(bkz: sünnetlemek)
altına sakız yapışmış ayakkabıyla kafalarına vurasım var bunlar. serinin 5. maçında yaptıkları pota altı hareketleri falan, uyuz ettiler.
başrollerinde ahmet kural, murat cemcir ve sadi celil cengiz'in rol aldığı komedi fırtınası "işler güçler" 2012 haziran ayının 3. haftası başlıyor.
yazın neye güleceğimiz en azından benim neye güleceğim şimdiden belli olmuştur diyebiliriz, zira çalgı çengi'nin müthiş ikilisi ve üsküdar'a giderken'in her organından en az bir tane olan şirket görevlisi hakkı'sı (sadi celil cengiz) tekrar bir araya geliyor. bu diziden müthiş performans bekliyorum dostlar. umarım beklediğim gibi bir çalışma olur.
(bkz: rezerved )
yazın neye güleceğimiz en azından benim neye güleceğim şimdiden belli olmuştur diyebiliriz, zira çalgı çengi'nin müthiş ikilisi ve üsküdar'a giderken'in her organından en az bir tane olan şirket görevlisi hakkı'sı (sadi celil cengiz) tekrar bir araya geliyor. bu diziden müthiş performans bekliyorum dostlar. umarım beklediğim gibi bir çalışma olur.
(bkz: rezerved )
(bkz: at gibi sıçmak )
almayan beşiktaşlı taraftarlar eksik olsunlar. galatasaraylı, fenerbahçeli taraftarlar onların yerini dolduruyor tişörtten alarak. eyw !
(bkz: komedyenlik)
twitterda arama çıbığına link ya da takım isimleri yazıldığında karşınıza bir ton seçenek çıkacaktır diye düşünüyorum. ha twitterı olmayanlar ne yapsın derseniz herhangi bir şey düşünmedim, üzgünüm.
(bkz: kaymak lazım)
bir karaçalı parçası.
ilk perde :
Devir daim saatlerde karanlık cadı kazanı
öyle bir sevda ki bin yerden delik deşik
resmen devrik yaşamakta
kurallı tek cümle :
seviyorsam git !
sevmiyorsan gitme !
yüreksiz şehir bu ki
gözlerini kalbime dikmiş
toz mavi - kış zehir - göz yeşil
Rap siyah - gök kırmızı
uffff , bütün renkler yine karıştı..
- geçen gündü işte , girdim otelden içeri, kafamı şöyle bi kaldırdım ki
baba, on numara be, akıyor be , orta kulvardan şaha kalkmış bir tay
gibi! atıma vuriim varya, onu varya uffff..
-oğlum , ben bu karıyı 50 kere soydum , 300 kere giydirdim..
nasıl olur lann? nasıl olur lan? kim demiş lan!kim görmüş lan?
ne alakası var? gördüğünüz karı Sophia olamaz oğlum!
-valla bilmiyorum abi, öyle bi parçaydı yani..çıkardı böyle paltosunu
oturdu kontes kontes herifin karşısında..yaktılar böyle mum ışında şampanya
patlattırdılar..sonra adam aldı abi böyle bir tango, bir vals, bir
salsa, bir çaça..artık bir samba mı desem sevişircesine böyle..
ne bilim abi..
-doğru konuşun lan! o gördüğünüz karı benim otuz senelik aşkım Sophia lan!
biraz seviyeli olun lan! s*kmiğim kafanızı! akıllı olun lan! (tamam abi.
ne oluyo yaa..) susun lan! ( lan ne oluyo?) sus lan! sus lan sus s*k...)
şimdi Sophia'yı aricam lan..ulan varya eğer yalan söylüyorsanız varya ! ulan o zaman
varya..... ( tetik çekilmesi )
Defolu caddelerde
ihraç fazlası kadınlar görüyordum
fiyaka arabalardan
üstü açık oyunlara oyalanan
defolu caddelerde
yüreği yırtmaçla ağzına kadar açık
işporta giysili kadınlar
yine de
kocaman göğüsle önüne bakmak zor iş
yada ne bileyim
her gördüğünü
silikonlu kaldırım sanmak
yürüyorum arkama bakmadan
lakin sürümlerden kazanmıyor bile
adımlarım...
as beni meleğim
kendi karanlık rüyama ..
-abi kim dedi sana o karı Sophia diye yaaa!
Hep bir önceki keşfi yeniden tekrarlamak gibi
sen hep
el sürülmüş
ve üstünde adım izleri olan
o kadınları sevmiştin
dokunduğun her duyguda
bir başkasına ait
parmak izleri vardı
ya da
duyguları öldürülmüş bir sevdanın
ipuçları
sen hep daha önce öpülmüş bir kadının
dudaklarında sana dair cümleler bekledin
oysa ıslanan kelimeler
bir başkası adına sana yönlendirilmiş
öznesi eylemine uymayan
devrik cümleler kurmaya görevlendirilmişti
onu öperken
başka birinin gölgesi araya giriverirdi hep
ve aslında
sevişlerin senle olmadığını bilemedin
kapanan gözlerde sen hep
bir başka resim üzerine
fotomontajdın azizim
defolu caddelerde fotomontaj..
ve perde , böylece kapanır..
fotomontaj...
ilk perde :
Devir daim saatlerde karanlık cadı kazanı
öyle bir sevda ki bin yerden delik deşik
resmen devrik yaşamakta
kurallı tek cümle :
seviyorsam git !
sevmiyorsan gitme !
yüreksiz şehir bu ki
gözlerini kalbime dikmiş
toz mavi - kış zehir - göz yeşil
Rap siyah - gök kırmızı
uffff , bütün renkler yine karıştı..
- geçen gündü işte , girdim otelden içeri, kafamı şöyle bi kaldırdım ki
baba, on numara be, akıyor be , orta kulvardan şaha kalkmış bir tay
gibi! atıma vuriim varya, onu varya uffff..
-oğlum , ben bu karıyı 50 kere soydum , 300 kere giydirdim..
nasıl olur lann? nasıl olur lan? kim demiş lan!kim görmüş lan?
ne alakası var? gördüğünüz karı Sophia olamaz oğlum!
-valla bilmiyorum abi, öyle bi parçaydı yani..çıkardı böyle paltosunu
oturdu kontes kontes herifin karşısında..yaktılar böyle mum ışında şampanya
patlattırdılar..sonra adam aldı abi böyle bir tango, bir vals, bir
salsa, bir çaça..artık bir samba mı desem sevişircesine böyle..
ne bilim abi..
-doğru konuşun lan! o gördüğünüz karı benim otuz senelik aşkım Sophia lan!
biraz seviyeli olun lan! s*kmiğim kafanızı! akıllı olun lan! (tamam abi.
ne oluyo yaa..) susun lan! ( lan ne oluyo?) sus lan! sus lan sus s*k...)
şimdi Sophia'yı aricam lan..ulan varya eğer yalan söylüyorsanız varya ! ulan o zaman
varya..... ( tetik çekilmesi )
Defolu caddelerde
ihraç fazlası kadınlar görüyordum
fiyaka arabalardan
üstü açık oyunlara oyalanan
defolu caddelerde
yüreği yırtmaçla ağzına kadar açık
işporta giysili kadınlar
yine de
kocaman göğüsle önüne bakmak zor iş
yada ne bileyim
her gördüğünü
silikonlu kaldırım sanmak
yürüyorum arkama bakmadan
lakin sürümlerden kazanmıyor bile
adımlarım...
as beni meleğim
kendi karanlık rüyama ..
-abi kim dedi sana o karı Sophia diye yaaa!
Hep bir önceki keşfi yeniden tekrarlamak gibi
sen hep
el sürülmüş
ve üstünde adım izleri olan
o kadınları sevmiştin
dokunduğun her duyguda
bir başkasına ait
parmak izleri vardı
ya da
duyguları öldürülmüş bir sevdanın
ipuçları
sen hep daha önce öpülmüş bir kadının
dudaklarında sana dair cümleler bekledin
oysa ıslanan kelimeler
bir başkası adına sana yönlendirilmiş
öznesi eylemine uymayan
devrik cümleler kurmaya görevlendirilmişti
onu öperken
başka birinin gölgesi araya giriverirdi hep
ve aslında
sevişlerin senle olmadığını bilemedin
kapanan gözlerde sen hep
bir başka resim üzerine
fotomontajdın azizim
defolu caddelerde fotomontaj..
ve perde , böylece kapanır..
fotomontaj...
(bkz: feda)
bu insanlar ota boka gülme kapasitesine sahip olabilirler fakat şen şakrak olurlar, sevilirler, toplumda görülmek istenirler. sinirli anınızda uzak durunuz demeyi de ihmal etmeyeyim zira geçeceği taşak sinir katsayınızı arttırabilir. [ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]
klasik türk polis filmi repliği olmuştur artık.
(bkz: çök çök çök) [ybkz]swh[/ybkz]
bir sorunun ilk şıkkı da olabilir. cevap bu şık değilse diğer şıklara geçilmelidir. [ybkz]swh[/ybkz]
şekil çizerken simetri hastalığını ortaya çıkarabilecek defterdir.
(bkz: düşler tiyatrosu)
"okul, dört tarafı kapalı, üstünde damı olan yer değildir. okul heryerdir. önemli olan, öğrenmek, öğretmek, beraber olmak ve bir gaye için savaşmaktır." - mahmut hoca
an itibariyle sol frame'in euro 2012 grup maçları tarihleriyle dolmasına neden olan aktivite.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?