besiktaskli

her maçta istisnasız her spikerin dilinden düşürmediği ve mutlaka kullandığı kalıplaşmış cümle...

hele hele rakip takım ciddi ciddi bastırıyorsa "bir gol yemeden şu devre bitseydi..." sözlerinin dudaklardan dökülmesinin de müsebbibidir...

skrito_mori, cengizselcuk ve bendenizin şu dakikalarda yaşadığı durumdur...

işin kolayına kaçmanın en pratik çözümüdür. ama yapmayın bence. o an için evet çözüm olabilir ama uzun vadede sıkıntı yaratır bu durumlar ve zorluklara karşı dirençsizlik oluşturur uzun vadede ve çaresizliği getirir beraberinde.

düşünsene,
sen çözemediğim düğüm oluyorsun.
gözlerin gitme derken ben alışmışım çözemediğim düğümü atlamaya
ve seni de geçmem gerekiyor artık.
vakit ayrılık...
vakit sessizlik...
seni hep mutlu eden takıntısız olma halim şimdi çıkıyor saklandığı sandıktan.
sesleniyor sana...
hadi, şimdi de "boşver, takılma" desene...
hadi, bu seferde "olmuyorsa bırak git, nasılsa unutursun" desene...
ve sen...
bir seferlik bu kuralı yok saymamı istesene...

(bkz: besiktaskli )

sürekli etrafında birilerinin olmasını isteyen, tek başına kaldığında hep yalnız olmaktan şikayet eden bünyelere sesleniş biçimidir...

ah bir anlasa yalnızlığı...
bir anlasa bunun keyfini...
bir anlasa en sadık yarenini...
belki daha mutlu olacak ama, yok!
illa birileri olmalı etrafta.
oysa insan yalnız kaldığı oranda güç kazanır...

havanın soğuk olmasından mütevellit içi ısıtacak başka şeyler arandığında akla ilk gelen üçlemedir.

yüzü gülümseten bir sevgili genellikle ilk akla düşendir. olması gerekmez bu sevgilinin. fiilen varlığı olmasada hayali bile yetebilir zaman zaman...

yazarlığı şu anda onaylanan 3.nesil kartaldır.

hoşgelmiştir, klavyesine kuvvet dediklerimizdendir.

(bkz: yazar karşılama komitesi )

an itibarı ile aramıza katılan 3.nesil kartaldır.

ayrıca sözlük formatına yabancılığı gözlerden kaçmayan, ancak yine de başarılı ilk entrylere imza atandır. daha iyi olacak, potansiyeli gördüm ben der, hoşgeldin dileklerimi sunarım kendisine.

buyur, sefan olsun...

en sevilen baha şarkılarından biridir. dinlemek isteyenler için işte linkihttp://fizy.com/#s/1ahajn

sözlerini merak edenler için işte şarkının sözleri...

çok denedim olmadı
Yüreğim unutmadı
Bin sabahı bin akşama yedirdim
Gönül derman bulmadı

Ne hayâlin gidiyor
Ne sevdan terk ediyor
Bin kadehte bin şişe bitti
Gönlüm sarhoş olmuyor

Ağlama ağlama ağlama yüreğim demekten ben yoruldum
Ey kalpsiz zalim yar söyle sen kendini bensiz nasıl avuttun
Kokumu nasıl sildin teninden ben tenden nasıl söktün bileyim
Sen nasıl kurtuldun aşkın elinden
Anlat da bende yar firar edeyim

internet üzerinden kitap alışverişinizi güvenle yapabileceğiniz alışveriş sitesidir.

gerek teslim süreleriyle , gerek uygun fiyatlarıyla, gerek zengin arşiviyle ve gerekse çeşitli zamanlarda yapatıkları kampanyalarla kütüphane zenginleştirme ve kitap okuma konusunda oldukça teşvik eder bir halleri var kendilerinin.
eğer kitapçılarda geçirecek çok uzun zamanınız yoksa buradan kitap alışverişlerinizi yapabilirsiniz. kitabın ön yüzü, arka yüzü ve iç sayfalarına da göz atma şansınız da var üstelik...

ortaya söylenen sözleri, şahsına gelmemiş olsa bile bir başkasının üzerine alınması durumudur.

gocunma kısmı yaranın büyüklüğü ile doğru orantılıdır...

en güzel türk sanat müziği şarkılarından olup, nalan altınörs' ten dinlemesi de oldukça keyifli olan şarkıdır.
Denemesi bedava...
http://fizy.com/#s/1ahga2

yine harikalar yaratan kurum...

http://www.ntvmsnbc.com/id/25288246/

bugün en acilinden bana ulaşması gereken yazardır.

çeşitli şekillerde söylenen ve bekar olanlara keyif verendir. lâkin biri vardır ki hep böyle beni ürkütür.hangisi mi?

bekâra karı boşamak kolaydır...

şuhttp://fizy.com/tr#s/1ai9sd şarkısıyla geceme eşlik edendir...

(bkz: beşiktaş )
(bkz: avcılar )

herkesin birbirini tanıdığı, her akşam birinin kapısında çekirdek yiyilip çay içmenin anayasanın ilk maddesi sayıldığı, her pazar bakkalında selamlaşmaların yaşandığı, kimin kahvaltı sofrasında ne var bilindiği, kahvaltı sonrası mahallede arabalarla birlikte sokağın da yıkanması, akşam işten dönenlerin eve gelene dek her kağı önünde durup ayaküstü biraz sohbet ettiği, kocaman bir aileyi kapsayan, onları terbiye eden kültürdür.

site diye bir yapının ortaya çıkmasından ötürü 12 yıldır hasret kaldığımdır. oysa ne çok özlüyorum zeynep' in her sabah "ömeeeeeeeeeeeerrrr" diye çığlık atışlarını, tikos amcanın "gidin başka yerde oynayın topunuzu keserim" demesini, kuzenlerimle ve arkadaşlarımla gece yarısı saklambaç oynamayı, beni aralarına aldıklarında korkunç hikayeler anlatmalarını...
hepsi yok, hiçbiri yok...
ben mi onları terkettim, onlar mı benden gitti.
ben mi kaçtım çocukluğumdan yoksa o mu istemedi beni bilmiyorum...
ama çocukluğumdan kalan yalnızca anılarım oldu...
yazık oldu oradaki 15 seneme, gelecekleri olmadı...
bilmediği bir ilişkiye teslim etti çocukluğum kendini... bilmedi ki yetişkin yanım hoyrattı benim. silip attı geçmişi hiç acımadan bir kalemde.
bana kala kala acısı kaldı...
ağrısı kaldı...
kocaman bir kalp yarası kaldı...

zihniyet farkıdır...

pantolon teşhirdir, o zaman tezatı çarşaf çekici olmamalı. ancak günümüzde ne yazık ki çarşaf giyen kadınlar için bile bu tip düşünceler varsa bu tamamen bakış açısıyla ilgilidir. kişi, neyi nasıl görmek isterse öyle görür...

ilişkinin kalbe giden yolunu ayak yoluna çeviren sevgiliye yapılacak en güzel eylemdir.

hatta şöööyyle bir artistik bir voleyle süslenirse seyri de pek bir keyif verir vuruşu yapan adına.

çünkü; hak, edene verilir...