barcelona kartali

17 şubat 2016 beşiktaş mersin idman yurdu maçındaki rakibimiz.

bir kez olsun yüzümü güldürmedin. arkadaş grubum içinde senin için hep tek kaldım. aynı arkadaşların içinde senin yüzünden hep taşak geçilen taraf oldum. hep boynunu büken ben oldum. hep üzüldüm. arada, sırada sevinçler de yaşattığın oldu ama hepsi saman alevi gibiydi. ağzıma hep bir parmak bal çaldın, sonrasında siktiri çektin. Kısacası sen benim en güzel yıllarımın, en güzel yaşlarımın, gençliğimin anasını siktin...

sana katkı olsun diye beş para etmeyen, alındıktan sonra 1 ay ancak giyilebilen ürünlerinden alıp zar zor biriktirdiğim harçlıklarımı sokağa attım. Yine sana katkı olsun diye kullanamayacağım halde kombine alıp kardeşime verdim. Nasıl olsa giderdi maçlara. Doldururdu benim yerimi. Benim kadar sevmiyor seni ama o da bağırırdı avazı çıktığı kadar. Lick tv denen yalamaya para vermemek için maçlarını internetteki kaçak yayınlardan izlemeye çalıştım hep. Ama bu, bana aptalca kaybettiğin maçlardan sonra tam 2 adet bilgisayara mal oldu. Bendeki de mallık, bilgisayardan ne istiyorsam?.. "olsun" dedim kendi kendime, nasıl olsa günün birinde karşılığını vereceğini düşündüm. öyle çok birşey de değildi istediğim senden. sporu ve futbolu çok seven biri olarak birazcık olsun senin kazandığın zaferlerle mutlu olmak istedim. senin mutluluğun benim mutluluğum olacaktı çünkü. Denizlere sıkışıp kalmış sikik hayatım senin siyahınla ve beyazınla renkleniyordu o kümes gibi gemi kamarasında...

hayatımın her saatini, her dakikasını sana göre ayarlar oldum. biriyle sözleşmeden önce, bir işi yapmaya karar vermeden önce hep senin maç takvimini kontrol ettim. onunla kalmayıp bir sonraki hafta oynayacağın rakiplerin de maçlarını takip eder oldum. o kadar istiyordum ki futbolda sevdiğim takımın başarılı olmasını, ne okulumu bitirip diplomamı aldığımda ne de evlenip, yuva kurduğumda senin kazandığın maçlardan sonraki gibi bir mutluluk yaşamadım. hayatımda hiç bir şey gözlerimi dolduracak kadar mutlu etmedi beni. sen hariç...

hayat beni evimden uzak diyarlara gönderdi. "beşiktaş sana haram" diyordu bir yandan da. dünyanın bir ucunda hayatımı idame ettirmeye çalışırken mütevazi kadronla şampiyon oluverdin. şampiyon olmak için benim siktirip gitmemi bekliyormuşsun gibi. sanki bana "sen beni sevme, istemiyorum beni sevmeni" diyordun. "Canı sağ olsun" dedim kendi kendime. O şampiyon oldu ya, ben görmesem de olurdu hal bu ki...

İşte benim pasifik okyanusunda sevincini yaşadığım o şampiyonluğun üstünden tam 7 yıl geçti. Bu sezon da şampiyon olamazsan 8 olacak. Bu süre zarfında kardeşlerimden biri okulunu bitirdi, makine mühendisi oldu. İş hayatına atıldı. aynı kardeşim alkollü araç kullandığından trafik kazası geçirdi, kazaya karışan 3 araba da hurdaya çıktı. burnu bile kanamadı ibnenin. öldürmeyen allah öldürmüyor işte. alkollü olduğu için de çok büyük bir maddi külfetin altına girdi. Diğeri orta öğretimini bitirdi, ardından liseden mezun oldu, şimdi de üniversiteyi bitirmesine bir buçuk yıl kaldı. Yeni stadında yapacağın ilk maç için nasıl bilet bulabileciğini soruyordu bugün bana. Kaptan dedemi kaybettim bu süre zarfında. en sevdiğim amcam mide kanserine yakalandı. türlü operasyonlar geçirdi. torunlarıyla biraz daha vakit geçirebilmek için hayata tutunmaya çalışıyor. Dayım evlendi. Bir de çocuğu oldu. Okula başladı ya amk bu sene. Ben evlendim. 3000 küsür kilometre uzağa yerleştim. akabinde tam 2 yıl işsiz kaldım. Senden uzak kalacaktım ama sorun değildi. Zaten bana nedenini anlayamadığım bir kinin vardı. 2 can dostumdan biri askerliğini bitirdi. Yuvasını kurdu. Çocuğu oldu. Sonrasında kendi işini kurdu. Büyük kardeşimle 2 yıl küs kaldım. Bu periyotta 2 dil daha öğrendim amk. Kayın biraderim de evlendi bu arada. Taşındım. Yaşadığım memleketi değiştirdim. Senin en son şampiyon olmandan bu yana ben tam iki farklı kültür öğrendim ve bu kültürlerin bir parçası oldum. Bir sürü yeni arkadaş edinip bir sürü eski arkadaşı kaybettim.

Şimdi bunları ne diye yazıyorsun gibi bir soru soracaksan onun cevabını verip bitireyim. Geçen sezon çok ümitlendirdin. Yolun sonunda hayatımı siktiğin yılların üstüne bir yenisini koydun. Diyeceğim o ki, eğer bu sene de aynısını yaparsan, yine umutlandırıp yüzümü yere eğersen, seninle ilgili en küçük parçasına kadar bütün öğeleri hayatımdan çıkaracağım. İllallah ettim artık senin bana yaşattığın hayal kırıklıklarından. Evet sevinmek için sevmedim ancak kanser olmak için de sevmedim seni. Birini ne kadar seversen sev, seni sürekli üzüyorsa eninde sonunda yol verirsin ona. Onun için seninle olan ilişkimiz son demlerini yaşıyor olabilir. He seni sevmekten asla vazgeçemem ancak senden vazgeçerim. Aksi halde senin yüzünden genç yaşımda kalp hastası olacağım!

yalvarıyorum sana; artık birşeyleri başardığını göreyim. sigara ve alkolü su gibi tüketen bir babam var benim. bir çok beşiktaş taraftarı gibi ben de onun omuzlarında tanışmıştım seninle. hangi yıl bilmem ama gaziantepspor'u 5-3 yenmiştik inönü stadında. şimdi kendine hiç bakmayan ve uyarılarımın hiç birine kulak asmayan bu adamla dünya gözüyle yeni yaptırdığın evinde bu sezon senin şampiyonluğunu yaşamak istiyorum ben. yarının ne getireceğini kimseler bilemez. demek istediğim şampiyonlar ligini bile kazansan benim için başka bir sezon bu kadar değerli olmayabilir. onun için ne olur yolun sonuna sen var bu kez. sana olan bütün inancımı boktan bir puan kaybıyla yerle bir ettin yine. aynı orospu takıma yine puan verdin amk! belki de umutsuzluk değil, kızgınlık içimdeki...

olur da yine siktir çekersen bana bu sezon sonu, yolun hep açık olsun, galibiyetler seninle olsun, isminin başında hep zaferler yazsın. hakemlik adı altında sana çelme takmaya çalışan orospu evlatlarının iki yakası birleşmesin. masa başlarında arkandan iş çevirenler hastanelerde sürünsün. senin hakkını yiyen kim varsa acını hem bu dünyada hem de diğerinde çeksin.

sen beni çok üzdün ama seni üzmesinler...

maçın bitimine yarım saat kalmış, 2-0 geridesin, çok önemli bir avantaj kaçmak üzere, hala gökhan töre, hala olcay şahan.

bu adam bu takımı bu sene şampiyon yapsın, şampiyonluğu ilan ettiği günden itibaren gireceğim ilk 25 entry'i "ben ibneyim" diye bitireceğim.

düzenleme: millet girdiyi fava atmaya başlamış. ben bu cümleyi kurdum ama böyle büyük konuşunca genelde benim götüme girer. tüm niyetim beşiktaş'a başarı kazandırmaktı. mesela desem ki, "beşiktaş avrupa ligini kazansın kendimi satarım" kesin kazanır amk. neyse şampiyon olsun da ibne de oluruz 25 girdiliğine...

yarım saat kadar kala beşiktaş için bitmiş olan maç. siz bunlar şampiyon olacak diye mi bekliyorsunuz? çok şekersiniz lan!!

kesinlikle galip gelemeyeceğimiz maç. karamsarlıktan değil sadece akhisar belediye spor maçındaki o kara büyü yine var. top girmiyor. son paslar götlerine, başlarına çarpıp geri geliyor.

ayrıca mehmet battal denen yalı kazığını atmadı oyundan. oğuzhan'a ilk yarının son saniyesinde yapılan hareket 2 kere kırmızı kart. bu iş böyle gitmez.

acil siktirip çıkması gereken bir kırımızı kafa barındıran maç. acil ama, öyle 2. yarı falan beklemeye gerek yok.

mental açıdan sezonun en önemli maçlarından biri.

bizim için oyunu tutmanın kilidi rakibe ceza sahasına mümkün olduğunca az orta yaptırmak. boy ortalaması kısalan savunma hattımızı bu şekilde geçmeyi düşünecekler. umarım futbolcular durumun ciddiyetinin farkındadırlar. eğer bu maçtan 3 puan çıkarırsak 3 maçlık çok önemli bir virajın ilk ayağını kazasız atlatmış olacağız.

ayrıca oyuncularımız götten bacaklı 20 numaranın pisliklerinin tuzağına düşmemeliler. götünü yırtacağını hepimiz biliyoruz. en güzel cevap maç sonu alacağımız net bir galibiyet olacaktır.

allah utandırmasın inşallah. vurduğumuz gol olsun.

kartal gol gol gol!!

2-1 ev sahibi takımın üstünlüğü ile tamamlanmış maç.

mersin hiç de bulunduğu sıranın takımıymış gibi oynamadı. haftaiçi oynayacağımız maçta alt sıralarda olmalarının büyüsüne kapılıp çantada keklik olarak görmememiz gerek. zaten şenol hoca gerekli nutku çekecektir. ama şimdilik daha önemlisi;

(bkz: 14 şubat 2016 medipol başakşehir beşiktaş maçı)

düzenleme: imla

mersin idman yurdu takımının ilk yarısını 1-0 önde kapadığı mücadele.

o değil de mersi mi çok iyi yoksa galatasaray mı çok kötü bir türlü anlamış değilim lakin mersin çılgın attı ilk yarıda.

bir şey daha var ki böyle eforlu oynamaları 4 gün sonra oynayacağımız maç için bize avantaj sağlayacaktır.

2-0 gençlerbirliği galibiyetiyle tamamlanmıştır.

önümüzdeki hafta sahasında lacivertli "göt"le oynayacak bursaspor'un kaybetmesi bir anlamda iyi oldu. küme düşme hattına doğru gittikleri için maça seyircisiz de olsa daha başka bir motivasyonla çıkacaklardır. puana çok ihtiyaçları olduklarından bir dönüm maçı olarak görüp ellerinde geleni yapacaklar.

1 adet orospu evladı tarafından yönetilen maç.

çok beklersiniz bu sene beşiktaş şampiyon olacak diye. hiç heveslenmeyin, sonrasında da üzülmeyin. yerin dibine giresice bu memlekette futbol sahada oynanmıyor işte. bizimle oynarken it gibi koşan kasımpaşa bu maçta sanki yok gibi. bu maçı iyi izleyin, arkasından da bizimle oynayacakları maçta izleyin bir de bunları.

kahpelik, kalleşlik almış başını gitmiş bu amk liginde. hiç heveslenmeyin hem de hiç...

son durumu için şu sayfanın biraz aşağısında paylaşılan fotoğraflara bakabileceğimiz yeni stadımız.

http://besiktasarena.com/vodafone-arena-stadyum-projesi/vodafone-arena-stadyum-projesi-7-(seref-bey-stadyum-projesi)/14225/

o değil de tribünler sahaya o kadar yakın ki bizim taraftarlar korner kullanmaya giden rakip takım oyuncusunu formasından tutup tribüne alabilir.

haketmiyoruz ama bir el atalım;

http://lebuzz.eurosport.co.uk/polls/vote-who-are-the-europes-best-fans-10895/

yönetimine bülent yıldırım'ın atanmasıyla bir anlamda lacivertli "göt"ün galibiyeti teminat altına alınmış maç.

bahis falan oynayan yazarlar hiç düşünmeden bassınlar bu sarışın orospuların lacivertli olanına.

başlangıç için gayet güzel bir açıklama. ama yetmez. daha gür, daha yüksek sesle, daha tehditkar!

(bkz: kazma kürek lazım bu ibnelere)

dünkü oynanan maçtaki[ybkz]swh[/ybkz] taraftarımızı gördükten sonra mümkün olduğu kadar geç bitmesini, hatta bitmemesini istediğim yeni stadımız.

bizim taraftar profilimiz takımımıza fayda sağlayacak türden değil maalesef. tribüne goygoy yapmaya, kendini eğlendirmeye, sağa sola küfür edip kavga etmeye gelen sayısı oldukça fazla. tinerci dediklerinde kızıyoruz ama ne yaptığını bilmeyen, maça sürekli kafası güzel gelen bir taraftar profili başka nasıl açıklanabilir ki? son oynadığımız lig maçında[ybkz]swh[/ybkz] bir tanesi "üst tribünden üstümüze tükürüyorlardı" dedi. neyin peşindesin be beyinsiz? aşağıda maçını izleyen adamın üstüne tükürmek de ne oluyor?

onun için bitmesin amk stadı da sahada kendini parçalayan o çocuklar bir de bizimle uğraşmasınlar. alın arkadaşlar, tribünün içinden gelen, tribün çocuğu bir arkadaşın açıklaması ne demek istediğimi gayet iyi anlatıyor. tekrardan zarar gelmez, bir defa paylaşmıştım yine paylaşayım;

https://www.youtube.com/watch?v=ZMIxayYWtfA&feature=youtu.be&t=42s

şimdi bizim taraftarımız çok mu iyi bir taraftar kitlesi? onun için yazık o stada yapılan masrafa. adamlar mermerle kapladı bütün duvarlarını. iki gün sonra her yer sprey boyayla boyanacak. açılır kapanır koltuk koydular, üstüne çıkıp zıplayacaklar. çiçek gibi tuvaletler yaptılar, ilk maçta koridorlardaki duvarlara işeyecekler, tuvaletlerde kırılmadık yer kalmayacak, kafası güzel olduğundan tuvalete değil yere sıçacak amk evladı.

ya işte böyle. bizim taraftarımız bir siki hak etmiyor maalesef. allah da zaten onun için sürekli böyle şanssızlıklar veriyor takımın başına. olan da bizler gibi aklı başında taraftara oluyor.

yazık lan o stada. yapılan masrafa, kullanılan malzemeye, işçilerin verdiği emeğe yazık. onun için bitmesin o amk stadı...

aldığımız kötü sonucu tamamen eksik kalmamızın getirdiği moral kaybına bağladığım maç. ancak istedikleri kadar ilk 11'de yer bulsunlar, tutkal görevi gören bazı oyuncular oynamadığı zaman takım gerçekten çok bocalıyor. ayrıca yeni savunma kurgusu da bu tip kazalara yol açabilir. umalım ki en kısa sürede, en az kayıpla atlatalım bu süreci. keza şubat ayı belki de ligin kaderini başlı başına değiştirebilecek bir ay bu sezon.

hemen ipe göndermememiz gereken yeni kalecimiz.

ilk yediği golü bana kalırsa ligimizdeki bütün kaleciler yer. 18 metreden düzgün, sert ve tam yan ağlara gitti top. bence çıkarması kolay bir top değil.

ikinci golde ise evet bariz bir hata yaptı. ancak ülkesi dışına ilk kez çıkmış ve olimpiyat gibi bir ucubeye ilk kez top oynamaya gelmiş, hatta takımıyla ilk kez maça çıkan bir kaleci için fazla büyütmemek gerek. rüzgardan dolayı topun o denli döneceğini kestiremedi belli ki. yeni takımıyla ilk maçına çıktığından biraz heyecan da vardı.

benim korkum yaptığı bu hatadan dolayı kökten kesik yemesi. mayanın tutup tutmadığını görmek için oynaması lazım. he bu demek değil ki başakşehir maçında kaleye geçsin. ama ligin alt sıralarındaki takımlarla yapacağımız maçlarda şans vererek takıma adaptasyonu sağlanabilir diye düşünüyorum. tabii ki şenol güneş çok daha iyi bilir.

gördüğü kırmızı kartın cezasını oynanacak ilk lig maçında çekecek oyuncumuz.

bu durumda kupada oynanacak rövanş maçında oynayabiliyor galiba. bilen arkadaşlardan biri aydınlatırsa seviniriz.

çok yanlış işlerin peşinde olan taraftar topluluğu.

galatasaray'ın ahı gitmiş vahı kalmış. şu an uğraşmaları gerekenin galatasaray olduğu konusunda çok derin şüphelerim var. asıl tehlike lacivertli "göt"ün ta kendisidir.

lan işi hiç bilmiyorsunuz. sosyal medya denen şey günümüzde bir derya gibi artık. hele ki türkiye gibi insanları uyutmak için kullanılan bir memlekette sesini bu yolla duyurması çok kolay. lan fenerbahçe karşıtı kampanyalar düzenleyin. bu yıl ligde lehlerine yapılan hataları sürekli gündemde tutun. algı oyunları yaratın. sürekli sinirlerini gerin. bu yolla baskı kursak 1 aya kalmaz paket olur bunlar. ama yok anca galatasaray. lan sülalesini eşekler kovalasın galatasaray'ın. herifler bileklik satıyorlar amk bırakın artık şunları. artık tehdit oluşturmuyorlar bizim için şunu bir anlayın. asıl tehlikenin farkına varana kadar iş işten geçmiş olacak. az kafanızı kullanın ya.

lan kendim yapacağım ama yeminle ne twitter ne de facebook falan hiç ilgim yok öyle şeylerle. anlamıyorum hiç birinden. akıllı telefon bile kullanmıyorum ben. onun için bu işten anlayan arkadaşlar bu konuda bir şeyler yapsalar ne iyi olur.

mesela trabzonspor'un fenerbahçe'yi bunca zamandır yenememesinin tek sebebi trabzonspor taraftarının fenerbahçe nefreti yüzünden kendi oyuncuları üstünde yarattığı baskıdan başka bir şey değil. oynayın üstlerine kendi takımlarının ipini kendileri çeksinler.

geçen yıl club brugge maçında biz nasıl yapmıştık hatırlasanıza...