confessions

besiktaskli

2. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 3560
  2. takipçi 0
  3. puan 71786

teknik direktör çıkmazı

besiktaskli
türkiye' den herhangi bir takım -ki özellikle beşiktaş- girdiğinde doğrudan 3d gösterimine başlanan çıkmazdır.

arkadaş kimin başı sıkışsa önce denizli'yi sonra daum'u ve ardından doğan'ı düşünüyor. memlekette hatta evrende başka adam mı yok, yoksa bunlar joker teknik adamlar mı aklım almadı benim hala.

beşiktaş'ta kombine şoku

besiktaskli
haber detayını okuyunca arkadaş insan bir kerede döner kendine bakar demeden geçemediğim durum.

sen kombine fiyatlarını kongre üyeliği fiyatlarıyla eş değer tut, sonra da beşiktaş taraftarının cefakar ve vefakar oluşuna dil uzatacak ve uzattıracak şekilde beyanatlar ver/verdir. olacak iş mi bu?
ne şike soruşturması ne de stad projesi taraftarı geri de tutan. bunların payı %1 ise fiyatların payı %99 dur. fiyatlar pahalı ödeme koşulları da zorlayıcı nitelikte olunca insanlar ister istemez geri de duruyor.
eğer gerçekten bu şekilde düşünüyorsa bu yönetim derhal istifa etmeli. ayıp be ayıp.

jose mourinho

besiktaskli
sevmediğim ve bir türlü sevemeyeceğim teknik direktör ayrıca real madrid' den nefret etme sebebimdir. takım dediğin takım ruhu taşımalıdır felsefemden vazgeçmediğim için olsa gerek bireysel yeteneklerle ilgilenen bu adamı sevmiyor olabilirim.

sevgiliyi şişmanladığı için terketmek

besiktaskli
bir gün karşılaşır mıyım diye düşündüğüm eylem. özellikle son 3 yıllık süreye bakıldığında her sebepten evet ama bu sebepten asla şeklinde bir tez bile üretebilirim kendim için.

neyse egoist yanlarım çok açığa çıkmasın sözlük beni kenara bırakıp genel bir tanım yapacak olursak;
kendini bir halt zanneden erkek bünyelerinin "yanıma yakışmıyor" diyerek yaptığı ve bunu yaparken karşısındaki kişinin belki de muhteşem karakterini gözardı ettiği sonrasında da "düzgün kız yok abi piyasada, yemek yapmayı bile bilmiyor, beni anlamıyor, genel kültür sıfır, birinin yanında konuşacak diye korkuyorum" şeklinde serzenişte bulundukları durumdur.

sen kız arkadaşını kuaför salonlarının kapısından seçersen kusura bakma da arkadaşım bu tip durumlarla daha çook karşılaşırsın. süslenmekten ev işi yapmaya, moda dergisi okumaktan kitap okumaya fırsat bulamayan kişileri ancak kolunuza takar gezdirirsiniz. he bir de evin bir tek yatak odası kısmında işinize yarayabilir. diğer işler için hep ikinci, üçüncü hatta belki dördüncü kadınlara bile ihtiyaç duyabilirsiniz.

bu söylediklerimi ters çevirip kızlar için de kullanabiliriz. sırf çok yakışıkllı diye bir adamla birlikte olup sonra onun ilgisizliğinden ve bilgisizliğinden şikayet eden kızlarda yukarıda saydıklarım için uygun koşuldaki canlılar sınıfına giriyor.

ramazan ayında alkol almak

besiktaskli
inancı doğrultusunda kutsal sayılan ayda alkol alışkanlığından vazgeçen bünyelerin yapmayacağı eylemdir.

kimin ne yaptığı kimseyi ilgilendirmez elbette. her koyun kendi bacağından asılacaktır nitekim. kaldı ki zorla yaptırmaya kalksan birine iş daha bir inada biner ve belki de onun içtiği alkolün günahı kat be kat senin hanene yazılır sebep olduğun için. ifrat tefrit olayı yani. dengeyi iyi kurmak gerekir. ancak birini yapmak diğerini yapmamayı gerektirmez diye bir söz vardır. çünkü ahirette kimi neyin kurtaracağını yalnızca allah bilir.
biraz daha açarsak konuyu; alkolün vücuttan tamamen atılma süresi 40 gündür. o zaman ramazan öncesi 40 gün evvelden alkolü bırakmayanlara "senin orucun kabul olmaz, tutma boşuna" demek saçmalama literatürüne ilk sıradan girebilecek potansiyelde bir söylem olur. o yüzden de çok bilmişlik yapıp ahkam kesmek yerine karşıdaki kişiye konu ve detayları hakkında bilgi verip tercihi ona bırakmak daha mantıklıdır. hangi ibadetin kaç birim sevap yaptığı ve hangi yasağın kaç birim günah yaptığı konusunda elimizde somut veriler olmadığına göre oturup inceden bir hesap çıkarma ihtimalimiz yok.

bu yüzden son söz olarak derim ki sözlük, içenin kendi tercihidir beni bağlamaz ama ben mümkün mertebe niçin içilmemesi gerektiği konusunda etrafımdakilere bildiklerimi anlatırım. gerisi kişinin kendi insiyatifine kalmış.

beşiktaş gol attığında sehpayı camdan aşağı fırlatmak

besiktaskli
bahsi geçen kişinin beşiktaşlı olduğu süreçte normal karşılanacak bir durum. zira liverpool maçında da bobo'nun attığı gol sonrası kendime geldiğimde kendimi masanın üzerinde bulmuştum. çıkış anı ile ilgili hiçbir fikrim hala yok. lakin eğer beşiktaşlı kişi dışarıdaysa ve gol sevinci dışarıda yaşanıyorsa yukarıdan gelen sehpayı atanı atmak için bir iadeyi ziyaret gerekir diye düşünüyorum sözlük.

ersan adem gülüm

besiktaskli
ilk yarıya yetiştirme çabalarının olumsuz sonuçlar verdiği futbolcumuz. ne yazık ki daha şimdiden sezonun ilk yarısını kapatmış görünüyor. gördüğüm ilk yerde bir okuyup üflyeceğim bu adamı. bunun adı başlı başına nazardır arkadaş, kem gözdür. başka açıklaması yok bu işin.

sabah 8 de işyerinde olma zorunluluğu

besiktaskli
mide bulandıran zorunluluklardan biridir.

özellikle gece patronunuzu da siz yatarken hala netin başında görüyorsanız ve ertesi gün sabahın köründe siz kalkıp işe giderken onun istediği saatte gelecek olması ihtimali ve yapacağı açıklamanın da "sıcaklar uyutmuyor ya" şeklinde olacak olması yüzünden iyice buhranlar basmasıına sebep olacak durum olur bu. mübarek sıcak sanki sadece patronları uyutmuyor.
107 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol