avcarlıçürük

saat 23.00'te, yani şimdi başlayacak olan, la liga 33. hafta karşılaşması. barcelona, az önce biten maçta granada'ya 1-0 yenildi. artık tatava yapmadan alıp geçmemiz lazım şu maçı. haydi.

dünya üzerindeki her futbol takımı gibi, bazen şansa da ihtiyacı olan takımdır. bazen her şeyi yaparsın ama inat eder, girmez top kaleye. işte öyle maçlarda hakemi de yenemezsin ve bu sezon böyle kaç maç yaşandı, kaç puan kaybettik, sayamıyorum bile artık. önü kesilmemiş olsaydı şu an şampiyonluk şansını da kaybetmemiş olacaktı. hiçbir zaman bu kadar üst üste, bu kadar sistematik bir rezillik yaşanmadı daha önce. her sezon birkaç kritik maçta doğrar, işi bitirirlerdi ama bu sezon o kadarı yeterli olmadı, çünkü sandıklarından daha başarılıydık. halen de öyleyiz. bunu ister kabul edin, ister etmeyin. gerçek bu.

http://muhabirinnotdefteri.wordpress.com/2014/04/12/yav-he-he/

galatasaray'ın, üçüncülüğe doğru uzadığı maç. orada da kalacak umarım bundan sonra.

şampiyonluk gitti ama ikincilik koltuğuna da oturmasın diye dönen onca pisliğe, onca rezilliğe rağmen, o koltuğa oturmayı başarmıştır.

(bkz: bizi öldüremezler bizi öldüremeyecekler)

https://twitter.com/AJTurk/status/455000512631672832/photo/1

tribünlerde görmek istediğimiz yaratıcılıkta bir pankart. çok hoşuma gitti ve ryan broekhoff'un alıp evine götürmek istediğini duyunca, ayrı bir başlığı olması gerektiğini düşündüm. beyinlerine ve ellerine sağlık gençlerin. [ybkz]swh[/ybkz]

http://www.kartalbasket.org/2014/04/12/akatlarda-uzun-sure-unutulmayacak-pankart/#more

not: sağ arkada tanıdık bir yüz görebilirsin, şaşırma. [ybkz]swh[/ybkz]

uzun zamandır gördüğüm en yaratıcı, en güzel pankartın açıldığı maç.

https://pbs.twimg.com/media/BlBa1efIIAASv_I.jpg:large
https://twitter.com/ryanbroekhoff/status/455009497371910144

ya broekhoff sen ne tatlı, ne şapşik bir şeysin ya. bildiğin evlat. [ybkz]swh[/ybkz]

akatlar'a servis hizmetinin verileceği karşılaşma.

http://www.bjk.com.tr/tr/haber/58731/besiktas_integral_arena_rsquo_ya_servis_hizmeti.html

futboldaki bütün çirkinliklere inat, yaşasın beşiktaş basketbol diyerek az sonra yola çıkacağım.

11 nisan 2014 torku konyaspor beşiktaş maçı ile öğrendiğimiz, asist yapma şekli.

(bkz: selami tekkazancı)

laf etmeden önce destur çekmeniz gereken duruş. beşiktaş'ı beşiktaş yapanın ne olduğunu anlamadıysan, sen çok yanlış takımı tutmuşsun kardeş.

doğru takımı seçen taraftardır; tarihi, bu düzenin tekerine çomak sokan adamlarla dolu olan takımı.

beşiktaş'ı bu hareket üzerinden eleştirenlerin, bu yumruğun tam olarak neleri kapsadığı konusunda bizleri aydınlatmasını istiyorum. çünkü öyle bir ortam ki, düzenin değişmesi için ülkede komple sistemin, bakış açısının değişmesi gerekiyor. diyelim ki fikret orman çıktı, çok sert açıklamalar yaptı (ki yapmadı değil daha önce), ne olacak? görüp görebileceğimiz şu olur: bir sonraki maçta, lehimize bir hakem hatası yapılır. slaven bilic de dürüstlüğü elden bırakmaz ve bunu kabul eder, herkes bu olayı konuşur ve bir sonraki hafta, bir kez daha doğranarak diyetini öderiz. baştan aşağı boka batmış bir sistemde masaya vuracağınız yumruk, ancak bu kadar ses getirir. yöneticinin tek başına bunlarla başa çıkabilmesi için, mafya falan olması gerekir; galatasaray veya fenerbahçe yöneticisi değilse şayet. tff başkanının, başbakanın talimatıyla o koltuğa oturduğu, aynı kişinin talimatıyla medya patronu olduğu bir ortamda, vuracağın yumruk döner dolaşır senin takımının suratında patlar. vuracaksan, taraftar olarak sen vuracaksın o yumruğu. ama tweet atarak, entry girerek değil. bu kirli çarkın dönmesini sağlayan unsurlardan biri olmayı bırakarak. yani: e-bilet alma, lig tv'ye para verme, iddaa oynama. ondan sonra çık, kimi eleştireceksen eleştir.

--alıntı--

"Hatalı Bilic. Ben her zaman diyorum 12 kişiye karşı oynuyormuş gibi çalıştır diye. Hep 11'e 11 oynayacakmış gibi hazırlıyor."

--alıntı--

[ybkz]swh[/ybkz]

"cevap niteliğinde gireceğin entry'ye sövdürtme" dedirten saçmalamalar bütünü. he anasını satayım bi' siz biliyorsunuz.