istanbul büyükşehir belediyespor'un süper lige veda ettiği sezondur. o yüzden unutmam gibi duruyor.
spor toto süper lig 2012-2013 sezonu
bitimi ile beraber teknik direktör kıyımının tavan yaptığı sezon. haklı haksız bilmem ama; bir sezonda bu kadar yolların ayrıldığı teknik adam görmemiştim.
sezonun en güzel golleri [ybkz]swh[/ybkz]:
http://www.ligtv.com.tr/haber/her-birine-sapka-cikarilir
http://www.ligtv.com.tr/haber/her-birine-sapka-cikarilir
--spoiler--
-Galatasaray bu sezon Süper Lig’in ünvanlarını topladı: En çok gol atan, En az gol yiyen, En çok kazanan, En az yenilen, Gol kralı
-Fenerbahçe bir sezonda en çok maç yapan Türk takımı rekorunu kırdı. ( 64 Maç )
-Burak Yılmaz lig tarihinde birden fazla takımla gol kralı olan 2. oyuncu oldu.
-Beşiktaş lig tarihinde bir sezonda en çok gol yediği sezonuna ulaştı. (49 gol)
-Kasımpaşa lig tarihinde şampiyonluk yaşamış 5 takımı da aynı sezonda yenen ilk takım olarak tarihe geçti
-Sivasspor, dört büyükler dışında birden fazla sezon Süper Lig’de yer alıp küme düşmeyen tek takım oldu
-Akhisar Belediyespor 7 sezon sonra Süper Lig’de ilk yarıyı son sırada bitirip kümede kalmayı başaran takım oldu.
-Süper Lig'de tüm maçlarda 90 dakika forma giyen sadece 2 oyuncu oldu: Kasımpaşa Kalecisi Isaksson ve Akhisar B. Kalecisi Oğuz Dağlaroğlu
-Bu sezon görev yapan en genç oyuncu Gaziantepspor'lu İbrahim Halil Keser oldu. (02.07.1997 doğumlu, henüz 16 yaşını doldurmamış)
-Süper Lig’de bu sezon toplam 70 kırmızı kart çıktı, Galatasaray en çok kırmızı kart gören takım oldu. (7 kez)
-Süper Lig’de bu sezon kendi kalesine en çok gol atan takımlar Fenerbahçe ve Akhisar Belediyespor oldu (4'er kez)
-Süper Lig’de bu sezon 64 penaltı kararı verildi, 47 kez gol oldu. (En çok penaltı kullanan takım Eskişehir, hiç penaltı alamayan Trabzon)
--spoiler--
gelmiş geçmiş en çok biber gazının tüketildiği sezon.
Önceki sezonlara göre daha az bütce ile daha cok puan toplanan sezondur.
beşiktaş futbol takımı için değerlendirecek olursak;
-sezon başında ortaya konulan mali konularda disiplin şartı yerine getirildi.
-geçmiş yıllara göre takım içerisinde ki bireysel yıldızların sayısı azaldı. takım kimliği öne çıktı
-sezon başı hedefleri arasında bence en önemlisi olan genç yetenek meselesi ıska geçildi. sezon sonu elimizde takıma katılan bir genç yetenek yok.
-sahada koşan takım kuruldu fakat sonuçlar istenildiği gibi alınamadı.
-sezon başında ortaya konulan mali konularda disiplin şartı yerine getirildi.
-geçmiş yıllara göre takım içerisinde ki bireysel yıldızların sayısı azaldı. takım kimliği öne çıktı
-sezon başı hedefleri arasında bence en önemlisi olan genç yetenek meselesi ıska geçildi. sezon sonu elimizde takıma katılan bir genç yetenek yok.
-sahada koşan takım kuruldu fakat sonuçlar istenildiği gibi alınamadı.
yediğimiz 49 golle, kendi gol yeme rekorumuzu kırdığımız sezon olmuştur.
burak yılmaz'ın gol kralı olduğu sezon.
ibrahim altınsay bu sezon için "ben de bir taraftar olarak sizinle aynı kaygıları paylaşıyorum. geçen yıl ele geçirilen ‘gerçekten yeniden yapılanma’ fırsatının kaçırılmış olmasına hem üzülüyorum hem de kızıyorum. böyle bir fırsat bir daha gelir mi, bilemem." demişti.
imza nereye atılıyor?
imza nereye atılıyor?
beşiktaş'ın gol yeme rekoru kırarak 3. sırada tamamladığı sezondur. gelecek yılda sorunlara çözüm bulunmazsa anca bu tip rekorlarımız yenileriz.
beşiktaş için çok büyük fırsatın kaçtığı sezon.
sezon başı özkaynak düzenine dönüleceği, yeniden yapılanacağı ve geçiş sezonu olduğu söylenmiş buna taraftar inanmış ve destek vermişti ama bu şampiyon olmayacağız demek değildi yani yeniden yapılanırken ve genç oyuncuları takıma adapte ederken gs ve fb nin avrupa maçları vs. ligte çok puan kaybetmeleri sonucunda. tek kulvarda yarışan takımımız başta teknik direktörümüz olmak üzere ne yapacağına, ne yapmak istediğine karar verebilseydi. şampiyon olabilirdik.
ama olmadı.
peki takım gençleşti mi? ne yazık ki oda olmadı. sezon başı hasan türk, erkan kaş bir kaç oyuncu daha görüldü heyecanlandı ama devre arasından sonra bir anda işler değişti bu isimler unutuluverdi. necip'in yaklaşık üç sezondur bu takımda olması dışında sanırım tek kazanç oğuzhan oldu o da zaten gençleşmeye ya da feda sezonu denmese bile performansıyla bu takımda zaten kendine yer bulurdu.
şimdi yönetim ve teknik heyetin oturup düşünmesi lazım.
takım gençleşti mi? hayır
şampiyon olduk mu? hayır hatta şampiyonlar ligi? o da yok.
seneye ne olacak bir iskelet oturtup üzerine biraz para harcayıp 2-3 sağlam transfer yapsan ama tam bir iskelette oturmadı ki. fernandes başta olmak üzere hilbert, almeida vs gideceği konuşuluyor . bu da demek oluyor ki sil baştan takım kurulacak neredeyse sonra yeni gelecek teknik adamda 3-4 kişiyi gönderip istediği adamları alacak sonra o gençler kiraya mı verilsin paf a mı gitsin onlarda silinip gidecek ve seneye de bu takımdan bir halt olmayacak ne yazık ki.
ama gönül ister ki; bu işler biraz da şanstır, öyle bir rüzgar eser ki o gs 2 sezon önce lig düşecekken türlü oyunlarla şampiyon olup şimdi bir anda bu noktaya gelemedi mi (bkz: borsa şikesi ) ha biz yapamayız ama bir şans olur bir adam çıkar doğru takımı kurarsa seneye bekli her şey güzel gider.
ama umut az.
sezon başı özkaynak düzenine dönüleceği, yeniden yapılanacağı ve geçiş sezonu olduğu söylenmiş buna taraftar inanmış ve destek vermişti ama bu şampiyon olmayacağız demek değildi yani yeniden yapılanırken ve genç oyuncuları takıma adapte ederken gs ve fb nin avrupa maçları vs. ligte çok puan kaybetmeleri sonucunda. tek kulvarda yarışan takımımız başta teknik direktörümüz olmak üzere ne yapacağına, ne yapmak istediğine karar verebilseydi. şampiyon olabilirdik.
ama olmadı.
peki takım gençleşti mi? ne yazık ki oda olmadı. sezon başı hasan türk, erkan kaş bir kaç oyuncu daha görüldü heyecanlandı ama devre arasından sonra bir anda işler değişti bu isimler unutuluverdi. necip'in yaklaşık üç sezondur bu takımda olması dışında sanırım tek kazanç oğuzhan oldu o da zaten gençleşmeye ya da feda sezonu denmese bile performansıyla bu takımda zaten kendine yer bulurdu.
şimdi yönetim ve teknik heyetin oturup düşünmesi lazım.
takım gençleşti mi? hayır
şampiyon olduk mu? hayır hatta şampiyonlar ligi? o da yok.
seneye ne olacak bir iskelet oturtup üzerine biraz para harcayıp 2-3 sağlam transfer yapsan ama tam bir iskelette oturmadı ki. fernandes başta olmak üzere hilbert, almeida vs gideceği konuşuluyor . bu da demek oluyor ki sil baştan takım kurulacak neredeyse sonra yeni gelecek teknik adamda 3-4 kişiyi gönderip istediği adamları alacak sonra o gençler kiraya mı verilsin paf a mı gitsin onlarda silinip gidecek ve seneye de bu takımdan bir halt olmayacak ne yazık ki.
ama gönül ister ki; bu işler biraz da şanstır, öyle bir rüzgar eser ki o gs 2 sezon önce lig düşecekken türlü oyunlarla şampiyon olup şimdi bir anda bu noktaya gelemedi mi (bkz: borsa şikesi ) ha biz yapamayız ama bir şans olur bir adam çıkar doğru takımı kurarsa seneye bekli her şey güzel gider.
ama umut az.
beşiktaş'ın ligi 3. bitirdiği sezondur.
beşiktaş için henüz netleşen bir şeyin olmadığı sezon.
hak ettiğimizden daha kötü bir yerde bitirmek üzere olduğumuz sezon. ama bu hafta sonuçları beni umutlandırmıyor değil.şayet fenerbahçe, galatasaray ve karabükspor maçlarından galibiyet çıkaramazsa kalan maçlarımızı kazandığımız takdirde şampiyonlar ligine gidebiliriz. bu hafta fenerbahçe ibb'ye kaybederek hem sezonu kapatmış, hem de karabüksporu tehlikeye atmış durumda. galatasarayın da ilk defa fener karşısına bu kadar rahat çıkacağını düşünürsek, tek hedef kalan turkiye kupası maçlarının da bu maçlara yakın tarihlerde oldugunu da bunların üzerine eklediğimizde bu küçük ihtimalin gerçekleşmesinin çok da zor olmadıgını göruyoruz. kalan iki maçımızdan iki galibiyet çıkartırsak fener bir son hafta darbesi daha yiyebilir.
son 2 hafta kala düşme hattında işlerin iyice kızıştığı sezon. ibb ve elazığ galibiyetle ligde kalma adına çok önemli 3 puan aldılar. karabük veya akhisar'dan biri düşer de ibb ligde kalırsa en kötü senaryo gerçekleşmiş olur benim için.
şampiyonu galatasaray olan sezondur.
29. hafta mücadeleleri arasında biri hariç tamamı 1-0 biten ligdir.
son 8 maça girerken en büyük dileğim beşiktaş'ımızın şampiyon olması.
ama olamazsak, en büyük 2. dileğim ligi galatasaray'ın 2 puan gerisinde bitirmemiz.
ve böylece hırsız burak'ın üstüne hayatı boyunca kaldırmak zorunda kalacağı bir vebal bindirmek.
sizin de ara sıra aklınıza geliyor mu bilmiyorum ama benim geliyor 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçında burak'ın kendini yere atıp dünyanın en kolpa penaltısını alıp, en çok ihtiyaç duyduğumuz anda galibiyetimizi çalması.
ben bu konuda faturanın çok büyük kısmını bülent yıldırım'a kestiğimi defaatle yazdım. yan hakeme de değil bak, bülent yıldırım'a.
ama yine de hırsızlık yapıp çalanın da yanına kâr kalmasına yüreğim vefa etmiyor.
eğer şampiyon olamayacaksak noolur galatasaray'ın 2 puan gerisinde 2. bitirelim ligi.
ve o hırsız burak'ın ömrü boyunca çaldığı lokma bir kâbus gibi karşısında dikilsin. geceler rüyalarına girsin. koskoca bir camianın, o gün sahadaki gencecik çocukların, tertemiz ümitlerin, hayallerin hakkını nasıl yediği, emeğini nasıl çaldığı zebani gibi dikilsin karşısında ömrü boyunca.
borsa dolandırıcılığı yapmak pahasına dünyanın parasını döken başkanın yetmedi, çirkefliğin kralı teknik direktörünün oyunları yetmedi, hakemlerin eyyamı yetmedi, özgür yankaya'nın drogba'ya çaldığı dünyanın en kolpa penaltısı yetmedi,
ancak senin hırsızlığın, çaldığın haram puan yetti şampiyonluğunuza diye bir tokat gibi suratına çarpsın bu gerçek.
ve ömrü boyunca o çaldığı 2 puanla yüreğinin telleri titresin istiyorum.
o günkü gözyaşlarımın, kabataş iskelesinde bağıra çağıra küfretmemin, bugün bile hala bunu hatırlayıp entry girmemin ve bu tertemiz camianın hayalleri, umutlarını çalmak bu kadar ucuz olmamalı.
yutamadığı bir yumru olarak kalmalı boğazında.
ölene dek.
ama olamazsak, en büyük 2. dileğim ligi galatasaray'ın 2 puan gerisinde bitirmemiz.
ve böylece hırsız burak'ın üstüne hayatı boyunca kaldırmak zorunda kalacağı bir vebal bindirmek.
sizin de ara sıra aklınıza geliyor mu bilmiyorum ama benim geliyor 26 ağustos 2012 beşiktaş galatasaray maçında burak'ın kendini yere atıp dünyanın en kolpa penaltısını alıp, en çok ihtiyaç duyduğumuz anda galibiyetimizi çalması.
ben bu konuda faturanın çok büyük kısmını bülent yıldırım'a kestiğimi defaatle yazdım. yan hakeme de değil bak, bülent yıldırım'a.
ama yine de hırsızlık yapıp çalanın da yanına kâr kalmasına yüreğim vefa etmiyor.
eğer şampiyon olamayacaksak noolur galatasaray'ın 2 puan gerisinde 2. bitirelim ligi.
ve o hırsız burak'ın ömrü boyunca çaldığı lokma bir kâbus gibi karşısında dikilsin. geceler rüyalarına girsin. koskoca bir camianın, o gün sahadaki gencecik çocukların, tertemiz ümitlerin, hayallerin hakkını nasıl yediği, emeğini nasıl çaldığı zebani gibi dikilsin karşısında ömrü boyunca.
borsa dolandırıcılığı yapmak pahasına dünyanın parasını döken başkanın yetmedi, çirkefliğin kralı teknik direktörünün oyunları yetmedi, hakemlerin eyyamı yetmedi, özgür yankaya'nın drogba'ya çaldığı dünyanın en kolpa penaltısı yetmedi,
ancak senin hırsızlığın, çaldığın haram puan yetti şampiyonluğunuza diye bir tokat gibi suratına çarpsın bu gerçek.
ve ömrü boyunca o çaldığı 2 puanla yüreğinin telleri titresin istiyorum.
o günkü gözyaşlarımın, kabataş iskelesinde bağıra çağıra küfretmemin, bugün bile hala bunu hatırlayıp entry girmemin ve bu tertemiz camianın hayalleri, umutlarını çalmak bu kadar ucuz olmamalı.
yutamadığı bir yumru olarak kalmalı boğazında.
ölene dek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?