(bkz: ... ve tolga'nın yüzünde bir acı ifadesi) [ybkz]swh[/ybkz]
vakti zamanında antalyaspor'da da amigoluk yaptığını anımsadığım yeşilçam yıldızlarından.
sol bek sorunundan daha küçük bir sorundur.
jubilesini Beşiktaş'ta yapmak isteyecek futbolcu. artık çin, katar, bae sevdası bitti bence onun için. yaşı ilerliyor ve ilerde süper yedek konumunda başarılı olabilir. ama şampiyonluk maçındaki rabonası girse yüzyılın golü olabilirdi. ah ah.
looser olmadığını sonunda ispatlamış hoca. bilic gidip kendisi geldiğinde ayrılıktan dolayı üzgündüm ama neyse ki takımı şaha kaldırıp şampiyon yapması uzun sürmedi.
(bkz: 2015-2016 hasan doğan sezonu)'nun son maçında samuel eto'o nun 6 7 gol atmasıyla eline geçirebileceği ünvan. [ybkz]swh[/ybkz] [ybkz]swh[/ybkz]
kartal sözlük'ün beşiktaş'ın lig şampiyonluğunu görmemiş olması'ndan sonra çıtayı yükselttiği gerçeğidir. böyle de olmalıdır. umarım bu başlığın da vakti gelince üstü çizilecektir.
eğer şampiyonluğu kaybetseydik sosa'nın akhisar deplasmanındaki direkten dönen topu olurdu.
boğaziçi köprüsüne bayrak asılmasıyla başlanması gereken kutlamalardır. yavuz sultan selim köprüsü ne ya; 3. köprü. orada bile algı var arkadaş. asın şu bayrağı ortaköy'ün dibindeki köprüye.
rakamları ayırdığımızda fenerbahçe'nin 2015-2016 sezon sonunda aldığı şeye karşılık gelecektir.
seneye sponsorumuz aynı kaldığı ve iyi bir kadro kurulduğu taktirde göğsümüzü gere gere rakiplere doğru haykırabileceğimiz slogan. [ybkz]swh[/ybkz]
borcu 500 milyondan 1.8 milyara çıkarmayacak başkandır.
alıntı--
DENİZLER BU GECE İDAM EDİLECEK!...
5 Mayıs 1972 Cuma
Sabah şimdiye kadar hiç görmediğiniz bir yüzbaşı geliyor koğuşa ve hepinizin görebileceği bir yerde duruyor. Ona baktığınıza ve onu dinlediğinize emin olduğu an konuşmaya başlıyor:
“Buraya kadar beyler! Hakkınızdaki karar bu sabah Resmi Gazete’de yayınlandı. Öbür dünyada görüşürüz!” diyor. Size özel ulak olarak ölüm tebliğ etmeye gelmiş yüzbaşı sanki. Dede’nin Yusuf’tan ödünç aldığı sözler bir tokat gibi patlıyor yüzünde adamın:
“Sen ve efendilerin bilmelisiniz ki biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi uğruna şerefimizle bir defa öleceğiz. Bizi asanlar ise her gün öleceklerdir!
Sizin yüreklerinize korku salmak için görevlendirilen yüzbaşı kendisi korku içinde arkasına dahi bakmadan hızla terk ediyor koğuşu.
Dede sizlere dönüp sözlerine devam ediyor. “Adamın verdiği haberin doğru olma ihtimali çok yüksek. Karar bugün Resmi Gazete’de gerçekten de yayınlanmış olabilir. Son anımızı, son yürüyüşümüzü planlamalıyız. Orda infaz anında birbirimizi göremeyeceğiz. Birbirimizin yanında olamayacağız. O nedenle orada o anda neler yapacağımızı, neler söyleyeceğimizi, nasıl davranacağımızı burada birlikte bir konuşalım” diyor.
Yeni bir eyleme gider gibi, yeni bir THKO eylemi planlar gibi düşüneceksiniz son anınızı.
Yusuf “benim mektubum hazır, asıl siz düşünün” diye espri ya-parak havayı yumuşatıyor.
Sen “burada yapmıyorlar bu işi, mutlaka Ulucanlar Kapalı Cezaevine götüreceklerdir. Bir yıl önceki ilk misafirhanemize. İmam falan çağrıyorlarmış. Nazikçe göndeririz adamı. Verirlerse bir çay isteriz, bir de sigara. Yazarız son mektubumuzu. Bu mücadelenin bizimle başlamadığı gibi bizimle de bitmeyeceğini, asla pişmanlık duymadığımızı söyleriz. Parkamızla, postallarımızla çıkarız sehpa-ya. Kendi ilmiğimizi kendimiz geçiririz boynumuza. Son sözümüzü söyleriz. Ve cellata bırakmadan kendimiz tekmeleriz ayağımızın altındaki sehpayı!” diyorsun.
Yusuf “son sözümüz ne olacak” diye soruyor ortaya.
Hüseyin “en fazla birkaç cümle söyleme şansımız olacaktır. On-lar da bizi en iyi ifade eden sloganlarımız olmalıdır. Senin mektup-ta yazdığın gibi. Şöyle sözler söylemek geçiyor içimden. Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımızın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştık. Bu bayrağı bu ana kadar şerefimizle taşıdık. Bundan sonra da bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyoruz. Yaşasın işçiler köylüler! Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun faşizm. gibi” diyor.
Yusuf söze giriyor “her eylemimiz nasıl yüreklerine korku saldı ise son anımız da öyle olmalı. Sözgelimi kellelerimizi almak için büyük gayret gösteren General Elverdi de orda olacaktır. Onun şahsında düzenin tüm hizmetkarlarına da bir çift söz söylemeliyiz. Onlara sermayenin ve Amerikan emperyalizminin hizmetkarları olduklarını hatırlatmalı, bizim ise gözümüzü kırpmadan kendimizi halkımıza adadığımızı göstermeliyiz” diyor.
Derin bir sessizlik oluyor. Yarını düşünüyorsunuz.
Yarın 6 Mayıs.
Yarın Hıdırellez!
Yarın bayram.
(Deniz Gezmiş'in Günlüğü / belgesel anlatı kitabından)
alıntı--
DENİZLER BU GECE İDAM EDİLECEK!...
5 Mayıs 1972 Cuma
Sabah şimdiye kadar hiç görmediğiniz bir yüzbaşı geliyor koğuşa ve hepinizin görebileceği bir yerde duruyor. Ona baktığınıza ve onu dinlediğinize emin olduğu an konuşmaya başlıyor:
“Buraya kadar beyler! Hakkınızdaki karar bu sabah Resmi Gazete’de yayınlandı. Öbür dünyada görüşürüz!” diyor. Size özel ulak olarak ölüm tebliğ etmeye gelmiş yüzbaşı sanki. Dede’nin Yusuf’tan ödünç aldığı sözler bir tokat gibi patlıyor yüzünde adamın:
“Sen ve efendilerin bilmelisiniz ki biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi uğruna şerefimizle bir defa öleceğiz. Bizi asanlar ise her gün öleceklerdir!
Sizin yüreklerinize korku salmak için görevlendirilen yüzbaşı kendisi korku içinde arkasına dahi bakmadan hızla terk ediyor koğuşu.
Dede sizlere dönüp sözlerine devam ediyor. “Adamın verdiği haberin doğru olma ihtimali çok yüksek. Karar bugün Resmi Gazete’de gerçekten de yayınlanmış olabilir. Son anımızı, son yürüyüşümüzü planlamalıyız. Orda infaz anında birbirimizi göremeyeceğiz. Birbirimizin yanında olamayacağız. O nedenle orada o anda neler yapacağımızı, neler söyleyeceğimizi, nasıl davranacağımızı burada birlikte bir konuşalım” diyor.
Yeni bir eyleme gider gibi, yeni bir THKO eylemi planlar gibi düşüneceksiniz son anınızı.
Yusuf “benim mektubum hazır, asıl siz düşünün” diye espri ya-parak havayı yumuşatıyor.
Sen “burada yapmıyorlar bu işi, mutlaka Ulucanlar Kapalı Cezaevine götüreceklerdir. Bir yıl önceki ilk misafirhanemize. İmam falan çağrıyorlarmış. Nazikçe göndeririz adamı. Verirlerse bir çay isteriz, bir de sigara. Yazarız son mektubumuzu. Bu mücadelenin bizimle başlamadığı gibi bizimle de bitmeyeceğini, asla pişmanlık duymadığımızı söyleriz. Parkamızla, postallarımızla çıkarız sehpa-ya. Kendi ilmiğimizi kendimiz geçiririz boynumuza. Son sözümüzü söyleriz. Ve cellata bırakmadan kendimiz tekmeleriz ayağımızın altındaki sehpayı!” diyorsun.
Yusuf “son sözümüz ne olacak” diye soruyor ortaya.
Hüseyin “en fazla birkaç cümle söyleme şansımız olacaktır. On-lar da bizi en iyi ifade eden sloganlarımız olmalıdır. Senin mektup-ta yazdığın gibi. Şöyle sözler söylemek geçiyor içimden. Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımızın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştık. Bu bayrağı bu ana kadar şerefimizle taşıdık. Bundan sonra da bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyoruz. Yaşasın işçiler köylüler! Yaşasın Devrimciler! Kahrolsun faşizm. gibi” diyor.
Yusuf söze giriyor “her eylemimiz nasıl yüreklerine korku saldı ise son anımız da öyle olmalı. Sözgelimi kellelerimizi almak için büyük gayret gösteren General Elverdi de orda olacaktır. Onun şahsında düzenin tüm hizmetkarlarına da bir çift söz söylemeliyiz. Onlara sermayenin ve Amerikan emperyalizminin hizmetkarları olduklarını hatırlatmalı, bizim ise gözümüzü kırpmadan kendimizi halkımıza adadığımızı göstermeliyiz” diyor.
Derin bir sessizlik oluyor. Yarını düşünüyorsunuz.
Yarın 6 Mayıs.
Yarın Hıdırellez!
Yarın bayram.
(Deniz Gezmiş'in Günlüğü / belgesel anlatı kitabından)
alıntı--
stratejik derinliğe darbe vurmasıyla mevzuya farklı anlamlar katan rte'nin yaşadığı serinliktir. efil efil missss.
ukte: artin
ukte: artin
alıntı--
(vurgula: isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık, kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.ama yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.)
alıntı--
(vurgula: isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. yazlık, kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu.ama yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.)
alıntı--
kendi atadığı başbakana darbe yapan tarafsız cumhurbaşkanı. bu günleri de bize gösterdi ya Allah ondan razı olsun (!)
Yoksa bu mu basbakan olacak dedirtendir.
Davutoglu'nun, parti ici ekiplesmesinden dolayi rte tarafından resmiyet katilarak sutlanacak kongredir.
Akabinde suriyeye geri donmuslerdir. Daha güvenlikli ne de olsa.
Ne yazik ki jeofizik mühendisidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?