sırf, bir ispanyol finali olmasını istediğim için barcelona'nın avantajlı bir skor elde etmesini istediğim maç. yoksa içimdeki katalan nefreti yüzünden tam bir barcelona düşmanıyım. ayrıca son eşleşmede kendilerine 4 atan almanlarla da görülecek bir hesapları vardır herhalde.
o maçtan sonra münih'ten de nefret ettim. beşiktaş'ın barcelona tarihindeki yerini 4 gol atarak kendileri devralmıştır.
madrid'in 2-1'lik mağlubiyetle dönüş maçı için istediğini fazlasıyla aldığı maç.
3 mayıs 2015 trabzonspor beşiktaş maçından sonra bende tavan yapmış duygudur.
yinede tüm gayretimle ayaklarımı yerde tutmaya çalışıyorum. sonuçta elde edilmiş birşey yok ancak şom ağzım yüzünden olumlu yorum da yapmak istemiyorum. totem üstüne totem yardırıyorum bu sene.
kartal gol gol gol!!
yinede tüm gayretimle ayaklarımı yerde tutmaya çalışıyorum. sonuçta elde edilmiş birşey yok ancak şom ağzım yüzünden olumlu yorum da yapmak istemiyorum. totem üstüne totem yardırıyorum bu sene.
kartal gol gol gol!!
müslümanlara inmiş kutsal kitap. ayrıca seçim meydanlarında oy toplama aracı olarak da kullanılmakta.
yakında, oy karşılığında cennetten bağ, bahçe falan da pazarlamaya başlayacaklar. şaka bir yana, bu memlekette bunlara gerçekten inananlar çıkacaktır.
yakında, oy karşılığında cennetten bağ, bahçe falan da pazarlamaya başlayacaklar. şaka bir yana, bu memlekette bunlara gerçekten inananlar çıkacaktır.
öncelikle başlığın daha önce açılmamış olması beni çok şaşırttı. unutulması pek de mümkün değil zira.
3-1'lik bir galibiyet almamıza rağmen norveç'te alınan 3-0'lık mağlubiyet yüzünden, sonucunda şampiyonlar ligine katılamadığımız maç.
kale çizgisini yarım metre geçen aşırtma şutun gol olarak verilmeyip, o şaşkınlıkla kalemizde golü görmemiz, ceza sahası içinde, ceza yayına yakın kısımda rakip oyuncunun kaleye giden topu adeta bir kaleci edasıyla elleriye kesmesi ve verilmeyen penaltımız. ayrıca golü yedikten sonra tur atlayabilmemiz için yemeden tam 5 gole ihtiyacımız olduğu gerçeği...
beşiktaş sevgisi daha yeni yeni yeşeriyordu içimde. çoğu beşiktaş'lı gibi benim de babamdan aldığım en güzel hediyeydi beşiktaş. 10 yaşındaydım daha. o zamanlar maçlar cine5'de yayınlanıyordu. babam çocuklarıyla pek ilgilenen bir adam olmadığı için beni yanına almamış, evde o gri çizgilerle sansürlenmiş, görüntünün sadece sahada koşan oyuncuların hayal meyal silüyetlerinden ibaret olduğu ancak sesin kesilmediği zamanın karasal şifreli yayınıyla arka odadaki 37 ekran, anten girişi diye tabir ettiğimiz yere bir sigara kutusundan bulduğum alüminyumu çocuk aklımla zar zor kıvırıp yerleştirdiğim bir televizyonda takip etmeye çalışıyordum.
fransız hakem marc batta, gösterdiği yönetimle tüm taraftarın çok büyük tepkisini çekmişti. ertesi gün ülkesine dönmeden önce beşiktaş yönetimi tarafından kendisi için yemek düzenlenmişti. çok güzel vakit geçirdiğini söylerken "maç tekrar oynansın" şeklindeki açıklamasını hala hatırlarım. işte o maçtan sonra bir daha toparlanamadık biz...
https://www.youtube.com/watch?v=V_c5KNzRDKs
düzeltme: hakemin ismi. gidiyorum bu rumuzlu yazara teşekkürler.
3-1'lik bir galibiyet almamıza rağmen norveç'te alınan 3-0'lık mağlubiyet yüzünden, sonucunda şampiyonlar ligine katılamadığımız maç.
kale çizgisini yarım metre geçen aşırtma şutun gol olarak verilmeyip, o şaşkınlıkla kalemizde golü görmemiz, ceza sahası içinde, ceza yayına yakın kısımda rakip oyuncunun kaleye giden topu adeta bir kaleci edasıyla elleriye kesmesi ve verilmeyen penaltımız. ayrıca golü yedikten sonra tur atlayabilmemiz için yemeden tam 5 gole ihtiyacımız olduğu gerçeği...
beşiktaş sevgisi daha yeni yeni yeşeriyordu içimde. çoğu beşiktaş'lı gibi benim de babamdan aldığım en güzel hediyeydi beşiktaş. 10 yaşındaydım daha. o zamanlar maçlar cine5'de yayınlanıyordu. babam çocuklarıyla pek ilgilenen bir adam olmadığı için beni yanına almamış, evde o gri çizgilerle sansürlenmiş, görüntünün sadece sahada koşan oyuncuların hayal meyal silüyetlerinden ibaret olduğu ancak sesin kesilmediği zamanın karasal şifreli yayınıyla arka odadaki 37 ekran, anten girişi diye tabir ettiğimiz yere bir sigara kutusundan bulduğum alüminyumu çocuk aklımla zar zor kıvırıp yerleştirdiğim bir televizyonda takip etmeye çalışıyordum.
fransız hakem marc batta, gösterdiği yönetimle tüm taraftarın çok büyük tepkisini çekmişti. ertesi gün ülkesine dönmeden önce beşiktaş yönetimi tarafından kendisi için yemek düzenlenmişti. çok güzel vakit geçirdiğini söylerken "maç tekrar oynansın" şeklindeki açıklamasını hala hatırlarım. işte o maçtan sonra bir daha toparlanamadık biz...
https://www.youtube.com/watch?v=V_c5KNzRDKs
düzeltme: hakemin ismi. gidiyorum bu rumuzlu yazara teşekkürler.
kanımca çeşitlilik üretemediğimizden kaynaklanan durumdur. ayrıca sadece sporla değil, diğer güncel konularla ilgili başlıklar da açmak gerekir. siyaset, sinema, müzik, medya, bilişim, otomotiv vb. tabii başlık açmakla bitmiyor iş. başlığa girip olumlu ya da olumsuz sözlük formatında fikirlerimizi yazmamız lazım.
örneğin hızlı ve öfkeli serisinin yedincisi çıktı. ama burda kimse başlık açmamış. hızlı ve öfkeli başlığında ise sadece 3 girdi var. sonuncusu da "hakkında yazılacak daha fazla şey yoktur" şeklinde bitiyor (girdiyi yazan yazarı eleştirmiyorum). yazar böyle yazdığı içinde diğer arkadaşlar "adam haklı beyler" deyip boşveriyor.
he şimdi diyeceksiniz ki "lan ib*e sen neden yazmıyorsun o zaman?"
allah çarpsın son zamanlarda öyle bir hal aldım ki, bu takım şampiyon olabilecek mi olamayacak mı diye düşünmekten burnumun ucunu göremez oldum. lan her sene üçüncülük, dördüncülük için maçlara çıkar, bundan da hayıflanır, etrafa küfürler savururdum. meğer ne rahatmışım arkadaş. tansiyon yükselmesi yok, çarpıntı yok, baş ağrısı yok, stres yok, üzülmek yok. bu sene totem yapıcam diye bi' tek g*tüme bişey sokmadığım kaldı. sandalyede otururken takım gol atıyor. lan diyorum kendi kendime "sabret değiştirme şeklini maç bitsin nasıl oturursan oturursun". belime kramp girdi trabzon maçında ama mustafa'ya da golü attırdım hani. her sene böyle olsa sizi bilmem ama ben 40'ıma gelmeden göçer giderim bu dünyadan.
bir de şu dikkatimi çekti ki, başlık açmak için başlık açılıyor. örneğin falanca günde 5. lig mor grup yaylaspor tarlaspor maçı açıkça söylemek gerekirse hiçbirimizi ilgilendirmiyor.
örneğin hızlı ve öfkeli serisinin yedincisi çıktı. ama burda kimse başlık açmamış. hızlı ve öfkeli başlığında ise sadece 3 girdi var. sonuncusu da "hakkında yazılacak daha fazla şey yoktur" şeklinde bitiyor (girdiyi yazan yazarı eleştirmiyorum). yazar böyle yazdığı içinde diğer arkadaşlar "adam haklı beyler" deyip boşveriyor.
he şimdi diyeceksiniz ki "lan ib*e sen neden yazmıyorsun o zaman?"
allah çarpsın son zamanlarda öyle bir hal aldım ki, bu takım şampiyon olabilecek mi olamayacak mı diye düşünmekten burnumun ucunu göremez oldum. lan her sene üçüncülük, dördüncülük için maçlara çıkar, bundan da hayıflanır, etrafa küfürler savururdum. meğer ne rahatmışım arkadaş. tansiyon yükselmesi yok, çarpıntı yok, baş ağrısı yok, stres yok, üzülmek yok. bu sene totem yapıcam diye bi' tek g*tüme bişey sokmadığım kaldı. sandalyede otururken takım gol atıyor. lan diyorum kendi kendime "sabret değiştirme şeklini maç bitsin nasıl oturursan oturursun". belime kramp girdi trabzon maçında ama mustafa'ya da golü attırdım hani. her sene böyle olsa sizi bilmem ama ben 40'ıma gelmeden göçer giderim bu dünyadan.
bir de şu dikkatimi çekti ki, başlık açmak için başlık açılıyor. örneğin falanca günde 5. lig mor grup yaylaspor tarlaspor maçı açıkça söylemek gerekirse hiçbirimizi ilgilendirmiyor.
2014-2015 sezonunda galatasaray'ı tem arena'da yenebilme ihtimalimizle eşdeğerdir. yeni statlarına geçtikten sonra henüz evlerinde yenemedik kendilerini. bu sefer şeytanın bacağını kıracağımızı düşünmek istiyorum. 3 mayıs 2015 trabzonspor beşiktaş maçından sonra ağzıma dolanan bir cümle: yen galatasaray'ı al kupayı.
yalnız bu maçı düşünmek için henüz çok erken. her ne kadar hedefsiz ve orta sıra takımları da olsalar sırasıyla antep, akhisar ve konya maçlarımız var. özellikle akhisar zor bir deplasman olacaktır. bu 3 maçtan kazasız belasız çıkabilirsek herşey gs maçına kalır. tarih tekerrür eder mi? umalım ki öyle olsun. "demba ba attı, şampiyonluk geldi" repliği de türk spor tarihi sayfalarına yazılsın.
yalnız bu maçı düşünmek için henüz çok erken. her ne kadar hedefsiz ve orta sıra takımları da olsalar sırasıyla antep, akhisar ve konya maçlarımız var. özellikle akhisar zor bir deplasman olacaktır. bu 3 maçtan kazasız belasız çıkabilirsek herşey gs maçına kalır. tarih tekerrür eder mi? umalım ki öyle olsun. "demba ba attı, şampiyonluk geldi" repliği de türk spor tarihi sayfalarına yazılsın.
8 kişiyle savunma yapan trabzonspor defansına 3 kişiyle gol atmaya gelen, kadrosunda bir adet olcay, bir adet de mustafa pektemek bulunduran beşiktaş'ımızın galibiyet almasını beklediğimiz maç.
3 mayıs 2015 anadolu efes beşiktaş integral forex maçını izleyen beşiktaşlı arkadaşlarımın izlememesini tavsiye ettiğim maç. gidip yüksek bir yerden atın kendinizi daha iyi. en azından çabuk ölürsünüz.
15 sayı farktan uzatmaya götürüp, uzatmada da paşa paşa hediye ettiğimiz maç. normal sürenin son hücumu bizde ve skor 72-72 iken topu iki defa üst üste oyuna sokamayarak yedik bu maçı. yazık bunca insana.
düşündükçe başıma ağrılar sokan maç.
sanırım izleyemeyeceğim. genç yaşımda kalp hastası yapacak bu kulüp beni.
sanırım izleyemeyeceğim. genç yaşımda kalp hastası yapacak bu kulüp beni.
balıkesirspor'un kalecisiz oynadığı maç. şu takıma 2 puan bıraktık işte...
3. çeyreğin hemen başında yapılan üst üste top kayıplarıyla fark bir anda neredeyse 20 sayıyı buldu. bu da nets'e maçı kaybettirdi. tigue ve korver bana sorarsanız hep başroldeydiler.
bir önceki maçta da ilk çeyrekte yapılan benzer hatalar maçın kaybına sebep olmuştu. fark 16 sayı açıldı, son çeyrekte 97-95'e kadar getirmişlerdi skoru. sonra yine anlamsız bir top kaybıyla maç gitmişti.
bir üst turda, toronto raptors'ı 4-0'la geçen washington wizards ile oynayacaklar.
d-will'den sebep desteklediğim nets'in daha ilk turdan elenmesine oldukça üzüldüm.
bir önceki maçta da ilk çeyrekte yapılan benzer hatalar maçın kaybına sebep olmuştu. fark 16 sayı açıldı, son çeyrekte 97-95'e kadar getirmişlerdi skoru. sonra yine anlamsız bir top kaybıyla maç gitmişti.
bir üst turda, toronto raptors'ı 4-0'la geçen washington wizards ile oynayacaklar.
d-will'den sebep desteklediğim nets'in daha ilk turdan elenmesine oldukça üzüldüm.
hakemi cüneyt çakır olan maç.
ne zaman bu adamın ismini görsem inönü'de 2-4 kaybettiğimiz fenerbahçe maçı aklıma gelir. lugano denen şerefsizin yaptığı hiç bir pisliği görmeyen ancak ferrari'nin yaptığı ilk harekette kırmızıyı yapıştıran satılmış cüneyt çakır...
ne zaman bu adamın ismini görsem inönü'de 2-4 kaybettiğimiz fenerbahçe maçı aklıma gelir. lugano denen şerefsizin yaptığı hiç bir pisliği görmeyen ancak ferrari'nin yaptığı ilk harekette kırmızıyı yapıştıran satılmış cüneyt çakır...
stsl 29. hafta mücadelesi. trabzon h. avni aker stadında oynanacak karşılaşmanın başlama saati 19:00.
çok zorlu bir maç bekliyor beşiktaş'ımızı. umalım ki takım genelinde günümüzde olalım. artık her bir puan altın değerinde. tamam ya da devam demek bir yana özgüven kazanmak açısından gs maçından daha önemli bir maç bence. eğer kazanabilirsek şampiyonluğu ne kadar istediğimizi kanıtlamış olacağız. vurduğu gol olsun beşiktaş'ımızın.
kartal gol gol gol!!
çok zorlu bir maç bekliyor beşiktaş'ımızı. umalım ki takım genelinde günümüzde olalım. artık her bir puan altın değerinde. tamam ya da devam demek bir yana özgüven kazanmak açısından gs maçından daha önemli bir maç bence. eğer kazanabilirsek şampiyonluğu ne kadar istediğimizi kanıtlamış olacağız. vurduğu gol olsun beşiktaş'ımızın.
kartal gol gol gol!!
tipik bir anadolu takımı maçı. karabük'ün golünden sonra 2dk. oyun oynanmadı. herkes yatıyor. inşallah bir daha yükselmemek üzere küme düşerler.
ilk yarısını 1-0 önde kapadığımız maç.
bu oyunla şampiyonluk çok zor. adamlar 10 kişi kalmasa belki de gol atacaklardı bize. yanlış giden ne anlayamıyorum. avrupa gitti, kupa gitti, bir tek lig kaldı elinde. ligden düşmek üzere olan bir takımdan 1-0 öne geçtikten sonra bu denli baskı yiyorsun. 1 tane bile organize, pas yaparak geliştirdiğimiz atağımız yok. böyle olunca bütün hevesim gidiyor, bi' karamsarlık, keder kaplıyor içimi...
bu oyunla şampiyonluk çok zor. adamlar 10 kişi kalmasa belki de gol atacaklardı bize. yanlış giden ne anlayamıyorum. avrupa gitti, kupa gitti, bir tek lig kaldı elinde. ligden düşmek üzere olan bir takımdan 1-0 öne geçtikten sonra bu denli baskı yiyorsun. 1 tane bile organize, pas yaparak geliştirdiğimiz atağımız yok. böyle olunca bütün hevesim gidiyor, bi' karamsarlık, keder kaplıyor içimi...
fenerbahçe savunmasında bekir ve bruno alves'in rakibin hücum oyuncularını sürekli çekerek, tutarak, sarılarak marke etmeye çalışıp, bu pozisyonlardan hiçbirinin hakem tarafıdan görülmediği maçtır.
uzatma süresine gelince ben 8-10 dk bekliyordum ancak hakemler 6 dk ile yetindiler.
uzatma süresine gelince ben 8-10 dk bekliyordum ancak hakemler 6 dk ile yetindiler.
eskişehirspor ile m. kamil ab-itoğlu arasında oyananacak stsl 28. hafta maçı.
bi' de ligin en iyi kalecilerinden boffin yedek çıkıyor maça. hayret edilecek bir şey...
bi' de ligin en iyi kalecilerinden boffin yedek çıkıyor maça. hayret edilecek bir şey...
ismi avrupa arenasında pek duyulmayan dnipro d. takımının uefa avrupa liginde yarı finale yükseldiği maç. napoli ile eşleştiler ve ilk maç italya'da oynanacak. bu sefer sert kayaya tosladırlar kanımca.
yalnız bir şey var; elendiler ama al brugge savunmasını koy beşiktaş'a, bence türkiye'de kimseye mağlup olmayız.
yalnız bir şey var; elendiler ama al brugge savunmasını koy beşiktaş'a, bence türkiye'de kimseye mağlup olmayız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?