nefes alamamak

semt bizim aşk bizim
hayatta olduğun halde; sanki öyle değilmiş gibi hissetmek.

bazı şeyler yanlış gider, gücün kalmaz, tuttuğun dalı bırakmaya kalkışırsın.. tükenmişsindir. nefes almaya çalıştıkça daha da yorulursun. bir umut ışığı görüp derin bir soluk alırsın ama boşunadır oksijen gitmez ciğerlerine. duvarlar üstüne üstüne gelir. gözün kararır, boğazına takılan şeyi atmaya çalışırsın..

oksijen, sadece biraz daha oksijen.
huzur tribünde
sanki hepsi birbirini bekliyormuş gibi üst üste gelen kötü haberler sonrası boğazın düğümlenme durumu. içim bunaldı, içim sıkılıyor. biliyorum, ne yazık ki yalnız değilim.
ben öyle bi insan mıyım
son günlerde kronikleşmeye başlayan sorunum, dert-i solunum.

sigaradan mı, kontrolden çıkmaya başlayan kilolardan mı, duvarlardan mı, havalardan mı, havasızlıktan mı, bitmeyen bekleyişlerden mi, kaybedişlerden mi, hiç bilmiyorum.

ilk 2 tanesinden biri olsa sevineceğim neredeyse, o derece. at oturdu resmen ciğerlerimin üzerine.
huzur tribünde
üzüntü, sıkıntı, stresin toplamıyla oluşan durum.

ben artık kötü haber almaktan, kayıplar yaşamaktan, kayıplar sonrası aynı tabloyu, annelerin yüreklerinin parçalanışını görmekten, türk polisini kahraman ilan edenlerden, kendi ülkesini yok sayıp ama suriye diyenlerden, 1-2 saat sonra hiçbir şey olmamış gibi ekrana çıkacak olan başbakan'dan, ülkede yaşanan olayları ekrana getirmeyen ve getirmeyecek olan televizyon kanallarından, haklının haksız olup eziyet görmesinden çok sıkıldım.

huzur tribünde
babasız kalan şehit çocuklarını, evladını toprağa gömen şehit ailelerini düşündükçe imkansızlaşan durum.

son günlerde gerçekten büyük bir çöküntü içindeyim ve bu durumda tek olmadığımı biliyorum. böyle zamanlarda nasıl dik durulabilir bilmiyorum ama tek istediğim son bulsun. çok imkansız bir şey istedim biliyorum.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol