şenol güneş

29 /
gidiyorum bu
tolga zengin ile üç yıllık kontrat yenilenmesinin ipuçlarını bursaspor'u çalıştırdığı dönemde sebastian frey'e söylediği "Bak ben hiç yabancı kaleciyle çalışmadım. Bu durum burada da değişmeyecek." ifadelerinde bulabileceğimiz teknik adam.

tahminimce ne yazık ki kaleciler arasında yetenekli-yeteneksizden ziyade yerli-yabancı ayrımı yapıyor. 2016-2017 sezonunda kaliteli bir yabancı kaleci transferi (şöhret demiyorum. ikisi farklı şeyler) yapmaz ya da denys boyko gibi düşük profilli bir yabancı kalecinin transferine onay verirse bu tahminim kanaate dönüşecek.

ya da başka bir ihtimal: yeryüzünde tolga zengin'i yalnızca gianluigi buffon yahut manuel neuer'in kesebileceğini düşünüyor.
şutmesafesişutpozisyonu
viktor grishko, detlef müller,tony sylva gibi bir çok yabancı kaleci ile çalışmıştır. sebastian frey kendi formsuzluğunu başka şeyler bağlamış olabilir ama eskiyi bilenler viktor'u falan iyi hatırlarlar.
koktengri
"yabancı kaleci sevmiyor" diye eleştirilen teknik adamımız.

böyle bir şey olabilir mi? onca futbolcunun performansını yükselten deha hoca, iyi bi yabancı kalecinin yerli kaleciden daha iyi olduğunu anlayamayacak kadar akılsız mı?

gidiyorum bu
fabricio agosto ramirez transferi resmileşirse anlarız ki tolga zengin'i isim olarak arka plâna itecek bir yabancı kaleci istemiyor. orta ve düşük profilli yabancı kalecilerin transferlerini ise onaylamasa dahi karşı da çıkmıyor.

rene adler, steve mandanda beşiktaş'ın alamaya gücünün yetmeyeceği kaleciler değil. ama bu profilde bir kaleci gelirse "evlatlık" yedek kalacak. boyko'yu, fabri'yi yedek soyundurabilirsin fazla ses etmezler. ama adler'i yedek bıraktın mı başına yıkılır o stadyum.

çık mertçe "kamuoyu ne derse desin, ne düşünürse düşünsün bu takımın birinci kalecisi tolga zengin'dir" de. de ki bu tiyatro son bulsun. ne sen ne de yönetim karnından konuşmasın.

daha ötesi taşra kurnazlığı çünkü.
khalkedonian
şampiyonluğun kesinleşmesinden sonra katıldığı tv programlarından birinde jose sambade carreira'nın şampiyonluğun kazanılmasıyla yıllık ücretinde artış istediğini fakat yıllık ücretinin teknik ekipteki diğer antrenörlerden fazla olduğunu söylediğinden gelecek sezon beşiktaş'ta jose sambade'nin kalmayacağını açıklayan antrenörümüz.
şutmesafesişutpozisyonu
yapılmayan transferlerle eleştirilen hoca. ayrıca şenol hoca'nın kimseden korkusu olamaz. bu takımı sürekli değişen stoperler ve yetersiz beklere rağmen şampiyonluğa taşırken kalede olan isme güvenmesinde anormal bir durum yok. şenol hoca ilk basın toplatsında cenk ve tolga'yı kast ederek '' milli kaleciler ise gerekli seviyede olmaları, bazı şeyleri değiştirmeleri gerekiyor yoksa değişen onlar olur'' demişti. yok şenol hoca yabancı ile oynamaz mış mış, yok öyleymiş böyleymiş. tüm şu sözlük bir araya gelsek herhalde kalecilik bilgimiz şenol hoca'nın 1/10'u falan olur. bu aşamada daha yapılmamaış transferler üzerinden şenol hocayı eleştirmek tam bir saçmalık.
gidiyorum bu
kaleciden anlamaktaysa şayet denys boyko'nun transferine karşı çıkması gereken teknik direktör. çıkacak diyecek ki "kardeşim ben kaleciden anlarım. ben bu paraları bu kaleciye verdirtmem. beşiktaş'ı zarara sokmam."

ama "hem tolga olsun hem de üfürükten yabancı kaleciler alıp kamuoyu baskını dizginleyelim" uyanıklığına da gelemem.

fabri transferi resmileşirse dedim. hâlâ da arkasındayım. resmileşirse en son bir yıl önce forma giymiş, kendi liginde kimsenin ilgi alanına girmeyen bir kaleciyi hangi sportif kriterlere göre transfer ettiğini açıklamakla yükümlüdür.
dark knight
şenol hocanın tolga'ya ''evlatlık'' olarak takılı kalması diye bir şey olacağını sanmıyorum. fakat şu var ki şenol hoca dikkat ederseniz sene boyunca kim daha iyi performans sergilediyse onu oynattı. yani kesinlikle birilerine takılı olarak kalacak biri olduğunu düşünmem. o tarz bir insan olsa adaletli forma veren bir hoca olmazdı.yalnız boyko transferiyle ilgi olarak '' başkan izlemiş kefil oldu başkan kefil olunca aldık'' gibi bir cümle kullandı. oyuncu transfer edilirken en çok şenol hocanın izlemesi gerekir. bu tarz davranışları hiç iyi değil. başkanın izleyip aldığı oyuncu ne demek ? burası Beşiktaş kulübü tencerespor değil ki. bu nasıl bir sistemdir? dünyada hangi büyük kulüpte başkan oyuncu izleyip alıyor? bu saçma sistemin icraatı da boyko gibi dandik bir kaleciyi transfer etmek oldu. şenol hocanın bu tutumu kabul edilemez.

fabri gibi düşük maliyetli isimlere yönelmemizin sebebi kesinlikle borç yükü ve uefa ile yapılan anlaşmadır. beşiktaş'ın bir kaleci ihtiyacı vardır ama ondan önce sağlam stoperlere ihtiyacı vardır. bütçenin büyük bir bölümü de ona ayrılmıştır doğru olarak. tamam burun kıvırıyoruz da kulübün bir de içinde olduğu durum var. transferlere 180 derecelik bir açıyla değil de 360 derecelik bir açıyla bakmak lazım. kulübün 1 milyarlık borcu var ve uefa'nın üstümüze gelmemesinin nedeni stad inşaatı yapıyor olmamızdı. şimdi stad bitti bundan sonraki artan borç uefa'ya açıklanamaz.
hastakartal
Forma adaleti konusunda dünya üzerindeki en adil teknik adamlardan birisidir. Hele ülkemizde tektir. Bu profesyonelin sadece tolga'yı kaleye koyayım tripleriyle transfer yaptırmaması bilgisayar oyununda bile gerçekleşmeyecek absürd bir teori. transferi yönetim yapar teknik adam değil, ben güneş'e getirilen ospina'nın güneş tarafından reddedildiğine inanmıyorum. Kaleden daha öncelikli olarak stopere ihtiyacımız var demiştir en fazla. Bunu da eleştirir geçerim, güneş'in bir bildiği vardır.
gidiyorum bu
(bkz: şeyh uçmaz mürit uçurur)

transferi yapacak yönetime isimleri verecek teknik adamdır. beşiktaş'ın kalesini koruyacak kapasitede üç tane yabancı kaleci öneremiyorsa üzerinde ciddi ciddi düşünülmelidir.

çok bir şey istediğimiz yok. fabri alınırsa kamuoyuna gerekçelerini sportif açıdan nedenleriyle anlatsın. benim mizacım sorgulamaya müsait. "neden?" diye sormak da en doğal hakkım.

sonra forma adaleti ile bunun alâkası yok. adam zaten kapasite olarak tolga'yı doğrudan kesemeyecek isimlere onay veriyor veya transferine karşı çıkmıyor. o yüzden de kaleye "adil bir şekilde" tolga geçiyor. fabri beşiktaş'ta yedek beklese kaç kişi çıkıp "fabri gibi adam yedek kalır mı?" diye sorar?

blackeagle1903
kendisinde tolga zengin takıntısı olduğunu düşünmüyorum. ama tolga zengin'e güvendiğini de söylemek gerek.

ya fikret orman ya da metin albayrak ''bu sezonki transfer bütçemiz 8 milyon euro'' demişti. yönetim ve hoca arasında bu paraya göre transfer yapacağız muhabbeti geçmişse, şenol hoca da ''o zaman asıl önceliğimiz stoper ve bekler olsun, madem çok bütçemiz yok, parayı kaleci transferinde harcamayalım; tolga'ya güveniyorum ben'' demiş olabilir.

yani sırf tolga'yı korumak için düşük profilli kaleci transferlerine onay vermemiştir diye düşünüyorum, düşünmek istiyorum. ama gel gelelim bana göre şampiyonlar ligi'nde tolga yeterli olmayabilir. kaldı ki lig yine çekişmeli geçecek. bana göre dünya çapında bir isim şart. hücumda üst düzey oyuncularımız var, keza orta sahada da öyle. savunma ve kaleci sıkıntılı. bu bölgeye idare edecek adamlar alınmamalı bana göre. transfer bütçesi de eksikse tamamlanmalı, şuraya mı iyi oyuncu alalım buraya mı olmamalı. mis gibi kadro kurup 2-3 sene kupalara ambargo koymak varken 4-5 milyon fazla harcamak çok da sıkıntı değil bana göre. fiko efendi 40 milyon dolara uçak alacağına sağlam oyuncu alsın.
newcastle
kendisiyle bir 10 dakikalık sohbet imkanım olsun çok isterdim. sorardım yani, "nedir hocam bu tolga zengin'e olan sonsuz güveninin sebebi?" kadronda hali hazırda üst seviyeleri görmüş, uyum sorununu atlatması gereken iyi bir kaleci[ybkz]swh[/ybkz] varken üçüncü sınıf bir kaleciyi[ybkz]swh[/ybkz] tolga'ya yedek olsun diye getirmenin nasıl bir açıklaması var acaba?

hayır çünkü biliyorum ki, sen de biliyorsun tolga'nın kötü kaleci olduğunu. neden o zaman bu "tolgacılık"?
yazık oldu süleyman efendiye
Beşiktaş kulübü ile 1+1 yıllık daha sözleşmesi bulunan teknik direktör. Mevcut sözleşmede kazancı senelik 1.5 milyon eurodur. Peki neden sözleşmesi uzatılıp maaşına zam yapılıyor? Çünkü şampiyon yapamasaydı, gönderilecekti. Çünkü bu ülkeden bir şey olmaz!

Yahu kardeşim, Fikret Orman, Liverpool'u elediğimizde, Bilic'in sözleşmesini uzatacağını söylememiş miydi? Uefa avrupa liginden elendik, süper ligde şampiyon olamadık, Bilic'le yollar ayrıldı. Yani avrupa'da 2 tur daha geçseydik, süper ligde 8 puan fazla toplasaydık, Bilic, Beşiktaş'a uygun hoca olacaktı. Ama bunlar olmayınca uygunsuz oldu. Ya da İsmail Kartal 4 puan fazla kazandırsaydı, Fenerbahçe'nin teknik direktörlüğü görevine devam edecekti. Neyse ben daha konuşmuyorum.
şutmesafesişutpozisyonu
oğuzhan özyakup, cenk tosun, kerim frei, atiba hutchinson,ismail köybaşı gibi oyuncuların performans artışlarını göremeyip, sözleşme süresinin uzatılmasını sadece saha sonuçlarına göre şekillendiğini düşünenlerin aksine, istikrar istikrar diye bağırıp allah'ın en looser hocalarından biri biliç'e 2 yıl tahammül edenlerin aksine, gelir gelmez bu kulübe şampiyonluk yaşattığı, kenarda bir korkak gibi değil de, her daim mağrur bir komutan gibi durduğu için, elindeki tüm oyunculardan (sırf menajeri aynı olan oyuncular değil) maksimum verimi aldığı için, derbilerde gol atamayan bir takımdan, 9 puan alan bir takım yarattığı için, biliç gibi sürekli bahaneler değil, elindeki stoperlerden biri satılıp diğeri sezonu kapattığında bile çaresini bulacağız dediği için, bu takımı ayağa kaldırdığı için sözleşmesi yenilenecektir. 4 puanla, onla bunla kıyaslanması bile kendisine yapılan bir saygısızlıktır bana göre.
29 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol