yerliler içinde alınabilecek en uygun ve geleceği parlak stoper. eğer bu bölgeye pedro franco gibi içime sinen bir transfer yapılmasaydı aykut'u almadığımıza gerçekten çok üzülürdüm.
eski takımında hocasıyla ters düşmesi sezer’i kötü bir oyuncu yapmaz.
iki yıl önce transferde en çok konuşulan yerli oyunculardan biriydi. geçirdiği iki ölü sezonun yarattığı hırs ve kendini kanıtlama arzusuyla iyi işler yapacağına inanıyorum. kadro derinliği yaratmak adına yapılan bir transfer için gayet cazip bir isim sezer.
egemen mevzusundan dolayı sezer’i bonservis ödemeden alma beklentisinde olduğumuz için 1,5 milyon euro fazla gelebilir ama durup düşününce transfer piyasasında bu potansiyelde bir yerli oyuncuyu anadolu takımlarından transfer etmek istesek pazarlık en az 3 milyon eurodan başlardı.
bu açıdan bakınca bonservis ücreti de makul olabilir ama sözleşme için aynı şeyi söyleyemem. iki senede oynadığı maç iki elin parmağını geçmeyen, kariyeri ciddi anlamda sallantıda olan ve rotasyon için alınan bir oyuncuya 3 yıllık sözleşme yapıp, en değerli yerli yıldızının 2 katı maaş bağlamak bu yönetimle bağdaştıramadığım bir tutarsızlık.
iki yıl önce transferde en çok konuşulan yerli oyunculardan biriydi. geçirdiği iki ölü sezonun yarattığı hırs ve kendini kanıtlama arzusuyla iyi işler yapacağına inanıyorum. kadro derinliği yaratmak adına yapılan bir transfer için gayet cazip bir isim sezer.
egemen mevzusundan dolayı sezer’i bonservis ödemeden alma beklentisinde olduğumuz için 1,5 milyon euro fazla gelebilir ama durup düşününce transfer piyasasında bu potansiyelde bir yerli oyuncuyu anadolu takımlarından transfer etmek istesek pazarlık en az 3 milyon eurodan başlardı.
bu açıdan bakınca bonservis ücreti de makul olabilir ama sözleşme için aynı şeyi söyleyemem. iki senede oynadığı maç iki elin parmağını geçmeyen, kariyeri ciddi anlamda sallantıda olan ve rotasyon için alınan bir oyuncuya 3 yıllık sözleşme yapıp, en değerli yerli yıldızının 2 katı maaş bağlamak bu yönetimle bağdaştıramadığım bir tutarsızlık.
transferi iyice kabak tadı veren deneyimli kaleci.
iyi bir insan ve iyi bir kaleci. hem de en iyilerden. aslında onur yakın geçmişte uzun süreli bir sakatlık yaşamasaydı bugün tolga için başka şeyler konuşuyor olabilirdik. ama kaleye geçtikten sonra onur'u aratmayan, belki daha iyi bir performansla itibarını geri kazandı tolga. trabzon ile şl maçlarında gösterdiği unutulmaz performansla da bunu taçlandırdı.
karakter olarak tolga'yı, arkadaşının hatasıyla yediği golden sonra özür olarak uzattığı eli geri çeviren onur'a tercih ederim. ancak doğruyu söylemek gerekirse, kalede bir onur veya muslera gibi de güven vermiyor. yani beşiktaş'ta göstereceği performansla efsane olma potansiyel ve karakteri var ama kötü bir dönemine denk gelirsek, hem bize hem kariyerine yazık etme ihtimali de var.
aslında bu normal şartlar altında alınabilecek bir risk olabilir ama biz maddi sıkıntılarla boğuşurken, konuşulan rakamlara trabzon tarafının laubali tavrı da eklenince, gelinen noktada yapılacak en doğru hamle bu işten vazgeçmek gözüküyor. onur olsa hadi neyse ama tolga ile sinan arasında öyle büyük bir fark göremiyorum ben. elde de cenk ve sansasyonel yeni kaleci antrenörü sambade varken, tolga'ya en iyi ihtimalle 6 milyon tl bonservis vermek yerine bonservisi elinde olan sinan kulağa oldukça cazip geliyor.
biz çekildikten sonra trabzon tolga konusunda nasıl bir politika izleyecek gerçekten merak ediyorum.
(bkz: bi david ospina vardı noldu ona)
iyi bir insan ve iyi bir kaleci. hem de en iyilerden. aslında onur yakın geçmişte uzun süreli bir sakatlık yaşamasaydı bugün tolga için başka şeyler konuşuyor olabilirdik. ama kaleye geçtikten sonra onur'u aratmayan, belki daha iyi bir performansla itibarını geri kazandı tolga. trabzon ile şl maçlarında gösterdiği unutulmaz performansla da bunu taçlandırdı.
karakter olarak tolga'yı, arkadaşının hatasıyla yediği golden sonra özür olarak uzattığı eli geri çeviren onur'a tercih ederim. ancak doğruyu söylemek gerekirse, kalede bir onur veya muslera gibi de güven vermiyor. yani beşiktaş'ta göstereceği performansla efsane olma potansiyel ve karakteri var ama kötü bir dönemine denk gelirsek, hem bize hem kariyerine yazık etme ihtimali de var.
aslında bu normal şartlar altında alınabilecek bir risk olabilir ama biz maddi sıkıntılarla boğuşurken, konuşulan rakamlara trabzon tarafının laubali tavrı da eklenince, gelinen noktada yapılacak en doğru hamle bu işten vazgeçmek gözüküyor. onur olsa hadi neyse ama tolga ile sinan arasında öyle büyük bir fark göremiyorum ben. elde de cenk ve sansasyonel yeni kaleci antrenörü sambade varken, tolga'ya en iyi ihtimalle 6 milyon tl bonservis vermek yerine bonservisi elinde olan sinan kulağa oldukça cazip geliyor.
biz çekildikten sonra trabzon tolga konusunda nasıl bir politika izleyecek gerçekten merak ediyorum.
(bkz: bi david ospina vardı noldu ona)
bu sezon en etkili silahımız olsa da fb ülker'e geri dönmesine üzülmeyeceğim oyuncu.
yürekli oyunu için teşekkür ederim. ruhsuz oyuncuların yanında bütün iyi niyetiyle mücadele etti. kariyerinde tercih edilen bir oyuncu olmak istiyorsa serbest atış sorununu çözmeli ve topu daha sıkı kavramalıdır.
yürekli oyunu için teşekkür ederim. ruhsuz oyuncuların yanında bütün iyi niyetiyle mücadele etti. kariyerinde tercih edilen bir oyuncu olmak istiyorsa serbest atış sorununu çözmeli ve topu daha sıkı kavramalıdır.
beşiktaş'ta bazı şeylerin radikal biçimde değişmekte olduğunun bariz göstergesidir.
hakkında hiçbir görüntü izlemeden bile eldeki verilerle mutlu eden bir transfer hamlesiydi. 91 doğumlu olması, daha bu yaşta kendi takımında kaptanlığa kadar yükselmiş olması, taraftarının hakkındaki düşünceleri ve 5 yıllık sözleşme yapılması gibi unsurlar başlı başına beni heyecanlandırmaya yeterken, nasıl bir oyuncu olduğuna dair izlediğim görüntülerden sonra tabiri caizse yerimde duramıyorum!
kafamda deli sorular; 91 doğumlu böyle bir potansiyeli avrupa'nın devleri bize nasıl bıraktı? önü bu kadar açık bir oyuncu 5 yıllık kontrat imzalamaya nasıl ikna edildi? adam geçirmiyor, nokta hamleleri var, pozisyon bilgisi üst düzey, ayaklarına çok hakim, soğukkanlı ve oyun kuruyor. kan revan içindeki fotoğraflarına bakılırsa tekmeye kafa sokmaktan da çekinmiyor! millonarios taraftarının duygu yüklü veda mesajları da karakteri hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor.
güzel şeyler olacak hissediyorum...
hakkında hiçbir görüntü izlemeden bile eldeki verilerle mutlu eden bir transfer hamlesiydi. 91 doğumlu olması, daha bu yaşta kendi takımında kaptanlığa kadar yükselmiş olması, taraftarının hakkındaki düşünceleri ve 5 yıllık sözleşme yapılması gibi unsurlar başlı başına beni heyecanlandırmaya yeterken, nasıl bir oyuncu olduğuna dair izlediğim görüntülerden sonra tabiri caizse yerimde duramıyorum!
kafamda deli sorular; 91 doğumlu böyle bir potansiyeli avrupa'nın devleri bize nasıl bıraktı? önü bu kadar açık bir oyuncu 5 yıllık kontrat imzalamaya nasıl ikna edildi? adam geçirmiyor, nokta hamleleri var, pozisyon bilgisi üst düzey, ayaklarına çok hakim, soğukkanlı ve oyun kuruyor. kan revan içindeki fotoğraflarına bakılırsa tekmeye kafa sokmaktan da çekinmiyor! millonarios taraftarının duygu yüklü veda mesajları da karakteri hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı oluyor.
güzel şeyler olacak hissediyorum...
hem kendine hem sevenlerine yazık etmiş site.
basit arayüzü, yorumlama ve oy sistemi ile dikkat çekmiş, popülerliği giderek artmış ve neredeyse beşiktaş gündeminin belirlendiği bir ortam haline dönüşmüştür. sadece benden aldıkları tıkın haddi hesabı yok. ne facebook ne twitter ne de başka bir sanal mecra. hiç abartmıyorum şu siteyi aç-kapa yapmak bende bir el alışkanlığına dönmüştü. taraftarımızın düşüncelerini yakalayabilmek adına, köşesine yazan bir gazeteci titizliğiyle yapardık yorumlarımızı...
somut bir delil olmadan para aldı vb yorum yapmayı etik bulmuyorum ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim, beşiktaş taraftarının verdiği güç ile beşiktaş medyasında söz sahibi olup, bu derece objektiflikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yayın yapmak ne anlama geliyor gerçekten merak ediyorum. ve bütün bunlar göz göre göre olurken, objektiflik mesajları vermekten geri kalmaması da tek kelimeyle gülünçtü! neyse ki seçime birkaç gün kala onlar da daha fazla dayanamadı ve (ah başkan vah başkan mı neydi başlığı tam hatırlayamıyorum) yine gülünç ve acınası olarak tabir edebileceğim, yönlendirme amacı güden bir yazıyla son kozunu oynadı.
içinde sadece fikret orman hakkında olumlu bir şeyler söylendiği için yayınlanmayan yorumlardan tut, lütfedip yayınladıktan bir müddet sonra destek gördüğünü farkedip anında yok etmeye varana kadar bu seçimin bir numaralı kaybedeni olmuştur haber1903. muhakkak etkilenmeyecektir hiç şüphem yok ama kendi adıma tepkimi koymaya devam edeceğim. son olarak efsane başkan süleyman seba'nın bir sözü vardı, nereden aklıma geldi şimdi?
(bkz: beşiktaş için bir şey yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın)
basit arayüzü, yorumlama ve oy sistemi ile dikkat çekmiş, popülerliği giderek artmış ve neredeyse beşiktaş gündeminin belirlendiği bir ortam haline dönüşmüştür. sadece benden aldıkları tıkın haddi hesabı yok. ne facebook ne twitter ne de başka bir sanal mecra. hiç abartmıyorum şu siteyi aç-kapa yapmak bende bir el alışkanlığına dönmüştü. taraftarımızın düşüncelerini yakalayabilmek adına, köşesine yazan bir gazeteci titizliğiyle yapardık yorumlarımızı...
somut bir delil olmadan para aldı vb yorum yapmayı etik bulmuyorum ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim, beşiktaş taraftarının verdiği güç ile beşiktaş medyasında söz sahibi olup, bu derece objektiflikle uzaktan yakından alakası olmayan bir yayın yapmak ne anlama geliyor gerçekten merak ediyorum. ve bütün bunlar göz göre göre olurken, objektiflik mesajları vermekten geri kalmaması da tek kelimeyle gülünçtü! neyse ki seçime birkaç gün kala onlar da daha fazla dayanamadı ve (ah başkan vah başkan mı neydi başlığı tam hatırlayamıyorum) yine gülünç ve acınası olarak tabir edebileceğim, yönlendirme amacı güden bir yazıyla son kozunu oynadı.
içinde sadece fikret orman hakkında olumlu bir şeyler söylendiği için yayınlanmayan yorumlardan tut, lütfedip yayınladıktan bir müddet sonra destek gördüğünü farkedip anında yok etmeye varana kadar bu seçimin bir numaralı kaybedeni olmuştur haber1903. muhakkak etkilenmeyecektir hiç şüphem yok ama kendi adıma tepkimi koymaya devam edeceğim. son olarak efsane başkan süleyman seba'nın bir sözü vardı, nereden aklıma geldi şimdi?
(bkz: beşiktaş için bir şey yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın)
kendisinden bir sabri bir selçuk şahin yaratma çabalarından vazgeçmemiz gereken oyuncu.
her şeyden evvel bu adam rapid wien'de kanat oynuyordu ve takımının en etkili silahlarından biriydi. samet aybaba tarafından defansif orta saha olarak denendi ve yeni yerinde de elinden geleni yaptı.
eğer bugün transfer piyasasında adı geçseydi, görüntülerini izledikten sonra heyecanlanmayacak bir beşiktaş'lı olmazdı herhalde. farklı bir bölgede oynatılması yanında her oyuncunun iyi, kötü ve vasat dönemleri vardır. bu konuda da en iyi örnek hidayet türkoğlu'dur. orlando magic ile harikalar yaratan, sırasıyla pierce, lebron ve kobe'nin karşısına dikilen ve bütün bu eşleşmelerden alnının akıyla çıkan hido sonraki sezon toronto raptors formasıyla turnikeleri bitiremez hale gelecekti.
ayrıca oğuzhan'a bile zaman zaman forma vermezken, veli'yi vazgeçilmez oyuncu statüsünde oynatırsan bu adam ağzıyla kuş tutsa eleştiriden kurtulamaz. holosko için de aynı şey geçerli. veli olsun holosko olsun kadro derinliği açısından bu isimlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
her şeyden evvel bu adam rapid wien'de kanat oynuyordu ve takımının en etkili silahlarından biriydi. samet aybaba tarafından defansif orta saha olarak denendi ve yeni yerinde de elinden geleni yaptı.
eğer bugün transfer piyasasında adı geçseydi, görüntülerini izledikten sonra heyecanlanmayacak bir beşiktaş'lı olmazdı herhalde. farklı bir bölgede oynatılması yanında her oyuncunun iyi, kötü ve vasat dönemleri vardır. bu konuda da en iyi örnek hidayet türkoğlu'dur. orlando magic ile harikalar yaratan, sırasıyla pierce, lebron ve kobe'nin karşısına dikilen ve bütün bu eşleşmelerden alnının akıyla çıkan hido sonraki sezon toronto raptors formasıyla turnikeleri bitiremez hale gelecekti.
ayrıca oğuzhan'a bile zaman zaman forma vermezken, veli'yi vazgeçilmez oyuncu statüsünde oynatırsan bu adam ağzıyla kuş tutsa eleştiriden kurtulamaz. holosko için de aynı şey geçerli. veli olsun holosko olsun kadro derinliği açısından bu isimlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
geçmişi konuşmanın kimseye bir yararı olmayacak biliyorum ama şampiyon kadroyu düşünmeden de edemiyorum.
gerçekten masal gibiydi. deron williams rüyasıyla başlayan, lokavtın bitmesiyle bitti denilen ve asıl hikaye bittiği yerde başlayan bir efsane. her şey spontane gelişti ve asla planlı değildi. sonradan takımın ve ligin en önemli silahı olacak hawkins'in rolü; fazla süre almayan ama oyunda olduğu zaman doğru işler yapan faydalı bir bench oyuncusuydu, ama içinden bir jordan çıkacağını o zaman kimse tahmin edemezdi. nba'de raptors rotasyonunda birkaç dakika süre alabilen mensah'ın avrupa basketbolunda howard etkisi yaratacağı yine tahmin edilebilir bir durum değildi.
hem oynayıp hem oynatan, hep doğru kararları veren bir carlos arroyo... üçlük atan, drive eden, asist yapan, rebaund alan ve top çalan, takıma her alanda liderlik eden bir david hawkins... belki de avrupa'nın bileği en düzgün uzunu zoran erceg ve havada gezen, uçanı kaçanı basan, pops mensah bonsu! ve onları tamamlayıcı rolde serhat çetin... başarılı bir takımın 1 veya 2 tane yıldızı olur, diğer oyuncular onları tamamlar ancak biz, her biri ayrı ayrı takımı sırtlayabilecek 4 dominant yabancıya sahiptik ve hücumda hangisi tıkansa diğeri üzerinden oynayıp, durdurulması mümkün olmayan bir ekip görüntüsü veriyorduk.
basketbolun tanrıları kesinlikle bizimleydi. d-will gittikten sonra normal şartlar altında bile bulmanın kolay olmadığı arroyo ve bonsu gibi iki silahı sezon ortasında kadromuza kattık ve otoritelerin her şey bitti dediği anda, 3 kupalı rüya takım anka kuşu gibi küllerinden doğdu.
bu kadronun dağılması üzücü tabi ama benim asıl üzüldüğüm ve yukarıda anlatmaya çalıştığım, bu oyuncuların parayla yeniden kurulamayacak kadar özel bir, bir araya geliş hikayesine sahip olmalarıdır. mesela erceg (planlı yapılmış tek transfer bu arada) kendi pozisyonunda ülkesinin yetiştirdiği en önemli iki isimden birisi, diğeri ise dusko savanovic. bu rekabette erceg hep arka planda kalan isim olmuştur ancak final serisinde bu düellonun galibi beşiktaş'la zoran olmuş, bir bakıma kendi hikayesini tamamlamıştır.
daha fazla uzatmayayım... avrupa basketbolunu yakından takip eden biri olarak beni asıl üzen; lig ve kupada şampiyon olabilecek bir kadronun dağılmış olması değil, euroleague'de güle oynaya final four yapabilecek potansiyeli olan ve basketbol tanrılarının öyle olmasını istediği için bir araya gelmiş, gerçek bir rüya takımının dağılmasıdır!
son derece iyi niyetli olduğuna inandığım ve sonuna kadar yanında olduğum fikret orman bunun tam olarak farkına varamadı bence. türk basketbolunun bugünlere gelmesinde önemli role sahip isimlerin başında gelen tuncay özilhan'da öyle. yoksa fikret orman ne yapar eder sponsor bulamıyorsa yaratırdı. veya avrupa kupası hayaliyle yanıp tutuşan ve beşiktaş'lı olduğu bilinen tuncay özilhan bu gücü görmezden gelemez, gerekeni yapardı.
mevcut kadro korunup, takviye olarak yalnızca tutku ve cevher gelseydi bile o kupa türkiye'ye gelirdi. çok ama çok yazık oldu.
gerçekten masal gibiydi. deron williams rüyasıyla başlayan, lokavtın bitmesiyle bitti denilen ve asıl hikaye bittiği yerde başlayan bir efsane. her şey spontane gelişti ve asla planlı değildi. sonradan takımın ve ligin en önemli silahı olacak hawkins'in rolü; fazla süre almayan ama oyunda olduğu zaman doğru işler yapan faydalı bir bench oyuncusuydu, ama içinden bir jordan çıkacağını o zaman kimse tahmin edemezdi. nba'de raptors rotasyonunda birkaç dakika süre alabilen mensah'ın avrupa basketbolunda howard etkisi yaratacağı yine tahmin edilebilir bir durum değildi.
hem oynayıp hem oynatan, hep doğru kararları veren bir carlos arroyo... üçlük atan, drive eden, asist yapan, rebaund alan ve top çalan, takıma her alanda liderlik eden bir david hawkins... belki de avrupa'nın bileği en düzgün uzunu zoran erceg ve havada gezen, uçanı kaçanı basan, pops mensah bonsu! ve onları tamamlayıcı rolde serhat çetin... başarılı bir takımın 1 veya 2 tane yıldızı olur, diğer oyuncular onları tamamlar ancak biz, her biri ayrı ayrı takımı sırtlayabilecek 4 dominant yabancıya sahiptik ve hücumda hangisi tıkansa diğeri üzerinden oynayıp, durdurulması mümkün olmayan bir ekip görüntüsü veriyorduk.
basketbolun tanrıları kesinlikle bizimleydi. d-will gittikten sonra normal şartlar altında bile bulmanın kolay olmadığı arroyo ve bonsu gibi iki silahı sezon ortasında kadromuza kattık ve otoritelerin her şey bitti dediği anda, 3 kupalı rüya takım anka kuşu gibi küllerinden doğdu.
bu kadronun dağılması üzücü tabi ama benim asıl üzüldüğüm ve yukarıda anlatmaya çalıştığım, bu oyuncuların parayla yeniden kurulamayacak kadar özel bir, bir araya geliş hikayesine sahip olmalarıdır. mesela erceg (planlı yapılmış tek transfer bu arada) kendi pozisyonunda ülkesinin yetiştirdiği en önemli iki isimden birisi, diğeri ise dusko savanovic. bu rekabette erceg hep arka planda kalan isim olmuştur ancak final serisinde bu düellonun galibi beşiktaş'la zoran olmuş, bir bakıma kendi hikayesini tamamlamıştır.
daha fazla uzatmayayım... avrupa basketbolunu yakından takip eden biri olarak beni asıl üzen; lig ve kupada şampiyon olabilecek bir kadronun dağılmış olması değil, euroleague'de güle oynaya final four yapabilecek potansiyeli olan ve basketbol tanrılarının öyle olmasını istediği için bir araya gelmiş, gerçek bir rüya takımının dağılmasıdır!
son derece iyi niyetli olduğuna inandığım ve sonuna kadar yanında olduğum fikret orman bunun tam olarak farkına varamadı bence. türk basketbolunun bugünlere gelmesinde önemli role sahip isimlerin başında gelen tuncay özilhan'da öyle. yoksa fikret orman ne yapar eder sponsor bulamıyorsa yaratırdı. veya avrupa kupası hayaliyle yanıp tutuşan ve beşiktaş'lı olduğu bilinen tuncay özilhan bu gücü görmezden gelemez, gerekeni yapardı.
mevcut kadro korunup, takviye olarak yalnızca tutku ve cevher gelseydi bile o kupa türkiye'ye gelirdi. çok ama çok yazık oldu.
bazı özellikleriyle bana oktay derelioğlu'nu anımsatan ve allah'ın izniyle bir sakatlık çıkmazsa, onun sezonu olmasını dilediğim genç oyuncu.
futbol zekası yüksek ve iyi top sakladığı gibi iyi de pas dağıtıyor. arkasında fernandes, oğuzhan, olcay, töre yanında almeida ile kariyer sezonunu yaşayabilir.
eğer almeida giderse, yerine gelecek oyuncu siyahi ve fizik gücü yüksek olabilir. geçmişte oktay ile amokachi uyumunu hatırlıyorum da oktay'ın zekası ve tekniği, amokachi'nin deparları ve gücüyle birleşince savunmalar çaresiz kalıyordu.
almeida kalsa bile (ki bence kalmalıdır) böyle bir transfer olmalı bence. adebayor gibi maliyetli bir isim alınması taraftarı da değilim. elde almeida, mustafa ve ömer gibi etkili ve heyecan yaratan üç hücum silahı varken, nijerya genç milli takımlarından, fırsat arayan, hırslı ve kendi şansını kendi yaratabilecek bir oyuncunun 4. forvetimiz olmasını çok isterim.
ekleme: holosko'yu unuttuk vefasızlık ettik.. kalırsa o da baş tacıdır.. almeida-mustafa-ömer-holosko da son derece etkili bir hücum hattı tabi..
futbol zekası yüksek ve iyi top sakladığı gibi iyi de pas dağıtıyor. arkasında fernandes, oğuzhan, olcay, töre yanında almeida ile kariyer sezonunu yaşayabilir.
eğer almeida giderse, yerine gelecek oyuncu siyahi ve fizik gücü yüksek olabilir. geçmişte oktay ile amokachi uyumunu hatırlıyorum da oktay'ın zekası ve tekniği, amokachi'nin deparları ve gücüyle birleşince savunmalar çaresiz kalıyordu.
almeida kalsa bile (ki bence kalmalıdır) böyle bir transfer olmalı bence. adebayor gibi maliyetli bir isim alınması taraftarı da değilim. elde almeida, mustafa ve ömer gibi etkili ve heyecan yaratan üç hücum silahı varken, nijerya genç milli takımlarından, fırsat arayan, hırslı ve kendi şansını kendi yaratabilecek bir oyuncunun 4. forvetimiz olmasını çok isterim.
ekleme: holosko'yu unuttuk vefasızlık ettik.. kalırsa o da baş tacıdır.. almeida-mustafa-ömer-holosko da son derece etkili bir hücum hattı tabi..
kerem'in gelmesi, tutku, serhat ve barış'ın kalmasıyla yerli kalitesi ciddi anlamda artacaktır. ermal'da gelirse alabileceğimiz en iyi yerli 5 numarayı almış oluruz. cemal'de milli takımla iyi performanslar çıkardı ve kenardan gelerek faydalı olabilir.
gönderilmesi için gerekli şartların oluşmaması neticesinde beşiktaş'ta kalmasını umduğum portekiz milli takımı santraforu.
yokluğunda sistemdeki yeri ve önemi daha net gözükmüştür. nitekim geçtiğimiz sezon da böyle oldu. bizim gibi hareketli ve teknik kapasitesi yüksek bir takımda almeida'nın varlığı arkadaşlarına ciddi anlamda futbol oynama özgürlüğü veriyor.
fernandes-oğuzhan-olcay-töre-pektemek ve almeida ile bilic-özen ortaklığında efsane olmaya aday dönemlerden birine giriyor olabiliriz. geçen sezon devre arasına 3 puan geride girdiğimizde almeida'ya bir şey olmazsa şampiyonuz dedim ama demez olaydım! hemen ikinci yarının başında almeida sakatlandı, mustafa zaten sezon başında sakatlanmıştı derken sinan kurumuş'tan medet umar hale geldik.
almeida'nın istikrar problemi olduğu çok açık ama sahada olduğu zaman takıma seviye atlatan bir isim. ondan daha iyisini bulamayacağımız çok bariz, bu defa pektemek'te hazır ve ömer şişmanoğlu bu sezonun flaş isimlerinden biri olmaya aday. almeida, pektemek ve ömer son derece kaliteli ve alternatifli bir hücum hattı olur.
yokluğunda sistemdeki yeri ve önemi daha net gözükmüştür. nitekim geçtiğimiz sezon da böyle oldu. bizim gibi hareketli ve teknik kapasitesi yüksek bir takımda almeida'nın varlığı arkadaşlarına ciddi anlamda futbol oynama özgürlüğü veriyor.
fernandes-oğuzhan-olcay-töre-pektemek ve almeida ile bilic-özen ortaklığında efsane olmaya aday dönemlerden birine giriyor olabiliriz. geçen sezon devre arasına 3 puan geride girdiğimizde almeida'ya bir şey olmazsa şampiyonuz dedim ama demez olaydım! hemen ikinci yarının başında almeida sakatlandı, mustafa zaten sezon başında sakatlanmıştı derken sinan kurumuş'tan medet umar hale geldik.
almeida'nın istikrar problemi olduğu çok açık ama sahada olduğu zaman takıma seviye atlatan bir isim. ondan daha iyisini bulamayacağımız çok bariz, bu defa pektemek'te hazır ve ömer şişmanoğlu bu sezonun flaş isimlerinden biri olmaya aday. almeida, pektemek ve ömer son derece kaliteli ve alternatifli bir hücum hattı olur.
kendi halinde kumarbazları aşk batağına saplamaya çalışan yalan bir aforizma.
hayatının kararını verecek psg'nin eski yıldızı. ya o da feda diyecek beşiktaşla ikinci baharını yaşayacak ya da parayı seçip birleşik arap emirlikleri veya gs'ye gidecek.
hiç uyum sorunu yaşamayacağını düşünüyorum. psg'de 27 golle gol kral olduğu sezon, aynı bizim şu anda oynadığımız gibi hızlı, tek pas ve verkaç ile rakip kaleye gidiyordu paris, nene de genelde bu atakları bitiren isim oluyordu.
ikinci yarı bize gelir ve olcay'ın bölgesinde oynarsa 10+ gol atacağını düşünüyorum.
hiç uyum sorunu yaşamayacağını düşünüyorum. psg'de 27 golle gol kral olduğu sezon, aynı bizim şu anda oynadığımız gibi hızlı, tek pas ve verkaç ile rakip kaleye gidiyordu paris, nene de genelde bu atakları bitiren isim oluyordu.
ikinci yarı bize gelir ve olcay'ın bölgesinde oynarsa 10+ gol atacağını düşünüyorum.
hakkında çok iyi şeyler hissettiğim, dünya futbolunun geleceğin yıldızlarından.
ibrahim altınsay'ın oğuzhan'dan sonra ikinci bir kıyağı olur. sonra biz neden hulk gibi oyuncuları bulamıyoruz diyoruz. daha çocuk ya, devre arasında olmasa bile sezon sonunda beşiktaş'a kazandırılmalı. brezilyalı olsa neymar yaparlardı. fernandes, necip, oğuzhan, almeida, holosko gibi oyuncularla kendini aşar bu genç.
eğer nene gelirse devre arası zor ama en kötü sezon sonu için scout ekibi peşini bırakmamalı.
ibrahim altınsay'ın oğuzhan'dan sonra ikinci bir kıyağı olur. sonra biz neden hulk gibi oyuncuları bulamıyoruz diyoruz. daha çocuk ya, devre arasında olmasa bile sezon sonunda beşiktaş'a kazandırılmalı. brezilyalı olsa neymar yaparlardı. fernandes, necip, oğuzhan, almeida, holosko gibi oyuncularla kendini aşar bu genç.
eğer nene gelirse devre arası zor ama en kötü sezon sonu için scout ekibi peşini bırakmamalı.
mutlu sonla bitmeyen masalımızın kahramanı, yarım kalan hikayemiz.
geçmişi değiştiremeyeceğimize göre yarın için en doğru kararı vermeliyiz. quaresma'nın ölüsü bile adama trivela yaptırır. ben böyle bir futbolcunun bedava gs'ye ya da başka bir avrupa takımına gitmesine seyirci kalmak istemiyorum. mevcut şartlarda bonservisinden para kazanamayacağımıza göre en iyi çözüm takas gibi görünüyor.
kulübü ile sorun yaşayan stoch ile takasına açık söylemek gerekirse ben sıcak yaklaşıyorum. fb forması ile görürsem içim cız eder ama maaşı ve maç eksikliği, stoch'un daha aç bir oyuncu olması ve holosko ile ahbaplığı gibi etkenler böyle bir takasa pozitif yaklaşmamı sağlıyor. hem ihtiyacın olan pozisyona iyi bir futbolcu alıyorsun hem de hiç oynatmadığın en maliyetli oyuncunu gönderiyorsun.
takasla gelecek isim fb'li stoch olmaz trabzon'lu olcan olur o olmazsa eses'li alper olur bilemem, aklıma ilk stoch'un gelme nedeni takımıyla sorun yaşaması... bu ve benzeri takas seçeneklerinin titizlikle üzerinde durulması taraftarıyım.
geçmişi değiştiremeyeceğimize göre yarın için en doğru kararı vermeliyiz. quaresma'nın ölüsü bile adama trivela yaptırır. ben böyle bir futbolcunun bedava gs'ye ya da başka bir avrupa takımına gitmesine seyirci kalmak istemiyorum. mevcut şartlarda bonservisinden para kazanamayacağımıza göre en iyi çözüm takas gibi görünüyor.
kulübü ile sorun yaşayan stoch ile takasına açık söylemek gerekirse ben sıcak yaklaşıyorum. fb forması ile görürsem içim cız eder ama maaşı ve maç eksikliği, stoch'un daha aç bir oyuncu olması ve holosko ile ahbaplığı gibi etkenler böyle bir takasa pozitif yaklaşmamı sağlıyor. hem ihtiyacın olan pozisyona iyi bir futbolcu alıyorsun hem de hiç oynatmadığın en maliyetli oyuncunu gönderiyorsun.
takasla gelecek isim fb'li stoch olmaz trabzon'lu olcan olur o olmazsa eses'li alper olur bilemem, aklıma ilk stoch'un gelme nedeni takımıyla sorun yaşaması... bu ve benzeri takas seçeneklerinin titizlikle üzerinde durulması taraftarıyım.
eskişehirspor maçı nedeniyle çok üzerine gidilen oyuncu.
biraz da bardağı taşıran son damla oldu eses maçı. önceki maçlarda kaçırdığı kritik goller ve haybeye kaybedilen puanlar içimize oturmuştu. ama linç edilmesine de karşıyım. ben veli gibi olcay'ın da bu takımda olması taraftarıyım ama ilk onbir oynamamalı.
veli'nin yerine oğuzhan geldi orta saha çağ atladı. olcay'ın pozisyonu için de takımı seviye atlatacak ve taraftarı heyecanlandıracak 3 alternatif var; quaresma, nene ve genki haraguchi.
biraz da bardağı taşıran son damla oldu eses maçı. önceki maçlarda kaçırdığı kritik goller ve haybeye kaybedilen puanlar içimize oturmuştu. ama linç edilmesine de karşıyım. ben veli gibi olcay'ın da bu takımda olması taraftarıyım ama ilk onbir oynamamalı.
veli'nin yerine oğuzhan geldi orta saha çağ atladı. olcay'ın pozisyonu için de takımı seviye atlatacak ve taraftarı heyecanlandıracak 3 alternatif var; quaresma, nene ve genki haraguchi.
son çeyreğe üçlükle başlamayı gönülden dilediğim maçtır.
yarın şöyle bir haberle karşımıza çıkarsa şaşırmamamız gereken spor şeyidir.
''menemen yemek için tesise gelen futbolcular karşılarında fernandes'i görünce şaşkınlığını gizleyemedi. menemenden tatmak isteyen ferdi oğuzhan'ın sen oynamadın o yüzden yiyemezsin çıkışı üzerine hızlı hareketlerle almeida'nın yanına gidip oğuzhan'a nispet yaparcasına ekmeğini hemşehrisinin tabağına bandı! bunun üzerine artık kendini tutamayan veli çete misiniz lan siz diyerek izinsiz menemen yiyen arkadaşının üzerine yürüdü. samet aybaba ise yaşananlara tepki olarak elindeki menemen banılmış ekmek lokmasını holosko'nun ağzına atıp çantasında sakladığı simit ve ayranı çıkardı. menemenin büyük bölümünü kendi yiyen veli hocanın simidinden de koparmak isteyince samet aybaba tarafından tesislerden kovuldu.''
''menemen yemek için tesise gelen futbolcular karşılarında fernandes'i görünce şaşkınlığını gizleyemedi. menemenden tatmak isteyen ferdi oğuzhan'ın sen oynamadın o yüzden yiyemezsin çıkışı üzerine hızlı hareketlerle almeida'nın yanına gidip oğuzhan'a nispet yaparcasına ekmeğini hemşehrisinin tabağına bandı! bunun üzerine artık kendini tutamayan veli çete misiniz lan siz diyerek izinsiz menemen yiyen arkadaşının üzerine yürüdü. samet aybaba ise yaşananlara tepki olarak elindeki menemen banılmış ekmek lokmasını holosko'nun ağzına atıp çantasında sakladığı simit ve ayranı çıkardı. menemenin büyük bölümünü kendi yiyen veli hocanın simidinden de koparmak isteyince samet aybaba tarafından tesislerden kovuldu.''
bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama bazı eziklere kapak olmuş armadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?