tolga zengin

bu kadar üstüne gidilmemesi gereken hali hazırdaki kalecimizdir.

belinde veya başka bir uzvunda ağrıları olduğu haberi bana da inandırıcı gelmedi ancak oynamaması için bu tip gerekçeler gösterilmesi bana daha uygun geliyor. "son maçta yaptığım hatalardan dolayı stres altındayım, oynamak istemiyorum" şeklindeki bir açıklama beşiktaş'ın birinci kalecisi konumundaki bir oyuncu için bence yanlış olurdu.

bir kazadır oldu işte. ne desek değişmeyecek. dünkü galibiyetle(bkz: 14 aralık 2015 beşiktaş galatasaray maçı) derin bir nefes aldı kulüp. aksi halde kaosun içine doğru sürüklenebilirdik. geçtiğimiz yıl aklıma gelince buna da şükür diyorum kendi kendime.

yaptığı yaptıkları bir köşeye bırakılmalı. tolga beşiktaş kaptanı. takım lider. performansı, derbi maçına çıkmaması eleştirilebilir.
hatta performansı sert bir dille de eleştirilebilir amaç zor olanı yapmak ve sezon sonuna kadar kendisine kucak açmak.

kesinlikle kalan 2 haftada kalede olması gereken kaleci. zira günay daha kaleci değil. ortada bu kadar linç edilecek bir durum yok. avrupa'dan elenmemiz hayırlı olmuştur.devre arasında zaten bir kaleci gelecek.

alıntı--


"Bugün, Acıbadem Fulya Hastanesi'nde Kaptanımız Tolga Zengin'in beline, genel anestezi altında Ozon Nükleolizis ( bel omurları arasındaki aşınmış diskin içine ozon injeksiyonu ) işlemi uygulandı.

alıntı--


cuma günü takımla çalışmalara başlayacak kalecimiz.

ölçüsüz tepkilere maruz kalan kaleci. insanlarda sevgi ya da nefret söz konusu olduğu zaman gizli bir sidik yarışı başlıyor. "en çok ben severim.", "bileğimi keserim", "manitamı yakarım" gibi "sevgi" cümlelerinin yanı sıra iş nefrete geldiği zaman da aynı ciddiyette bir yarış başlıyor. en ağır küfrü eden kendini en başarılı olarak addediyor. tolga'da da durum bu oldu mesela.

korkarım bu durum, vicdanlı olup tolga'yı beşiktaş kalesine yakıştırmayan insanlarda bir empati eğilimi yaratacak şimdi. aman diyeyim; ikisi ayrı şeyler.

not: şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; tolga zengin, tıpkı herhangi bir insan gibi edilen küfürlerin hiçbirini hak etmemektedir. bırak kudurmuşlarca annesine edilen küfürleri, diğer ağır küfürleri de hak etmemektedir. tepkiyi anlarım -ki ben de çok tepkiliyim- ama pozisyonu itibarıyla cevap dahi veremeyen bir insana bu denli yüklenmeye kimsenin hakkı yok.

https://www.youtube.com/watch?v=dYvfK4jsVmY

şampiyonluk yolunda kalan 2 çok kritik haftada, kalede olması gereken kaleci. günay'ın kaleci olmasına daha çok var. ayrıca öyle veya böyle kaleci defans uyumu önemli. günay'a kimse güvenmiyor. artık beşiktaş taraftarı ayağına sıkmayı bıraksın, hayır günay biraz ümit verse tamam, ama ne olduğu ortada. ayrıca o yediği golden sonra günay'a 3'lü çektirenler ise kanımca iki yüzlüdürler. tabii o maç öyle bitse, günay'a 3. çektirenler bugün anasına bacısına sövüyorlardı orası da ayrı.

mental olarak kendisini kesinlikle toparlamalı. devre arasında kaleci bulamayacağımız için tolga ve günay ile ilerleyeceğiz. şimdi 2-3 maç günay'ı izleyeceğiz. ama tolga toparlanmalı. sezon sonuna kadar gerekirse sonuna kadar destek olmaktan başka çaremiz yok. çünkü devre arasında kaleci sorununun çözüleceğini düşünmüyorum.

kendisi için beşiktaş defterinin kapandığını düşünüyorum. bizim çok bilen, gözünü kan bürüyen ve hatta her sene bir kurban almazsa rahat etmeyen koca kafalı tribün abileri rahat bırakmazlar kendisini.
abartıyorsun diyenlere hatırlatmak için;
runje'yi de bu taraftar yemişti.

sezon sonuna kadar takımda kalacağı kesinleşen kaleci.

kova. çöp kovası. allah'tan devre arasına girdik de yeni kaleci falan alırız. yoksa sezon gitmezdi bu şekilde. lizbon maçından sonra ben de eleştirdim, ama yine de en azından tecrübeli, idare eder diyordum ki; yok arkadaş, olmaz. idare de edemeyecek.

devre arasında kaleci bulamayacağımızı düşünüyorum. ya ciddi bir bonservis bedeli vermemiz gerekecek yada scout ekibi köpekler gibi çalışacak. tabi varsa öyle bir ekip.
tolga kafa olarak şu an başka yerlerde. bu maça bilerek çıktı aslında, kendimi gösterebilirem konya maçında iç sahada kalede olurum diye düşündü. iyi bir kaç kurtarışı da vardı. yediği gollerde ise daha iyi pozisyon alabilirdi.
uzun lafın kısası beşiktaş ile iplerinin koptuğu kanaatindeyim. maksimum sene sonuna kadar kadromuzda kalacak. olası şampiyonlukta şampiyonluğunu yaşayıp yollar güzel güzel ayrılacak.

biliyoruz ki; gelirken bir çok beşiktaş taraftarı kalenin sağlama alındığını düşündü. bu seneden önce performansı daha iyi olmasına rağmen bu sezon psikolojisine yeniliyor.

iki asır öncesine kadar kumpanyasıyla, gölge oyunuyla, jonglörüyle istanbul ahalisinin eğlence için uğrak yeri olan direklerarası'nın temaşasını bilhassa rakip taraftarlar için yeniden yaşatıyor tolga zengin. ekol bir yadigarı sırtlamanın ağır yükü içerisinde iki direk arasına geçince, çizgiye konmuş, beslenmek amacıyla çimleri kemiren bir tapir kadar güven veriyor. verdiği haklı güvenle rakiplerinin de içten saygısını kazanan vasat file bekçisi, hücuma kalkmış her takımın rakip kalede görmek isteyeceği türden bir oyuncu. ancak hafif bir dalgada bile alabora olabilecek müteaffin bir takaya kaptan olabilecek vasıftaki başarısız kaptan, gerek bir sonraki hamleyi görmede yaşadığı sezgisel yetersizlik, gerekse dokunduğu her topu içeri alan hereke halısı dokumacısı sekiz yaşındaki kız çocuğu hassasiyetindeki narin parmaklarıyla teknik direktörüne[ybkz]swh[/ybkz], "kaleci yok ki." dedirttiriyor. zamanlama konusunda yapılan olumsuz eleştirilere ise katılmamaktayım. çünkü bu eleştirileri yapanlar kova kaleci tolga'nın ünlü görgüsüz zampara dan bilzerian'a ağzının payını vermesindeki atikliğini unutuyorlar. kızgınlık ve kıskançlıkla harmanladığı bu patetik hareketi, yaygın anadolu kültürünün ne yaraktan örf, töre ve anane triosundan oluştuğunu görmemizi sağlıyor.

27 aralık 2015 beşiktaş torku konyaspor maçında ilk 11 çıkan ve kendisine pek iş düşmeyen kaleci.

sezgilerinin cidden berbat olduğunu anlamamak güç değil.

https://www.youtube.com/watch?v=dYvfK4jsVmY

spoiler--

“Kaleci transferi konusunda benim konuşmam doğru değil. Hocamız ve yönetim kurulumuz gereken açıklamaları yapıyor. Ben sadece işime ve çalışmama bakıyorum. Benim için kim gelirse fark etmez”

spoiler--

ikinci yarıda da beşiktaş'ın kalesini koruyacaktır. bana göre zaten yapılan eleştiriler aşırı ve gereksiz. bu adam bu sezon ligde 6 maçta gol yemedi. avrupa kupalarında son maça kadar en az gol yiyen kaleciydi. kötü oynadığı 3 maç var, sporting deplasmanı, akhisar ve kasımpaşa maçları. O 3 maçın da ortak özelliği defans blokunun değişmesi ve ersan'ın olmayışıydı. geri kalan maçlarda fenerbahçe, bursa sporting içerde, lokomotif maçları, rize maçı vb çok da iyi oynadığı maçlar vardı.
bu saatten sonra bana göre en doğrusu genç yedek bir kaleciyi kiralayıp, tolga ile sezona devam etmektir. sezon sonunda da şampiyonlar ligi tecrübesi olan mandanda tarzında bir kaleci alınır. Ayrıca tolga takım kaptanı, defans ile uyumu var ve takım onu çok seviyor. ligin başlamasına 4 gün kala gelecek kalecinin adapte olma şansı falan yok.

her ne olursa olsun şu adamın yerinde asla olmak istemezdim. bir köpek gibi kulübeye bağlanmış, yerine gelecek bekçi köpeğini bekliyor resmen. psikolojiyi düşünebiliyor musunuz?

şirketinizde patron karşınıza çıkıp, seni kovmuyorum ama yerine birisini alacağım diyor ve siz öylece iş görüşmelerini izliyorsunuz.

vallahi bir operasyon bu kadar amatörce büyütülmez ve yönetilmez. tamam hatalı goller hepimizi bıktırdı ancak medya beşiktaş'ın kaleci almazsa resmen bittiğini yazacak neredeyse. ağalar paşalar bu takım bu kalecilerle lider oldu. kaleci alamazsak artık kalemiz psikolojik açıdan zaten bomboş bilesiniz.

beşiktaş'ta işini tamamlamıştır. bu sezon sonu kesinlikle karşılıklı anlaşılarak yollar ayrılmalıdır.

14 ocak 2015 beşiktaş 1461 trabzon maçında kalede başlayan kalecimiz.