yigitovic

istanbul'daki müthiş ulaşım aplikasyonu. semtten ulaşımda çok rahat ve iş görüyor. standart taksi ücretlerinden de çok daha ucuz. örneğin beşiktaş bahçelievler arası 33 TL yazıyor, aynı fiyat normal taksi ile 42-43 TL.

bendeki mevcut yjrt5ue kodunu üye olduktan sonra promosyonlar kısmına girerseniz 20 TL yüklenecek hesabınıza. bu da benden kıyak olsun renkdaşlara.

gereksiz degildir. kullanimi yogun oldugu taktirde besiktas'a ekstra 200 bin euro katkı getirecektir. tıklayalım

[ybkz]swh[/ybkz]

play-off şansı çok az olsa da en azından doğru kimyayı yakalamış görünüyor. dileğimiz kadronun korunup, yapılacak takviyelerle gelecek yıl tıpkı 2004'teki şampiyonluğu tekrar edebilecek bir yapıya kavuşması.

84-71 kazandığımız maç. tebrikler kızlar, bravo hepinize.

arminte price ve tiffany hayes 5 faulle oyun dışı kaldı. 4:29 kala 72-65 öndeyiz.

bitime 6:12 kala 68-61 öndeyiz. haydi kızlar!

müthiş bir 3.çeyrek oynadık. son çeyreğe 57-54 önde giriyoruz. tek sıkıntımız yıldız oyuncularımızın tamamının 4 faullü olması.

takera kones ve zoi dimitrakou'yu durduramıyoruz. ikinci çeyrekte tam 10 faul yaptık. milka bjelica 4ledi, arminte price ve tiffany hayes 3 faulde.
devre skoru: 33-41 kaski

fauller takımın ritmini bozdu, price ikinci çeyreği kenarda geçirdi. 28-33 gerideyiz, devreye 3:44 var.

tiffany hayes ve arminte price devre olmadan 3er faule ulaştılar.

yayını olmasa dahttp://live.tbf.org.tr/tbf/netcasting/ adresinden takip edilebilir. çok kötü başladık ve 13-5 geriye düştük ilk çeyreğin başında ama sonradan toparlayarak 20-19 önde bitirdik ilk çeyreği.

final maçlarının ilkiydi. bundan sonra her maç final, şampiyon olur ya da olmaz bilmiyoruz ama şampiyonlar ligine kesinlikle gitme şansını elde etmemiz lazım. ekonomik olarak toparlanmak için şampiyonlar ligi şart.

uğur boral'dan her türlü iyi olan sol bek oyuncusu. onun dışında kendisi beşiktaş standartlarında bir bek izlenimi vermedi görev aldığı dakikalar boyunca. savunmada zaman zaman başarılı hamleleri olsa da toplu oyunda neredeyse yok çünkü sıfır bindirme yapıyor ve dan dun topu uzaklaştırmakla uğraştığı için geriden oyun kurgusuna katkısı yok.

son twitter mesajındaki resim sonrası böbreği mi kaptırmış diye merak ettiğim topçu. portekizce bilmiyorum da.

internet sitesi rezalet olan yayıncı. ya arkadaş hem ligin marka değeri denince götünden tonlarca değer uyduruyorsun, hem de marka değeri yaratacak kalitenin binde birine yaklaşamıyorsun, bu ne perhizdir. tasarım desen ilkokul öğrencisinin bilgisayar dersinde yaptığından hallice, yanıp sönen saçma sapan başlıklar, sırf spekülasyon olsun diye büyük puntolarla yazılan başlıklar. içerik desen zaten nanay, açalım bir özet izleyelim diyorsun, izlediğin lütfen oraya konulmuş 2 dakikalık yalan bir video. ne maç öncesi var, ne maç sonrası var, ne de izleyeni maçın içine çekebilecek detayda özet var. gol videolarını arka arkaya eklemişler, al sana video.
yemişim senin marka değerini, aç bir izle qpr-stoke city maç özeti internette nasıl yayınlanmış.

edit: gerçi kime diyorum ki ben, bunlar değil mi senelerdir federasyola bir olup fikstüre ince ayar çeken, ya da şampiyonluk yarışı lig sonuna kadar gitsin diye türlü rezilliklere imza atan.

2011-12 sezonunda dar rotasyon, sıkıntılar, imkansızlıklar, nba'deki lokavt dendikçe daha da büyüyen, baş kaldıran, maçın her anında geri gelebileceğine inanan ve rakibini inandıran bir takımken 2012-13 sezonunda dar rotasyon, feda, hedef zaten top 16'ydı, bu bütçeyle bu kadar dendikçe dağılan, kendine güvenini kaybedip 5+ sayı geriye düştüğünde maçı bırakan, son periyota farklı galip girmedikçe kazanmaya inanmayan bir takıma dönüşen.
bunun tek açıklaması koç değişimi ya da yeni oyuncuların basketbol kalitesi değil. gerek yönetim tarafından, gerek kamuoyu tarafından yaratılan bütçen kadar oynarsın algısına yenilmeyecek psikolojide oyuncularımızın olmaması ve takımı kendine getirecek büyük maç kazanamamız (efes, fb ulker, barcelona, cska, oly) olsa gerek.
geçen sene oyuncular üzerinde taraftar baskısı yoktu, büyük küçük maç ayrımı yapmadıkları gibi normal sezondaki fb ulker ve efes galibiyetleri gibi maçlar takımı play-off'a aşırı özgüvenli soktu. en basit örnek eurocup'tan elendik sene başında ve kısa sürede toparlandık. düşünsenize şimdi top 16 beğenilmiyor.

örnek: euroleague normal sezon maçlarını, khimki maçının ilk çeyreğini, bugünkü barcelona maçının 3 çeyreğini gözünüzün önüne getirin. arkasına biraz rüzgar alabilse takımın potansiyeli alınan ağır mağlubiyetlerden çok ötede.

4.periyot başında 5 sayı geriye düşüp panikleyince 2-3 zone savunmaya geçtiğimiz ve bunun üzerine kaybettiğimiz maç. savunma işin ayrı boyutu ama bizi asıl baltalayan 2-3 zone için oyuna alınan cevher ve christopher'ın hücumda üretkenlikten uzak olması oldu.

ilkan karaman ve furkan aldemir gibi kendi takiminda dahi sure alamayan oyuncular varken ligde ribaund krali olan, mac basina istatistikleri double-double uzerinde olan nedim yucel'in cagirilmadigi organizasyon.

insanlar kendisi hakkinda konussun da, iyi mi konussun kotu mu konussun onemli degil kafasindaki at kuyruk.

bug'mı, gözden mi kaçmış bilemedim ama ertem şener başlığında aynı giri iki kez girilmiş.