyuyoruz.

bu olay son nokta olmalı artık. demokrasi adı altında yapılanları herkes gözünü açıp görmeli yoksa ileride çok pişman olacağız.

"sadece arkadaşız" yalanının artık sadece magazin programlarında değil, adliye koridorlarında da yankılanmasına neden olacak mevzuat değişikliği.

sözlük içerisinde varlığına rastlayamadığım olgu. "quaresma olmasaydı biz kesin şampiyon olurduk" diyen var da ben görmediysem o ayrı. ama quaresma'nın eleştirilmesini bütün başarısızlığı quaresma'ya yıkmak olarak niteliyorsak orada bir yanlış var sanki.

quaresma'nın bu takıma verdikleri ve veremedikleri apaçık ortada. sezonun 2. yarısında ülkesinden geç dönmesiyle başlayan, fenerbahçe maçı öncesi gördüğü gereksiz kırmızı kartla devam eden süreç bugün bu noktalara kadar geldi. quaresma'nın şu an itibariyle takıma zarar verdiği kesin. söylenen de bu zaten. fazlası değil.

ama yok ben iyiyken quaresma'yı kötüleyeyim, kötüyken de savunayım şeklinde bir gereksiz muhalif olma çabasıyla ve zorlama yorumlarla böyle tespitler yaparım derseniz orası ayrı.

yapanın yanına kar kalan katliam. bu saatten sonra istediğiniz kadar kanunu değiştirin bir bok olmaz. kişinin lehine olan kanun hükümleri uygulanacağından bu adamlar hakkındaki dava her şekilde düşecek.

esas düşünülmesi gereken nokta, neredeyse 20 yıldır aranan bu adamların, askere gitmesine, evlenmesine rağmen nasıl bulunamadığıdır. işte devlet içerisindeki kokuşmuşluk ve çürümüşlük burada ortaya çıkıyor. bu adamlar devlet eliyle kollandılar ve korundular. belki de katiller tutuklansa uzantıları devlet içerisindeki bazı güçlere kadar uzanacaktı, bunu bilmemiz ne yazık ki mümkün olmadı.

aslında her şey ilk duruşmada pişmiş kelle gibi sırıtan o canilerin suratını gördüğümüzde belliydi. olan orada yok olan 35 cana oldu.

bazıları da hala adaletten, insan haklarından dem vurmaya devam etsin.

hiç bir futbolcu beşiktaş'tan büyük değildir. taşıdığı formanın ve armanın hakkını vermek şöyle dursun o taşıdığı formaya hakaret edercesine davranışlarda bulunmak kimsenin haddine değildir.

bu olayın sadece atletico madrid maçının ilk yarısındaki maçındaki kötü futbolla alakalı olmadığı aşikar. bu kulüp yıllarca kendisi için "ter akıtan" deli ibo'yu hataları yüzünden takımdan gönderiyorsa, götünü kaldırmaktan aciz quaresma'yı kadro dışı bırakmış çok görülmemeli.

bu saatten sonra dikiş de tutmaz bu iş. affedilse bile en fazla sezon sonuna kadar takımda görürüz kendisini.

futbolcusundan teknik heyetine, taraftarından yönetimine[ybkz]swh[/ybkz] tek yürek olup, 90 dakikayı en etkili şekilde kullanmamız gereken müsabaka. sosyal mesajlar ve laylaylar maç öncesine/sonrasına bırakılsın lütfen.

taraftar olarak top ayağımızdayken ateşleyici tezahüratlarımızla, top rakipteyken de ıslıklarımızla var gücümüzle çabalamalıyız. takımı ateşleme yönünü her zaman yapıyoruz zaten, ama bunu yaparken rakip için de bir çeşit karnaval havasında geçiyor maç. bu hataya en azından bu maçlık düşmeyelim. rakibi baskı altına alalım.

teknik heyete de önemli görev düşüyor bu maçta. körü körüne saldırmak, arkada fazla boş alan bırakmak daha ilk 20 dakikadan maça havlu atmamıza neden olabilir. topu ayağımızda tutmak ve oyuna hakim olan taraf olmak çok önemli bu maçta. umarım buna göre bir 11 görmemizi sağlarlar.

ve futbolcular. biz ne yaparsak yapalım, esas görev onlarda. onlar inanırsa, bu inancı taraftara da aşılarlar zaten. maç öncesi (g: şu=tinyurl.com/8287uut) pankarta iyi baksınlar ve uygulasınlar yeter.

başlama saati 19:00 olan ve trt anadolu'dan naklen yayınlanacak müsabaka. 2 golden fazla olacağını sanmıyorum. bariz bir alt maçı gibi duruyor.

başlama saati 17:00 olan ve premier lig tv'den canlı yayınlanacak müsabaka. bana göre iyi oranıyla 2 tercih edilebilir.

başlama saati 19:30 olan premier lig müsabakası. alt oynanabilecek müsabakalardan biri bence.

başlama saati 17:00 olan premier lig müsabakası. iddaacılar için banko 1 olacaktır.

başlama saati 19:00 olan spor toto süper lig 30. hafta müsabakası. bize gelince köpek gibi mücadele eden gençlerbirliği karşısında galatasaray rahat kazanacaktır.

10 yıllık emekli maaşının kendisine ödenmesi yeşil pasaport verilmesi, ailesi ile birlikte, sağlık ve tedavi yardımından da yararlanması gibi taleplerle tbmm'nin kapısını çalan zat.

şu kadının bugünkü konumu türk insanının balık hafızasından başka bir şey değildir. ulan bu kadının milletvekilliği amerikan vatandaşı olduğu için düştü, başörtüsü yüzünden değil. hala ortada türban mağduru gibi gösterip bunu siyasi meseleye dönüştürmek ahmaklıktır. ha biz böyle balık hafızalı oldukça ebemizi siken çok olur o ayrı tabi.

şöyle bir şey olsa gerek;

www.sosyalfil.com/wp-content/uploads/2012/02/geldi-yine-tipini-siktigimin_284602-600x410.jpg

(bkz: the champion of our heart)

(bkz: büyüt istersen)

(bkz: tatlı tatlı yemenin acı acı sıçması olur)

(bkz: adaletin bittiği yerde anarşi başlar)[ybkz]swh[/ybkz]

"biz zamanında belçika'da çok koyduk zeynep'e" pankartını açanlarla aynı zihniyetin ürünü. olayı kulüplerle bağdaştırmak yerine bunu bir zihniyet sorunu olarak görmeliyiz. küfüre eyvallah ama bokunu da çıkarmamak lazım.

son dönemde biraz pollyannacılık oynuyor sanki. Takımdaki kötü gidişatı görmezden gelmesi pek hayra alamet değil.