varoluşçu felsefeye örnek veren dostoyevski yapıtıdır.
spoiler--
aslında benim ne istediğimi biliyor musun? hepinizin canı cehenneme! rahatlık, sakinlik istiyorum! kendi huzurum için bütün dünyayı beş paraya satarım ben. beni kıyametin kopmasıyla çaysız kalmam arasında bir seçime zorlasalar, dünyanın batmasını umursamaz, çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım.
spoiler--
''japon balıklarımız vardı, masanın üzerindeki akvaryumda yüzerlerdi, penceremizi örten kalın perdelerin hemen yanında... ve annem, her zaman gülümseyerek, hepimizin mutlu olmasını isterdi. bana, “ mutlu ol henry,” derdi... ve haklıydı: eğer becerebiliyorsan mutlu olmak daha iyiydi. ama babam onu ve beni haftada birkaç defa dövüyordu, 1.90’lık bedenin içinde öfkeden kuduruyordu. çünkü onu içten içe yiyip bitiren şeyi anlayamıyordu. annem, zavallı balık, mutlu olmak istiyordu, haftada iki, üç kez dövülüyor ve bana mutlu olmamı söylüyordu: “henry, gülümse! neden hiç gülümsemiyorsun?” ve sonra bana gülümserdi, nasıl yapıldığını göstermek için, gördüğüm en mutsuz gülümsemeydi...
bir gün japon balıklarımız öldü, beşi birden, suyun üstüne çıktılar, yan dönmüşlerdi, gözleri açık,ve babam eve döndüğünde onları kediye attı mutfakta ve biz öylece izledik annem gülümserken. ''
(bkz: acı çekerken mutlu olabilmek)
bir gün japon balıklarımız öldü, beşi birden, suyun üstüne çıktılar, yan dönmüşlerdi, gözleri açık,ve babam eve döndüğünde onları kediye attı mutfakta ve biz öylece izledik annem gülümserken. ''
(bkz: acı çekerken mutlu olabilmek)
karl marx'ın 1865 yılında kaleme aldığı metindir.
''yürekten sevdiğim;
sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum.kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. yanyana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. yanyanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler.
aşkım da öyle...
zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor.
araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve öznel izlenimlerimizde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. ama aşk -feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil- sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor...
dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim.
hoşçakal canım. seni ve çocukları binlerce kere öperim...
senin, karl manchester, 21 haziran, 1865''
''yürekten sevdiğim;
sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum.kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. yanyana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. yanyanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler.
aşkım da öyle...
zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor.
araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve öznel izlenimlerimizde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. ama aşk -feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil- sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor...
dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim.
hoşçakal canım. seni ve çocukları binlerce kere öperim...
senin, karl manchester, 21 haziran, 1865''
günün ilk boş entry'si
https://www.youtube.com/watch?v=bGCfbsfwbgQ [ybkz]swh[/ybkz]
Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır demişti Yaşar Kemal, tam da öyle bir zamanda ayrıldı aramızdan. Allah rahmet eylesin.
(bkz: congratulation)
Hakan Günday'ın en iyi kitabı. Biraz fazla depresif ama kitaptakı karanlık ve umutsuzluk güzel.
Yazık oldu. Dünya üzerinde bir takım insan icadı olan içi boş şeylerin, yine insan ölümüne sebep olması üzücü. Allah ailesine sabır versin.
aynı anda hem düşman hem de dost olan yegane şey.
juriliğini arda türkmen ve emel başdoğan ın yaptığı sunuculuğunu ise burcu esmersoy un üstlendiği yemek ( daha çok pasta ve kek) yarışması. yarışmacıların ve jurinin seviyeli olduğundan izlemesi pek bi keyifli.
yeniden aranıza katılan yazar. daha çok yazacak artık
spoiler--
Arkadaşlar merhaba. Yeni bir hesap acacaktim ki sağolsun tombaysson "ben sana benim eski hesabim olan fufu yu veririm gel " dedi. Bundan böyle aranızda olacağım efenim
spoiler--
. [ybkz]swh[/ybkz]
spoiler--
Arkadaşlar merhaba. Yeni bir hesap acacaktim ki sağolsun tombaysson "ben sana benim eski hesabim olan fufu yu veririm gel " dedi. Bundan böyle aranızda olacağım efenim
spoiler--
. [ybkz]swh[/ybkz]
okuduğum da hassiktir ne oldu lan makineyi çökerttim galiba dedim. 10 günde 700 enrty girince saçmalıyor insan. 24.00 sitenin kendisini yenilemesi ile sol frame'in aldığı durum
ortası marşmelov üstü büskevit dışı enfes kakao kreması ile satılan atıştırmalıktır. bunların bir de büyük paketleri var. alıyorsun evde duruyor acıktıkça gidip atıştırıyorsun hem tadı güzel hem tok tutuyor
sabah annenin bir elinde makas bir elinde saç tutamı ile dururken caps alın heh işte altına da. sakızla uyuyan kişinin vahim sonu şeklinde uyarlayın.. öyle yamuk kafa okula gidersin döndün mü de tıraş olursun. düşünüyorum da bir insan evladı ne diye sakızla uyur ki. kız kısmı bir şey değil de erkekte kesildi mi fare kemirmiş gibi takılıyorsun.
water closet diye birisi uydurdu kim uydurdu bilmiyoruz 1600'lerdeki shakespeare ingilizcesini bile anlamıyoruz bu nasıl olacak. kloseti bulan adam da john harrington e bu adam 1500'lerde yaşamış. wc 2000 yıllık yazıtlarda geçiyor eee nasıl oluyor bu birisi anlatsın bana.
wespasionis adında m.ö. 5 yy yaşamış roma imparatorundan gelir bu ad o bölgedeki ilk umumî tuvaleti bulur ve yönetim şekli de kötü olduğunda akıllarda böyle kalır. ve tuvaletlere onun adı veridir vs değil de neden wc onu da hıristiyanlığın roma yunan kültürüyle kaynaşması başlığından öğrenebilirsiniz
(bkz: joseph bramah )
edit:. gbkz verdim.
wespasionis adında m.ö. 5 yy yaşamış roma imparatorundan gelir bu ad o bölgedeki ilk umumî tuvaleti bulur ve yönetim şekli de kötü olduğunda akıllarda böyle kalır. ve tuvaletlere onun adı veridir vs değil de neden wc onu da hıristiyanlığın roma yunan kültürüyle kaynaşması başlığından öğrenebilirsiniz
(bkz: joseph bramah )
edit:. gbkz verdim.
Valla fenerbahce besiktas macinda 2 gun onceki nasil ki galatasarayin maymunluguna sinir olup fenerbahceye sampiyon olsun yenilelim ulan dediysem bu adama da ayni sempatiyi duymusumdur. ingilizlerle anlasma imzalamamiza ragmen yunanlilarla savas cikartip icerlere girmedik mi ateskese karsi gelmedi mi heh bu tasaklari 18 kilo ceken deli bok da aynisini polonyadaki fransizlara ve ingilizlere yapti. Haaa hamileleri yakti karninda bebe oldurdu tamam ona laf yok. Bu arada natgeo ve history channel cok guzel belgeselini yapmisti youtube dan bulabilirsiniz
kaçamak yaparken yakalanmamak ya da birilerinden sakladığın için yapılan zamanı geçmiş ucuz yönemtir.
söyleyeyim yeni nesilin işi sakat çünkü isimler böyle çok naif;andaç ogeycan boğaç doruk ekin eylem falan şimdi sen araya hamzayı sıkıştırdın mı o ordan ben burdayım diye sırıtıyor. ayrıca kızlara bi'dipnit; isim ne kadar sertse hatun o kadar taştır ve bilin ki hani isim şöyle olursa: kahraman gibi bir şey .. bilin ki o bir, belarus'ludur
söyleyeyim yeni nesilin işi sakat çünkü isimler böyle çok naif;andaç ogeycan boğaç doruk ekin eylem falan şimdi sen araya hamzayı sıkıştırdın mı o ordan ben burdayım diye sırıtıyor. ayrıca kızlara bi'dipnit; isim ne kadar sertse hatun o kadar taştır ve bilin ki hani isim şöyle olursa: kahraman gibi bir şey .. bilin ki o bir, belarus'ludur
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?