uğur meleke

2 /
gidiyorum bu
iki ay boyunca hafta içi her gün gündüz kuşağında yorumcu olarak katıldığı "manşetlerde spor" programından, dolayısıyla trt spor'dan ayrıldığını açıklamıştır.
dingoc
spoiler--

"geliyorlar futbolü öldürüyorlar, gidiyorlar. şöhret kazanıyorlar. ticari işlerinde daha fazla ihale alıyorlar. başbakanla, bakanlarla daha iyi diyalog kuruyorlar. kusura bakmayın da kim tanır aziz yıldırım, kim tanır ünal aysal'ı, kim tanır fikret ormanı, başkan olmadan önce. ya lütfen ya samimi olalım, kim tanır ya...kulüp başkanı olduktan sonra inanılmaz bir şöhret, inanılmaz bir prestij...ondan sonra gel futbolun içine et, ülke futbolunun içine et ondan sonra ceketini al git. daha öncekiler de böyle yaptı, bunlar da böyle yapıyor. ülke futbolunun ruhuna el fatiha

spoiler--

ilgili yazıdan sonra, trt kariyerine son verilen yorumcu

gidiyorum bu
--alıntı--

tarih 7 şubat 2010. varşova’daki euro 2012 kuralarına türkiye ikinci torbadan, belçika ise dördüncü torbadan giriyor.

türkiye o gün uefa’nın en iyi 15’inci milli takımı. fıfa sıralamasında 66’ncı durumda olan belçika ise gabon’un, arabistan’ın, bahreyn’in gerisinde.

uefa kulüpler sıralamasında da bizim 11’inci bitirdiğimiz 2010’u onlar 14’üncü kapatabiliyorlar.

euro 2012 eleme maçlarında rakibimize sadece bir puan kaptırıyoruz, 3-2 ve 1-1’lik sonuçlarla.

5 yıl sonra...

belçika, fıfa sıralamasının 4’üncüsü. brezilya ve ispanya’nın üstünde. türkiye ise kongo’ya, yeşil burun adaları’na geçilerek 57’nciliğe düştü.

uefa kulüpler sıralamasında da belçika son 5 senede her yıl bir basamak yükselerek 10’unculuğa tırmandı. gelecek yıl 9’unculuğa çıkacaklar. bizse bu sezonu 12’nci bitirdik. avrupa kupalarında anderlecht galatasaray’ı, brugge beşiktaş’ı sürklase etti. üstelik çok daha ekonomik kadrolarla.

peki bu 5 yılda ne değişti? belçika neyi doğru yaparak yükseldi, biz neyi yanlış yaptığımız için geriledik?

altın nesil

önce şunu not ederek başlamak gerek: belçika altın bir nesil yakaladı. yarısı nitelikli altyapı yatırımı, yarısı da şans. evet, courtois’nın, de bruyne’ün, lukaku’nun, kompany’nin aynı nesle denk gelmesini herhangi bir bilimsel gerekçeyle açıklamak akıllıca olmaz. ancak şunu da not etmek gerek: belçika, üst üste 4 büyük turnuvayı (2004-2006-2008 ve 2010’u) pas geçince kaybeden nesline neşter vurdu. eylül 2010’da saracoğlu’nda türkiye’ye konuk olan belçika milli takımı tecrübeli aslarına teşekkür etmiş, 17 yaşındaki santrfor lukaku ve 23 yaş altı 7 futbolcuyla (alderweireld, verthongen, fellaini, dembele, hazard, witsel, mirallas’la) oynamıştı. evet, şimdi bu oyuncuların her biri birer süper yıldız. ama o gün değillerdi!

son 6 büyük turnuvanın yalnızca birine gittik. bununla 7’de 1 olacak gibi. önümüzdeki dünya kupası’nın kadrosunu kuracağız diyoruz ama hafta sonu milli takımımızda 2018’de 38 olacak emre, 36 olacak hamit var yine... bunlar oynayacağı için hakan çalhanoğlu yine 10 dakika alacak muhtemelen! anlaşılan, eylül 2010’da türkiye belçika’yı sahada 3-2 yenmiş. saha dışındaysa kazanan 10-0’la belçika olmuş.

kulüpler düzeyinde ne oldu?

bugün, bizim esas odaklanmamız gerekense belçika ligi... tamam, milli takımları fantastik bir nesil yakaladı; ama bütün büyük yıldızları ingiltere’ye-almanya’ya giderken bu arada belçika ligi nasıl 14’üncülükten 9’unculuğa tırmandı? anderlecht’le brugge kısıtlı bütçelerle nasıl gelişti?

belçika flaman parlementosu’nda çalışan gazeteci dostum dirk vermeiren’e göre belçika ligi, bugünlerin geleceğini 90’lı yıların sonunda hissetti. 95’te bosman yasası’nın devreye girmesiyle yıldızlarının büyük liglerin yolunu tutacağını fark eden kulüpler, altyapıya daha fazla önem verdiler.

eğitim programlamaya mecbur oldular. bu yıl anderlecht 23 yaş altı 9 futbolcuyla galatasaray’ı, brugge da 7 gençle beşiktaş’ı alt etti. şu anda belçika ligi’nin yaş ortalaması 24,2. hollanda’nın 23,1. türkiye’ninse maalesef 26,1...

24 yaş ortalamalı belçika ligi, son 5 yılda daha az bütçeyle, avrupa kupalarında yaşlı türkleri ikiye katladı. 462 milyon euroluk ligleriyle avrupa’da son 5 yılda 37 bin puan topladılar. yani bir puana ortalama 12,500 euro harcadılar. aynı dönemde 960 milyonluk türkiye ligi, puan başına 30 bin euro harcarken.

yabancı sınırı

belçika ligi’nde yabancı sınırı yok. öyleyse bu kulüpleri genç belçikalıları oynatmaya kim zorladı? belçika’nın yayıncı kuruluşu telenet’in yorumcusu frank van laeken açıklıyor: “evet, ligde yabancı sınırı yok. ama ilk 18’de 6 altyapı oyuncusu kuralı var. 21 yaşına kadar en az 3 yıl belçika’da eğitim görmüş altyapı oyuncusu da genelde vatandaş oluyor zaten.”

son bir yılda 3-4 kez dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım: “şu çağdışı yabancı sınırını kaldıralım. ama ilk 18’e 6, ilk 11’e 1-2 altyapı oyuncusu mecburiyeti getirelim” diye. maalesef süper lig’in yeni statüsünde esame listesi için herhangi bir altyapı oyuncusu zorunluluğu yok. unutuldu mu, gerek görülmedi mi ben anlayamadım doğrusu.

antrenör kalitesi

bu yıl belçika futbolunu daha yakından izledikten sonra benim bir başka etkilendiğim konuysa antrenör kaliteleri oldu. gerek anderlecht koçu hasi, gerek brugge koçu preud’homme, 10 üstünden 10 aldılar 4 maçta da. peki bizim antrenör kalitesi yükseltme adına planımız ne? süper lig’de 18 hocanın 14’ü yerli. televizyonlarda yaptıkları ayrımcılık kakafonisi sayesinde uzun süredir lige yabancı koç sokmuyorlar. üstelik kendileri de gelişmemek için direniyorlar. maç öncesi “mücadele edeceklerini” maç sonu da “yenemiyorlarsa yenilmeyeceklerini” söylüyorlar sadece! büyük kısmının dünyayla bağları kopuk, yabancı dil bilgileri sıfır düzeyinde.

peki türk futbolunun antrenör gelişimi adına gelecek planı nedir acaba? pro-lisans almak için bir fıfa resmi dili şartı getirilebilir mi? eğitim kapsamı ve sıklığı artırılabilir mi? eğitmen olarak uluslararası markalardan faydalanılabilir mi? ne düşünüyoruz bu antrenörleri geliştirmek için? çünkü antrenörlerimiz gelişmezse, sporcularımızın da gelişmesi zor olacak gibi.

“milleti kurtaranlar yalnız ve ancak eğitmenlerdir. eğiticiden yoksun bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir” (m.kemal atatürk). yakın gelecekte, sporda da millet namını alma istidadını keşfetme umuduyla. mutlu haftalar.


--alıntı--

mrkela
spor medyasının en beğendiğim yazarlarından. ilginize;

http://haber1903.com/n-8796-gunes-universitesi-santrafor-kampusu.html
şutmesafesişutpozisyonu
sanırım beyni fazlaca engin verel ve ümit karan ile karşı karşıya kalmaktan sulanmış adam. dün akşam radyoda şans eseri mehmet ayan denen cahil ile yaptığı programa rastladım. tüm program herhalde çok sevdikleri fenerciklerini konuştular ki, ayan bey 3 dakikamız kaldı deyince yapma deyip konuyu beşiktaş'a getirdi, melekelerini serhat ulueren karşısında tüketmiş uğur bey... ne dedi biliyor musnuz ??? ''beşiktaş S.O.S. veriyor, ligi kopartacağı maçları kazanamıyor'' bitmedi ve ekliyor ''gençlerbirliği maçında kopartabilirdi'' doğru ligin 5. haftasında kopartabilirdi, senin boynun kopsun emi. vay efendim beşiktaş önemli maçları kazanamıyormuş... doğru 11 maçta 8 galibiyet önemli değil, normalde 11'de 11 yapıp 60 gol atıp, 0 gol yemeliydi beşiktaş ,ancak o zaman sizin aptal ağzınızı kaptırdı. bitti mi ??? hayır
3 dakikaya neler sığdırdı melekesiz uğur, ''şenol güneş 1996 yılından beri böyle önemli maçları kazanamıyor'' diyerek 20 yıl önceden bahis etti, ona laf geçirdi kasımpaşa maçını kazansa kopartacaktı ama yapamadı diyor (o maçta 3 kez şut 3 gol oldu oyun olarak ezici taraf beşiktaş iken) . ayıptır, yazıktır.
evet biri s.o.s veriyor, fazlaca telegol bünyeyi fena yapmış. bu beşiktaş size s.o.s verdirir utanmazlar

not: gözümde bitmiştir. bursa maçında sanki bir hava var ki bursa ezdi geçti. bir duran topta direk, ilk yarı bir pozisyon birde necip'in kaydığı pozisyon var. bizim 12 . dakikada gomez, 43. sosa, duran topta rodolfo ve golümüz var. perşembe lokomotif gibi bir takımla oynamışız, cehennem gibi bir atmosferde 89. dakika 8 kişi hücumda evet s.o.s veriyoruz.bir siktirin gidin artık.
prince of turk
beşiktaş modeli ile ilgili yazısıhttp://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ugur-meleke_605/besiktas-rehabilitasyon-merkezine-donmemeli_40207360. tam olarak düşündüklerimi lanse etmiş bence de sadece kiralama yolu ile önce parlat sonra elinden kaybet handikabını yaşamamız çok mümkün o yüzden ben her kiralamada bir opsiyon olmasını istiyorum. #444038 anderson talisca başlığında da belirtmiştim bunu iyi kötü bir opsiyonu olmalı beşiktaş nasıl 25 versin gibi bir durum söz konusu olmasın eğer adam 50 görecek potansiyeli varsa 25'i acımadan gömeceksin üreticisi sen olup karını aracıya kaptırmayacaksın.
blackeagle1903
--alıntı--

Beşiktaş'ın Bursaspor'a karşı kazandığı 2 penaltı da doğru karar.

--alıntı--

https://twitter.com/KartalSozluk/status/808956074082574336
skorerkanat
Uğur Meleke, "Çok da zenginmiş normal hayatta. Aktif futbolcular arasında en zengini bile olabilir ama adam tam aksine futboldan kazanacağı her kuruşa ihtiyacı varmış gibi her topa aç, her topu istiyor. Aldığı her topu değerlendirmeye çalışıyor ve asisti de hakederek yaptı." sözlerini söyledi. Bein Sports (bkz: wout weghorst)
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol