mustafa denizli

2 /
la bebe
Hocası olduğu iran takımı persepolis'in, son 7 dakikasına 10 kişiyle ve 2-0 yenik girdiği maçı çevirip 3-2'ye getirmesiyle tarihe geçmiş olan spor adamı.

http://www.sporbucks.com/haber/15805/mustafa-denizli-tarih-yazdi
sy3706
şu zor dönemde takımımın başında görmek istediğim teknik adam. ekrem, holosko, bobo, yusuf,serdar özkan gibi adamlarla bu takımı çifte şampiyon yapmıştı. şu anki kadroyla daha başarılı olur.
cengizselcuk
medyadaki gucunu anlayamadigim teknik direktördür. ne zaman teknik kelimesinin t si geçse şakşakçılar denizli demeye başlıyor.. noluyor ki ? para mı alıyonuz ?
gidiyorum bu
büyük mustafa'dır. altay'da oynarken arada takımını ekip istanbul'a beşiktaş'ın maçlarını izlemeye gelen adamdır. bunun yanında "netice" sözcüğünü telaffuz ederken ortadaki "i" harfini düşürerek "netce" olarak söylemesi şahsımda ayrı bir sempati yaratır.

netcede bu futbol. netcede bu bir oyun.

teknik direktörden ziyade futbol direktörü olarak benim için beşiktaş'a en ideal isimdir.
dcgulse
iyi bir teknik adamdır. burası kabul ayrıca kendi döneminde yaptığı transferlerde de çok başarılı olmuştur[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz]. beşiktaş'ta kısa dönemde de başarılı olmuştur. ancak beşiktaş'ın şu anda ihtiyacı olan kısa dönemde başarı mıdır? yoksa sağlıklı bir yeniden yapılanma mıdır? mustafa denizli'nin daha önceden yeniden yapılanma ile ilgili somut bir başarısı var mıdır? genç oyuncuları oynamadaki hevesi ve düşünceleri nelerdir? altyapıya önem verir mi? belirli bir sistemi oturtmaya çalışır mı takımda?

iyi bir teknik adamdır fakat beşiktaşımızın aradığı kan değildir.
champion
---------------alıntı---------------
Beşiktaş'ın son şampiyonluğunda teknik direktörlük koltuğunda oturan isim olan Mustafa Denizli, siyah beyazlı camianın kendisini çağırması halinde yeniden göreve gelebileceğini ifade etti.
---------------alıntı---------------
david ginola
2012-13 sezonu için (b: beşiktaş)'ın gündemindeki hocadır.

mesele şu ki, bir grup beşiktaş taraftarı kendisini istemiyor. şimdi ben bu arkadaşlara sizin ben beyninizi sikeyim diyerek kısa kesebilirim. ama uzatacağım.

önce apoletinden başlayalım; bilindiği gibi kendisi 3 büyük kulübü şampiyon yapan tek teknik direktördür.

kariyerine baktığımızda; teknik direktörlüğe başladığı ilk sezon, başına geçtiği galatasaray'ı şampiyon yapmıştır. üstelik en yakın rakibi beşiktaş'a 12 puan fark atarak. bir sezon sonra ise; (b: şampiyon Kulüpler Kupası)nda yarı final gördü denizli.

bir adam düşünün, henüz teknik direktörlüğe başlayalı 2 yıl olsun ve 40 yaşında türk futbol tarihinin en büyük başarısına imza atsın...

devam ediyorum; denizli bu başarıların ardından (b: Alemannia Aachen)'e transfer olur. tuhaf değil mi? bir türk teknik direktör yurt dışına transfer oluyor... neyse orada karşılaştığı ırkçı muhabbetler ve taraftarla takışması sonucu bu macera fazla uzun sürmez ve tekrar (b: galatasaray)'a döner.

(b: galatasaray'daki ikinci dönemi)nde ilk sezon türkiye kupasını alır ve ligde ikinci olur. ertesi sezon bu defa kupa galipleri kupasında çeyrek finale yükselir... ve bu sezonun sonunda kulüpten ayrılır.

daha sonra (b: kocaelispor)'a imza atar. berbat giden kocaelispor'la harika işler başarır ve (b: uefa)'ya katılmaya hak kazanır. ve bu başarısının ardından (b: milli takım) teknik direktörü yapılır.

milli takımla beraber, (b: 2000 avrupa şampiyonası)na katılır ve (b: çeyrek final)e yükselir. turnuva sonunda görevi bırakır ve (b: fenerbahçe)'yle anlaşır.

uzun zamandır ligde saltanatlığını ilan etmiş (b: galatasaray)'ı alt ederek henüz ilk sezonunda şampiyon yapar (b: fenerbahçe)'yi. o dönem ki galatasaray kadrosu düşünüldüğünde bunun nasıl zor bir hadise olduğu görülebilir.

daha sonra şampiyonlar ligindeki başarısız performansın ardından görevden alınır.

2003 yılında vestel sponsorluğunda büyük hedeflerle yola çıkan manisaspor'un başına geçti. proje patladı. tüm ligi lider götürmelerine rağmen, olmadı. belki de kariyerindeki en büyük hata manisa tercihiydi.

daha sonra iran'a gitti. ve iranda da başarılı işler yaparak, orada baya baya sevilen bir sima haline geldi.

iran dönüşü bir süre yorumculuk yaptı. daha sonra tam anlamıyla siki tutmuş (b: beşiktaş)'ın başına geçti.

uefa'dan elenmiş, en büyük yıldızı holosko olan bir takımdan bahsediyorum. belki de yakın tarihin en berbat kadrosuydu o kadro...

ve (b: mustafa denizli) berbat geçen ilk yarının son maçı olan galatasaray deplasmanının ardından; "(b: 26. hafta görüşürüz)" dedi...

herkesin umudunu kestiği o takıma; fabian ernst ve yusuf şimşek'i aldı. bu iki isminde mucizevi katkısıyla o rezalet kadro mustafa denizli önderliğinde çifte kupa aldı.

o sezon ki durumu hatırlatmak maksadıyla şu videoyu izlemeniz yeterli;http://tinyurl.com/86peal2 [ybkz]swh[/ybkz]

ve o takım çifte kupa aldı.

bir sene sonra ise; beşiktaş tüpçünün abuk transfer politikasıyla ve bunun sonucu denizliyle arasının açılmasıyla beraber lige berbat başladı. tabata'ların, nihat'ların alındığı sezondan bahsediyorum.(b: tribün-başkan-hoca) gerilimi hiç bitmedi hemen hemen her maç başkana protestoyla geçti ve denizli sağlık sorunlarını bahane ederek bu ortamdan uzaklaştı. bence iyi de yaptı, zira tüpçü niyeti bozmuştu.

daha sonraki süreçte beşiktaş 2 yıldır -kadro kalitesi çok iyi olsa da- bir türlü toparlanamadı ve çöküş içerisinde...

şimdi mustafa denizli ile alakalı eleştirilere bakıyoruz;

- (b: takımı defansif oynatıyor).

yıllardır oynattığı hücum futboluyla adını duyuran, gerek milli takım düzeyinde gerekse kulüp bazında türkiye'nin "(b: az gol yiyelim, rezil olmayalım)" mantığını yok edip, deplasmanda dünyanın en büyük kulüo ve milli takımlarına karşı atak futbolu oynatmış ve neticesini de almış bir adam defans oynatıyor diye eleştiriliyor...

bu adam (b: galatasaray'la şampiyon olduğunda); 86 gol atarak ligin en çok gol atan takımı durumda. o sezon en yakın rakibine 20 gol fark atmış. sene (b: 87-88)
bu adam (b: fenerbahçe ile şampiyon olduğunda); 82 gol atarak ligin en çok gol atan takımı durumda. o sezon en yakın rakibine 5 gol fark atmış. sene (b: 2000-01)
bu adam (b: beşiktaş'la şampiyon olduğunda); 60 gol atarak ligin en çok gol atan 2 takımından biri. diğeri yine 60 gol atan fenerbahçe. sene (b: 2008-09)

çifte şampiyonluğun geldiği sene, aynı zamanda türkiye kupasında da -açık ara- en çok gol atan takımdı beşiktaş. (b: 9 maç 23 gol).

ertesi sezonu geç zaten. o sezon hiçbir şey yolunda gitmiyordu.

özet olarak; şuan ki mevcut durumda (b: bu takımın ilacı mustafa denizlidir).

onun kriz yönetimi hakkında ayrıca bir destan yazılabilir. önemli adamdır denizli.
şutmesafesişutpozisyonu
apoletleri falan tamamda bu adam benjamin button mu ? Yani 2 yıl önce sağlık sorunlarını gerekçe gösterekek takımdan ayrılan bu mustafa değil mi? Başkan 5 sene bizimle çalışacak hoca arıyorum diyor.
Mustafa hoca gelmiş 65 yaşına koy 5 sene yaş 70, yani yeni yapılanmada olacak iş değil.
Ayrıca mustafa hoca asla uzun vadeli çalışacak gençlere önem veren bir hoca değil, tam tersin 33 lük yusuf gibi adamları alıp takımı hedefe oynatan hoca tipidir. Yani hem yaşlı olması hemde yeni yapılanmaya uygun olmaması ile bence şu anda beşiktaşa hiç bir katkısı olamayacaktır.
Artık gençlere şans vermek zamanı.Mustafa hocanın bize kazandırdığı 2 kupalı sezon, ve ilk kez bir türk teknik direktör olarak beşiktaşa şampiyonluk yaşatan hoca olarak hep kalbimizde ayrı bir yeri olacaktır.
Ama artık bu ilişki yürümez. Olmayacak duaya amin denilmez.
gidiyorum bu
benim ölçülerimde bir futbol entelektüelidir. ancak ağalar erenler meseleyi biraz yanlış yerden tutuyoruz gibime geliyor. bir organizayondan bashediyorsak ki burada bahsi geçen özne beşiktaştır. bu organizasyonun başında bulunan kişilerin ortaya koyduğu hedefleri işaret eden söylemlerden yola çıkmamız gerekir.

büyük mustafa, bahsedildiği üzere kriz yönetiminin futbol anlamında kitabını yazmıştır evet. kalın diye kimse okumaz belki. o daha başka bir tartışma konusu. beşiktaş'ın başına geçtiğinde de, fenerbahçe'nin başına geçtiğinde de ortak paydaya bakarsak camianın acil şampiyonluk beklentisidir. bir başka deyişle o dönem ki krizin tanımı budur. ancak şu an ki beşiktaş'ın yüz yüze olduğu kriz şampiyonluktan daha ötededir. ekonomik dar boğaz belirgin manâda sportif dar boğazın önüne geçmiştir. bu doğrultuda yönetici konumunda bulunanlar kısa vadede şampiyonluktan ziyade uzun vadede yeniden ekonomik ve sportif yapılanma üzerine plânlamalarını yapmışlardır. en azından söylem bazında durum bunu işaret ediyor.

büyük mustafa bu bağlamda beş yıllık bir dönem için teknik direktör olarak düşünülür mü. ben buna bir çırpıda evet diyemem. itiraf etmek gerekir ki öz kaynak düzeni ile de arası çok hoş değildir. olmuş oyuncuları kullanmayı tercih eder. kariyeri düşüşte de dahi olsa bu oyuncuları yeniden ayağa kaldırır. yineliyorum çok önemli yeteneklerle donatılmamışsa kolay kolay genç bir futbolcuya düzenli forma şansı vermez. ama rahattır büyük mustafa. maç öncesi maç sonrası söylemleriyle sizi rahatlatır. herhangi bir kritik maç öncesi beş tane eksiğiniz olsa, öyle bir tebessüm eder ki sanki hazırlık maçına çıkıyormuşsunuz havası yaratır. 26. haftayı bekleyin diyerek spor basını ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynar mesela. kötü oynayıp yenildiğiniz bir maç sonrası öyle bir demeç verir ki, yarın şampiyonluk maçına çıkacağınızı düşündürebilir size. camianın moral motivasyonunu gerek beden diliyle gerek söylemleriyle en üst seviyede tutar.

fakat "beş yıl çalışacağımız bir hoca düşünüyoruz" cümlesinin kesin karşılığı mustafa denizli midir? ben öyle bir mustafa denizli tanımıyorum. ama "on yıl çalışacağımız bir futbol direktörü düşünüyoruz" derseniz benim tanıdığım bir büyük mustafa var.

beynime bir iş gelmeyecekse beşiktaş'ın futbol direktörü/yöneticisi olarak görmek istediğim isimdir.[ybkz]swh[/ybkz]
fener=cimbom
benim gözümde şu an bu takımıda camiayıda idare edebilecek tek hoca.adam zaten yaşlı kurt basın üstüne gidemez,yönetimi kolay kolay kendi işine karıştırmaz.
la vittoria sara nostra
apoletlerinden, rütbelerinden, başarı ve başarısızlıklarından daha önceki entrylerde sıklıkla bahsedilmiş teknik adamdır. bu sebeple o konulara hiç girmeyeceğim.

benim gözümde beşiktaş'ın şu anki durumuna en uygun teknik adam kendileridir. elindeki kaynakları kullanmasını bilen ve gittiği ortama çok çabuk adapte olup, ortamda köklü değişiklikler yapmadan başarılı olabilecek bir adamdır denizli[ybkz]swh[/ybkz].

şöyle ki; mustafa denizli, beşiktaş'a geldiğinde elimizde bulunan kadro defans açısından oynamaya daha elverişli bir kadroydu. iyi savunma yapabilen oyuncular vardı beşiktaşımızda ancak ofans futbolu oynamak için takımın hücum yollarının köklü bir değişiklikten geçmesi gerekiyordu. denizli ne yaptı? defans futbolunu çok çok iyi oynayan, ama ileriyi de görebilen bir adet fabian ernst ile orta sahaya müthiş bir takviye yaptı. ardından da ofansif yönden iyi bir oyuncu olan ama biraz ağır da kalsa defanstan gelen topu ileriye paslarla çıkarabilecek olan yusuf şimşek alındı takıma. şüphesiz ki ara transfer döneminde yıldız transfer etmek pek de iyi olmazdı, denizli de bunu yaptı. sonrasında özellikle ernst ve belli anlarda yusuf'un katkıları ile beşiktaşımız o sezon çifte şampiyon oldu. üstelik alt yapıdan genç oyuncu yetiştirmek yerine şişirme yıldızlarla [ybkz]swh[/ybkz] şampiyonluk isteyen bir başkan ve yönetimine rağmen.

sonrasında ne oldu?

çift kupayla şampiyon olmuş bir beşiktaş'ın artık çok daha büyük işler yapması, çok büyük transferler yapması lazımdı diye düşünmüş olacak ki sayın yıldırım bey, takımı gençleştirme adına beşiktaş'ın çocuğu nihat kahveci takıma katıldı. tabata geldi, o oldu, bu oldu.

çifte kupa kazanmış takımdan elde pek bir şey de kalmadı açıkçası. başta denizli.

ardından eldeki takımın kapasitesi göz önüne alınmadan schuster getirildi takımın başına. sayın schuster'e de çok büyük saygım var ancak; defans ağırlıklı oynayan ve ağır futbolculardan kurulmuş bir takıma üç dört tane müthiş ofans özelliği olan, dünya çapında yıldızları bile alsanız, başlarına da schuster gibi ofans futbolunun kitabını yazmış bir adamı getirseniz bile başarılı olamazsınız. sebebi ise bellidir açıkça; hatlar arasındaki kopukluk.

şimdi elimizde iyi kötü iki sezonunu tamamlamış, az çok oturmuş bir takım var. carvalhal ile iyi ya da kötü bir takım olma bilinci de yakaladılar üstelik. sonrasında tayfur alt üst etse de bütün dengeleri şu anki beşiktaş için en ideal hoca denizlidir.

çok değil sadece orta saha ve defansın kanatlarına, ileride hücum futbolu oynayacak adamlarla birlikte oynayacak ayarda üç bilemedin dört transfer ile her türlü şampiyonluğa ambargo koyacak bir takımdan söz ediyorum size.

kadro kalitesine bakın, bir iki nokta transferle o kadronun geleceği hale de bir bakın. sonrasında ise denizli gibi bir futbol antrenörü ve entelektüelinin o kadronun başında olacağına, oyunculara katacağı motivasyona da bir göz atmakta fayda var. üstelik herhangi bir avrupa kupasında mücadele edemeyecek olmamız da işin tuzu, biberi, hazırlanma sürecidir kanımca.

hayırlı ve de uğurlu olsun efendim.
şutmesafesişutpozisyonu
eğer haber doğru ise onaylamadığım ve beşiktaşa yararı olacağına inanmadığım hocadır kendisi. Asla gençlere önem veren bir hoca değildir ve 5 yıl değil bir takımda 3 yıl bile çalışmışlığı yoktur tüm kariyeri boyunca.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol