galatasaray'ın berabere kalarak, 2.liğe yükseldiği maç.
--alıntı--
Akşam saat 23:00 gibi Hatay Dörtyol İlçesi Yeşiköy Belde'sinde Sadullah Ergin'in adamları 300 bin tl para dağıtacaklar.
--alıntı--
https://twitter.com/fuatavni/status/449945559705853952
Akşam saat 23:00 gibi Hatay Dörtyol İlçesi Yeşiköy Belde'sinde Sadullah Ergin'in adamları 300 bin tl para dağıtacaklar.
--alıntı--
https://twitter.com/fuatavni/status/449945559705853952
77-87 kazandığımız maç.
maç bitimine son 1:28 ve 74-80 öndeyiz.
--alıntı--
Beşiktaş Futbol Direktörü Önder Özen, 4 günlük transfer turunu tamamladı ve dün ayağının tozuyla Karabük'e geldi. Kulübede yerini alan Özen'in, "Özellikle iki mevki için arayış içindeyiz. Beşiktaş'a çok iyi bir 10 numara ve tecrübeli bir stoper kazandırmak istiyoruz" dediği belirtildi. Öte yandan Bursaspor'dan ayrılan Batalla'nın, Özen'in radarında olduğu ifade ediliyor.
--alıntı--
Beşiktaş Futbol Direktörü Önder Özen, 4 günlük transfer turunu tamamladı ve dün ayağının tozuyla Karabük'e geldi. Kulübede yerini alan Özen'in, "Özellikle iki mevki için arayış içindeyiz. Beşiktaş'a çok iyi bir 10 numara ve tecrübeli bir stoper kazandırmak istiyoruz" dediği belirtildi. Öte yandan Bursaspor'dan ayrılan Batalla'nın, Özen'in radarında olduğu ifade ediliyor.
--alıntı--
--alıntı--
Beşiktaş'ın ve teknik direktör Slaven Bilic'in bu mağlubiyetten ders alması gerekir; üzülmesi değil. Çünkü bu yılki lig ikinciliği hiç olmadığı kadar değerli.
90 dakika bitmiş, yenen bir son dakika golü, kameralar Beşiktaş'ın teknik direktörü Slaven Bilic'i gösteriyor, o adeta heykel gibi duruyor.
Tamam, insan mağlubiyete üzülür ama takımı iyi oynamadığı zaman, rakip senden daha dikkatli ve akıllı oynadığı zaman ve hele senin verdiğin futbolcu gol attığı zaman üzülmeyeceksin, kabul edeceksin.
Karabükspor her pozisyonda Beşiktaşlı oyunculara baskı kurdu, onlara rahat top kullandırmadı ve bunu maç boyunca sahanın her yerinde yaptılar.
Fizik olarak da hep ayakta kaldılar.
O zaman iş yaratıcı oyunculara kaldı. Bu futbolcular Beşiktaş'ta da yoktu Kardemir Karabükspor'da da...
Eneramo 90. dakikada ancak oraya vursa gol olurdu, oraya vurdu. Futbolda bu var.
Başkan Fikret Orman diyor ki 'Beşiktaş şampiyon olacak'.
Gene Fikret Orman diyor ki 'Beşiktaş'ın stadı yeni sezona yetişecek.' Yeni stadın yeni sezona yetişmeyeceğini Fikret Orman da biliyor. Ama o 'bu stat ocak ayında biter' derse bu stat önümüzdeki temmuzda değil, öbür temmuzda biter.
Bunu bildiği için böyle söylüyor.
Zannediyorum aynı mantığı lig sıralaması için de yapıyor. 'Ben şampiyon olacağım diyeyim de takım ikinci olsun bana yeter' diyor.' Türk futbol tarihinde lig ikinciliği hiçbir zaman bu seneki kadar değerli olmadı.
Çünkü Fenerbahçe birinci olursa kol saati verecekler.
Süper Lig'i ikinci sırada bitiren hem para kazanacak, hem Şampiyonlar Ligi'ne gidecek.
Onun için de Beşiktaş'ın ve teknik direktör Slaven Bilic'in bu maçtan ders alması gerekir.
Üzülmesi değil.
Peki Beşiktaş takımı kötü mü oynadı, hayır. Sadece mücadele ettiler. Sahada oyunu değiştirecek, artı kabiliyetli futbolcuları olmadığı için kaybettiler.
BİRİNE ÖYLE BİRİNE BÖYLE OLMAZ
Eneramo kiralık gitti, Beşiktaş'a gol attı. Kartal, kiralık verdiği oyuncuya baraj koymadı.
Ama başka takımlar kiraladıkları oyuncuları kendilerine karşı oynatmıyorlar. Birine böyle, birine öyle olmaz. Bunun sorumlusu ve bu işi düzeltecek merci TFF. Ama yıllardır Futbol Federasyonları uyuyor. Başka işlerle uğraştıkları için kendi işlerine bakmıyorlar. İngiltere'de kiralık futbolcuların hiçbiri kendi takımına karşı oynayamıyor.
Bunun bir şekle bağlanması gerekir. Ya hepsi oynasın, ya da hiçbiri oynamasın.
Ama adamı nüfus cüzdanı ile veriyorsan eski takımına karşı oynamaya hakkı vardır.
TOLGA ÖZKALFA FUTBOLU BİLMİYOR
Maçın hakemi Tolga Özkalfa'ya bir çift sözüm var. Bir futbolcu koşarak gelip, ayaklarını yere basarak rakip futbolcudan daha fazla yükselirse ve rakip altta kalırsa bu pozisyonlarda faul olmaz. Çünkü olduğu yerden kalkmaya kalkan futbolcu yükselemediği için, yükselen futbolcu ona basıyormuş hissini verir. Dün Karabükspor-Beşiktaş karşılaşmasında en az 3-4 tane böyle pozisyona faul çaldı hakem.
Bu düdükler hakemin futbolu bilmediğini gösterir.
İKİNCİLİK YARIŞI
Geçtiğimiz hafta, 'Süper Lig'in birincisi belli, Beşiktaş böyle oynamaya devam ederse ikinci olur.
Galatasaray kötü oynadığı için üçüncü bitirir' demiştim. Beşiktaş'ın yenilgisi sonrası görünen o ki lig ikinciliği yarışı lig sonuna kadar sürecek.
Galatasaray eğer toplarlanırsa, bu kez iyi oynarsa ikinci sırada ligi noktalar.
Beşiktaş için de bu geçerli. İkincilik için iki takımın lig sonuna kadar bu şekilde mücadelesini izleyeceğiz.
--alıntı--
Beşiktaş'ın ve teknik direktör Slaven Bilic'in bu mağlubiyetten ders alması gerekir; üzülmesi değil. Çünkü bu yılki lig ikinciliği hiç olmadığı kadar değerli.
90 dakika bitmiş, yenen bir son dakika golü, kameralar Beşiktaş'ın teknik direktörü Slaven Bilic'i gösteriyor, o adeta heykel gibi duruyor.
Tamam, insan mağlubiyete üzülür ama takımı iyi oynamadığı zaman, rakip senden daha dikkatli ve akıllı oynadığı zaman ve hele senin verdiğin futbolcu gol attığı zaman üzülmeyeceksin, kabul edeceksin.
Karabükspor her pozisyonda Beşiktaşlı oyunculara baskı kurdu, onlara rahat top kullandırmadı ve bunu maç boyunca sahanın her yerinde yaptılar.
Fizik olarak da hep ayakta kaldılar.
O zaman iş yaratıcı oyunculara kaldı. Bu futbolcular Beşiktaş'ta da yoktu Kardemir Karabükspor'da da...
Eneramo 90. dakikada ancak oraya vursa gol olurdu, oraya vurdu. Futbolda bu var.
Başkan Fikret Orman diyor ki 'Beşiktaş şampiyon olacak'.
Gene Fikret Orman diyor ki 'Beşiktaş'ın stadı yeni sezona yetişecek.' Yeni stadın yeni sezona yetişmeyeceğini Fikret Orman da biliyor. Ama o 'bu stat ocak ayında biter' derse bu stat önümüzdeki temmuzda değil, öbür temmuzda biter.
Bunu bildiği için böyle söylüyor.
Zannediyorum aynı mantığı lig sıralaması için de yapıyor. 'Ben şampiyon olacağım diyeyim de takım ikinci olsun bana yeter' diyor.' Türk futbol tarihinde lig ikinciliği hiçbir zaman bu seneki kadar değerli olmadı.
Çünkü Fenerbahçe birinci olursa kol saati verecekler.
Süper Lig'i ikinci sırada bitiren hem para kazanacak, hem Şampiyonlar Ligi'ne gidecek.
Onun için de Beşiktaş'ın ve teknik direktör Slaven Bilic'in bu maçtan ders alması gerekir.
Üzülmesi değil.
Peki Beşiktaş takımı kötü mü oynadı, hayır. Sadece mücadele ettiler. Sahada oyunu değiştirecek, artı kabiliyetli futbolcuları olmadığı için kaybettiler.
BİRİNE ÖYLE BİRİNE BÖYLE OLMAZ
Eneramo kiralık gitti, Beşiktaş'a gol attı. Kartal, kiralık verdiği oyuncuya baraj koymadı.
Ama başka takımlar kiraladıkları oyuncuları kendilerine karşı oynatmıyorlar. Birine böyle, birine öyle olmaz. Bunun sorumlusu ve bu işi düzeltecek merci TFF. Ama yıllardır Futbol Federasyonları uyuyor. Başka işlerle uğraştıkları için kendi işlerine bakmıyorlar. İngiltere'de kiralık futbolcuların hiçbiri kendi takımına karşı oynayamıyor.
Bunun bir şekle bağlanması gerekir. Ya hepsi oynasın, ya da hiçbiri oynamasın.
Ama adamı nüfus cüzdanı ile veriyorsan eski takımına karşı oynamaya hakkı vardır.
TOLGA ÖZKALFA FUTBOLU BİLMİYOR
Maçın hakemi Tolga Özkalfa'ya bir çift sözüm var. Bir futbolcu koşarak gelip, ayaklarını yere basarak rakip futbolcudan daha fazla yükselirse ve rakip altta kalırsa bu pozisyonlarda faul olmaz. Çünkü olduğu yerden kalkmaya kalkan futbolcu yükselemediği için, yükselen futbolcu ona basıyormuş hissini verir. Dün Karabükspor-Beşiktaş karşılaşmasında en az 3-4 tane böyle pozisyona faul çaldı hakem.
Bu düdükler hakemin futbolu bilmediğini gösterir.
İKİNCİLİK YARIŞI
Geçtiğimiz hafta, 'Süper Lig'in birincisi belli, Beşiktaş böyle oynamaya devam ederse ikinci olur.
Galatasaray kötü oynadığı için üçüncü bitirir' demiştim. Beşiktaş'ın yenilgisi sonrası görünen o ki lig ikinciliği yarışı lig sonuna kadar sürecek.
Galatasaray eğer toplarlanırsa, bu kez iyi oynarsa ikinci sırada ligi noktalar.
Beşiktaş için de bu geçerli. İkincilik için iki takımın lig sonuna kadar bu şekilde mücadelesini izleyeceğiz.
--alıntı--
bizden çektir olup gidene kadar oynatılmaması gereken vasıfsız, çapsız, beceriksiz stoper.
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
Beşiktaş’ın fazlasıyla dışsal nedenlerle ele geçirdiği ‘Şampiyonlar Ligi’ yolundaki en kritik maçıydı Karabük’te oynayacağı karşılaşma. Bütün maç son bölüme kadar ‘eşitlik denklemi’ içinde geçti. Çünkü iki takımda aynı düzende oynuyordu. 80. dakikaların sonuna kadar iki takım da sınırlı sayıda pozisyon bulduysa bunun nedeni ‘öncelikle rakibi oynatma’ temelli oyun kurgusuna dayalı oynamalarıydı.
Sonuçta “Beşiktaş, sezgisel olarak transfer ettiği iki oyuncuya karşı yenildi” dersek yanlış olmaz. Neden alınıp Karabük’e kiralandığı belli olmamayan Eneramo attı, neden alınıp o pozisyonda yerini kaybettiği belli olmayan Dany faktörüyle golü yedi. Sahi, kim yaptı bu transferleri?
Ancak dahası, baştan beri tekrarlayarak sorduğumuz soru; “Yedek kulübesi bu neden yetersiz Beşiktaş’ın?” Eğer ilk hedefiniz Şampiyonlar Ligi ise 60. dakikada oyunun ritmini, akışını değiştirecek ‘kenar oyuncuları’nızın daha fazlası olması gerekmez mi?
Tolunay Kafkas, “Beşiktaş’ta bir oyuncu var, oynatmamamız lazım. Onunla ilgili ufak bir tedbirimiz olacak” dediyse de tedbire gerek kalmadı, Oğuzhan erken sakatlandı. Bu da sürpriz değildi çünkü iki sezondur Beşiktaş’ta süreci bir türlü halledilemeyen ‘sakatlıklar’ belirliyordu. Böylece Kafkas’ın işi ‘tek ihtimale kaldı’ ve o ihtimal de gerçekleşti.
Slaven Bilic, kadro elverdiği oranda saha içi tüm düzenlemeleri yapmaya gayret ediyor. Ne var ki, sınırlı kadro maç oynanırken denkleme müdahale etmesini engelliyor. Bu da Beşiktaş’ın olanaklarını gösteriyor. Beşiktaş’ın yegane avantajı ‘bilgi’yi becerebildiği oranda ‘inanç’ın önüne koymaya gayret etmesi. Zaman var, bu durum geliştirilebilir. Çünkü, övülmesi gereken her zaman ‘bilgi’dir.
--alıntı--
Beşiktaş’ın fazlasıyla dışsal nedenlerle ele geçirdiği ‘Şampiyonlar Ligi’ yolundaki en kritik maçıydı Karabük’te oynayacağı karşılaşma. Bütün maç son bölüme kadar ‘eşitlik denklemi’ içinde geçti. Çünkü iki takımda aynı düzende oynuyordu. 80. dakikaların sonuna kadar iki takım da sınırlı sayıda pozisyon bulduysa bunun nedeni ‘öncelikle rakibi oynatma’ temelli oyun kurgusuna dayalı oynamalarıydı.
Sonuçta “Beşiktaş, sezgisel olarak transfer ettiği iki oyuncuya karşı yenildi” dersek yanlış olmaz. Neden alınıp Karabük’e kiralandığı belli olmamayan Eneramo attı, neden alınıp o pozisyonda yerini kaybettiği belli olmayan Dany faktörüyle golü yedi. Sahi, kim yaptı bu transferleri?
Ancak dahası, baştan beri tekrarlayarak sorduğumuz soru; “Yedek kulübesi bu neden yetersiz Beşiktaş’ın?” Eğer ilk hedefiniz Şampiyonlar Ligi ise 60. dakikada oyunun ritmini, akışını değiştirecek ‘kenar oyuncuları’nızın daha fazlası olması gerekmez mi?
Tolunay Kafkas, “Beşiktaş’ta bir oyuncu var, oynatmamamız lazım. Onunla ilgili ufak bir tedbirimiz olacak” dediyse de tedbire gerek kalmadı, Oğuzhan erken sakatlandı. Bu da sürpriz değildi çünkü iki sezondur Beşiktaş’ta süreci bir türlü halledilemeyen ‘sakatlıklar’ belirliyordu. Böylece Kafkas’ın işi ‘tek ihtimale kaldı’ ve o ihtimal de gerçekleşti.
Slaven Bilic, kadro elverdiği oranda saha içi tüm düzenlemeleri yapmaya gayret ediyor. Ne var ki, sınırlı kadro maç oynanırken denkleme müdahale etmesini engelliyor. Bu da Beşiktaş’ın olanaklarını gösteriyor. Beşiktaş’ın yegane avantajı ‘bilgi’yi becerebildiği oranda ‘inanç’ın önüne koymaya gayret etmesi. Zaman var, bu durum geliştirilebilir. Çünkü, övülmesi gereken her zaman ‘bilgi’dir.
--alıntı--
--alıntı--[ybkz]swh[/ybkz]
Maç öncesindeki fotoğraf bu karşılaşmanın az gollü ve az pozisyonlu geçeceğini gösteriyordu. Son 4 maçında hiç gol atamamış defansif bir Karabükspor ve buna karşılık son 5 maçında rakiplerine tek net gol pozisyonu vermemiş bir Beşiktaş...
Gökhan Töre'nin yokluğunda Oğuzhan da sakatlanıp çıkınca zaten az olan yaratıcılık iyice eridi gitti. İlk yarı hiç pozisyon üretemeyen Beşiktaş, ikinci yarıda daha yüksek tempo ve pres ile oynayıp Karabükspor'u hataya zorlamalıydı. Öyle de başladılar. Mustafa'nın röveşatası maçtaki ilk gol fırsatıydı. İlerleyen bölümde Karabükspor'un biraz daha kabuğundan çıkması ve önde oynama arzusu maça hareket getirdi.
Duran toplar ile pozisyon arayan iki takım zaman zaman gol girişimlerinde bulunsa da ciddi fırsatlar yakalayamadı. Beşiktaş'ta Dany ve Jones iyi bir futbol sergilediler. Mustafa Pektemek sürekli aradı. Ancak 2 kez gole yaklaşsa da sonuç almaktan uzaktı. Beşiktaş bu yenilgi ile şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Kalan 7 haftada mücadele ikincilik için olacak.
Rakibe pozisyon vermeden 90 dakika geçiren siyah-beyazlılar Eneramo'yu 1 kez kaçırdı ve Nijeryalı futbolcunun beceri dolu golü ile maçı kaybetti. Oyunun 0-0 devam ettiği bölümlerde böylesine kritik bir maçta galibiyet için daha fazla risk alınmalıydı.
BİLİÇ ÇÖZÜMLER ÜRETMELİ
Beşiktaş'ın kadrosunda yaratıcılık özelliği bulunan 3 oyuncusu var. Bunlar Fernandes, Oğuzhan ve Gökhan. 3'ü de olmayınca yüksek top ve pres bir çözüm olarak kullanılabilirdi. Bir gerçek var ki siyah-beyazlı ekip disiplinli ve iyi savunma yapan takımlara karşı zorlanıyor. Bu derece sıkışan oyunlarda duran top silahını daha etkin kullanabilmek için Biliç çözümler üretmeli.
İlginçtirki, kiralık olarak Karabük'e verilen Eneramo'nun sözleşmesine "oynayamaz" maddesi koymamanın bedeli de ağır oldu.
--alıntı--
Maç öncesindeki fotoğraf bu karşılaşmanın az gollü ve az pozisyonlu geçeceğini gösteriyordu. Son 4 maçında hiç gol atamamış defansif bir Karabükspor ve buna karşılık son 5 maçında rakiplerine tek net gol pozisyonu vermemiş bir Beşiktaş...
Gökhan Töre'nin yokluğunda Oğuzhan da sakatlanıp çıkınca zaten az olan yaratıcılık iyice eridi gitti. İlk yarı hiç pozisyon üretemeyen Beşiktaş, ikinci yarıda daha yüksek tempo ve pres ile oynayıp Karabükspor'u hataya zorlamalıydı. Öyle de başladılar. Mustafa'nın röveşatası maçtaki ilk gol fırsatıydı. İlerleyen bölümde Karabükspor'un biraz daha kabuğundan çıkması ve önde oynama arzusu maça hareket getirdi.
Duran toplar ile pozisyon arayan iki takım zaman zaman gol girişimlerinde bulunsa da ciddi fırsatlar yakalayamadı. Beşiktaş'ta Dany ve Jones iyi bir futbol sergilediler. Mustafa Pektemek sürekli aradı. Ancak 2 kez gole yaklaşsa da sonuç almaktan uzaktı. Beşiktaş bu yenilgi ile şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Kalan 7 haftada mücadele ikincilik için olacak.
Rakibe pozisyon vermeden 90 dakika geçiren siyah-beyazlılar Eneramo'yu 1 kez kaçırdı ve Nijeryalı futbolcunun beceri dolu golü ile maçı kaybetti. Oyunun 0-0 devam ettiği bölümlerde böylesine kritik bir maçta galibiyet için daha fazla risk alınmalıydı.
BİLİÇ ÇÖZÜMLER ÜRETMELİ
Beşiktaş'ın kadrosunda yaratıcılık özelliği bulunan 3 oyuncusu var. Bunlar Fernandes, Oğuzhan ve Gökhan. 3'ü de olmayınca yüksek top ve pres bir çözüm olarak kullanılabilirdi. Bir gerçek var ki siyah-beyazlı ekip disiplinli ve iyi savunma yapan takımlara karşı zorlanıyor. Bu derece sıkışan oyunlarda duran top silahını daha etkin kullanabilmek için Biliç çözümler üretmeli.
İlginçtirki, kiralık olarak Karabük'e verilen Eneramo'nun sözleşmesine "oynayamaz" maddesi koymamanın bedeli de ağır oldu.
--alıntı--
--deniz atalay--
fernandes, yeni sezonda bizimle olmayacak gibi gözüküyor.
--alıntı--
fernandes, yeni sezonda bizimle olmayacak gibi gözüküyor.
--alıntı--
--alıntı--
Fernandes, yeni sezonda bizimle olmayacak gibi gözüküyor.
--alıntı--
Fernandes, yeni sezonda bizimle olmayacak gibi gözüküyor.
--alıntı--
--metin tekin--
Beşiktaş, Karabük'te çok önemli 3 puanı bıraktı. Ben zaten bu maç öncesinde de Beşiktaş'ın şampiyonluk iddiası olduğunu düşünmüyordum. Hedef tamamen Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılabilmek için G.Saray ile yapılan ikincilik mücadelesidir. O anlamda değerlendirdiğimizde gelecek haftalarda çok aranacak 3 puan kaybedildi dün gece. Bu sonuç G.Saray'ı psikolojik olarak da çok olumlu etkileyecek. Daha oynamadıkları halde Beşiktaş'ın aldığı bu yenilgi Galatasaray'ı kafa olarak çok rahatlattı.
Oyunun genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, kendi sahasında oynamasına rağmen Karabükspor'un 70 dakika topun arkasına geçerek ikinci bölgede beklemesi oyunun akışını çok etkiledi. Beşiktaş bu dar alanda, özellikle de Oğuzhan'ın çıkması sonrası üretkenlik sağlayamadı. Almeida'nın oyuna girmesi de hiçbir fark yaratmadı. Son 20 dakikada Karabük vitesi artırıp daha önde basınca golü buldu. Tabii ki golün de son dakikada olması Karabük adına büyük şanstı. Beşiktaş için dramatik olansa kendi kiraladığı oyuncusunun yani Eneramo'nun golüyle mağlup olmasıydı.
Bilic'in tercihleri arasında beni en çok Atiba Hutchinson'un sağ önde oynatılması şaşırttı. O bölgenin oyuncusu normalde Gökhan Töre'dir. Onun olmadığı zamansa Bilic, Holosko'yu kullanıyordu. İkisi de sakat olunca Bilic, Atiba'yı kullandı. Ama Atiba tamamen farklı bir oyun stiline sahip. Atiba'nın o bölgede yapacağı tek şey topa sahip olup pas yapmaktı. Rakibin arkasına hiç geçemedi, hiç etkili orta yapamadı. Atiba çok kullanışlı olabilir ama fark yaratacağı yer kesinlikle orası değil. Bunu da dün net şekilde gösterdi. Bu anlamda Bilic'ten daha yaratıcı bir tercih beklerdim.
--alıntı--
Beşiktaş, Karabük'te çok önemli 3 puanı bıraktı. Ben zaten bu maç öncesinde de Beşiktaş'ın şampiyonluk iddiası olduğunu düşünmüyordum. Hedef tamamen Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılabilmek için G.Saray ile yapılan ikincilik mücadelesidir. O anlamda değerlendirdiğimizde gelecek haftalarda çok aranacak 3 puan kaybedildi dün gece. Bu sonuç G.Saray'ı psikolojik olarak da çok olumlu etkileyecek. Daha oynamadıkları halde Beşiktaş'ın aldığı bu yenilgi Galatasaray'ı kafa olarak çok rahatlattı.
Oyunun genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, kendi sahasında oynamasına rağmen Karabükspor'un 70 dakika topun arkasına geçerek ikinci bölgede beklemesi oyunun akışını çok etkiledi. Beşiktaş bu dar alanda, özellikle de Oğuzhan'ın çıkması sonrası üretkenlik sağlayamadı. Almeida'nın oyuna girmesi de hiçbir fark yaratmadı. Son 20 dakikada Karabük vitesi artırıp daha önde basınca golü buldu. Tabii ki golün de son dakikada olması Karabük adına büyük şanstı. Beşiktaş için dramatik olansa kendi kiraladığı oyuncusunun yani Eneramo'nun golüyle mağlup olmasıydı.
Bilic'in tercihleri arasında beni en çok Atiba Hutchinson'un sağ önde oynatılması şaşırttı. O bölgenin oyuncusu normalde Gökhan Töre'dir. Onun olmadığı zamansa Bilic, Holosko'yu kullanıyordu. İkisi de sakat olunca Bilic, Atiba'yı kullandı. Ama Atiba tamamen farklı bir oyun stiline sahip. Atiba'nın o bölgede yapacağı tek şey topa sahip olup pas yapmaktı. Rakibin arkasına hiç geçemedi, hiç etkili orta yapamadı. Atiba çok kullanışlı olabilir ama fark yaratacağı yer kesinlikle orası değil. Bunu da dün net şekilde gösterdi. Bu anlamda Bilic'ten daha yaratıcı bir tercih beklerdim.
--alıntı--
--alıntı--
Beşiktaş, Karabük'te çok önemli 3 puanı bıraktı. Ben zaten bu maç öncesinde de Beşiktaş'ın şampiyonluk iddiası olduğunu düşünmüyordum. Hedef tamamen Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılabilmek için G.Saray ile yapılan ikincilik mücadelesidir. O anlamda değerlendirdiğimizde gelecek haftalarda çok aranacak 3 puan kaybedildi dün gece. Bu sonuç G.Saray'ı psikolojik olarak da çok olumlu etkileyecek. Daha oynamadıkları halde Beşiktaş'ın aldığı bu yenilgi Galatasaray'ı kafa olarak çok rahatlattı.
Oyunun genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, kendi sahasında oynamasına rağmen Karabükspor'un 70 dakika topun arkasına geçerek ikinci bölgede beklemesi oyunun akışını çok etkiledi. Beşiktaş bu dar alanda, özellikle de Oğuzhan'ın çıkması sonrası üretkenlik sağlayamadı. Almeida'nın oyuna girmesi de hiçbir fark yaratmadı. Son 20 dakikada Karabük vitesi artırıp daha önde basınca golü buldu. Tabii ki golün de son dakikada olması Karabük adına büyük şanstı. Beşiktaş için dramatik olansa kendi kiraladığı oyuncusunun yani Eneramo'nun golüyle mağlup olmasıydı.
Bilic'in tercihleri arasında beni en çok Atiba Hutchinson'un sağ önde oynatılması şaşırttı. O bölgenin oyuncusu normalde Gökhan Töre'dir. Onun olmadığı zamansa Bilic, Holosko'yu kullanıyordu. İkisi de sakat olunca Bilic, Atiba'yı kullandı. Ama Atiba tamamen farklı bir oyun stiline sahip. Atiba'nın o bölgede yapacağı tek şey topa sahip olup pas yapmaktı. Rakibin arkasına hiç geçemedi, hiç etkili orta yapamadı. Atiba çok kullanışlı olabilir ama fark yaratacağı yer kesinlikle orası değil. Bunu da dün net şekilde gösterdi. Bu anlamda Bilic'ten daha yaratıcı bir tercih beklerdim.
--alıntı--
Beşiktaş, Karabük'te çok önemli 3 puanı bıraktı. Ben zaten bu maç öncesinde de Beşiktaş'ın şampiyonluk iddiası olduğunu düşünmüyordum. Hedef tamamen Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılabilmek için G.Saray ile yapılan ikincilik mücadelesidir. O anlamda değerlendirdiğimizde gelecek haftalarda çok aranacak 3 puan kaybedildi dün gece. Bu sonuç G.Saray'ı psikolojik olarak da çok olumlu etkileyecek. Daha oynamadıkları halde Beşiktaş'ın aldığı bu yenilgi Galatasaray'ı kafa olarak çok rahatlattı.
Oyunun genel bir değerlendirmesini yapacak olursak, kendi sahasında oynamasına rağmen Karabükspor'un 70 dakika topun arkasına geçerek ikinci bölgede beklemesi oyunun akışını çok etkiledi. Beşiktaş bu dar alanda, özellikle de Oğuzhan'ın çıkması sonrası üretkenlik sağlayamadı. Almeida'nın oyuna girmesi de hiçbir fark yaratmadı. Son 20 dakikada Karabük vitesi artırıp daha önde basınca golü buldu. Tabii ki golün de son dakikada olması Karabük adına büyük şanstı. Beşiktaş için dramatik olansa kendi kiraladığı oyuncusunun yani Eneramo'nun golüyle mağlup olmasıydı.
Bilic'in tercihleri arasında beni en çok Atiba Hutchinson'un sağ önde oynatılması şaşırttı. O bölgenin oyuncusu normalde Gökhan Töre'dir. Onun olmadığı zamansa Bilic, Holosko'yu kullanıyordu. İkisi de sakat olunca Bilic, Atiba'yı kullandı. Ama Atiba tamamen farklı bir oyun stiline sahip. Atiba'nın o bölgede yapacağı tek şey topa sahip olup pas yapmaktı. Rakibin arkasına hiç geçemedi, hiç etkili orta yapamadı. Atiba çok kullanışlı olabilir ama fark yaratacağı yer kesinlikle orası değil. Bunu da dün net şekilde gösterdi. Bu anlamda Bilic'ten daha yaratıcı bir tercih beklerdim.
--alıntı--
birlik olmanın gerekliliğini anlatan slogan.
https://scontent-a-vie.xx.fbcdn.net/hphotos-prn1/t1.0-9/1978798_1526539740905615_417636450_n.jpg
https://scontent-a-vie.xx.fbcdn.net/hphotos-prn1/t1.0-9/1978798_1526539740905615_417636450_n.jpg
tatava yapmadan birlik olmanın gerekliliğini anlatan video. akp'nin izmir'i kaybedeceği kesin. istanbul, bursa, adana, ankara gibi önemli illeri de kaybetmesi çok güzel olacaktır. onun dışında; ordu, malatya, denizli, samsun, trabzon, sakarya, erzurum, balıkesir gibi büyükşehirlerin de ellerinden gitmesi akp'nin moralini daha da düşürecektir.
28 mart 2014 kdç karabükspor beşiktaş maçı ile ilgili bilic ile ilgili sert ve bir o kadar da doğru bir yazı yazmış olan kişi.
--uğur meleke--
biz bu filmi bu sezon dördüncü kez izliyoruz:
i̇lkini, 30 eylül’de antalya’da izlemiştik. antalya, beşiktaş’ı kilitlemiş, oynamamış-oynatmamış, blok halinde karşılamış ve diarra’nın bulduğu bir buçuk pozisyonla işi bitirmişti.
i̇kincisi 3 kasım’da beyoğlu’ndaydı. bu kez beşiktaş’ı oynatmayan ve oynamayan taraf karabük’tü. 28 şubat’ta olimpiyat’taki 0-0’lık antalya filmi de aynıydı. doğrusu ben bu üç özel gösterimden sonra karabük’te tekrar aynı filmi izleyeceğimizi düşünmemiştim. yanılmışım...
süper lig’de her zaman böyle takımlar vardır, hatta büyüklere karşı bu topu oynayanların sayısı artar. aybaba takımları büyüklere karşı topu istemez, karabük istemez. topu size bırakır ve ısrarcı bir blokla sizi karşılayıp maç içinde bulacağı tek kontratak fırsatını bekler. böyle takımlara karşı ideal hücum setleriniz işlemez, başka birşeyler düşünmeniz gerekir. hafta boyunca rakibinizin bunu oynayacağını bilmeniz, onları şaşırtmanız gerekir. aybaba beşiktaş’a karşı iki maçta hiç şaşırmadı. kafkas’ın da ikinci maçı oldu, sanırım o da pek şaşırmış sayılmaz.
biliç saygı duyduğumuz bir teknik adam. ama aynı hataya bir sezonda dördüncü kez düşünce, ligi yeterince izlemediğine dair endişelerimiz oluşuyor. ve doğrusu, bu ligi izlemezseniz, bu ligi hafife alırsanız, bu lig de size hiç dostça davranmıyor!
*****************
atiba tercihi doğru muydu?
tabii yukarıda eleştiriyi okuyunca aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir? beşiktaş’ın bu kadar eksiği varken karabük’ü alt etmek için çözüm bulabilir miydi?
beşiktaş’ın 7 eksiği var: sivok, ersan, escude, fernandes, gökhan, holosko, ömer... ama herkes sağlıklı olsa zaten bu 7 eksikten ikisi ilk 11’de oynayacaklardı: stoperde ersan/sivok’tan birisi ve sağ açıkta holosko/gökhan’dan birisi. escude, ömer zaten doğal yedek. fernandes’in beşiktaş’la gönül bağı kopmuş. yani eksiklikler açısından bir felaket senaryosu söz konusu değil. stoper dany ve sağ açık atiba dışında herkes ideal...
lakin ideal olmayan şey, elde sağ açık oynayabilecek mustafa pektemek varken, uğur boral varken, kerim frei varken tercihin atiba yönünde yapılması. evet, biliç’in dediği gibi atiba kale hariç her pozisyonda oynayabilecek olağanüstü fedakar ve iş disiplini çok yüksek bir isim. ama atiba’nın her pozisyonda idare edebilecek olması, her pozisyonda ön libero kadar verimli oynayacağı anlamına gelmiyor. elde orijinal kanat adamı uğur varken atiba’yı sağ açık kullanmak pek akla yatkın gözükmüyor.
benzer bir tercihi eboue geldiğinde terim de yapmıştı. fildişili’nin arsenal’de çok fazla pozisyonda oynadığını bilen hoca, hemen onu sağ açık (hatta sol açık) olarak kullanmıştı. ama zamanla görüldü ki eboue sağ bektir, başka pozisyonlarda oynayabilir ama ancak mecbur kalınırsa... atiba’nın durumu da böyle.
tabii ki dün bu kadar verimsiz bir top oynanmasının nedeni sadece oyuncu tercihleri değil. biliç 35’te çift santrfora döndü, 60’ta atiba’yı sağ beke çekti, yani birçok doğru risk de aldı aslında... ama mesele sadece bu değil sanki. kapanan, set hücumuna fırsat vermeyen bir takıma karşı başka planlar ortaya koymak gerek: belki bir duran top sihri. belki bir korner organizasyonu. belki sürpriz uzaktan şutlar. belki farklı oyuncuları farklı pozisyonlarda kullanıp rakibi şaşırtmak: on numarada olcay, sağ açıkta uğur veya belki başka bir şey... ama illa farklı bir şey denemek. i̇lla ki rakibi şaşırtmak...
*******************************
bilic’in yardımcıları değişmeli
gecenin özeti aslında iki kelime: kimse şaşırmadı. herkesin tahmin ettiği kilit bir oyun. kilit bir skor.
eğer kimsenin şaşırmadığı gecenin sonunda biliç bu skora şaşırdıysa o zaman hatayı biraz da onun ekibinde aramak gerek. biliç’in ülkede ilk sezonuysa, ülkeyi tanımıyorsa, antalya/karabük tipi futbolla ilk kez karşılaşıyorsa, onun teknik ekibine bu ligi tanıyan bir yardımcı koymak gerek. eğer yardımcıları ligle ilgili, rakiple ilgili, biliç’in bildiklerinden farklı bir şey bilmiyorsa o zaman teknik ekip kalabalığının ne anlamı var ki allah aşkına?
--alıntı--
--uğur meleke--
biz bu filmi bu sezon dördüncü kez izliyoruz:
i̇lkini, 30 eylül’de antalya’da izlemiştik. antalya, beşiktaş’ı kilitlemiş, oynamamış-oynatmamış, blok halinde karşılamış ve diarra’nın bulduğu bir buçuk pozisyonla işi bitirmişti.
i̇kincisi 3 kasım’da beyoğlu’ndaydı. bu kez beşiktaş’ı oynatmayan ve oynamayan taraf karabük’tü. 28 şubat’ta olimpiyat’taki 0-0’lık antalya filmi de aynıydı. doğrusu ben bu üç özel gösterimden sonra karabük’te tekrar aynı filmi izleyeceğimizi düşünmemiştim. yanılmışım...
süper lig’de her zaman böyle takımlar vardır, hatta büyüklere karşı bu topu oynayanların sayısı artar. aybaba takımları büyüklere karşı topu istemez, karabük istemez. topu size bırakır ve ısrarcı bir blokla sizi karşılayıp maç içinde bulacağı tek kontratak fırsatını bekler. böyle takımlara karşı ideal hücum setleriniz işlemez, başka birşeyler düşünmeniz gerekir. hafta boyunca rakibinizin bunu oynayacağını bilmeniz, onları şaşırtmanız gerekir. aybaba beşiktaş’a karşı iki maçta hiç şaşırmadı. kafkas’ın da ikinci maçı oldu, sanırım o da pek şaşırmış sayılmaz.
biliç saygı duyduğumuz bir teknik adam. ama aynı hataya bir sezonda dördüncü kez düşünce, ligi yeterince izlemediğine dair endişelerimiz oluşuyor. ve doğrusu, bu ligi izlemezseniz, bu ligi hafife alırsanız, bu lig de size hiç dostça davranmıyor!
*****************
atiba tercihi doğru muydu?
tabii yukarıda eleştiriyi okuyunca aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir? beşiktaş’ın bu kadar eksiği varken karabük’ü alt etmek için çözüm bulabilir miydi?
beşiktaş’ın 7 eksiği var: sivok, ersan, escude, fernandes, gökhan, holosko, ömer... ama herkes sağlıklı olsa zaten bu 7 eksikten ikisi ilk 11’de oynayacaklardı: stoperde ersan/sivok’tan birisi ve sağ açıkta holosko/gökhan’dan birisi. escude, ömer zaten doğal yedek. fernandes’in beşiktaş’la gönül bağı kopmuş. yani eksiklikler açısından bir felaket senaryosu söz konusu değil. stoper dany ve sağ açık atiba dışında herkes ideal...
lakin ideal olmayan şey, elde sağ açık oynayabilecek mustafa pektemek varken, uğur boral varken, kerim frei varken tercihin atiba yönünde yapılması. evet, biliç’in dediği gibi atiba kale hariç her pozisyonda oynayabilecek olağanüstü fedakar ve iş disiplini çok yüksek bir isim. ama atiba’nın her pozisyonda idare edebilecek olması, her pozisyonda ön libero kadar verimli oynayacağı anlamına gelmiyor. elde orijinal kanat adamı uğur varken atiba’yı sağ açık kullanmak pek akla yatkın gözükmüyor.
benzer bir tercihi eboue geldiğinde terim de yapmıştı. fildişili’nin arsenal’de çok fazla pozisyonda oynadığını bilen hoca, hemen onu sağ açık (hatta sol açık) olarak kullanmıştı. ama zamanla görüldü ki eboue sağ bektir, başka pozisyonlarda oynayabilir ama ancak mecbur kalınırsa... atiba’nın durumu da böyle.
tabii ki dün bu kadar verimsiz bir top oynanmasının nedeni sadece oyuncu tercihleri değil. biliç 35’te çift santrfora döndü, 60’ta atiba’yı sağ beke çekti, yani birçok doğru risk de aldı aslında... ama mesele sadece bu değil sanki. kapanan, set hücumuna fırsat vermeyen bir takıma karşı başka planlar ortaya koymak gerek: belki bir duran top sihri. belki bir korner organizasyonu. belki sürpriz uzaktan şutlar. belki farklı oyuncuları farklı pozisyonlarda kullanıp rakibi şaşırtmak: on numarada olcay, sağ açıkta uğur veya belki başka bir şey... ama illa farklı bir şey denemek. i̇lla ki rakibi şaşırtmak...
*******************************
bilic’in yardımcıları değişmeli
gecenin özeti aslında iki kelime: kimse şaşırmadı. herkesin tahmin ettiği kilit bir oyun. kilit bir skor.
eğer kimsenin şaşırmadığı gecenin sonunda biliç bu skora şaşırdıysa o zaman hatayı biraz da onun ekibinde aramak gerek. biliç’in ülkede ilk sezonuysa, ülkeyi tanımıyorsa, antalya/karabük tipi futbolla ilk kez karşılaşıyorsa, onun teknik ekibine bu ligi tanıyan bir yardımcı koymak gerek. eğer yardımcıları ligle ilgili, rakiple ilgili, biliç’in bildiklerinden farklı bir şey bilmiyorsa o zaman teknik ekip kalabalığının ne anlamı var ki allah aşkına?
--alıntı--
uğur meleke adlı spor yazarının eleştirdiği hoca.
--uğur meleke--
Biz bu filmi bu sezon dördüncü kez izliyoruz:
İlkini, 30 Eylül’de Antalya’da izlemiştik. Antalya, Beşiktaş’ı kilitlemiş, oynamamış-oynatmamış, blok halinde karşılamış ve Diarra’nın bulduğu bir buçuk pozisyonla işi bitirmişti.
İkincisi 3 Kasım’da Beyoğlu’ndaydı. Bu kez Beşiktaş’ı oynatmayan ve oynamayan taraf Karabük’tü. 28 Şubat’ta Olimpiyat’taki 0-0’lık Antalya filmi de aynıydı. Doğrusu ben bu üç özel gösterimden sonra Karabük’te tekrar aynı filmi izleyeceğimizi düşünmemiştim. Yanılmışım...
Süper Lig’de her zaman böyle takımlar vardır, hatta büyüklere karşı bu topu oynayanların sayısı artar. Aybaba takımları büyüklere karşı topu istemez, Karabük istemez. Topu size bırakır ve ısrarcı bir blokla sizi karşılayıp maç içinde bulacağı tek kontratak fırsatını bekler. Böyle takımlara karşı ideal hücum setleriniz işlemez, başka birşeyler düşünmeniz gerekir. Hafta boyunca rakibinizin bunu oynayacağını bilmeniz, onları şaşırtmanız gerekir. Aybaba Beşiktaş’a karşı iki maçta hiç şaşırmadı. Kafkas’ın da ikinci maçı oldu, sanırım o da pek şaşırmış sayılmaz.
Biliç saygı duyduğumuz bir teknik adam. Ama aynı hataya bir sezonda dördüncü kez düşünce, ligi yeterince izlemediğine dair endişelerimiz oluşuyor. Ve doğrusu, bu ligi izlemezseniz, bu ligi hafife alırsanız, bu lig de size hiç dostça davranmıyor!
*****************
Atiba tercihi doğru muydu?
Tabii yukarıda eleştiriyi okuyunca aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir? Beşiktaş’ın bu kadar eksiği varken Karabük’ü alt etmek için çözüm bulabilir miydi?
Beşiktaş’ın 7 eksiği var: Sivok, Ersan, Escude, Fernandes, Gökhan, Holosko, Ömer... Ama herkes sağlıklı olsa zaten bu 7 eksikten ikisi ilk 11’de oynayacaklardı: Stoperde Ersan/Sivok’tan birisi ve sağ açıkta Holosko/Gökhan’dan birisi. Escude, Ömer zaten doğal yedek. Fernandes’in Beşiktaş’la gönül bağı kopmuş. Yani eksiklikler açısından bir felaket senaryosu söz konusu değil. Stoper Dany ve sağ açık Atiba dışında herkes ideal...
Lakin ideal olmayan şey, elde sağ açık oynayabilecek Mustafa Pektemek varken, Uğur Boral varken, Kerim Frei varken tercihin Atiba yönünde yapılması. Evet, Biliç’in dediği gibi Atiba kale hariç her pozisyonda oynayabilecek olağanüstü fedakar ve iş disiplini çok yüksek bir isim. Ama Atiba’nın her pozisyonda idare edebilecek olması, her pozisyonda ön libero kadar verimli oynayacağı anlamına gelmiyor. Elde orijinal kanat adamı Uğur varken Atiba’yı sağ açık kullanmak pek akla yatkın gözükmüyor.
Benzer bir tercihi Eboue geldiğinde Terim de yapmıştı. Fildişili’nin Arsenal’de çok fazla pozisyonda oynadığını bilen hoca, hemen onu sağ açık (hatta sol açık) olarak kullanmıştı. Ama zamanla görüldü ki Eboue sağ bektir, başka pozisyonlarda oynayabilir ama ancak mecbur kalınırsa... Atiba’nın durumu da böyle.
Tabii ki dün bu kadar verimsiz bir top oynanmasının nedeni sadece oyuncu tercihleri değil. Biliç 35’te çift santrfora döndü, 60’ta Atiba’yı sağ beke çekti, yani birçok doğru risk de aldı aslında... Ama mesele sadece bu değil sanki. Kapanan, set hücumuna fırsat vermeyen bir takıma karşı başka planlar ortaya koymak gerek: Belki bir duran top sihri. Belki bir korner organizasyonu. Belki sürpriz uzaktan şutlar. Belki farklı oyuncuları farklı pozisyonlarda kullanıp rakibi şaşırtmak: On numarada Olcay, sağ açıkta Uğur veya belki başka bir şey... Ama illa farklı bir şey denemek. İlla ki rakibi şaşırtmak...
*******************************
Bilic’in yardımcıları değişmeli
Gecenin özeti aslında iki kelime: Kimse şaşırmadı. Herkesin tahmin ettiği kilit bir oyun. Kilit bir skor.
Eğer kimsenin şaşırmadığı gecenin sonunda Biliç bu skora şaşırdıysa o zaman hatayı biraz da onun ekibinde aramak gerek. Biliç’in ülkede ilk sezonuysa, ülkeyi tanımıyorsa, Antalya/Karabük tipi futbolla ilk kez karşılaşıyorsa, onun teknik ekibine bu ligi tanıyan bir yardımcı koymak gerek. Eğer yardımcıları ligle ilgili, rakiple ilgili, Biliç’in bildiklerinden farklı bir şey bilmiyorsa o zaman teknik ekip kalabalığının ne anlamı var ki Allah aşkına?
--alıntı--
--uğur meleke--
Biz bu filmi bu sezon dördüncü kez izliyoruz:
İlkini, 30 Eylül’de Antalya’da izlemiştik. Antalya, Beşiktaş’ı kilitlemiş, oynamamış-oynatmamış, blok halinde karşılamış ve Diarra’nın bulduğu bir buçuk pozisyonla işi bitirmişti.
İkincisi 3 Kasım’da Beyoğlu’ndaydı. Bu kez Beşiktaş’ı oynatmayan ve oynamayan taraf Karabük’tü. 28 Şubat’ta Olimpiyat’taki 0-0’lık Antalya filmi de aynıydı. Doğrusu ben bu üç özel gösterimden sonra Karabük’te tekrar aynı filmi izleyeceğimizi düşünmemiştim. Yanılmışım...
Süper Lig’de her zaman böyle takımlar vardır, hatta büyüklere karşı bu topu oynayanların sayısı artar. Aybaba takımları büyüklere karşı topu istemez, Karabük istemez. Topu size bırakır ve ısrarcı bir blokla sizi karşılayıp maç içinde bulacağı tek kontratak fırsatını bekler. Böyle takımlara karşı ideal hücum setleriniz işlemez, başka birşeyler düşünmeniz gerekir. Hafta boyunca rakibinizin bunu oynayacağını bilmeniz, onları şaşırtmanız gerekir. Aybaba Beşiktaş’a karşı iki maçta hiç şaşırmadı. Kafkas’ın da ikinci maçı oldu, sanırım o da pek şaşırmış sayılmaz.
Biliç saygı duyduğumuz bir teknik adam. Ama aynı hataya bir sezonda dördüncü kez düşünce, ligi yeterince izlemediğine dair endişelerimiz oluşuyor. Ve doğrusu, bu ligi izlemezseniz, bu ligi hafife alırsanız, bu lig de size hiç dostça davranmıyor!
*****************
Atiba tercihi doğru muydu?
Tabii yukarıda eleştiriyi okuyunca aklınıza şöyle bir soru gelmiş olabilir? Beşiktaş’ın bu kadar eksiği varken Karabük’ü alt etmek için çözüm bulabilir miydi?
Beşiktaş’ın 7 eksiği var: Sivok, Ersan, Escude, Fernandes, Gökhan, Holosko, Ömer... Ama herkes sağlıklı olsa zaten bu 7 eksikten ikisi ilk 11’de oynayacaklardı: Stoperde Ersan/Sivok’tan birisi ve sağ açıkta Holosko/Gökhan’dan birisi. Escude, Ömer zaten doğal yedek. Fernandes’in Beşiktaş’la gönül bağı kopmuş. Yani eksiklikler açısından bir felaket senaryosu söz konusu değil. Stoper Dany ve sağ açık Atiba dışında herkes ideal...
Lakin ideal olmayan şey, elde sağ açık oynayabilecek Mustafa Pektemek varken, Uğur Boral varken, Kerim Frei varken tercihin Atiba yönünde yapılması. Evet, Biliç’in dediği gibi Atiba kale hariç her pozisyonda oynayabilecek olağanüstü fedakar ve iş disiplini çok yüksek bir isim. Ama Atiba’nın her pozisyonda idare edebilecek olması, her pozisyonda ön libero kadar verimli oynayacağı anlamına gelmiyor. Elde orijinal kanat adamı Uğur varken Atiba’yı sağ açık kullanmak pek akla yatkın gözükmüyor.
Benzer bir tercihi Eboue geldiğinde Terim de yapmıştı. Fildişili’nin Arsenal’de çok fazla pozisyonda oynadığını bilen hoca, hemen onu sağ açık (hatta sol açık) olarak kullanmıştı. Ama zamanla görüldü ki Eboue sağ bektir, başka pozisyonlarda oynayabilir ama ancak mecbur kalınırsa... Atiba’nın durumu da böyle.
Tabii ki dün bu kadar verimsiz bir top oynanmasının nedeni sadece oyuncu tercihleri değil. Biliç 35’te çift santrfora döndü, 60’ta Atiba’yı sağ beke çekti, yani birçok doğru risk de aldı aslında... Ama mesele sadece bu değil sanki. Kapanan, set hücumuna fırsat vermeyen bir takıma karşı başka planlar ortaya koymak gerek: Belki bir duran top sihri. Belki bir korner organizasyonu. Belki sürpriz uzaktan şutlar. Belki farklı oyuncuları farklı pozisyonlarda kullanıp rakibi şaşırtmak: On numarada Olcay, sağ açıkta Uğur veya belki başka bir şey... Ama illa farklı bir şey denemek. İlla ki rakibi şaşırtmak...
*******************************
Bilic’in yardımcıları değişmeli
Gecenin özeti aslında iki kelime: Kimse şaşırmadı. Herkesin tahmin ettiği kilit bir oyun. Kilit bir skor.
Eğer kimsenin şaşırmadığı gecenin sonunda Biliç bu skora şaşırdıysa o zaman hatayı biraz da onun ekibinde aramak gerek. Biliç’in ülkede ilk sezonuysa, ülkeyi tanımıyorsa, Antalya/Karabük tipi futbolla ilk kez karşılaşıyorsa, onun teknik ekibine bu ligi tanıyan bir yardımcı koymak gerek. Eğer yardımcıları ligle ilgili, rakiple ilgili, Biliç’in bildiklerinden farklı bir şey bilmiyorsa o zaman teknik ekip kalabalığının ne anlamı var ki Allah aşkına?
--alıntı--
28 mart 2014 kdç karabükspor beşiktaş maçı ardından oğuzhan özyakup ile ilgili birkaç kelam etmiş olan spor yorumcusu.
--alıntı--
sizin yüzünüzden rakip takımın hocası uykusuz zamanlar geçiriyor ama siz kasıkta problem var diye 30'da oyundan çıkmayın. güçlenmek zor bir şey değil. gerekirse bir hoca tutsun. üzülüyorum yani 30. dakikada kasık probleminden dolayı oyundan çıkınca. oğuzhan'ın geleceği tamamen kendi elinde.
--alıntı--
--alıntı--
sizin yüzünüzden rakip takımın hocası uykusuz zamanlar geçiriyor ama siz kasıkta problem var diye 30'da oyundan çıkmayın. güçlenmek zor bir şey değil. gerekirse bir hoca tutsun. üzülüyorum yani 30. dakikada kasık probleminden dolayı oyundan çıkınca. oğuzhan'ın geleceği tamamen kendi elinde.
--alıntı--
--rıdvan dilmen--
Sizin yüzünüzden rakip takımın hocası uykusuz zamanlar geçiriyor ama siz kasıkta problem var diye 30'da oyundan çıkmayın. Güçlenmek zor bir şey değil. Gerekirse bir hoca tutsun. Üzülüyorum yani 30. dakikada kasık probleminden dolayı oyundan çıkınca. Oğuzhan'ın geleceği tamamen kendi elinde.
--alıntı--
Sizin yüzünüzden rakip takımın hocası uykusuz zamanlar geçiriyor ama siz kasıkta problem var diye 30'da oyundan çıkmayın. Güçlenmek zor bir şey değil. Gerekirse bir hoca tutsun. Üzülüyorum yani 30. dakikada kasık probleminden dolayı oyundan çıkınca. Oğuzhan'ın geleceği tamamen kendi elinde.
--alıntı--
slaven bilic gibi bir hocası olmasından ötürü harcanan topçu. sezon sonunda çekip gitmelidir. töre sakatlanıyor, holosko ile davam, holosko sakatlanıyor, oğuzhan'ı kanata çek, ozi sakatlandı şimdi de uğur boral ile başlar. vesselam bu adam düşünülmüyor. kendine yazık etmesin sezon sonunda gitsin ve gittiği takımda da çok iyi işler yapıp bilic efendinin gözüne soksun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?