Küfretmeden tamamlanılmayan oyun.
puzzle
kafanızın en yoğun olduğu dönemlerde bile bir iki parçayı birleştirmeyle tüm huzursuzluğu üzerinizden atmanızı sağlayacak aktivite.
en kısa zamanda van gogh'un starry night tablosunu bulup yapabilmek dileğimle![ybkz]swh[/ybkz]
en kısa zamanda van gogh'un starry night tablosunu bulup yapabilmek dileğimle![ybkz]swh[/ybkz]
artık benim de pazar sabahlarım için elit bir hobim olsun, bir fincan black kahve koyup hafif müzik eşliğinde puzzle çözeyim, adım adım puzzlenin oluşum sürecini fotoğraflayıp facebook'ta paylaşayım, bitirdikten sonra çerçeveletip duvara asayım ya da sevdiğim birine doğum gününde hediye edeyim...gibi fikirlerle puzzle almaya karar verdim ve hemen d&r ye gidip, uzman nidasıyla ürünleri inceledim. kararımı vermiştim.
ulan senin bokun ne gidip 1000 parçalık puzzle alıyorsun? al 100 parçalık dandirik bi puzzle, hem paran cebinde kalsın hem kanser olma. hadi aldın diyelim 1000'lik, bari kolay bişey alsana dangalak! ne bok yemeye gidip van gogh'un yıldızlı gecesini alıyorsun. ilkokulda türkiye haritası pazılını çözemeyen adamın yıldızlı geceyle ne işi olur?
pazılımı aldıktan sonra hemen evimin yolunu tuttum. eve varınca odanın kilimini ayağımla köşeye ittirip kendime bir "hobi alanı" açtım. pazıl poşetini dişimle yırtıp, parçalarını yere dökmeye başladım. lan bitmiyo amk dök dök. bir de parçaların hepsi aynı renk. nasıl ayıracam ben bunları? hemen renk tasnifi yapmaya karar verdim fakat ayırdığım kısım toplamın %10'unu geçmedi. resmin sağ üst kısmında ay var ya bi tane, o yüzde 10'luk kısım ora işte. fakat elimde bir yığın mavi pazıl parçası vardı.
işte o anda kardeşim yetişti hızır gibi. "çekil lan mal, böyle mi çözülür bu" diyerek internetten iki dakika önce baktığı pratik bilgilerle bir ustaymışçasına pazılı çözmeye koyuldu. "önce kenarları oluşturmak lazım, bi tarafı düz olanları ayıklayalım" dedi ve o andan sonra odanın ortasında iki tane herif farklı şekillerde kesilmiş renkli karton parçalarını domala domala ayıklamaya koyuldu. odaya giren surattan önce iki tane terlemiş göt görüyordu.
iki kardeşin insanüstü çabaları neticesinde çerçeve hazırlanmış ve çerçevenin sağ üst kısmına daha önceden yapılmış olan ay yerleştirilmişti. ama yok arkadaş... devamı gelmiyordu. öyle koyuyoruz yok, böyle koyuyoruz yok, olmuyor! saatlerce uğraşmamıza rağmen elimizde sikindirik bir çerçeve ve 40-50 parçalık bir ay vardı. van gogh eserini bu halde görse yemin ediyorum kulağını değil gırtlağını keserdi. daha sonra bel ağrısı ve yorgunluğa yenik düşüp domalmayı başka zamana erteleme kararı aldık.
o puzzle yerde bir kaç gün öylece kaldı. 10-15 parça daha eklemeyi başardık fakat bizim için sınır buydu. erdemli bir şekilde puzzle çözmenin bize göre olmadığına karar verip parçaları tekrardan kutuya koyduk ve kuzene gönderdik. bir hafta sonra yapılmış şekilde getirdi pezevenk.
puzzle benim neyime amk... kahveyi de sade içemem ayrıca.
ulan senin bokun ne gidip 1000 parçalık puzzle alıyorsun? al 100 parçalık dandirik bi puzzle, hem paran cebinde kalsın hem kanser olma. hadi aldın diyelim 1000'lik, bari kolay bişey alsana dangalak! ne bok yemeye gidip van gogh'un yıldızlı gecesini alıyorsun. ilkokulda türkiye haritası pazılını çözemeyen adamın yıldızlı geceyle ne işi olur?
pazılımı aldıktan sonra hemen evimin yolunu tuttum. eve varınca odanın kilimini ayağımla köşeye ittirip kendime bir "hobi alanı" açtım. pazıl poşetini dişimle yırtıp, parçalarını yere dökmeye başladım. lan bitmiyo amk dök dök. bir de parçaların hepsi aynı renk. nasıl ayıracam ben bunları? hemen renk tasnifi yapmaya karar verdim fakat ayırdığım kısım toplamın %10'unu geçmedi. resmin sağ üst kısmında ay var ya bi tane, o yüzde 10'luk kısım ora işte. fakat elimde bir yığın mavi pazıl parçası vardı.
işte o anda kardeşim yetişti hızır gibi. "çekil lan mal, böyle mi çözülür bu" diyerek internetten iki dakika önce baktığı pratik bilgilerle bir ustaymışçasına pazılı çözmeye koyuldu. "önce kenarları oluşturmak lazım, bi tarafı düz olanları ayıklayalım" dedi ve o andan sonra odanın ortasında iki tane herif farklı şekillerde kesilmiş renkli karton parçalarını domala domala ayıklamaya koyuldu. odaya giren surattan önce iki tane terlemiş göt görüyordu.
iki kardeşin insanüstü çabaları neticesinde çerçeve hazırlanmış ve çerçevenin sağ üst kısmına daha önceden yapılmış olan ay yerleştirilmişti. ama yok arkadaş... devamı gelmiyordu. öyle koyuyoruz yok, böyle koyuyoruz yok, olmuyor! saatlerce uğraşmamıza rağmen elimizde sikindirik bir çerçeve ve 40-50 parçalık bir ay vardı. van gogh eserini bu halde görse yemin ediyorum kulağını değil gırtlağını keserdi. daha sonra bel ağrısı ve yorgunluğa yenik düşüp domalmayı başka zamana erteleme kararı aldık.
o puzzle yerde bir kaç gün öylece kaldı. 10-15 parça daha eklemeyi başardık fakat bizim için sınır buydu. erdemli bir şekilde puzzle çözmenin bize göre olmadığına karar verip parçaları tekrardan kutuya koyduk ve kuzene gönderdik. bir hafta sonra yapılmış şekilde getirdi pezevenk.
puzzle benim neyime amk... kahveyi de sade içemem ayrıca.
iki sene önce günlerimi başında geçirdiğim, 6 adet 1000 parçalığı seve seve yaptığım, yakın zamanda yine yeniden başlayacağım uğraş.
müptelası harbi korkutucu olan oyun gibi bul'maca.
ciddi manada ilk kez 1000 parçalık piatnik ile başladığım, ravensburger ile devam ettirdiğim uğraşım. görsellerinin gerçekten güzel olmasına özellikle dikkat ediyorum ki çerçeveletip duvarıma asabileyim. kaliteyi henüz başlarda yakalamışım sözlük, ötesi yok.
hedef; babil kulesi, 6000 parça, ravensburger yine.
hedef; babil kulesi, 6000 parça, ravensburger yine.
insan sabrını zorlayan ama bitirdikten sonra "işte bunu ben yaptım.ben çok zekiyim." dedirten hava atma uğraşı...
mantelite olarak parçaları birleştirme oyunudur. mantık ister zeka ister.
aksi halde insan bünyesi hata verebilir.
aksi halde insan bünyesi hata verebilir.
resmi güzel olanlarını seçip duvarıma astığım çokta şık olan insanı düşünmeye sevk eden uğraş.gideyimdeeee yarın bir tane alayım kendime artık ne zamana biterse...
1000 parça olanından ''mutluluğun resmi'' ni almıştım ama bitirene kadar tamamen bir psikolojık savas verdiğim uğraş.
türkçesi "yap boz" olarak bilinen, fakat çok parçalı olanlarında sadece yap fiilinin anlamlı olduğu, sabır isteyen, sırt ağrılarına sebep olan ve bittiğinde hüzünle karışık sevinç yaratan boş zaman eylemi, bir çeşit hobi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?