confessions

ederson

4. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 722
  2. takipçi 0
  3. puan 19704

rockfort adası

ederson
tıpkı başka bir kurgusal resident evil mekânı olan raccoon city gibi, modern dünya distopyalarının en güzel örneklerinden birini oluşturan ada.

rockfort adası, aslında birçok kült korku-gerilim eserinden esinlenerek kurgulanmış bir mekândır. bunun en güzel örneğini oyunun anahtar noktalarından biri olan ashford malikanesi oluşturur. efenim şöyle ki; malikaneyi oyunda ilk gördüğünüz an, karanlıkta sislerin içinde yükselen bir tablo görünümündedir burası adeta. yağmakta olan yağmur da cabası. claire ile yaklaştığınız anda aniden bir şimşek çakar ve yarasalar havada uçuşmaya başlar, bir yerlerden tanıdık gelmiştir eminim.

yine aynı malikanede, oyunun dahi kaçık karakteri -isme dikkat- alfred ashford'un hitchcock'un ünlü filmi psycho'daki baş karaterle özdeşleştiğine şahit oluruz. malikane dışında ve malikanenin alt katında bir erkek gibi davranan alfred, superego'yu temsil eden üst katta kardeşi alexia'nın kılığına girip onun gibi konuşmaya, onun gibi davranmaya başlar. daha başka pek çok örnek bulmak mümkün tabi.

claire redfield

ederson
ilk olarak leon kennedy ile birlikte re2'de tanışılan resident evil karakteri.

re2'nin yanı sıra resident evil code veronica x'te de karşımıza çıkmaktaydı bu cesur kızımız. abisi chris redfield ile türk filmi tadında olaylar yaşar bunlar. re2'de salgın henüz patlak vermemişken abisini aramaya raccoon city'e giden claire kendisini bir anda cehennemin ortasında bulmaktaydı. code veronica'daki hikayede ise umbrella corporation tarafından kaçırılan claire'i, bu defa abisi bulmak için rockfort adası'na gelmekteydi.

resident evil'in son ana oyunları itibariyle unuttuğu karakterlerden biri olmuştur claire şüphesiz. 2'den sonra çıkan 4 ana oyunda da hiçbir şekilde yer almamıştır zira. özlüyoruz capcom.

sega mega drive

ederson
sega'nın çıkarmış olduğu oyun konsolları içinde şüphesiz en iyisi olan, ancak nintendo'nun snes'i çıkarmasıyla girdiği rekabeti kaybetmiş 16 bitlik güzide konsol.

en çok oyun üretilen sega konsolu kendisidir. bunun yanında mega cd gibi, 32x gibi kullanışsız eklentilerle konsolun fonksiyonlarını geliştirmek mümkündü. çocukluğumuzda evimize uğramış olması muhtemel konsollardan biridir, ancak biz onu 8bitlik çakma nes'lerle karıştırıp atari sanmış, hor davranmışı, bozmuşuzdur. ne kadar da aptalızdır.

sega mega cd

ederson
90'lı yılların kartuşlu konsolu sega mega drive'lara takılmasıyla birlikte, konsola cd-rom çalıştırma imkanı veren aparat.

pahalı fiyatı, kullanışsız olması, konsola oyun yapan firmalar tarafından fazla desteklenmemiş olması nedeniyle uzak durulan bir ürün olmuştur mega cd.

açken hiç doymayacakmış gibi hissetmek

ederson
insanın arkadaşıyla birlikte kfc'ye gidip tıka basa tavukla dolu bir kovayla masaya dönmesine rağmen, "kim doyacak lan bununla?" diyip üstüne hamburger almasına vesile olmasının yanında, çevreden gelebilecek şaşkın bakışlara da yol açabilecek, insanoğlunu en güzel şekilde özetleyen histir. sonuç olarak ne butlar bitti ne de hamburger tabi.

dolduracak ukde bulamamak

ederson
kimi zaman doğal karşıladığım durum.

nihayetinde vladimir gabrek'i kim tanır ki sıkı syphon filter oyuncusundan başka? bak bunu anlarım da, o listede duff mckagan gibi izzy stradlin dünyaca bilinen müzisyenler de var dimi? yine rasheed wallace çok ünlü basketbolcular da var mesela. ama meraklanmayın a dostlar, son birkaç gündür kendime ulvi bir görev olarak ukte doldurmayı seçmiş bir insan olarak söylüyorum ki, o ukteler dolacak! -smiley was here-

insomnia

ederson
düşmanımın dahi başına gelmesini istemeyeceğim lanet hastalık.

sadece 2 saatlik uykuyla aylardır yaşam mücadelesi vermektir bu hastalık. sürekli başınız ağrır, bedeninizi yorgun hissettiğinizden dolayı yatma ihtiyacı hissedersiniz. konuşasınız dahi gelmez, dış sesler kafa şişirmeye başlar, sosyalliğinizi dip seviyelere çekmeye başlar, sevgilinizle aranızı bozar, eğitim hayatında dibe çökertir, kısaca hayatınıza deyim yerindeyse tecavüz eder bu. sonra uyku hapları gelir, birgün yeten ertesi gün yetmez, dozlar artar da artar, artar da artar.. sonuç: aynı derin uykusuzluk hali, aynı miskin gözler.

galatasaray taraftarı

ederson
açık ve net maldır.

en güzel örneğini de hergün ekşi sözlük'te beşiktaş ile alakalı başlıkların altında aklınca dalga geçenler oluşturmakta. misal fernandes başlığını açtın diyelim, bu mal hemen belirir ekranda "beşiktaşlılara göre kainatın en iyi futbolcusu olan küçük maç topçusu" diye yazar oraya.

eh be dingil, 36 yaşındaki drogba'nın hergün taşaklarını yalayıp yutan sen değil misin? ota boka utanmadan sıkılmadan çare drogba yazan sen değil misin? sene başında sadece kendilerinin önemsediği bir kupada gol attı diye şu anki halini robin van persie'den üstün gören sen değil misin bre beyinsiz?

işte böyle sözlük. ben ki, bu tarz muhabbetlerden hiç hoşlanmayan biriyim, ama beni de çileden çıkardılar. hayır yani, ulan önce dön de bir kendine bak deyyus. dimi?

snes

ederson
8 bitlik nes'in bir üst versiyonu olan ve tam adı super nintendo entertainment system olan güzide konsol.

8 bitten 16 bit'lik bir teknolojiye geçiş haliyle bu konsolun fark yaratmasını sağlamıştır. snes de atası nes gibi kartuşlu bir teknolojiye sahipti. yine atası nes gibi platform ve dövüş oyunlarında çığır açmıştır. 90'lı yıllardaki sony playstation'un varlığından ötürü türkiye'ye pek uğramamıştır. tüm oyunlarına aşağıdaki linkten ulaşılabilir ve ekstra bir çabaya gerek duyulmadan oynanabilir:

http://snesbox.com/tr

nes

ederson
tam adı nintendo entertainment system olan, oyun dünyasında bir üst modeli snes ile birlikte çığır açmış unutulmaz konsol.

evet baylar, o game star markalı, micro genius desenli hepimizin atari diye bildiğimiz aletler tipik bir nes klonudur aslında. 8-bitlik bir konsoldur, bütün oyunlarına aşağıdaki adresten ulaşılabilir, ek birşey kurup-indirmeye gerek duymadan oynanabilir:

http://nesbox.com/tr

bruce bowen

ederson
köşeden attığı ceza üçlükleri ve gerçek anlamda kirli savunma yapmasıyla hatırlanan, san antonio spurs'un 12 numaralı formasını emekli ettiği emekli small forward.

oyunun tek tarafında var olan oyunculardan biriydi, kendi şutunu kendi yaratması mucizelere bağlı birşeydi dersek yanlış olmaz sanırım. ama o köşeden attığı üçlükleri öylesine yüzdeli atardı ki, kendisini bırakıp ikili sıkıştırmaya giden savunmaya cezayı kesiverirdi hemen. çok pislik bir savunmacıydı bir de. çaktırmadan attığı tekmeler, rakibin ayağına basmalar falan tam bowen'lik işlerdi doğrusu.
20 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol