süleyman demirel

0 /
anonymous
alıntı--

Demirel'den,Tayyip için özenle seçilmiş bir fıkra! mutlaka okuyun.

Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş....

Demirel de soruyu yönelten kişiye:
- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi olsun" demiş. Demirel'in anlattığı fıkra şu:

Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var.... Karakuşi Kadı, fırıncıya:

- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:

- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:

- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...

Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...

Ördeğin sahibi,
- 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikáyet etmiş.

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
- 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'

Fırıncı
- 'Uçtu' demiş.

Kadı, kara kaplı defterini açmış:

- 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:

- 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...

Davacı:
- 'Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı

- 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Karakuşi Kadı:

- 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.' Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye:

- 'Senin şikáyetin nedir bre?' Yahudi bir süre düsündükten sonra ellerini açmış,

- 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !'

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek, kıssadan hisse:

- Ananı "öpen" kadı ise, kimi kime şikáyet edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Agnadın mı?

alıntı--
carsi1982
muhabirin kerhaneler kapatılacak mı sorusuna "kerhaneleri kapatalım da millet bizi mi [ybkz]swh[/ybkz]" diyen eski cumhurbaşkanımızdır.
dingoc
19 haziran 2015 tarihi itibariyle ebedi mekanına defnedilecek eski politikacı. devlet töreninde askerler duracakmış tabutunun başında. adam bi kurtulamadı askerlerin gölgesinden.
kerami pestenkerani
ecevit, süleyman demirel'e ekseriye sayın demirel olarak hitap ederdi. şimdi görüyorum ki bazı anarşistler cumhuriyet dönemi türk siyasetinin neredeyse tamamına damga vurmuş bu güzide siyasiye çamur atıyorlar. ulan adam hiç mi düşünmez, eğer demirel kapitalizmin, sömürünün uşağı olsaydı nazmiye demirel'in ayrık dişlerini demet evgar gibi yaptırtmaz mıydı diye?
sisman ve kezban
Hazır cevap ınsaat mohendısı.
Gazetecıler cok soru sordugunda bosuna ugrasmayın suyu sıkıstıramazsınız benı de mınvalınde cevaplar verebılen kutuphanemdekı kıtaplarla tanıdıgım eskı reıs ı cumhur.

Kılodan sebep saglık sorunları yasadıgında doktoru kılo vermelısınız dedıgınde. Kılo verırsem vızyonumu kaybederım demıs. Ben bunu anlayamamıstım. Sımdı sımdı nelerı demek ıstedıgını, hıc tahmın edemedıgımız seylerle kısılerde ne tur algılar olusturulabıldıgını anlıyorum.

Yıne bır gazetecı ıle ıddıa uzerıne, yaz bak kalem orada bu ıs olmaz seklınde ınatlastıgı. Bır zaman sonra oldugu ve gaztecı evet efendım bakın oldu gecen olmayacaktı demıstınız ama. Dıye ılettıgınde.
O kalem nerede.
Burada
O kagıt nerede
Burada
Sınmdı o kalem ve kagıdı al o yazdıgın seyın uzerını sıl demek kı dogru degılmıs dıyıp. Gazetecıyı postalamıs hızlı dusunen kısı. Ya da oyle bır seydı. Yıllar oldu oglum nereden hatırlayayım.
semt bizim aşk bizim
ölümü ya da kendisi ile pek bir şey yazmak istemiyorum, zaten yazanlar yeterince yazıyor. Benim kendisi ile bir anım var okuyan olursa buradan itibaren onu anlatıyor olacağım;

2. sınıfa gidiyordum. Yaz tatilinde okuduğum ilkokul tadilattan geçmiş ve o yıllarda rahmetli olmuş imkb başkanının adını almıştı.[ybkz]swh[/ybkz] dönemin başında yapılacak okulun açılışına da o dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel gelecekti. Ben bilmiyordum.

o sabah okulun bahçesine kocaman ve yüksek bir platform kurulmuş, bizi sabah andımızı falan okutmadan hemen sınıflara tıkmışlardı. sınıfta öğretmenin gelmesini bekliyorduk. öğretmen geldi ancak yanında okulumuzun müdürü de vardı. öğretmenimiz beni gösterdi. müdür de tamam dedi gitti. öğretmen yanıma geldi tuttu elimden dışarı çıkardı beni. minicik kalbim pırpır olmuştu. ulan insan bi açıklama yapar. hayatımda müdür odası görmemişim, kapısının önünden geçerken 2 saniyeden fazla durmamaya özen gösterip koşan çocuklarız korkumuzdan şimdi almış beni müdürün peşi sıra o odaya götürüyorlar.

müdürün odasına girdiğimizde rehber hocamızın eline kocaman bir buket çiçek vardı. buketin sağını solunu düzenliyordu. beni görünce kadın elinden buketi bıraktı bu sefer benim sağımı solumu düzeltmeye başladı. hala açıklama yapan yok bu arada. yaklaşık bir saat boyunca o odada oturdum. herkes kendi arasında konuşuyordu. telaşlı tedirgin gergin. biraz salak bir çocuk olsam oracıkta altıma yapardım kesin ama az çok konuşmalardan benden ne istediklerini anlamıştım. önemli biri geliyor ve ben de gidip ona çiçek vereceğim. bu mu yani? veririm ne olacak. benim yaşım kaç başım kaç, cumhurbaşkanı nedir deseniz o yaşta "atatürk'tür" diye bağırırdım ancak. Nerden bileyim.

Nasıl olduysa 1 saat sonra annem geldi. sınıf öğretmenim komşumuzdu büyük ihtimal o arayıp haber vermişti. e kızı cumhurbaşkanına çiçek verirken annemin en önde durup gurur gurur gururlanması lazımdı kaçırmazdı bu fırsatı koşa koşa gelmişti. Artık hazırlıklar tamamlanmıştı. Bana da ufak ufak ne yapmam gerektiği söylenmeye başlamıştı. Plan şu. Cumhurbaşkanı –zaten açılmış olan- okulumuzu sembolik olarak açacak ardından ona özel yapılan platforma çıkıp oturacak. O oturur oturmaz da ben arkalarda saklandığım yerden çıkıp herkesin arasından yürüyüp çiçeği ona takdim edecektim ve tören boyunca yanında oturacaktım.

İstedikleri gibi de oldu. Herkes bana bön bön bakarken elimde benden büyük bir buket ile yürüdüm yürüdüm o dev platforma korumalarının yardımı ile çıktım ve elini öpüp çiçeği takdim ettim. Rahmetlinin gülüşünü hiç unutmuyorum. Benim yanaklarımı sıkıp kucağına oturttu. Birkaç poz verdik gazetecilere ancak gözlerindeki rahatsızlık sebebi ile daha fazlasına izin verilmedi korumalar herkesi uyardı. Tabi buna en çok annem üzüldü çünkü sırf yakına gelip fotoğraf çekmek için gelirken makineye poz almıştı. [ybkz]swh[/ybkz]

Tören boyunca yanında oturdum. Okunan şiirleri dinleyip gösterileri izledik beraber. Herkese yukardan bakıp etrafı izlemek harika bir duyguymuş bugün en net hatırladığım şey odur. Yaklaşık 2 saat boyunca arkadaşlık ettiğim o koca adamın ben nereden bileyim geçmişinde neler yaptığını. Çocukluk işte, aklım erene kadar o zamanlarda sevdiğim tek siyasetçi kişilikti kendisi. Sonra okudum öğrendim de sadece bu anıları bıraktım aklımda. Çocuk saflığıma dönüp dönüp bakıyorum işte böyle arada.
koktengri
yediği haltların hesabını ödeyemeden ölen zat.

geç kalmış bir ölüm, keşke 25-30 sene önce yaşansaydı. bu devlete verdiği zararlar asla unutulmaz.

bir de utanmadan kendine anıt mezar yaptırmış. 58 bin metrekare alan üzerinde yatacak, bu yatacak yeri olmayan adam.
şutmesafesişutpozisyonu
1960'larda var olanlar da, 70'ler, 80'ler ,90'lar hatta ucundan 2000'i hatırlayanlar içinde türk siyaset tarihinin en renkli insanıydı rahmetli. seveni kadar nefret edeni de çoktu. akıllı ve zeki bir insandı. defalar kez başbakanlık , ve cumhurbaşkanlığı yaptı. öyle veya böyle adını ölümsüzler listesine ekleyip , bu diyarı terk eyledi.
rahmetli babaanemin nefret etmesine rağmen, yine de içimden allah rahmet eylesin demek geliyor. toprağı bol olsun sülüman başkanın.

not: çocukluğumun iki süleymanı da ardı ardına gitti.
mrkela
nam-ı diğer morrison süleyman.

vefat etmiş. dualar yine yanlış cumhurbaşkanını vurdu. dua eden arkadaşlar lütfen doğru eşkal verin, azrail hedef şaşıyor.
tahazaki
"üniversitelerde ille de başı bağlı okumak isteyen varsa suudi arabistan'a gitsin okusun" sözünün sahibi.
etkisi 1000 yıl sürecek denilen 28 şubat darbesinin arka plandaki mimarı.
gasp ettiği hayatlar, kararttığı yuvalar... ölmüş.
kenan, süleyman derken rabbim aldıkça alıyor...
barcelona kartali
17 haziran 2015 tarihinde hayata gözlerini yuman 9. cumhurbaşkanımız. 91 yaşında yaşamına veda eden eski politikacı türk siyasetinde önemli izler bırakmıştır.

çocukluğumun da yavaş yavaş ölüp gittiğini farkettim bu gece...
şutmesafesişutpozisyonu


--spoiler--

Demirel, Alzheimer olan eşini düzenli ziyarete gidiyormuş. Hasta bile olsa, ziyaretleri sektirmemeye çalışıyormuş. Doktorlar, onun yıpranmasını engellemek için “Kendinizi yormayın, nasılsa artık sizi tanımıyor“ demişler. Acı acı gülmüş Demirel: “Ama ben onu hala tanıyorum” demiş

--spoiler--

dingoc
---------------alıntı---------------
Adnan Menderes'in asılması vahşettir. Türkiye bu hadiseyi aşağı yukarı 47 sene sonra anlamışsa bu da çok önemli olaydır
---------------alıntı---------------
sözü ile ortaya çıkan eski siyasetçi. darağacında üç fidanın idam kararlarının altında ki imzası da henüz durmaktadır sanırım
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol