galavatasarayın türkiye'nin en büyük kulübü olduğu zırvasını bütün yaz boyunca dinlememize sebep olacak maç.
kendisi kulübümüzün başına geçtiği günden beri rakipler kupaları çifter çifter toplarken sayesinde bizim sadece babayı aldığımız başkan...
özellikle eti, nestle, kent, saray, zehirlenme uğruna da olsa bifa gibi markaları kendisine kesinlikle tercih edeceğim yandaş ve renkli sponsoru gıda üreticisi.
gerçi saray ve bifa gibi markalar da hükümete yakın markalar mı pek bir bilgim yok.
gerçi saray ve bifa gibi markalar da hükümete yakın markalar mı pek bir bilgim yok.
bir zaman öncesine kadar iliklerime kadar hissettiğim ruhsal rahatsızlık. öyle ki dolmuşta inmek istediğimi söylerken bile utanıp, sıkılıyordum. markette para üstünü eksik verdiklerinde miktar çok fazla değilse gidip düzeltemezdim. amk otobüste ayağıma basarlardı gıkım çıkmazdı. berberde sıramı alırlardı gazete okuyormuş gibi yapardım.
çözümü, sıkıntıya sebebiyet veren durumların üstüne gitmek. tanımadığım insanlarla daha çok diyaloğa girdim, canlı radyo programlarına bağlandım, para havalesi vs. banka işlemlerimi internet değil telefon bankacılığı ile yaptım, yine bilet alımlarımı hava yolu firmasının müşteri hizmetlerini arayıp satış temsilcisiyle konuşarak yaptım, markette, otobüste, mağazada her fırsat bulduğumda tanımadığım insanlarla şakalaştım, almayacağımı bile bile pantolon, gömlek vs. giyecekleri üstümde denedim, bir arkadaşımla girdiğim yeni arkadaş grubunun içinde bir köşeye sinip kalmaktan alıkoydum kendimi.
başlarda hiç kolay olmadı. insanlarla konuşurken sesim titriyordu, bizim fiko[ybkz]swh[/ybkz] gibi anadilimde yanlış telaffuzlar yapıyordum. ama zamanla daha rahat hissetmeye, etrafımda beni korkutan insanların aslında benden çok da farklı olmadıklarını anladım. bugün ise bu ezikliği çok uzun süre önce yenmiş olmanın verdiği rahatlıkla yaşamımı sürdürüyorum.
geçmişte çok ezildim ben, çok hakkımı yediler. öyle bir dolmuşum ki bugün bana veya bir başkasına karşı yapılan en küçük bir haksızlığı bile kaldıramıyor, hemen tepki gösteriyorum. daha çok futbolla ilgili yazdığımız bu sözlükte küfürlü girdiler yazmamın sebebi de takımımıza sahada ya da saha dışında yapılan herhangi bir haksızlığa cevap veremiyor oluşum. içimi o haksızlığa neden olanlara kötü sözler söyleyerek soğutuyorum çünkü günlük hayatta hiçbiriyle karşılaşma şansım yok.
hani şu 24 nisan 2016 trabzonspor fenerbahçe maçında hakeme saldıran taraftar var ya; kendi hayatında kesin benim geçmişte yaşadığım tür problemler yaşıyor. haksızlık karşısında seslerini duyuramamak o noktaya getirmiş adamları. tamam yaptığı doğru bir hareket değil, hatta hakemin o sırtını tutarak soyunma odasına gittiği andaki yüz ifadesini görünce kendimi anasının, babasının, eşinin, çocuğunun yerine koydum bir an ve gerçekten çok üzüldüm. ama şimdi trabzonspor taraftarı ülke genelinde terörist ilan edildi ya hani, al trabzonu oradan koy yerine fener'i o sahaya atlayıp hakemi darp eden eleman bir anda haklı olur, trabzonspor küme düşürülsün diye kampanya başlatanlar "kupamızı verin" diye ağlarlar. sonra da yeri gelince "adalete fener yak" diye kampanyalar düzenlerler o fener götlerine giresiceler.
işin özü; belki bütün bu yazdıklarım sizlere komik gelecek ancak dolmuşta para uzatırken heyecanlanmadan, acele etmeden, tane tane ve daha uzun cümleler kurabilmenin ne kadar değerli bir hazine olduğunu benden iyi hiç biriniz bilemezsiniz...
düzenleme: devrik cümle.
çözümü, sıkıntıya sebebiyet veren durumların üstüne gitmek. tanımadığım insanlarla daha çok diyaloğa girdim, canlı radyo programlarına bağlandım, para havalesi vs. banka işlemlerimi internet değil telefon bankacılığı ile yaptım, yine bilet alımlarımı hava yolu firmasının müşteri hizmetlerini arayıp satış temsilcisiyle konuşarak yaptım, markette, otobüste, mağazada her fırsat bulduğumda tanımadığım insanlarla şakalaştım, almayacağımı bile bile pantolon, gömlek vs. giyecekleri üstümde denedim, bir arkadaşımla girdiğim yeni arkadaş grubunun içinde bir köşeye sinip kalmaktan alıkoydum kendimi.
başlarda hiç kolay olmadı. insanlarla konuşurken sesim titriyordu, bizim fiko[ybkz]swh[/ybkz] gibi anadilimde yanlış telaffuzlar yapıyordum. ama zamanla daha rahat hissetmeye, etrafımda beni korkutan insanların aslında benden çok da farklı olmadıklarını anladım. bugün ise bu ezikliği çok uzun süre önce yenmiş olmanın verdiği rahatlıkla yaşamımı sürdürüyorum.
geçmişte çok ezildim ben, çok hakkımı yediler. öyle bir dolmuşum ki bugün bana veya bir başkasına karşı yapılan en küçük bir haksızlığı bile kaldıramıyor, hemen tepki gösteriyorum. daha çok futbolla ilgili yazdığımız bu sözlükte küfürlü girdiler yazmamın sebebi de takımımıza sahada ya da saha dışında yapılan herhangi bir haksızlığa cevap veremiyor oluşum. içimi o haksızlığa neden olanlara kötü sözler söyleyerek soğutuyorum çünkü günlük hayatta hiçbiriyle karşılaşma şansım yok.
hani şu 24 nisan 2016 trabzonspor fenerbahçe maçında hakeme saldıran taraftar var ya; kendi hayatında kesin benim geçmişte yaşadığım tür problemler yaşıyor. haksızlık karşısında seslerini duyuramamak o noktaya getirmiş adamları. tamam yaptığı doğru bir hareket değil, hatta hakemin o sırtını tutarak soyunma odasına gittiği andaki yüz ifadesini görünce kendimi anasının, babasının, eşinin, çocuğunun yerine koydum bir an ve gerçekten çok üzüldüm. ama şimdi trabzonspor taraftarı ülke genelinde terörist ilan edildi ya hani, al trabzonu oradan koy yerine fener'i o sahaya atlayıp hakemi darp eden eleman bir anda haklı olur, trabzonspor küme düşürülsün diye kampanya başlatanlar "kupamızı verin" diye ağlarlar. sonra da yeri gelince "adalete fener yak" diye kampanyalar düzenlerler o fener götlerine giresiceler.
işin özü; belki bütün bu yazdıklarım sizlere komik gelecek ancak dolmuşta para uzatırken heyecanlanmadan, acele etmeden, tane tane ve daha uzun cümleler kurabilmenin ne kadar değerli bir hazine olduğunu benden iyi hiç biriniz bilemezsiniz...
düzenleme: devrik cümle.
malum "ovospu çocuğunun" talimatıyla medyaya demeçler verip tam da galatasaray-beşiktaş maçı öncesi araya nifak sokmaya çalışan insanımsı.
aradan 30 yıl geçmiş şimdi mi aklına geldi vicdan muhasebesi yapmak?
aradan 30 yıl geçmiş şimdi mi aklına geldi vicdan muhasebesi yapmak?
şu diz titremesini kesip ligin başında oynadıkları gibi rahat oynarlarsa %100'dür. hee yok soğuk kanlı olamayıp amiyane tabiriyle amı götü dağıtacaklarsa değil şampiyon 2. bile olamayabilirler.
şu günden sonra takıma fiziksel değil mental antrenman lazım. kadıköy ayısı nasıl 5 puan gerideyken "biz şampiyon olacağız" diyebiliyorsa bizim çocuklara da bu söze götleriyle gülecek psikolojik güç lazım. fenerin manüplatörü iddia bile hala 1.1 oran veriyor beşiktaş'ın şampiyonluğuna.
amk güntekin onay'ın söylediklerini bir dinledim sabahtan beri evin içinde oley oley şampiyon beşiktaş tezahüratı yapıyorum. çıkacaklar "bu yolda önümüze çıkanın anasını sikeriz" der gibi oynayacaklar. topu böyle yiyecekmiş gibi koşacaklar sahanın içinde. rakip "ne oluyor amk!?!!?" diyecek ve şaşkınlıktan olduğu yere çakılıp kalacak. sen rakibe onu yeneceğini hissettirmezsen, ilk golü bulduktan sonra sağını solunu şaşırırsan 5 gol de atsan rakip oyundan düşmez. yıldıracaksın rakibi, beşiktaş formasının ağırlığı altında ezilecek rakip.
bunları mental olarak sağlayabilirlerse beşiktaş şampiyon olur, he yok bin bir türlü şanssızlıkla giden 2 puana serdar kurtuluş gibi oturup ağlayacaklarsa kendi bilecekleri iş. bu işin fiziksel yanı kalmadı bizim açımızdan. yapılan hataların hepsi mental odaklı.
bugüne kadar beşiktaş gibi bir camiada fırsat bulamamış şenol güneş için bulunmaz nimet. o bilgeliğini hocalığına yansıtıp bu çocukları ayakta tutmayı başarabilirse, kendi adımıza gs'nin uefa kupasını kazandığı zamanki gibi bir döneme gireriz. bunu başarabildiğini gören bu kadro bir de içinde o öz güveni hissederse seneye "yapılanacak yeni savunma kurgusuyla"[ybkz]swh[/ybkz] belki de yeni bir nağmalup şampiyonluk görürüz. he çocuk gibi zırlayacaklarsa o şampiyonluk kaçar, camia da başkanından malzemecisine kadar karışır, kulüp olarak oldukça geriye gideriz.
onun için birinin bu çocuklara beşiktaş'ta oynadıklarını ve beşiktaş'ın büyüklüğünü hatırlatması lazım.
şu günden sonra takıma fiziksel değil mental antrenman lazım. kadıköy ayısı nasıl 5 puan gerideyken "biz şampiyon olacağız" diyebiliyorsa bizim çocuklara da bu söze götleriyle gülecek psikolojik güç lazım. fenerin manüplatörü iddia bile hala 1.1 oran veriyor beşiktaş'ın şampiyonluğuna.
amk güntekin onay'ın söylediklerini bir dinledim sabahtan beri evin içinde oley oley şampiyon beşiktaş tezahüratı yapıyorum. çıkacaklar "bu yolda önümüze çıkanın anasını sikeriz" der gibi oynayacaklar. topu böyle yiyecekmiş gibi koşacaklar sahanın içinde. rakip "ne oluyor amk!?!!?" diyecek ve şaşkınlıktan olduğu yere çakılıp kalacak. sen rakibe onu yeneceğini hissettirmezsen, ilk golü bulduktan sonra sağını solunu şaşırırsan 5 gol de atsan rakip oyundan düşmez. yıldıracaksın rakibi, beşiktaş formasının ağırlığı altında ezilecek rakip.
bunları mental olarak sağlayabilirlerse beşiktaş şampiyon olur, he yok bin bir türlü şanssızlıkla giden 2 puana serdar kurtuluş gibi oturup ağlayacaklarsa kendi bilecekleri iş. bu işin fiziksel yanı kalmadı bizim açımızdan. yapılan hataların hepsi mental odaklı.
bugüne kadar beşiktaş gibi bir camiada fırsat bulamamış şenol güneş için bulunmaz nimet. o bilgeliğini hocalığına yansıtıp bu çocukları ayakta tutmayı başarabilirse, kendi adımıza gs'nin uefa kupasını kazandığı zamanki gibi bir döneme gireriz. bunu başarabildiğini gören bu kadro bir de içinde o öz güveni hissederse seneye "yapılanacak yeni savunma kurgusuyla"[ybkz]swh[/ybkz] belki de yeni bir nağmalup şampiyonluk görürüz. he çocuk gibi zırlayacaklarsa o şampiyonluk kaçar, camia da başkanından malzemecisine kadar karışır, kulüp olarak oldukça geriye gideriz.
onun için birinin bu çocuklara beşiktaş'ta oynadıklarını ve beşiktaş'ın büyüklüğünü hatırlatması lazım.
2015-2016 futbol sezonunda şampiyonluk şansımızın son maça kalması durumunda bir çok taraftarımızın başına gelecek durum. hatta ben bir adım öteye gidip içinde bulunacağımız muhtemel durumun baskısını kaldırabilmek için yüksek oranda alkol ihtiva eden içeceklerden bol miktarda tüketmeyi düşünmekteyim.
galiba başka bir ispanyol fiyaskomuz. sırf ispanyol olduğu için direkt kanım ısınmıştı ancak guti'den sonra kendisinden de verim alamadığımızdan takımımıza gelen ispanyol oyunculara karşı bende bir ön yargı oluşmasına sebep olmuştur.
yöneticilerinin neredeyse tamamı beşiktaş kongre üyesi olduklarından her daim beşiktaş'ın başarısızlığını isteyen camia. beşiktaş başarısız olsun ki yönetim düşsün, yönetim düşsün ki kendileri beşiktaş gibi bir camianın başına geçip daha çok rant elde etsin, daha çok nemalansın.
beşiktaş'ın en büyük rakibi yine beşiktaş'tır. ne zaman ki kendisiyle baş etmeyi öğrenir, işte o zaman yeniden güneş gibi doğacaktır...
beşiktaş'ın en büyük rakibi yine beşiktaş'tır. ne zaman ki kendisiyle baş etmeyi öğrenir, işte o zaman yeniden güneş gibi doğacaktır...
transfer etmeyi bırakın, transferini gündemimize almamız bile büyük hata olacak kaleci.
"yeni türkiye'de" problem çözümlerinde kullanılan yeni bir formül.
hücum gücü barış manço iken savunma kurgusu ajdar olan takım.
inanılmaz derecede profesyonel ve işine saygılı bir oyuncu. başka bir oyuncu savunmanın yaptığı bunca hatadan sonra boşa kürek çektiğini düşünür ve kendini bırakırdı. bu sene beşiktaş şampiyon olursa kendisinde bulunan mental sağlamlık bu başarıya büyük katkı sağlamış olacak.
(bkz: dünya almanın taşağını yesin)
(bkz: dünya almanın taşağını yesin)
yaklaşık 2 buçuk metre yükseklikten maymun misali atlayan bir taraftar tarafından gerçekleştirilmiştir.
https://twitter.com/buzzspor/status/724325987824087040
düzenleme: yükseklik 2 buçuk metreden fazla gibi. 3 buçuk 4 metre kadar var. yaptığı hareketten bağımsız olarak o atlayış için kendisini tebrik ederim. herif bildiğin uçmuş ya la!
https://twitter.com/buzzspor/status/724325987824087040
düzenleme: yükseklik 2 buçuk metreden fazla gibi. 3 buçuk 4 metre kadar var. yaptığı hareketten bağımsız olarak o atlayış için kendisini tebrik ederim. herif bildiğin uçmuş ya la!
23 nisan 2016 akhisar belediyespor beşitkaş maçında puan kaybetmemizden dolayı mutlaka almamız gereken maç. şu savunmamız biraz daha iyi olsa emin konuşacağım ancak emin olamıyorum işte. bir de fener'in şampiyon olmasındansa beşiktaş'ı tercih edeceklerini düşündüğümden belki fazla da asılmazlar maça ama koca camiayı herhangi bir olumsuzlukla itham etmek de olmaz tabii. kağıt üstünde beşiktaş kazanır gibi ama geçmişte en kötü dönemlerimizde bile fenerbahçe'yi eli boş göndermişliğimiz var. öte yandan o statta henüz galibiyetimiz yok. kim bilir? belki bu ilk olur.
24 nisan 2016 trabzonspor fenerbahçe maçında çizgi hakemine dalmış taraftar. manyak lan bunlar gülmekten karnım ağırdı.
şaka bir yana bu amk milleti 150 yıl da geçse adam olmaz amk...
şaka bir yana bu amk milleti 150 yıl da geçse adam olmaz amk...
0-2 oldu. fener'in puan kaybedeceğini bekleyen arkadaşlar televizyonlarını kapayabilirler.
fenerbahçe 2015-2016 sezonun şampiyonu olacaktır. ister beğenin ister beğenmeyin. herkes bizim gibi aptal değil maalesef...
fenerbahçe 2015-2016 sezonun şampiyonu olacaktır. ister beğenin ister beğenmeyin. herkes bizim gibi aptal değil maalesef...
karşısında siyah beyaz forma olmadığından dolayı rıza çalımbay'ın takımının pek bir zayıf kaldığı mücadele. ayrıca bu gs bizden puan alır söyleyeyim.
neden bu kadar tepki gösterildiğini anlamadığım spor yorumcusu. çık, maçını kazan, sahasında koca sezonda 13 gol atabilmiş takımdan bir çırpıda 3 gol yeme, böylelerinin ağzına da sakız olma. şanssızlıkmış! amk kasımpaşa ve akhisara 10 puan bıraktı bu takım. sikeyim öyle şanssızlığı ben...
ağladığı için adam gibi adamdır, beşiktaş'ın çocuğudur. hemen kendisine 2.5-3 milyondan 4 senelik kontrat yapılmalıdır. hatta kulüpten hisse verilmelidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?