her çocuk birer picassoymuş gibi davranan öğretmenlerin katlettiği ders. sınıfın ortasında öğretmen masasına çıkarılır biri, oturtulup poz verdirilir. hoca gürler: çizin. bir zaman sonra artık 10 dk da bir model ve poz değiştirir ve gürler: çizin. "neyiz biz hoca picasso mu sandın yahu" diye isyan edersin tarihin, resim dersinden bütünlemeye kalan tek eşşeği sen olursun. tecrübe ile sabit.
resim dersi
habire saksıda bi bitkinin resmini cizdirirlerdi. yok gölgelendirmesi olmamıs yok burası olmamıs. önce karakalem sonra yaglı boya sonrada sulu boya falan habıre cıcek cızerdık.
resim çizmeyi severim ama başımızdaki hocayla nefret ettiğim derstir...
trtnin bir kanalında geçen rast geldiğim programdır..son dakikalarına yetiştiğim için çizen abinin adını alamadım .sulu boyayla natürmort tarzı resimler yapıyordu abimiz.gayette iyi oluyordu..her daim sevmişimdir zaten resimi..
lisede en çok zorlandığım derslerden biridir.[ybkz]swh[/ybkz]resimlerimi daima anneme veya babama yaptırdım.onlar yapmayı reddettiğinde ise ıkına sıkıla o iğrenç resimleri bitirmeye çalıştığımı hatırlarım.
(bkz: boş ders )
maalesef ülkemizde pek önem verilmeyen o hafta hangi önemli gün varsa,bunun tema alındığı ve gereksiz olarak görülen derstir.aynı müzik ve beden eğitimi dersleri gibi..aslen medeniyetin ne kadar gerisinde olduğumuzu buradan da anlayabiliriz.
okul hayatımın kabusu. çubuk ali figürlerinin hava da uçuştuğu ders
ilk okul seviyesinde genellikle herkesin yüksek not aldığı derstir.
lise döneminde, dersin hocası hanımefendinin yeteneğim olduğunu keşfetmesi ile bana hayatı dar eden derstir. bu tarz işlerde yetenekli olduğun anlaşıldığı zaman, 2 derste bir resim kursuna çağrılmalar ve resim derslerinde ki beklentiler çokça artıyor.
bense bu beklentileri mallık yapıp, millete resim çizerek karşıladığım ve dolayısı ile kendi resim defterimi boş bıraktığım için, cezasını lise son sınıfta analitik geometri ve uzay geometri derslerinden bütünleme sınavına girmek mecburiyetinde kalmıştım.
hey gidi yıllar...
bense bu beklentileri mallık yapıp, millete resim çizerek karşıladığım ve dolayısı ile kendi resim defterimi boş bıraktığım için, cezasını lise son sınıfta analitik geometri ve uzay geometri derslerinden bütünleme sınavına girmek mecburiyetinde kalmıştım.
hey gidi yıllar...
her ders kartal resmi çizdiğim için notuma iki düşen ders.
dersi boş boş hiç bir şey yapmadan geçirirdim. hocaya gösterip not alma zamanı geldiğinde ise zorla bi arkdasıma yaptırırdım. hey gidi günler hey..
nefret ettiğim dersti lise hayatımın sonuna kadar. az biraz ilgim vardı belki ama, yeteneğim hiç yoktu çünkü.
üniversiteye geldim, yerini teknik resim dersi aldı. hislerim hiç değişmedi kendisine karşı...
üniversite biteli artık 6 yıl oluyor ve ben son 3-4 yıldır endüstriyel ürün tasarımı yapan firmalarda çalışıyorum.
ironi bizim işimiz, sizden öğrenecek değiliz![ybkz]swh[/ybkz]
üniversiteye geldim, yerini teknik resim dersi aldı. hislerim hiç değişmedi kendisine karşı...
üniversite biteli artık 6 yıl oluyor ve ben son 3-4 yıldır endüstriyel ürün tasarımı yapan firmalarda çalışıyorum.
ironi bizim işimiz, sizden öğrenecek değiliz![ybkz]swh[/ybkz]
türk eğitim sisteminin en saçma derslerinden birisi. bir diğeri de müzik dersi tabii. bu iki dersin yerine daha faydalı dersler koyuyabilir, eğer çocuğun bu iki sanat dalına da eğilimi varsa bu bir şekilde ortaya çıkıyor.
ben beceriksizlerdendim. resim yapabilme yeteneğim cin ali düzeyinde olduğu için lise 1'de 0(sıfır) gelmişti karneme. şüphesiz ki hiçbir sıfır bu denli acıtmamıştır yüreğimi. itiraz edememiştim tabii. sonra üniversiteye geldiğimde bir derste, bir sahnenin storyboard'ını çizmem gerekti bir sınavda. soru geldiği anda itiraz etmiştik, ama nafile. 50 puanlık soruydu, zira o yetenek başka yetenekti. ben yine storyboard'ımı cin ali düzeyinde çizip sorudan 0 puan aldım. üstüne bir de hoca tarafından 'sınavla dalga geçmek'le suçlandım. sonrası kavgalar, gürültüler. dersten kaldım.
ben beceriksizlerdendim. resim yapabilme yeteneğim cin ali düzeyinde olduğu için lise 1'de 0(sıfır) gelmişti karneme. şüphesiz ki hiçbir sıfır bu denli acıtmamıştır yüreğimi. itiraz edememiştim tabii. sonra üniversiteye geldiğimde bir derste, bir sahnenin storyboard'ını çizmem gerekti bir sınavda. soru geldiği anda itiraz etmiştik, ama nafile. 50 puanlık soruydu, zira o yetenek başka yetenekti. ben yine storyboard'ımı cin ali düzeyinde çizip sorudan 0 puan aldım. üstüne bir de hoca tarafından 'sınavla dalga geçmek'le suçlandım. sonrası kavgalar, gürültüler. dersten kaldım.
Zorunlu seçmeli derstir. Elzemdir. Dersin amacı resim çizebilen öğrencileri keşfedip onları bu alana yönlendirmektir. Fakat Türkiye'de olay şu şekilde devam etmektedir. Resim hocası gelir, kendini ve dersi anlamsız bir yere saydırabilmek için bunu çizin şunu çizin deyip durur. Asıl işi yetenekli öğrencileri keşfetmek olan hoca, bunun yerine yeteneksiz öğrencilere zayıf verir. Ya da bu söz konusu resim dersine matematik hocası girer ve öğrencilere matematik anlatır. Ders yine amacına ulaşmaz.
Gerçi her bok düzgün bu kaldı dimi...
Gerçi her bok düzgün bu kaldı dimi...
beden eğitim ile birlikte en çok sevdiğim (ve bildiğim kadarıyla boş geçiyor ise en çok sevilen) ders.
keşke bu yaşımda tekrar görsem. özel ders diye para vermeden...
keşke bu yaşımda tekrar görsem. özel ders diye para vermeden...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?