confessions

barcelona kartali

6. nesil Yazar - - Yazar -

  1. toplam entry 1321
  2. takipçi 0
  3. puan 18770

uefa avrupa ligi 2015-2016 sezonu

barcelona kartali
şampiyonlar liginden gelecek takımların da belirlenmesiyle son 32 turundan itibaren adeta bir şampiyonlar ligi havası esecek lig.

shaktar donetsk, manchester united, sevilla, bayer leverkusen, porto, valencia, olympiacos gibi takımlar yoluna uefa avrupa liginde devam edecekler.

ayrıca uefa avrupa liginde gruptan çıkmayı garantilemiş takımlar da şöyle;

liverpool, borussia dortmund, napoli, villareal, rapid vien, braga, lazio, st. etienne, basel, tottenham, schalke 04, sparta prag ve athletic bibao.

bu yıl avrapa'da iki kupada da çok zevkli maçlar bizleri beklemekte. inşallah yarın akşam bu saatlerde üstteki listeye beşiktaş'ımızın ismini de yazmak nasip olur.

14 aralık 2015 beşiktaş galatasaray maçı

barcelona kartali
tam bir eşik maçı. şenol hoca takımı mental olarak iyi hazırlayabilirse puan kaybı mucize olur.

oyuncularımızla tek tek, terapi yapar gibi konuşmak lazım. o kadar çok kahpelik yapan oyuncuları var ki bizim çocukların kırmızı görmeleri için ellerinden geleni yapacaklardır. bunu kendileri de biliyor ki futbol oynamak için değil orospuluk* yapmak için çıkacaklar o sahaya. bir kez daha yazmak isterim ki o götten bacaklı 10 numaralarını kitledik mi bir numara çıkmaz onlardan. he yosma balıyla tekrar kazanabilirler mi? evet, kazanabilirler ancak bu seri burada son bulacakmış gibi geliyor bana. allah yardımcımız olsun.

*orospu kelimesi, çaresiz kaldığı için tanımadığı erkeklerle para karşılığında seks yapan kadın anlamında kullanılmamıştır.

myanmar

barcelona kartali
çin'in güneyinde bulunan doğu asya memleketi. bruma olarak da bilinir. başkenti napyidaw'dır. bir çok türk armatörü gemisini vergiden muaf tutmak ve denetimlerde yapılan kontrollerin sertliğini en aza indirip masraftan kaçmak adına gemilerini bu ülkenin limanlarına tescil ettirip, bayrağını çekme hakkına sahip olur. bu tip ülkelerde yapılan gemi kontrollerindeki her pürüzü küçük bir rüşvet vererek halledebileceğiniz için bu tip ülkelere denizcilikte "kolay bayrak" adı verilir.

çalışıp, ailesini geçindirmek zorunda olan türk denizcisi de genelde denize elverişli olmayan bu gemilerde hayatını tehlikeye atarak çalışmak zorunda kalır. üstelik gemi yabancı bayraklı olduğu için türk iş kanununa tabi değildir. bu sebeple de bu gemilerde çalışan denizcilerimiz kaptanından miçosuna sigortasız çalışır. yabancı bayraklı gemide çalışmayı kabul ettiğine dair iş kontratını imzalayan denizci de herhangi bir iş kazası sonucunda hiçbir hak talep edemez. ayrıca bu tip firmalar "merdiven altı" şirketler olarak bilinirler ve aylarca çalışıp hiç para alamama gibi bir ihtimaliniz de vardır. gemi hiç türkiye'ye gelmediği için de gemiyi bırakıp gidemezsiniz lakin o işler yurtdışında hiç de öyle kolay değildir.

teknik kısmı bırakırsak, nasıl ki bizim sokaklarımızda kedi, köpek gibi hayvanlar varsa bu uzak diyarlardaki ülkenin sokaklarında da maymun ve bol bol inek vardır. plajları film sahnelerini aratmayacak güzelliktedir. hayatınız boyunca görmediğiniz börtü, böceği bizdeki simit, açma gibi pişirip sokakta satarlar. özellikle protein açısından zengin olduklarını iddia ettikleri bu böcekleri öğle yemeğinde afiyetle mideye indirirler. çok geniş bir tropik meyve yelpazesi vardır. yalnız bazıları bünyeye alerji yapabiliyor. fakirlik diz boyu ve dolayısıyla yaşam standardı son derece düşük. günlük 2 dolara çalışan liman işçileri var bu memlekette. yabancı olduğunuzu anladıklarında pek fazla bulaşmıyorlar ancak gece dışarıda tek başına dolaşmanız pek de tavsiye edilmiyor.

ukte: artin.

düzenleme: bilgi düzeltimi.

gole sevinirken yanındakini dövmek

barcelona kartali
bir üstü yanındakini tribünde 5-6 sıra kadar aşağıya göndermektir.

hiç unutmam inönü'de bir fener maçı. yıl 2004. hani şu carew'in de gol attığı maç. deli ibo'nun kaleye giden topu elle kestiği ve sonrasında kırmızı gördüğü maç.

carew'in 54. dakika da attığı golden sonra biz sevinirken çocukluk arkadaşım yeni açığın orta katının en alt sırasından yanımıza geri gelmeye çalışıyordu...

(bkz: 30 ekim 2004 beşiktaş fenerbahçe maçı)

hatalı gol yemek

barcelona kartali
önemi o maçın akıbetini ne derecede etkilediğiyle ilgilidir. 3-0 önde götürdüğün maçta 1 hatalı gol yersen önemli değildir. taraftar alkışlar, takım arkadaşın gelir yerden kaldırır, moral verir. ancak puan kaybına sebep oluyorsa o an dünyanın en kötü konumundaki insan olmana neden olur. yer yarılsın da içine girsemdir.

kartal sözlük

barcelona kartali
en popüler sözlük olan ekşi'de yazar olsam bile girmeyi ve günde tek entry de olsa yazmayı asla bırakmayacağım, kendimi evimde hissettiğim, sık kullanılanlar çubuğumda en asil logoya sahip interaktif sözlük.

ne kadar beşiktaş'lı varsa gelmeli. buradaki insanların hepsi kendi dilinizden konuşan insanlar. çoğunlukla aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevindiğimiz insanlar.

rağbet görme konusuna girersek; bana göre en büyük nedeni burada tartışma olmaması. herkes beşiktaş'lı olduğu için kimse kimseyle uzun uzun atışmalara girmiyor. düşmanlık olmadığı için insanlar karşıt görüş içeren entry'lere gülüp geçiyor. böyle olunca canlılık ortadan kalkıyor.

mesela şu dnipro'dan transfer etmek istediğimiz stoper için "şutmesafesişutpozisyonu" ağabeyim "gerekli değil, bize fayda sağlamaz" şeklinde bir entry girmiş. ben de kendi kendime "her halde bir bildiği var ki böyle yazıyor" dedim ve başka bir başlığa geçtim. kötülük aramıyorum çünkü adam en az benim kadar beşiktaş'lı (ki ben beşiktaş gol attığında açık söyleyeyim yaşımdan, başımdan utanmadan ağlayan, maç esnasında kalbi ağzından gelecekmiş gibi heyecanlanan biriyim). kötülük aramadığım için de cevap niteliğinde bir entry girme ihtiyacı hissetmiyorum.

şimdi taraftar sözlüğü değil de, normal bir sözlükte, rakip takım taraftarı tarafından aynı futbolcu için girilen entry muhtemelen bir beşiktaş'lıyı irite edecek bir içeriğe sahip olacaktır. bu beşiktaş'lı da cevap vermek niyetiyle başka bir irite edici entry kasacak. sonra bir bakmışsınız başkaları da gelmiş 10 dakika içinde 30-40 tane entry girilmiş. yani entry sayısı kavga katsayısıyla doğru orantılıdır.

sözlüğü bir nebze de olsa canlandırabilecek çözümse; facebook, twitter gibi sosyal medya araçlarında tanıdığınız sayfa sahiplerine sözlüğün reklamını yaptırmaktır. gerçi benim o tip sitelerde hesabım yok. kullanmıyorum yani. onun için o işler öyle kolay mı pek bilmiyorum. sadece bir fikir. ama ben eminim ki bu sözlüğün varlığından haberi bile olmayan binlerce taraftarımız vardır. benim bile 1 yıl önce haberim oldu.

uzun lafın kısası tartışma yok, kavga yok, birbirine küfür eden insanlar yok. mesela dün ya da önceki gün ekşide, fb'nin oynadığı son maçın başlığında aralıksız 25-30 tane, içinde "orospu çocuğu" geçen entry okudum. herkes birbirine küfür ediyor, anneler yerlerde geziyor. hal böyle olunca bu sözlüğe ilgi de olmuyor. çünkü adamın canı sayıp, sövmek, kavga etmek istiyor. ayrıca bu yazdıklarımdan da türk toplumunun genel profili hakkında harika bir beşeri ders çıkıyor.

örneğin; siz neden bu iki "göt"ün aralarında oynadığı maçların "dünya derbisi[ybkz]swh[/ybkz]" olarak lanse edildiğini sanıyorsunuz? çünkü her maç futbol oynamak yerine kavga ediyorlar. taraftarları birbirlerine giriyor. sahanın içinde futbolcular yaka paça, horoz dövüşü gibi üst üste çıkıyorlar. bu da türk insanını eğlendiriyor. yani eğlence anlayışımız kavga ve şiddet bizim. çocukken bile sokakta benden yaşı büyük ağabeyler "sen falancayı dövebilir misin?" diyerek arkadaşlarımla kavga ettirirlerdi beni ve bununla eğlenirlerdi.

pekiyi ya bu iki "göt"ün bizimle oynadıkları maçlar? neden "derbicik" dediler geçen yıl? çünkü beşiktaş çıkıyor top oynuyor, kavga gürültü bilmiyor, bizim çocuklara vursan öyle saf saf etrafına bakıyor, beşiktaş'lı yöneticiler maçtan sonra çıkıp "asarım, keserim" deyip, ortamı gerip, gündem oluşturmuyor. bu da medyanın beşiktaş'ı arka plana itmesine ve "göt"lerin ön sayfalara çıkarılmasına sebep oluyor. çünkü beşiktaş'ta sahada oynanan oyun dışında başka mevzu yok. bunlar ön sayfada olunca lick tv daha çok kazanıyor, "acaba bu maçta nasıl kavga edecekler" deyip daha fazla insan abone oluyor, spor medyası daha fazla gazete satıp, tv'de daha fazla izleniyor, spor yorumcusu kılığındaki soytarılar gevezelik etsinler diye daha fazla malzeme çıkıyor. işin bir de siyasi yönleri var ancak burada tartışması pek yararlı olmayacağı için girmek istemiyorum.

işte bunlar ve bunlar gibi şu an aklıma gelmeyen başka nedenlerden dolayı beşiktaş hem magazinsel, hem de sportif açıdan son yıllarda geriye düşürüldü. bu geriye düşüş de taraftarımızın beşiktaş'a olan genel ilgisini de aşağılara çekti. hasta beşiktaş'lı olan babam sinirlenip, üzüldüğü için beşiktaş maçı izlemez, beşiktaş gündemini takip etmez oldu. önce ilgiyi tekrar artırmak lazım. bu da ligi şampiyon bitirerek olacak bir şey. öyle tek sezonluk şampiyonluklar da değil üstelik. böyle seri şampiyonluklar lazım bize. mesela o beni de mental açıdan etkiliyor. bu sene şampiyon olsak bir daha 7-8 sene daha şampiyon olamayız diyorum kendi kendime. beşiktaş'ın bunu bizim içimizden söküp atması lazım. mesela geçen yıl o kadar üzüldüm ki bu yıl için umutlanmak istemiyorum. demek istediğim, beşiktaş taraftarı şüphesiz cefakardır ancak sürekli üzülmeyi de hiç kimse istemez. taraftarını yeniden ayağa kaldırmalı bu takım ki tekrar bir araya gelsin herkes. yani sözlüğün aktif kullanılmıyor olması kesinlikle sözlüğün suçu değildir.

bu arada ben denizciyim. işim gereği böyle koca koca yük gemilerine binip yine koca koca denizleri, okyanusları geçiyorum. o limandan bu limana savrulup duruyorum. bu süreç de 6-7 bazen 8-9 aya kadar çıkabiliyor. yani bu zaman zarfında evime hiç gelemiyorum. denizin ortasında telefon çekmediği için sevdiklerimle limandan limana görüşebiliyorum. e internet olmadığını anlamışsınızdır sanırım. lafı getireceğim yer, olur da bir gün birden bire yazmalarım kesilirse arkamdan "lan bu da gitti" demeyin sakın. böyle bir şey olursa bilin ki sefer vakti gelmiştir. ancak bu sözlük ve sözlükteki, şimdilik benim için sadece birer rumuzdan ibaret olan hayali arkadaşlarım her zaman aklımdadır. ömrümüz varsa eğer, bırakıp gitmek gibi bir şey söz konusu değildir. daha bir kez daha nağmalup şampiyon olacağız, öyle gitmek var mı?

kartal gol gol gol!!

8 aralık 2015 galatasaray fc astana maçı

barcelona kartali
astana takımının şampiyonlar ligindeki ilk deplasman golünü kaydettiği maç.

şenol hoca şu maçı izleyip de hafta başı bunlara puan verirse bıraksın bu işi. başlarım yorgunluğundan falan. tem çocukları o orta sahada yaptıkları top kayıplarını bizle oynayacakları maçta da yaparlarsa vay hallerine. ayrıca sabri, olcan ve burak gibi isimler umuyorum ki forma giyerler. beşiktaş'ımın böyle bir maçta, bu tip oyunculardan mahrum kalmasını istemem doğrusu.

o değil de bu amk yosmalarında nasıl bir kura şansı vardır anlamış değilim. sen git 1. torbanın en zayıf takımını çek. yine 2. torbadan da diğerlerine nazaran zayıf bir takım çek. 4. torbadan çektiğin takım da "önemli olan katılmaktı" havasında olsun.

lan şu kuraya biz girseydik ilk torbadan ya barcelona ya münih, ikinci torbadan ingilizlerden birini, 3. torbadan da roma ya da shaktar'ı çekerdik.

olur da tur atlarsak seri başı olup olmamamız fark etmez, bizim rakip kesin almanya milli takımı olur söyleyeyim.

14 aralık 2015 beşiktaş galatasaray maçı

barcelona kartali
hafta içi oynanacak uefa avrupa ligi maçından[ybkz]swh[/ybkz] dolayı çok ama çok zor geçecek maç.

bana kalırsa maçın kilidi önce gol yememek olmalı. zaten temposu çok yüksek bir maçtan sonra yalnızca 2 günlük bir yenilenme süresinden sonra çıkacağımız bir maçta olabildiğince oyunu rolantide tutup rakibi yormaya yönelik oynamalıyız.

eğer 65-70. dakikaya kadar skoru dengeli tutabilirsek bu dakikada yapılacak olcay>kerim ve töre>quaresma değişikliğiyle sonuca maçın sonunda gidebiliriz.

rakip için ise götten bacaklı orta sahası ve podolski'yi iyi marke edebilirsek en azından beraberlik çıkarabiliriz. he yok bu adamlardan herhangi biri şut atıp da kaleyi tutturursa o top gol olur. yani gs'nin bize atabileceği gol sayısı sneijder ve podolski'nin kaleyi bulan şut sayısıyla aynı olacaktır.

gs bize karşı çok uzun bir yenilmezlik serisi yakaladı. her serinin bir sonu olduğu gibi bu serinin de bir sonu olacak ve bu son oldukça yaklaştı. hafta içi maçımız olmasa galibiyetten emin konuşurdum ancak bu maçta kaybedilmesi olası puanın tek sorumlusu sporting lizbon maçıdır. he bahane midir? tabii ki değildir. maçın sonucu etkileyecek bir hakem kararı olmasın başka bir şey istemiyorum. kaybediyorsak da adaletli bir şekilde kaybedelim. o zaman rakibimizi tebrik eder, önümüze bakarız. allah şu iki maçta yardımcımız olur inşallah.

kartal gol gol gol!!

10 aralık 2015 sporting lizbon beşiktaş maçı

barcelona kartali
uefa puanı açısından en azından bir son 16 oynamamız gerektiği için en kötü berabere bitirmemiz gereken maç.

gelecek sezon için 2011/2012 sezonundan kalma 11.020 puanımız silinecek ve bu silinen puanın yerine bu yıl topladığımız puanlar yazılacak. bu yıl grupta bol keseden beraberlikler aldığımız için şu anda 8.000 puanımız var. şöyle 11-12 puanı bulmak için grup aşamasını geçmek elzem oldu. son 32 de de kolay bir kura ile duble galibiyet elde edebilirsek 4 puan artı gruptan çıktığımız için bir miktar bonus alarak 12-13 puan kadar toplamış oluruz.

meraklıları için;

http://www.uefa.com/memberassociations/uefarankings/club/index.html

mesela 10 kişi kalmış moskova'yı ve ersan'nın kalecinin üstüne nişanladığı son saniye kafasını hatırladıkça yeminle içim acıyor. keşke demenin hiç bir faydası yok ancak eğer o maçlardan galibiyet çıkarabilseydik geçtiğimiz yıl son 16 oynayıp da topladığımız puanı bu yıl sadece grup aşamasında toplamış olacaktık. gruptan çıkmayı garantilemiş olacaktık ve hafta sonu oynanacak çok önemli bir derbi maçına yorgun çıkmak zorunda kalmayacaktık. ama kurduğum bu cümlelerin hepsi maalesef geçmişte gelecek zaman kipinde.

yukarıda da yazıldığı gibi bence gs'ye kaybetsek bile o maçın telafisi var ancak avrupa'dan aralık ayında elenmek moral açısından pek iyi olmaz ve önümüzdeki 5 yıl boyunca 2015/16 hanemizde nispeten düşük bir puan yazar.

ne yalan söyleyeyim bu maçla ilgili hiç umudum olmamakla birlikte gurubun diğer maçından daha umutluyum. arnavut kardeşlerimiz gider ayak bir güzellik yaparlar belki de deplasmanda sporting'e 3 atıp kendi evinde 4 yiyen kahpe rusları kupanın dışına iterler.

felaket tellallığı gibi olacak ama en kötü senaryo ise hem bu maçı hem de derbi maçını kaybetmemiz olur ki işte o zaman kazan kaynamaya başlar. dileyelim ki şans bir kere de bizim yanımızda olsun, allah yardımcımız olsun...

5 aralık 2015 kayserispor beşiktaş maçı

barcelona kartali
golü attıktan sonra yemeden önce rakip kaleyi ekranda göremediğimiz maç. şerefsiz top 4 dakika boyunca çıkmadı gitti.

edit: tolga zengin, necip uysal, ismail köybaşı, tosic, olcay şahan, gökhan töre. bu oyuncularla bu takım sadece bu sene değil, önümüzdeki 10 sene boyunca sadece 1 kez şampiyon olsunlar, 25 entry'imi "ben ibneyim" diye bitireceğim.

editin editi: yok arkadaş bunların bana kesin bir kini var. ne zaman eleştirel bir ley yapsam illa ki dötüme sokacaklar; 1-2.
46 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol