deniztarafindakikale

gitmek istiyorsa gitsin dediğim futbol sihirbazı. everton menejeri david moyes "izlemek için extra ücret ödenecek bir oyuncu ama bunu senede üç maç yapıyor ve biz bu yüzden ona yatırım yapmadık. bu maç sayısı 10 olsaydı yatırım yapardık" demiş kendisi için.

seviyor muyum ? seviyorum. fantastik hareketleri, pasları ve şutları mest ediyor mu ? ediyor. ama arkadaş senede 3 küçük maçta bunları izleyeceğim diye seninle beşiktaş üzerinden kumar oynamam ben ya. seninle değil messi bile olsa olmaz bu. hocayı beğenmiyor, sevmiyor olabilirsin ki bunda seninle hem fikirim. ama pireye kızıp ( samet hoca ) yorganı ( beşiktaş ) yakamazsın.

"düştüğümüz duruma bak a.q." edebiyatı yapamayacağımız maç. üçüncülük dahi olsa avrupa biletini almamız gerekiyor ve inşallah alacağız.

penaltı kurtaran mcgregor kalede olmalı bence.

hilbert savunmanın sağında sivok ise sinan vardar'ın da tavsiye ettiği gibi emre özkan'la birlikte stoper oynamalı. sol bek için erkan kaş'dan başka alternatif yok gibi gözüküyor o çocukta da oynama şevki kalmışmıdır bilemiyorum tabii.

mehmet akyüz orta sahanın rakip yarı alanına bakan sağ tarafında olmalı bence çünkü bir kupa maçında sağ bek olarak izlemiş ve beğenmiştim kendisini. veli, oğuzhan, fernandes orta sahanın ortasını paylaşmalı. yine orta sahanın rakip yarı alanına bakan sol tarafında da niang oynamalı.

forvet için mustafa pektemek'ten başka alternatif var mı bilemiyorum ama olmasa da olur. zira mustafa form tutmaya başladı gibime geliyor.

allah allah allah allah saldır beşiktaş
bu hafta yüzümüzü güldür beşiktaş

sevginle değil seninle olacak. [ybkz]swh[/ybkz] tribün hayatım boyunca imza attığım onlarca besteden, söylenmesini başarabildiğim tek bestem. [ybkz]swh[/ybkz]

en son ne zaman girip baktım hatırlamıyorum bile. oysa bir zamanlar haznedarlı nickimle ne çabalardım orada beşiktaş için. hepsi bir oyunmuş, hepsi bir yalan.

forza daha dergiyken yazıyordum forza'ya haznedarLı suat imzamla. sonra teknoloji geldi, internet vs. türedi oraya da yazmaya başladım haznedarLı nickiyle. yıllar içerisinde tribünde yada dernekte söz sahibi olup forumu ele geçirenler, tüm uyarılarıma rağmen forumu "taraftarın sesi" olmaktan çıkarıp, ceplerinin madeni haline getirmeye çalışınca forum bugün ki mide bulandırıcı halini aldı maalesef. forza ve tribün beraber büyüdü, beraber duruldu ve beraber çöktü zaman içerisinde. hep kişisel çıkarlardır buna sebep. imkansızlıklarla başlayan mücadeledeki güç, imkanların artmasıyla beraber günden güne erir oldu. sıkılmış bir yumruk gibiyken, aynı hedefe ayrı yollardan gitmek isteyen 5 parmak gibi oldu büyük beşiktaş taraftarı ! öyle bir çözülmedir ki bu, 500 kişinin sığacağı tribünde bile ayrılıkçı olduklarını iddia eden ama bir olmayı başaramayan grupcukların günden güne arttığı bir tribün bırakmıştır ardında.

"geri dönüş mümkün mü ?" derseniz, bence bu hayalden öteye gitmez.

iğrenç bir durumdur, yaşadım oradan biliyorum.

ben daha bu ortamda çok yeni olduğumdan böyle hatalara düşüyorum maalesef. ama bir ibrahim üzülmez olmadığımdan bunu zamanla düzelteceğimden emin olabilirsiniz.

messi 3 haftalık sakatlıkta bayağı bir geri kalmış. bayern çok istekli ve disiplinliydi. galibiyetlerini kutlamak gerekiyor. ancak bu ikinci golün ofsayt, üçüncü golün faul olduğu gerçeğini değiştirmez.

her hakem ibne mi doğar, ibne mi olur ?

bir futbolsever neden barcelona'yı sevmez ve saygı duymaz anlamıyorum. dünkü mağlubiyet sevgimi, saygımı zerre eksiltmedi. zira 2. gol ofsayt, 3. gol faul. barcelona'da ancak böyle yenilirdi tabii. ayrıca bayern'in kazanma arzusu ve disiplini de tabii ki yabana atılamaz, takdir edilmeli.

umarım beşiktaş futbol a.ş.'nin başına ceo olur ve gönlündeki yapılanmayı beşiktaş'ta gerçekleştirir.

proje rafa kalkmış ama şöyle bir şey güzel olmaz mı ? mesela kalemşör olmayan beşiktaş'lı yazarlarla aylık periyodik toplantılar ve fikir alış verişleri.

son transfer dedikodusuna meze olan bony meselesini 1 sene önce ali ece ortaya atmış misal. şimdi bu istatistiklerle alabilirmiyiz bu adamı ? bence çok zor ve dedikodudan ibaret. bu ve benzeri nice güzellik ortaya çıkabilir beşiktaş'ımız için bu toplantılarda.

neden sabah ezanında oynanmadığını düşündüğüm maç.

allah belanı versin tbf.

saha içindeki diziliş yada mantalite değil modern futbol. modern futbol, tanrı diye paraya tapmanın futbol versiyonudur benim için.

futbol mücadeledir, sanattır hatta belki de savaştır kimileri için. bence de hepsi ve daha fazlasıdır. bugün itibariyle ajanslara düşen götze-bayern transfer haberi sonrası iyice sinirlendim bu gelişime karşı! "bunu BEŞİKTAŞ olarak bizde yapmadık mı ?" derseniz, cevabım maalesef evet olacaktır. Q7, Simao, Almeida, Guti gibi hazır yemeklere atlayana kadar, köyümüzün organik ürünlerinden malzemelerimizi alıp kendimiz yapsaydık daha lezzetli, doyurucu, sağlıklı ve ucuz olmazmıydı yemeğimiz ? hiç olmazsa yemek sonrası kusma eylemine girmezdik yada bu kadar karın ağrısı çekmezdik.

modern futbola hayır !

çünkü modern futbol, kapitalizm gibi, emperyalizm gibi birşeydir. üretmeyi değil tüketmeyi gerektirir.

bayern'e transferi sonrası bayern'e ve modern futbola ettiğim küfürün haddi-hesabı yok.

hileye başvurmadan 267. bölüme geldiğim oyun. telefondan oynamayı tercih ediyorum.

hd kalitesindeki dizilerle hayatımıza renk katan dizi izleme sitesi.

çok doğru bir isim olmuş bu. zira hapishane olsa tutuklu ve hükümlüler olurdu orada. oysa daha çokca esirler ve tutsaklar barındırılıyor orada.

ben her ikisini de yapıyorum. sürekli farkındalık yaratmaya çalışıyor ve tepkimi de gösteriyorum. tc'lilerden biri de benim.

son euroleague maçında bana göre iyi niyetli ama kötü bir taraftar vardı. yıllardır söylediğim gibi müthiş bir güç olan taraftarımız, yönetilemiyor !

kesinlikle sürekli kayırılan ve korunan ruh hastası !

http://muhalifkanarya.wordpress.com/2013/03/06/ayricalik/