senelik iznin en sevdiğim tarafıdır.her sabah düzenli traş olmak zorunda insanın 20 gün boyunca traş olmaktan azat edilmesi tek kelimeyle paha biçilemezdir.yüzün bi rahatlar,elini yüzüne attıkça tebessüm edersin böyle.yalnız inat eder tatil bitene kadar enaz iki-üç kere kesmezsen,malum günün akşamı fellik fellik berber ararsın.zira en baba jilet dahi işlemez o sakala.önce makinayla kısaltmak şarttır.jileti de vurunca üstüne surat götüne döner.öyle dolanırsın işyerinde ilk gün.
sakal
bayanlar tarafından pek hazedilmeyen sert tüylerdir. özellikle öperken batması can sıkıcıdır.
20 li yaşlarda olgunlar da cafe versiyonuna giittiğimiz, şimdilerde ise kennedy caddesinde bar olmuş mekan. [ybkz]swh[/ybkz]
daha yeni çıkmaya başlayqn ergenlerde çok kötü durandır.bir yerde çıkar bir yerde çıkmaz.mal bir görüntü verir genç kişiye.o ise adam olduğunu kanıtlamak mı, yakıştığını düşünmek mi bilmediğim bir özgüvenle uzatmaya çabalar.
(bkz: sakalımız yok ki sözümüz dinlensin)
(bkz: sakalımız yok ki sözümüz dinlensin)
blue çağımda sakallarım çıksın diye yüzüme jilet vurduğum lanet olası günlerim geliyor aklıma. sakal neyse'de göğsüm ve sırtım kıllı olsun diye vurduğum jiletlerin pişmanlığını ise hala yaşıyorum
işim yüzümden bırakamadığım surat tüyü. çok severim çok
(bkz: mavi sakal)
erkeğe verilen nimettir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?