ertuğrul sağlam ve rıza çalımbay örnekleri gibi malum tahammülsüzlüklerimizin ardından, her ne kadar şifo mehmet'in gelmesi için divane olsam da... dilim varmıyor işte sözlük, onu da harcayacağız çünkü; adım gibi biliyorum.
ertuğrul ve rıza hocaların bu camiaya küsmüş olma ihtimallerini düşünmüyorum ama; futbolculuğunda birkaç nesilin gurur abidesi olmuş bu adamları birkaç başarısız sonucun ardından çöp misali atıyoruz ya, yanarım da ona yanarım. tabi ki içleri buruk, bir "gel hocam" lafı dahi yeterli olacaksa da, her şey nasıl eskisi gibi olacak...? ikisinin de karakteri fazlasıyla düzgündü; beşiktaşlı duruşunu, üzerlerinde sırıtmayacak şekilde yansıtıyorlardı. oyunu da iyi bilen adamlardı, tek ve önemli sorun daha bu yeni yollarının başında olmalarıydı. bu nedenle, medya başta olmak üzere, herkes kolaylıkla yükleniyordu kendilerine ilk başarısız sonuçta. hele bir de arka arkaya 2-3 maç yenilgi serisine bağlayıverdimi... bi taşak geçmedikleri kalıyordu adamla. zaten bize de malzeme lazım ya, yapıştırıyoruz hemen yaftayı. mustafa denizli vardı hani, yaşlı kurt[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz], daha temkinli yaklaşırdı çok saygıdeğer medyamız kendisine karşı. ötesini anlatmaya gerek var mı bilmiyorum...
bildiğim bir şey var ki; mehmet özdilek de gelse harcayacağız, kralı gelse yine harcayacağız. ya tecrübe yetersizliklerinden bulacağız onları karalamak için itici gücümüzü, ya da yüzsüzlüğümüzden, tahammülsüzlüğümüzden, ya da artık yıkılmaya başlayan beşiktaşlı duruşumuzdan. hangisinin olduğu ne fark eder? al birini vur ötekine, çünkü bu yollar hep bize kaybettiren sonlara çıkıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?