çocuk değil de babası tam bir kerodur. türkiye'de bir baltaya sap olamamış bir şekilde hasbel kader işçi olarak gitmiş, en köhne kıytı köşesine yerleşmiş sürekli ikinci sınıf muamelesi görmüş, siyah kafa olduğu için cluplara alınmamış. oralarda ucuz olan bmw mercedes benz'ini satın almış köşeye de 40.000 ''mark'' biriktirip orada da yapamayınca sonunda ikinci jenerasyon çocuğuyla türkiye'ye mercedes benz ya da bmw 5.20'si ile dönmüştür ki bu arabanın tabanında askılık vardır. ve arkasındaki çamurluklar yere sürter.
çocuğun saçlar ve konuşma tarzı zaten offsidedır. yine tutunamazlar. her mevzuda almanya böyle almanya şöyle biz almanya'da böyle yapardık aaa almanya'da hiç böyle olmuyor diyerek konuyu biz almanya görmüş sizden ilerideyiz ayağına getirir bunu yapan ise işçi olarak gittiği almanya'ya doğulu ameledir. ne adam gibi almanca konuşabilir ne de türkçe.
fazla gelişmemişler ilk geldiklerinde ''übermensch'' zannederler ama bildiğin angutun ta kendisi çıkınca bu muydu lan der.
son olarak yurtdışına çıkan kardeşlerimiz bir şekilde yabancılarla tanıştıklarında yok artık sen türk olamazsın ya italyansın ya da ispanyol diyorsalar bilin ki nedeni bu ameleler yüzündendir.
ülkenin en sığ en görmemiş adamları işçi olarak gittiklerinden be türk sıfatı taşıdıklarından orada türkler öyle biliniyor..
mahalleye almanya'dan gelmiş çocuk
vakti zamanında almaya'ya göç etmiş veyahutta doğma büyüme alman olup günün birinde bir türk mahallesine yolu düştükten sonra çeşit çeşit duruma maruz kalan çocuktur. bir kere biz yurdum mahalle çocukları tarafından ilgi ile izlenen, sanki insanüstü bir şeymiş gibi karşılanması vardır ki mahalledeki tüm çocuklar bu almanya'dan gelmiş çocukla oynamak ister. çünkü mutlaka çok değişik pahalı oyuncakları vardır. onu geçelim bir kere almancılar her yurda dönüşünde büssürü büssürü çikolata getirirler ve o çikolataların tadı içindekiler falan sanki dünya üzerinde yokmuş gibidir.
misal ben ilk pateni almanya'dan gelme bir çocukta görmüştüm, acayip ilginçti. çocuk bildiğin tekerlekli garip bir şeyle bizim mahalle yokuşundan aşağıya iniyordu, oldukça da şişmandı, bok gibi de parası vardı. mahalle bakkalımız bile çocuğa karşı aşırı bir hayranlık besliyordu. bok gibi parası olması dışında da bok gibi de yerdi. türkçe konuşamaz çok da anlamazdı, biz de nasıl olsa anlamıyor diye söver söver dururduk. sonra o da bunları annesine gidip sorardı annesi de mahallenin tüm çocuklarından nefret ederdi, sonra annesi bizimle oynamaması için çocuğu eve kilitledi resmen. zaten bir daha hiç gelmediler. bir entry güzel bir tanımla başlamışken nasıl kişiselliğin dibine vurur görerek yaşamış olduk. aferin bana. yine batırdım.
misal ben ilk pateni almanya'dan gelme bir çocukta görmüştüm, acayip ilginçti. çocuk bildiğin tekerlekli garip bir şeyle bizim mahalle yokuşundan aşağıya iniyordu, oldukça da şişmandı, bok gibi de parası vardı. mahalle bakkalımız bile çocuğa karşı aşırı bir hayranlık besliyordu. bok gibi parası olması dışında da bok gibi de yerdi. türkçe konuşamaz çok da anlamazdı, biz de nasıl olsa anlamıyor diye söver söver dururduk. sonra o da bunları annesine gidip sorardı annesi de mahallenin tüm çocuklarından nefret ederdi, sonra annesi bizimle oynamaması için çocuğu eve kilitledi resmen. zaten bir daha hiç gelmediler. bir entry güzel bir tanımla başlamışken nasıl kişiselliğin dibine vurur görerek yaşamış olduk. aferin bana. yine batırdım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?