confessions

besiktaskli

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3565
  2. takipçi 0
  3. puan 72132

hugo almeida

besiktaskli
sevdiğim futbolcunun performansı düşüyor, sevmediğimin performansı artıyor tezimin en büyük delili olan futbolcu.

ne oldu be sana böyle son haftalarda? sen böyle oyna, ben seni ömür boyu sevmem vallahi, söz...

sensiz olmadı

besiktaskli
"ilişkimiz heyecanını yitirdi, bir süre ara verelim" diyen sevgilinin orada burada gezip tozduktan ve her türlü haltı yedikten, bir de üstüne üstlük maddi manevi sömürüldükten sonra "heyecanını yitirdiği" ilişkisinin diğer failine giderek;

"sensiz olmadı, yapamadım" şeklinde yaptığı duygu sömürüsüdür..

sen bilirsin

besiktaskli
en sevdiğim toygar ışıklı şarkılarındandır.

aynı zamanda en sinir olduğum söz öbeği. şöyle ki:
morali bozuk arkadaşını gören x gelir ve sohbet şöyle gelişir

x: neyin var?
y: yok bir şey
x: olur mu? kötü görünüyorsun
y: canım sıkkın biraz
x: hayırdır? kötü bir şey yok inşallah
y: var aslında, bir karar vermem gerekiyor der ve başlar anlatmaya. en az yarım saat konuşurlar, olayın tüm detaylarını inceliklerini x' e anlatı y. ve konuşmanın sonu geldiğinde x aynen şöyle der.
x: valla sen bilirsin. şimdi ne desem bilemedim.

lan madem yardımcı olmayacaksın ne diye bunca zamandır konuşturuyorsun beni? bilsem bu halde olur muyum? tövbe tövbe yaa.

yaran diyaloglar

besiktaskli
işverenimin bir arkadaşı aynı zamanda da kendisinin kuaförü. birgün ofisimize geldi -ki sıkça gelir kendisi- patron, o ve patronun bir arkadaşı daha oturuyorlar. kuaför olan arkadaşı beni pek sever. yalnız beni değil benim yaptığım kahveyi de sever ve her geldiğinde kahvesini benim elimden içmek ister. yine böyle bir günde yaşanan diyalog şu şekilde gelişti.
b=ben
k=kuaför
p=patron

k: bu fincanda bayağı büyükmüş.
p: (pis pis sırıtıyor)
b: (duymamazlıktan geliyorum)
k: fincan diyorum bayağı büyükmüş.
p: (pis pis sırıtmaya devam ediyor)
b: (duymamazlıktan gelmeye devam ediyorum.
k: ablacım bu fincanda bayağı büyükmüş, iki günlük kahve var bunda.
b: şimdi bu söze iki şekilde cevap verilir ama neyse susayım ben.
k: allah aşkına söyle
b: yok, söylemeyeyim. (sinirler tavan yapmaya ramak kalmış halde)
k: bacım vallahi söyle
b: peki, siz istediniz.
1) eğer bana bu sözü bir arkadaşım söylemiş olsaydı aynen şöyle cevap verirdim;
"iki günlük kahveni verdim, iki gün boyunca uğrama buralara"
(k iptal ne söyleyeceğini bilemez halde donup kalmış, patron gülüyor, patronun diğer arkadaşı cümlenin devamını merak ediyor şekildeler)
2) ama siz büyüğümsünüz ve misafirimsiniz, bu yüzden sizin için şu cevabı kullanıyorum;
"fincanı bilerek büyük tuttum ki kahveler bol, sohbetler uzun olsun"

sabır sabır da bir yere kadar ama

20 nisan 2011 real madrid fc barcelona maçı

besiktaskli
yorgunluktan izlerken sızdığım, skorunu sabah öğrendiğim ve ne yazık ki üzüldüğüm maçtır.

kanımın ısınmadığı mourinho' nun kazanması beni alenen rahatsız etmekte. hem de sempatizanı olduğum barca' ya karşı. ve zaten yorumlardan da gördüğüm kadarıyla spor dünyasında aziz yıldırım ve takımı neyse, mourinho ve takımı da aynı otun suyu.

kolej günlüğü

besiktaskli
beni gözyaşlarına boğan dizidir.
küçük bir çocuğun beşiktaş aşkıyla nasıl yandığını, o formayı giymek için nasıl mücadele verdiğini ve formayı giyeceği söylendiğinde nasıl sevineceğini gösteren ve o formayı hakkıyla terletmeyenlere ders niteliği taşıyan muhteşem sahnelerin olduğu dizi.
174 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol