"Friedel diye bir arkadaşımız göreve geldi. 'Ümraniye'ye gelmeyecek, işinize karışmayacak, sadece satış yapacak' dendi. Ümraniye'ye de geldi, hocaya yardımcı da getirdi. Bu yardımcılara bonservis gibi ücretler ödendi. Kaan Şakul ve başkandan aldığı cesaretle kendini oranın imparatoru sanmaya başladı. Başkana gittim, 'Bu arkadaşa yüksek maaş veriyorsunuz ama komisyon da veriyorsunuz' dedim. Başkan bana 'Sana da verelim Mustafa ve Semih'in satışından' dedi. Bu ne demek dedim ya.
Yazın yapılan transferlere olumsuz rapor verdik. Bundan sonra bizden koptular. Tüm süreci Başkan, Kaan Şakul ve Friedel, Gio hocayla beraber yönetti.
Feyyaz yanıma geldi 'Abi Hüseyin Yücel tesisi aramış, Brad Friedel Macaristan'a gitmeyecek ama başkan Samet de gitmeyecek demiş' dedi. 'Başkana söyle, basın toplantısı yapıp istifa ediyorum' dedim. Feyyaz gitti, başkanla konuştu geldi, 'Başkan ikisi de gidecek diye söylüyor' dedi. Ben de Feyyaz'a dedim ki 'Samet Aybaba artık gitmeyecek.
Beşiktaş'ın acil birlikte hareket etmeye ihtiyacı var. Acil futbol aklına ihtiyaç var. Beşiktaş'a gönül vermiş insanlar, akil insanları bir araya gelmeli. Neyi paylaşamıyorsunuz? Hepinizin gayesi Beşiktaş ise bir araya gelsin.
Ben kimseye hakkımı helal etmiyorum. Öyle bir dünya yok."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?