barcelona kartali

yosmaların tur umutlarını en azından 2. maça taşıdığı maç. roma'da galip gelebilirler mi? bence pek şansları yok.

benim üzüldüğüm asıl konu bunlar böyle giderse fener bunlara fena çakar. hem de kendi sahalarında. fener'in puan kaybedeceğini umduğum maçlarından biri oysa ki.

çok değil bir süre önce "para komodinin üstünde" diyerek dar boğazdan çıkmaya çalışan beşiktaşla dalga geçenlerin bugün düştükleri hale bak. zamanında real madrid'e bilmem kaçıncı golü atamadılar diye üzülüyorlardı; şimdilerde ryan donk'la atak yapmaya çalışıyorlar.

vergi kaçırarak yaptığın pahalı transferlerle yakalamaya çalıştığınız başarılar sayesinde böbürlenip, kibir kusmayı biliyordunuz vaktinde. o zamanlar yediğiniz hurmalar şimdi götünüzü kedi gibi tırmalıyor işte. benim için işin iyi yanı bunlar daha iyi günleriniz. avrupa kupalarından men cezası da yeyince artık nasıl toparlarsınız bilmiyorum.

(bkz: kümede kal galatasaray)

isminin başında vodafone şirketinin kendi logosunun kullanıldığı stat.

http://i.hizliresim.com/3YXLNj.jpg

bu stada kendine ait bir logo düzenlendi. bu logonun kullanılması daha doğru olmaz mıydı? telefon bayisi mi burası?

şundan bahsediyorum;

http://i.hizliresim.com/MLzpga.jpg

resmi siteden yapılan açıklamaya göre başakşehir stadında oynanması kararı alınmıştır.

http://www.bjk.com.tr/tr/haber/65502/genclerbirligi_maci_basaksehir_de_oynanacak.html

ceza sınırında olan oyuncularımızı, özellikle gomez'i maç boyunca kollayacaktır. derbi öncesi dikkatli olmamız lazım.

fenerbahçe'nin avrupa liginde oynadığı oyunun tesadüf mü yoksa bilinçli mi olduğunu göreceğimiz maç. fenerin lokomotiv takımının maç eksiğinden yararlandığını düşünenler var. haksız da değiller. fakat durum tersi ise bizim oyunumuzda gerileme, onların oyununda ise büyük bir gelişme olduğu aşikar. bu maç bu tip analizler yapmak için ölçü olacak. bursaspor kesinlikle puan almak, hatta galip gelmek istecektir. yani lokomotiv takımıyla alakası olmayan bir takım olacak fenerbahçe'nin karşısında. eğer fener puan kaybı yaşarsa 1 maç eksiğimizle lider olma şansımız olacak.

kendileri bizden nefret etmelerine rağmen benim şahsımca bir problemim olmayan bursaspor'a yürekten başarılar diliyorum. hamza hamzaoğlu ligin ilk yarısında galatasaray'ın başında çıktığı fenerbahçe maçından kadıköy'de 1 puan almayı başarmıştı. kendi evinde oynadığı ve çıkış aradığı bir maçta da bunu yapabilecek güçte bir takımı var. en azından bir beraberlik. hadi hocam...

takımın golcüsü olarak gole ihtiyacımız olduğu sırada oyundan alınmasına tepki göstermiş olan panzerimiz. büyütecek birşey yok ortada. her futbolcu beklemediği zamanlarda oyundan alınınca bu tip tepkiler verebilir. sonrasında takımın galibiyetine sevinmesi de takımı ne kadar sahiplendiğinin en büyük işareti. fazla takılmamalı.

öle öle 1-0 kazandığımız maç. mental açıdan çok zor maçtı kabul ancak bu oyunun acilen düzelmesi lazım. görüntü beni çok huzursuz etti.

kedilerinin sebep oldukları pisliklerin ortaya dökülmesini engellemek amacıyla basına uygulanan bir çeşit sansür.

ilk yarısının son 15 dakikasında lig sonuncusundan bildiğiniz baskı yediğimiz maç. ayrıca ilk yarı itibariyle kaleye şutumuz da yok.

bir de unutmadan sen var ya sen o kırmızı kafasını siktiğim sen, bu takım senin yüzünden hep 10 kişi oynamak zorunda...

şu ana kadar beşiktaş mersin kasaplar odasıspor maçı olarak devam etmekte.

bildiğin dayak yiyoruz yine.

fenerlileri aylardır ağlatan uçan kafa. boşuna demedik uçan hollandalı değil koyan almanyalı diye.

amına goyduk şenol başgan nidalarıyla inşallah bu sezon son bulacak olan durum. gerçekleşmesi için takımımızın elinden gelen her şeyi yapacağına şüphe etmemeli. bundan sonra, başta kendim olmak üzere negatif olanı sikeyim!

ayrıca bir anlık sinirle girdiğim şu talihsiz entry'nin de mecburen arkasındayım. laf ağızdan çıktı bir kere...

#429861

boşuna dememişler söz gümüşse sükut altındır diye...

isterseniz uzayda oynatın amk maçını! o turu bu sezon yeni stadımızda atacağız! siz de götünüzü tuta tuta bizim sevincimizi izleyeceksiniz. ilk maçta mehmet özdilek puan koparmayı başarmıştı. dünyalar onun olmuştu. ibrahim üzülmez takımın başına geçtikten sonra galibiyete oynayan bir gençlerbirliği var ortada. aynen devam. bu maçta da galibiyete oynayın olur mu?

türkiye'de tüm spor aleminin saygıyla andığı yegane isimdir kendisi. ama gelin görün ki bir avrupa kupası maçında 2-3 aydır top oynamayan rakibine üstünlük kurup 2-0 galip gelince biti kanlanan aşağılık insan müsveddelerinin küfür ettiği isim oluvermiş. 1 buçuk yıl önce kadar ebediyete göçüp gitmiş adama bu denli küfürler edebiliyorlarsa eğer rahmetli zamanında iyi vermiş derslerini. hala göt acısını yaşıyorlar belli ki.

galatasaray'lı taraftarların değerini şahsımca şimdi anlıyorum ben. katılan olur katılmayan olur ancak adamlar kötü olduklarında durumun farkında olup kabulleniyorlar. yeri geldiğinde susmasını biliyorlar. arada husumetler tabii ki oluyor ancak fenerbahçe denen orospu güruha her zaman tercih ederim kendilerini. he onların içinde de çürük elmalar var tabii ama o kadarı bizim içimizde de var bana göre.

yanlış anlaşılma olmasın, galatasaray seviciliği falan yaptığım yok. ikisinden de nefret ederim ben. sadece konu şampiyonluk yarışı olunca bu yarış içinde hangi takımın taraftarının ne kadar çirkinleştiği ile ilgili söylediklerim. geçen sezon galatasaray'a kaybettik yarışı ancak tt arena'da kaybettiğimiz maçtan sonra bile ben ağızlarından küfür duymadım o tribünlerin. adamlar haklı sevinçlerini yaşadılar maç sonunda. ama fenerbahçe tribünü diyince her türlü orospuluğu görürsünüz o tribünlerde. futboldan anlamazlar ancak her zaman haklıdırlar, kulüplerine her zaman küresel komplolar kurulur. o götten çıkma kulübün başından gitmediği sürece türk futboluna rahatlık yok. geberip gitse de herkes rahatlasa...

kafama bazı soruların takılmasına neden olan maç.

şimdi ertelenen maçta kadroda olan rhodolfo ve ersan'ın oynama imkanı yok. bu oyuncuların yerine oynayacak olan oyuncular oyuncu değişikliği yerine mi geçecek?

bir de ismail o maçta ilk 18'de yoktu. o kadroda olabilecek mi?

eğer bunların hepsi olumsuz yanıtlanan cevaplarsa rakibin o gün sakat olup da kadrosunda olmayan oyuncusu var mıydı? bir de teknik direktörü takımın başında olabiliyor mu? ertelenen maçta takımın başında teknik direktör yoktu.

nasıl olacak yani şimdi?

bizimle oynadıkları maçtan eser kalmayan bir moskova'nın oynadığı maç. fener güzel kura çekmiş meğerse...

sanırım benim türkçem "yetersiz" kalmış olacak ki derdimizi anlatamadığımız bir takım arkadaşlarımızın aşırı rahat tavırlarıyla yazdıklarımızı ti'ye aldığı başlık olmuş.

birkaç haftaya kadar anlarsınız ne demek istediğimi...

uygunsuz hava koşulları nedeniyle tatil edilen maçta hocası olmayan mersin'in maça başında hocasıyla çıkacağı maç.

o zaman bizim yeni transferlerimiz de oynasınlar? o maçta mersin'in hocası yardımcı antrenördü, bu maçta da aynı adamın takımın başında olması gerekmez mi?

hem maçın hakemi durduk yere neden değiştirildi? bu herif kaç aydır süper lig maçı yönetmedi bu maçı mı buldunuz atayacak?

allah bin türlü belanızı versin lan! gün olur devran dönermiş derler. elbet yıkılacak bu pislik üstüne kurulmuş düzeniniz!!

fotomaç gibi bir gazetede yayınlanması oldukça garibime gitmiş köşe yazısı. keşke kendisi gibi birkaç kalemimiz daha olsa.

taraftarın kendi takımına olan güvensizliğinden değil, bu aşağılık ülkede sporun, özellikle futbolun içinde ne tip oyunlar döndüğünün farkında olmasından kaynaklanan sinir halidir.

şampiyonluk yolundaki rakibin sürekli olmayan penaltılarla, oynadığı takımın gördüğü anlamsız kırmızı kartlarla maç kazansın, sen ise hakkın olan maçlarda aleyhine yapılan hatalarla puan kaybet.

oynadığın bir maçta rakibin 3 oyuncusundan biri ikinci sarı kartı görmez, durumun farkında olan hocası 10 kişi kalmamak için o oyuncuyu oyundan alır.

diğeri 2 kere kırmızı kart çıkarılabilecek bir hareket yapar. pozisyon maçın ilk yarısı bitirilerek geçiştirilir. sonra bu atılmayan terörist kılıklı oyuncu ikinci yarıda bir de gol atar. fakat lacivertli "göt"e yapılan benzer hareket hem penaltı hem de rakibi 10 kişi bırakmakla cezalandırılır. ayrıca bu oyuncu direkt kırmızı değil de ikinci sarı karttan atıldığı için şerefsizlikten ciğeri çürümüş "seyirci" topluluğu da salya sümük ortaya dökülür.

son olarak aynı maçta rakibin başka bir oyuncusu benim saydığım tam 3 sarı kartın ikisinden muaf tutulur ve maçın son düdüğüne kadar oyunda kalır.

söz konusu rakibinin forveti başka bir lig maçında ikili mücadele sonrası ceza sahasında yerde kalır. savunma oyuncusunun topa müdahale ettiğini kendisi de çok iyi bilmektedir. yerden korner direğini işaret ederek kalkan bu oyuncu birden bire bir penaltı ile ödüllendirilir. ne tesadüftür ki bu penaltıyı veren hakem bizim maçımızda ceza sahasında cenk tosun'a yapılan harekette oyunu devam demiştir. topu rakipten kurtaran cenk tosun'un önüne geçmeye çalışan rakibinin topa hiçbir teması yoktur ve ayağını cenk'in aktif ayağının önüne koyarak düşmesine neden olmaktadır.

aynı maçta gökhan töre'nin ofsayt gerekçesiyle kesilen ve %90 oranda golle sonuçlanabilecek bir pozisyonu da yan hakem tarafından kesilmiştir. ancak kupa maçında benzer pozisyondaki rakip takım oyuncusu süzülememiş ve savunmanın en önemli ismi diyebileceğimiz oyuncumuz ofsayt pozisyonundaki oyuncuya müdahalesi yüzünden oyundan atılmış, üstelik çok önemli bir lig maçında da oynayamamış, bu maça devşirme savunma oyuncularıyla çıkmak zorunda kalmışız.

2003-2004 sezonunun adeta bir fotokopisini yaşamaya başlamışken hangi sakinlikten bahsediyorsunuz siz? rakibiniz olacak genel ev kılıklı kulübün başkanı haklı ya da haksız kaybettikleri her puandan sonra çıkıp ortalığı karıştırıyor, futbol takımı sahada yaptığı bütün pisliklere rağmen her maçı kazanıyor, sonra beşiktaş taraftarı sakin olmalı. eğer biraz daha sakin olup, susmaya devam edersek bu ayın 29'unda bu düzenin şakşakçılarının fişi çekeğinden hiç kuşkunuz olmasın. sonrasında bir de bunların "göt" taraftarının "koyduk mu?" geyiklerini dinleriz günlerce. heriflerin 4 yıldızlı forma bastırdığı söylentileri dolaşıyor ortalıkta. eğer gerçekse bu ne güven amk? müneccim boku mu yediniz? daha 13 hafta varken ligin sonunu biliyorsanız eğer o zaman çıkıp da oynamayalım boşuna. en azından oyuncularımız sakatlanmazlar amk!

işte taraftarımızdaki sinir ve karamsarlık hali yukarıda verdiğim ve genel durumun sadece küçük bir parçası olan örnekten dolayı kaynaklanmaktadır. yoksa kişisel fikrim, bu takım bitime 3 hafta kala şampiyon olabilecek güçtedir. ama sen aleni bir şekilde tekme yiyip hakem tekme atan oyuncuyu oyundan atmak yerine maçın ilk yarısını bitiriyorsa ve buna karşılık lacivertli "göt"ün bir maçında rakibin ayağına basan mehmet topal kırmızı kart görüp oyundan atılması gerekiyorken ayağına basılan oyuncu oyundan atılıyorsa kimse bana sakin olmaktan bahsetmesin.

rizespor gibi güçlü bir takımı uydurma bir penaltıyla yendiler. as kadrosundan tam 8 eksiği olan kasımpaşaspor 10 kişi kaldı. göt zoruyla 1-0 kazandıkları kayserispor maçında rakip 10 kişi kaldı. eskişehirspor 10 kişi kaldı. sorarım sizlere, beşiktaş'ın bu takımlarla oynayacakları maçların hepsini kayıpsız atlatması mümkün mü?