beşiktaş aşktır aşk

henüz oyunuyla olmasa da hareketleriyle göstermiştir ki adamdır adam. partizan deplasmanında son çeyreğe imza atma ihtimalini seviyorum.

hazırlık döneminde çok etkili olup geleceğe dair umut vermişti. sezonun daha başları ama cevher'in performansında bir düşüş var. cevher sadece üçlük atan bir oyuncu olmamalı. içeriden oynama silahı olmazsa dışarıda da boş kalamaz ve zaten düşmekte olan isabetleri biraz daha düşer.

cevher'in en önemli artılarından biri tam bir rotasyon oyuncusu olması. her an tetikte ve bench de olmayı sorun yapmıyor. bu açıdan dasic, markota, barış gibi o bölgenin hakkını verebilecek üç oyuncu ile oynaması cevher'in verimliliğini arttırmalıdır.

bu adama fb forması yakışmıyordu zaten. erman kunter'in güvenini boşa çıkarmadı ve biz de ritmini buldu. rüya gibi geçen bir yılın ardından, deron, arroyo gibi isimlerin halefi olarak gelip, rüya kadro dağıldıktan sonra beşiktaş'ın dağılmadığını göstermekte şu an için, erman kunter'in en etkili silahıdır.

iyi niyetli azimli bir oyuncu ama ilk 11 oynadığında teknik kapasitesi yüksek takımlara karşı beşiktaş'ı ne kadar düşürdüğü de ortada. orta saha üçlüsü necip-fernandes-oğuzhan olarak şekillendikten sonra takım resmen çağ atladı.

ama 18 kişilik kadroda olmasından zarar gelmez. hem yükü hafifleyince performansı artacaktır.

adamlarını bulmuştur

(bkz: necip uysal)
(bkz: oğuzhan özyakup)

kaptanlık ile birlikte hakettiği onur bizzat yuvası tarafından verilen kartal yürek. abdullah avcı bakalım ne kadar görmezden gelmeyi başaracak?

herhangi bir sakatlığı bulunmuyorsa neden oynamadığını deli gibi merak ettiğim, geçen sezon burak kaplan ile birlikte büyük umutlarla getirdiğimiz sağ ve sol bekte oynayabilen , gelecek vaadeden oyuncu.

tanju ve burak konusunda neler yaşanıyor kimse bir açıklama yapmıyor. hulk ile adam adama oynadığı wien-porto maçını açıp tekrar tekrar izliyorum. bire birde marke edilmesi en zor oyunculardan biri olan hulk'a nefes aldırmamıştı.

şu anda en sıkıntılı olduğumuz pozisyonlar bek ve kanatlar. tanju izlediğim kadarıyla büyük takım fobisi taraftar baskısı falan da yaşamayan biri. senin en yetersiz olduğun bölgede, iki tarafta da oynayabilen, oynadığı bir elin parmağını geçmeyen maçta(ki bu maçlardan biri fb ile oynanan derby) taraftarın beğenisini kazanmış bir oyuncu için fazla görmezden gelinmiyor mu?

hayır şu iki adamı yeni sezonda yeni transfer diye getirsen öper başıma koyarım. oğuzhan ile güzel bir başlangıç yapan transfer stratejmizin devam ettiğini düşünürüm. hayır yönetim çıksa gelecek sezon da feda sezonu olacak, burak ve tanju da hazır bir şekilde yeni sezonda yeni transfer gibi olacak eyvallah diyeceğim ama herkes görmedim duymadım bilmiyorum.

bundan sonra bu takım da oynar mı oynamaz mı allah bilir ama türkiye'ye gelmiş en sansanyonel iki adamdan biridir. diğeri de anelka'dır. onun dışında hagi, alex, guti, carlos, carew, sow gibi kariyer sahibi, dünyanın tanıdığı ve saydığı adamlar gelmiştir ama q7 gerçek anlamda bir ilktir.

bu adamın bildiğin badisi messi ile birlikte dünyanın en iyi oyuncusu. bir zamanlar adı ronaldo'dan önce geliyordu portekiz de. hayatta her şey insanın kendi elinde; real madrid'in yıldızı olup bir çok kişiye göre dünyanın en iyi futbolcusu olarak da anılabilirsin, ikinci baharını yaşamak için sana verilen şansı kullanamayıp türkiye'de kadro dışı da kalabilirsin.

sonuç olarak quaresma transferini herkes farklı değerlendirecektir. ne yaşanırsa yaşansın iyi ki geldi diyen de olacaktır tam bir rezalet diyen de. ama şu gerçeği herkes kabullenecektir verimlilik açısından olmasa bile fors bakıımında q7 adı türk transfer piyasasında uzaydır. ayrıca q7'nin çok hayırlı olacağına inanıdğım bir süreci başlatmak için de vesile olduğuna inanıyorum.

ben ve benim gibi düşünenler beşiktaşlılar için, kulübün mali durumu düzelse bile quaaresma'dan sonra q7 ayarında bir yıldız getirmek kolay olmayacaktır. bugün ronaldo ve messi'nin yerinde quaresma ve ronaldinho olabilirdi. gelmeye çalıştığım nokta, messi ile ronaldo yakın gelecekte gelemeyeceği için ne beşiktaş ne türkiye ligi quaresma gibi adamı bir daha göremez. bunun nesi iyi derseniz beşiktaş taraftarının yıldız arzusu gelebilecek en büyük yıldızın gelmesiyle gerçeğe döndü ve komplekse dönüşmeden bitti.

yukarıda da söylediğim gibi şahsen ben quaresma dan sonra gelecek oyuncu messi veya ronaldo değilse ismini önemsemem artık. kısaca ben q7'nin oynamadığı şu zamanda bile farkında olmadan, bize çok büyük bir iyilik yaptığını düşünüyorum. yıldız paranoyası sona eren beşiktaş koleji artık futbolcu alırken oğuzhan gibi genç, gelecek vaadeden ve maliyetsiz oyunculara yönelirken yabancılarda da fernandes gibi iş bilen, hilbert gibi disiplinli ve sivok gibi problemsiz,takım oyununu yücelten oyunculara gidecektir.

hakettiği değeri görmediğine inandığım bu ligin en underrated oyuncusu.

bazı beşiktaşlıların necip'i bir selçuk şahin, bir barış özbek gibi gösterme çabalarını anlamıoyrum ve iddia ediyorum, necip fb ve gs'de olsa basın ve taraftar göklere çıkarır, milli takımda banko 11 oynardı. necip bugüne kadar hep mücadele kapasitesi yüksek ama teknik kapasitesi düşük oyuncularla oynamak zorunda bırakıldı. veli de bunun son örneği.

guti'nin takıma katıldığı dönemin necip'e ne kadar olumlu yansıdığını hhatırlayın. hatta guti'nin benzema'ya attığı o efsane pasın bir benzerini yapmıştı avrupa maçında. necip bugün beşiktaş için daha da kıymetlidir çünkü necip-fernandes-oğuzhan orta saha üçlüsü teknik açıdan uzay bir üçlüdür ve necip için yeteneklerini sergilemek için bundan daha uygun bir ortam olamaz.

erman kunter'in yabancılardan falker'i tribüne göndereceğini düşündüğüm lig maçı. hayır düşünüyorum şu basit geçme potansiyeli yüksek ve falker'in tribünde oturduğu bir maçta, vidmar ilk çeyrekte 2 faul alsa ne olacak? erman kunter'i böyle çaresiz bıraktığı için bile abdullah sözer'e kızıyorum, ki bu yol daha uzun.

üç kupalı sezonda ergin ataman elinde oyunu okuyan bir arroyo, lider bir hawkins, tetikte bir erceg ve ezici bir bonsu varken bile sürekli kadro yetersizliğinden şikayet ediyordu. erman kunter ise dengesiz bir jarrels, tutarsız bir christopher, patlayamamış bir daşiç ve birinci adam olması bile tartışma konusu iken neredeyse alternatifsiz kalan vidmar ile pozitif enerji saçıyor. ayağının tozuyla gelen kupa ve avrupa da hedef maçları 3-3 ile geçmesi ve bir maçta 153 sayı atması erman kunter'in ne kadar terso bir adam olduğunun resmidir.

ne yazık ki ne kendisi ne de falker uzun vadede üç kulvarda yeterli değil. vidmar türk pasaportu almış olsa ve dudley yerine düşünülseydi sorun yok ama pops'un yerine birinci adam olarak gelip, tutku'nun zorlamaları dışında potaya bakmayan falker'ı saymazsak, bölgesinin tek adamı olarak bu uzun yolculukta yeterli değildir.

falker hücüm gücü sıfır diyorum da buldum bunuyorum, ligde zaten o da yok. daşiç forma girdiğinde bu takımın yıldızı olacaktır daha fazla kesmez erman hoca. jarels beğenmediğim huylarını değiştrmeyecek olsa da , takımı aldı götürüyor. tutku kariyerinin en olgun dönemini geçiriyor. 1 numara için endişelerim yersiz çıktı. can akın da süre almaya başladığı zaman oyun kurucu rotasyonuna oldukça derinlik geliyor

ama 5 numara için endişelerim artarak devam ediyor. vidmar'ın iyi niyetli çabalarından, sahada savaşmasından ve bizimle olmasından mutluyum ama ligde ve kupada şampiyonluk hedefleyip, avrupa da kimse söylemese de f4 hayali kurup, bunları bir tek vidmar ile nasıl başaracağız çok merak ediyorum. yine de erman kunter onun adı şapkadan tavşan çıkarmışlığı çok vardır.

tek dileğim bu yıl mütevazi bütçemizle iyi işler çıkarıp, seneye veya lige verilen arada bonsu, jawai tarzı dominant bir 5 alıp, türk pasaportu aldıktan sonra vidmar ile sözleşme yapılmasıdır. hatta maliyeti uygunsa avrupa düşünülerek falker da kalabilir. kendisinden bir şey beklemediğiniz zaman rotasyon açısından oldukça faydalı bir oyuncu.

(bkz: ne dediği anlaşılmayan çocuk)
(bkz: işler güçler)

ufacık beyni ve ilkokul terk anlatımına bakmadan insanları mal olarak niteleyen, kemik yaşı 13 zeka yaşı 7 bir ergenin güldürürken düşündürmeyen hezeyanları.

ben miyim acaba dediğim mal. çok tuhaf geliyor. kedi düşmanı satanist orospu çocuklarından hepimiz nefret ediyoruz eyvallah ama aramızda bir gün kararlaştırıp başka bir hayvan türüne girişiyoruz. ha bana kalsa hiçbir hayvan yenmesin ama bu fazla iyimser, ütopik bir düşünce olduğundan yeniyorsa da en göze batmayacak şekilde gerçekleşmesini beklerim. hayvan açısından olabilecek en bilinçsiz ve acısız, insan açısından da gözden uzak, hijyenik bir şekilde. size göre en şerefli dana, insan ırkı tarafından kurban edilme onuruna erişecek dana olabilir ama can havliyle kaçmasından onun böyle düşünmediğini görebiliyoruz.

ayrıca hayvanı yemeyi meşrulaştırmak için gökten uçarak geldiğine inanıp, dere kenarlarında, çocukların gözleri önünde satırlarla parçalanması vahşetine vahşet diyene mal demek bilin bakalım kimin zırvasıdır?

gelecekte siyah beyazlı formayla görmeyi hayal ettiğim skorer guard.

basketbol için quaresma ayarında bir transfer olur. eğer bu sezon avrupa da başarılı olunursa, bu başarı mütevazi bir bütçeyle geleceğinden, artık basketbolun da yıldız bir isim hakettiği ve taraftarın leblebi gibi gol atan forvet arzusu ile yönetimin bu adama yönelme ihtimali olduğunu düşünüyorum.

christopher'in sözleşme de 1+1. carroll ile birlikte her maç en az 7-8 üçlük isabeti bulurlar. 2 numarada uzay oluruz.

sezon başı planlamalarında skora en çok katkı yapması beklenen iki oyuncu; christopher ve dasic'in skora katkı yapmamasına rağmen maçın sonlarına kadar beşiktaş'ın pes etmediği maç. bu gelecek adına beni çok umutlandıran bir şey çünkü bu, en önemli 2 yıldızı henüz devreye gitmemiş bir takımın, onlar da oyunun içine girdiklerinde olacakların habercisi.

oyuncular için konuşmak gerekirse jerrells takımı oynatmıyor. zaten öyle bir oyuncu olmadığı ve erman kunter'in onun skorer yönünden faydalanmak istediği görülmekte. bugün de bu alanda gerekeni yaptı. keza vidmar da kötü bir maç çıkarmadı ve beşiktaş'a maç kazandıracak sayı dağılımında atması gereken sayıyı attı. jarels gibi oynamayı seven bir oyun kurucun varsa serhat gibi dengeleyici bir oyuncunun önemi artıyor. nelson-hidayet ve orlando örneğinde olduğu gibi. sahada görülmeyen işleri yapan serhat'ın kötü bir gününde olması yenilgiyi getiren nedenlerden biri oldu.

haber1903'de bazı arkadaşlar dasic ve markota'nın ipini çekmiş, notunu vermiş ama onlara tek tavsiyem gelecekte yutmak zorunda kalacakları kesin yargılara varmamaları. tabi ki erceg'in yerini doldurmak kolay değil ancak markota oyun karakteri ve yapısı bakımından beşiktaş için çok uygun bir oyuncu. yine söylüyorum zaman içinde bizim mirsad türkcan'ımız olacak. daşiç ise mevcut kadroda en fazla kredi tanınması gereken isim. genç yaşta real madrid'e transfer olmuş, son avrupa şampiyonası elemelerinin yıldızı olmuş, piyasasını yapmış ve daha iyi teklifler olsa da erman kunter adına güvenip, ekonomik sıkıntılarla boğuşan bizi tercih eden bir adam. biz de ona inandığımızı göstermeliyiz. henüz yolun başındayız, geçen sene bu zamanlar deron williamslı beşiktaş dexia-mons'a kaybedip kupadan elenmişti. geç olsun güç olmasın. dasic'in özgüvenini geri getirecek uyum sürecini aşacağı maçlar gelecektir.

tutku da bugün dasic ve serhat'a eşlik etti. cevher'in şutları her zaman girmeyebilir ama bugün yanlış kararları ve tereddütleriyle gerçekten kötü bir cevher vardı. muratcan da olumlu bir şey yapmadı. falker'da jerrells gibi ne isteneceği belli olan bir oyuncu. hücum gücü etkili değil ama o da aslında bugün yapması gerekenleri yaptı. shaqdan bozma bir jawai arkasında durma çabaları bence takdiri haketti. ve şimdi bakıyorum da bugün takım olarak baya baya kötüydük ve böyle bir günde grubun ve kupanın favori takımlarından birine karşı son anlara kadar maçı bırakmadık.

belirtmeye bile gerek duymadım ama bu kadar oyuncusunun kendi standartlarının altında kaldığı bir maçta, böyle bir rakibe karşı son 3 dakikaya oyundan kopmadan girmek yalnızca erman kunter dehası ve tecrübesi ile açıklanabilir. ilerleyen günlerde, dasic ve christopher ikilisi skora yeterli katkıyı vermeye başladıklarında çok daha korkulan bir takım olacağız. nitekim bugün skor dağılımına baktığımızda, christopher attığı 9 sayıya 1 üçlük isabeti eklese ve daşic sadece 9 sayılık bir katkı verse barcelona ile aynı rakama ulaşıyoruz. hem de serhat, muratcan, cevher ve tutku'dan skora katkı gelmediği bir günde, avrupa'nın en iyilerinden birine karşı, deplasmanda...

henüz uyum sorununu atlatamamış, son avrupa şampiyonası elemelerinin yıldızı olması nedeniyle, taraftarın sonuna kadar inanıp sabır göstermesi gereken oyuncu. daha yolun çok başındayız. geçen yıl bu sıralarda deron williams'lı kadro dexia-mons'a kaybediyordu. dasic'in özgüvenini kazanacağı ve uyum sorununu aşacağı maç gelecektir. geç olsun güç olmasın.

18 ekim 2012 brose baskets bamberg beşiktaş maçında üçlüğün gerisinden de erceg'i anımsatan isabetler bulmuştur.

bu sezon özellikle ligde çok büyük katkı vermesini beklediğim, ne olursa olsun oyun konsantrasyonunu kaybetmemesini çok takdir ettiğim, şu ana kadar olan zaman diliminde ne süre aldıysa neredeyse eksiksiz görevini yerine getirmiş yüreğiyle oynayan oyuncu.

hep 1 ve 5 numarada doğabilecek zaafları konuşuyoruz ama bardağa dolu tarafından baktığımızda dasic, markota, barış ve cevher gibi aynı pozisyon için (2 türk,2 yabancı) dört tane çok iyi oyuncuya sahibiz ve 4 numarada avrupa'nın en iyisiyiz.

hem kazasız belasız atlatıp moralimize moral katmak, hem de henüz takımın kafasına girememiş oyuncularımızı kazanmak açısından çok kritik bir maç. aynı zamanda türk liginin en zor deplasmanlarından biri.