türkiye'de yaşayan kimsenin ağzının tadı, huzuru ve neşesi kalmadığı için , doğal olarak bundan etkilenen sözlük. 13 yılda geldiğimiz nokta bu, ne neşemiz kaldı , ne yaşama sevincimiz ne de umudumuz. bizi bugüne getirenleri lanetliyorum.
kartal sözlük
6 saati aşkın süredir kimsenin entry girmediği sözlük.
6 yıldır ayakta duran sözlük. hayatıma bir sürü iyi ki katmıştır.
sen de iyi ki.
https://www.youtube.com/watch?v=ZeTjmp2x8i8
sen de iyi ki.
https://www.youtube.com/watch?v=ZeTjmp2x8i8
Bir bebek gibi ellerimizin arasında büyüdüğünü izlediğimiz Sözlüğümüz.
Iyi ki var ve iyi ki kurulmuştur.
Iyi ki var ve iyi ki kurulmuştur.
beşiktaş diye bir derdi olan güzel insanların, kurucuları ve ardından bu bayrağı değişik zamanlarda belli belirsiz sürelerde taşıyan gecesini gündüzüne katan yazarlara 6. senesi vesilesi ile teşekkür ettiğim nice senelere hep birlikte dediğim sözlük.
uzun zaman sonra ziyaret ettiğim özlemiş miyim ne dediğimdir.
Nice uzun yıllar yanıbaşımızda dursun dilediğim sözlükcan. Emeği geçenin, ayakta durması için alın teri döken herkesin eline sağlık. Yazılacak çok entry var!
Şimdi bir de aklıma şey geldi, twitter'da açılmış olan #KartalSözlük6Yaşında etiketinde, sözlüğün geride bıraktığı yaşında yazılmış en güzel entryler paylaşılabilir.kime göre neye göre güzel olduğu da paylasana kalmış tabii. Evet.
Neyse. Akşam radyoda halay çekcez.
Şimdi bir de aklıma şey geldi, twitter'da açılmış olan #KartalSözlük6Yaşında etiketinde, sözlüğün geride bıraktığı yaşında yazılmış en güzel entryler paylaşılabilir.kime göre neye göre güzel olduğu da paylasana kalmış tabii. Evet.
Neyse. Akşam radyoda halay çekcez.
2.5 yıllık yazarı olarak, doğum gününü kutladığım(ız) sosyal medyadaki mabedimiz.
nezih barut doğum günü videosu gibi video mu yapsak napsak?!
b--eşiktaş
ö--zgür
r--uh hastası
p--ozitif
l--ider
i--brahim üzülmez
(bkz: börpli)
nezih barut doğum günü videosu gibi video mu yapsak napsak?!
b--eşiktaş
ö--zgür
r--uh hastası
p--ozitif
l--ider
i--brahim üzülmez
(bkz: börpli)
(bkz: 6)
(bkz: #KartalSözlük6Yaşında)
gelmesek de görmesek de...o söz bizim lüğümüzdür..
tarayıcımın sık kullanılanı, özgürlük alanım iyi ki varsın!
durgunluğa son verip, hareketli günler yaşaması gereken sözlük.
(vurgula: az çok demeyelim entry girelim. )
(vurgula: az çok demeyelim entry girelim. )
takım olarak iyi durumda olduğumuzda sözlük dibe çöküyor. takım kötüyken sözlük entry rekoru kırıyor.
içler dışlar çarpımı gibi bişey mi bu anlamadım. valla rotamız ters bizim.
içler dışlar çarpımı gibi bişey mi bu anlamadım. valla rotamız ters bizim.
özlenilen yerdir.
2. kayseri deplasmanı organizasyonu ile asli görevini gerçekleştirmiş sözlüktür. 9 kişi ile deplasman yapmış, takıma destek olmuştur.
darısı basketbol maçlarına, hentbol maçlarına, voleybol maçlarına
entry sayısı, yazar kalitesi önemlidir ama esas amaç beşiktaş'tır
darısı basketbol maçlarına, hentbol maçlarına, voleybol maçlarına
entry sayısı, yazar kalitesi önemlidir ama esas amaç beşiktaş'tır
sürekli geriye doğru giden sözlük. bir zamanlar şairler parkında 20 küsür insan olduğu olurdu. günlük 500-600 entrylerin olduğu günler olurdu. interaktif sözlükler sıralamasında 7. olduğumuz olurdu.
ben, pepük, dingoc, gidiyorum bu, barcelona kartalı, koktengri, şutmesafesişutpozisyonu, kadıköy panteri, barcelona kartalı, huzur tribunde, artin, anonymous, genckartal301 ve khalkedonian var bir sürekli takılan tayfadan. unuttuğum varsa affola.
neredesiniz allasen ?
takım doludizgin hedefe yürüyor, avrupa'da yolumuza devam ediyoruz, ama sözlükte çıt yok.
her maç öncesi deli gibi entry girilen, maç sonrası analizlerin olduğu bir sözlük vardı. maç olmayan günlerde bile bir canlılık vardı. özellikle belli başlı saatlerde 10'un üzerinde online yazarın olduğu zamanlar vardı.
eskiler toplu olarak geri dönmeli sözlüğe. tabiki zorlayamam kimseyi, sadece öneri bu. nickini ilk defa gördüklerimi şairler parkında görüyorum, adam bakıyor hareketsiz ortam girmiyor bir daha. gelin; gelin ki, şenlensin şuralar. eskiler geldikten sonra yeniler de uyum sağlayıp aileye katılacaktır.
ben, pepük, dingoc, gidiyorum bu, barcelona kartalı, koktengri, şutmesafesişutpozisyonu, kadıköy panteri, barcelona kartalı, huzur tribunde, artin, anonymous, genckartal301 ve khalkedonian var bir sürekli takılan tayfadan. unuttuğum varsa affola.
neredesiniz allasen ?
takım doludizgin hedefe yürüyor, avrupa'da yolumuza devam ediyoruz, ama sözlükte çıt yok.
her maç öncesi deli gibi entry girilen, maç sonrası analizlerin olduğu bir sözlük vardı. maç olmayan günlerde bile bir canlılık vardı. özellikle belli başlı saatlerde 10'un üzerinde online yazarın olduğu zamanlar vardı.
eskiler toplu olarak geri dönmeli sözlüğe. tabiki zorlayamam kimseyi, sadece öneri bu. nickini ilk defa gördüklerimi şairler parkında görüyorum, adam bakıyor hareketsiz ortam girmiyor bir daha. gelin; gelin ki, şenlensin şuralar. eskiler geldikten sonra yeniler de uyum sağlayıp aileye katılacaktır.
zorla güzellik olmaz. gelmeyen gelmesin.
ezbere ve zoraki entry'den ziyade var olan arkadaşların içten yazdıkları iki kelam yeter.
takım kötüyken buralar yangın yeriydi. hayatta böyle zaten kötüyken dil papuç kadar, iyiyken çıt yok.
şurada şenol hoca'ya, gomez'e rhodolfo'ya aferin demek zor değil. ya da yerin dibine sokmakta zor değil.
ben kestim ümidi artık. beşiktaş'lı olup sözlük mantığı güden insanların sayısı bu kadar işte.
enseye iki tane indirip yaz diyemeyiz ya!
gerçi onu da yaptık ama nafile.
giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir.[ybkz]swh[/ybkz]
ezbere ve zoraki entry'den ziyade var olan arkadaşların içten yazdıkları iki kelam yeter.
takım kötüyken buralar yangın yeriydi. hayatta böyle zaten kötüyken dil papuç kadar, iyiyken çıt yok.
şurada şenol hoca'ya, gomez'e rhodolfo'ya aferin demek zor değil. ya da yerin dibine sokmakta zor değil.
ben kestim ümidi artık. beşiktaş'lı olup sözlük mantığı güden insanların sayısı bu kadar işte.
enseye iki tane indirip yaz diyemeyiz ya!
gerçi onu da yaptık ama nafile.
giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir.[ybkz]swh[/ybkz]
en popüler sözlük olan ekşi'de yazar olsam bile girmeyi ve günde tek entry de olsa yazmayı asla bırakmayacağım, kendimi evimde hissettiğim, sık kullanılanlar çubuğumda en asil logoya sahip interaktif sözlük.
ne kadar beşiktaş'lı varsa gelmeli. buradaki insanların hepsi kendi dilinizden konuşan insanlar. çoğunlukla aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevindiğimiz insanlar.
rağbet görme konusuna girersek; bana göre en büyük nedeni burada tartışma olmaması. herkes beşiktaş'lı olduğu için kimse kimseyle uzun uzun atışmalara girmiyor. düşmanlık olmadığı için insanlar karşıt görüş içeren entry'lere gülüp geçiyor. böyle olunca canlılık ortadan kalkıyor.
mesela şu dnipro'dan transfer etmek istediğimiz stoper için "şutmesafesişutpozisyonu" ağabeyim "gerekli değil, bize fayda sağlamaz" şeklinde bir entry girmiş. ben de kendi kendime "her halde bir bildiği var ki böyle yazıyor" dedim ve başka bir başlığa geçtim. kötülük aramıyorum çünkü adam en az benim kadar beşiktaş'lı (ki ben beşiktaş gol attığında açık söyleyeyim yaşımdan, başımdan utanmadan ağlayan, maç esnasında kalbi ağzından gelecekmiş gibi heyecanlanan biriyim). kötülük aramadığım için de cevap niteliğinde bir entry girme ihtiyacı hissetmiyorum.
şimdi taraftar sözlüğü değil de, normal bir sözlükte, rakip takım taraftarı tarafından aynı futbolcu için girilen entry muhtemelen bir beşiktaş'lıyı irite edecek bir içeriğe sahip olacaktır. bu beşiktaş'lı da cevap vermek niyetiyle başka bir irite edici entry kasacak. sonra bir bakmışsınız başkaları da gelmiş 10 dakika içinde 30-40 tane entry girilmiş. yani entry sayısı kavga katsayısıyla doğru orantılıdır.
sözlüğü bir nebze de olsa canlandırabilecek çözümse; facebook, twitter gibi sosyal medya araçlarında tanıdığınız sayfa sahiplerine sözlüğün reklamını yaptırmaktır. gerçi benim o tip sitelerde hesabım yok. kullanmıyorum yani. onun için o işler öyle kolay mı pek bilmiyorum. sadece bir fikir. ama ben eminim ki bu sözlüğün varlığından haberi bile olmayan binlerce taraftarımız vardır. benim bile 1 yıl önce haberim oldu.
uzun lafın kısası tartışma yok, kavga yok, birbirine küfür eden insanlar yok. mesela dün ya da önceki gün ekşide, fb'nin oynadığı son maçın başlığında aralıksız 25-30 tane, içinde "orospu çocuğu" geçen entry okudum. herkes birbirine küfür ediyor, anneler yerlerde geziyor. hal böyle olunca bu sözlüğe ilgi de olmuyor. çünkü adamın canı sayıp, sövmek, kavga etmek istiyor. ayrıca bu yazdıklarımdan da türk toplumunun genel profili hakkında harika bir beşeri ders çıkıyor.
örneğin; siz neden bu iki "göt"ün aralarında oynadığı maçların "dünya derbisi[ybkz]swh[/ybkz]" olarak lanse edildiğini sanıyorsunuz? çünkü her maç futbol oynamak yerine kavga ediyorlar. taraftarları birbirlerine giriyor. sahanın içinde futbolcular yaka paça, horoz dövüşü gibi üst üste çıkıyorlar. bu da türk insanını eğlendiriyor. yani eğlence anlayışımız kavga ve şiddet bizim. çocukken bile sokakta benden yaşı büyük ağabeyler "sen falancayı dövebilir misin?" diyerek arkadaşlarımla kavga ettirirlerdi beni ve bununla eğlenirlerdi.
pekiyi ya bu iki "göt"ün bizimle oynadıkları maçlar? neden "derbicik" dediler geçen yıl? çünkü beşiktaş çıkıyor top oynuyor, kavga gürültü bilmiyor, bizim çocuklara vursan öyle saf saf etrafına bakıyor, beşiktaş'lı yöneticiler maçtan sonra çıkıp "asarım, keserim" deyip, ortamı gerip, gündem oluşturmuyor. bu da medyanın beşiktaş'ı arka plana itmesine ve "göt"lerin ön sayfalara çıkarılmasına sebep oluyor. çünkü beşiktaş'ta sahada oynanan oyun dışında başka mevzu yok. bunlar ön sayfada olunca lick tv daha çok kazanıyor, "acaba bu maçta nasıl kavga edecekler" deyip daha fazla insan abone oluyor, spor medyası daha fazla gazete satıp, tv'de daha fazla izleniyor, spor yorumcusu kılığındaki soytarılar gevezelik etsinler diye daha fazla malzeme çıkıyor. işin bir de siyasi yönleri var ancak burada tartışması pek yararlı olmayacağı için girmek istemiyorum.
işte bunlar ve bunlar gibi şu an aklıma gelmeyen başka nedenlerden dolayı beşiktaş hem magazinsel, hem de sportif açıdan son yıllarda geriye düşürüldü. bu geriye düşüş de taraftarımızın beşiktaş'a olan genel ilgisini de aşağılara çekti. hasta beşiktaş'lı olan babam sinirlenip, üzüldüğü için beşiktaş maçı izlemez, beşiktaş gündemini takip etmez oldu. önce ilgiyi tekrar artırmak lazım. bu da ligi şampiyon bitirerek olacak bir şey. öyle tek sezonluk şampiyonluklar da değil üstelik. böyle seri şampiyonluklar lazım bize. mesela o beni de mental açıdan etkiliyor. bu sene şampiyon olsak bir daha 7-8 sene daha şampiyon olamayız diyorum kendi kendime. beşiktaş'ın bunu bizim içimizden söküp atması lazım. mesela geçen yıl o kadar üzüldüm ki bu yıl için umutlanmak istemiyorum. demek istediğim, beşiktaş taraftarı şüphesiz cefakardır ancak sürekli üzülmeyi de hiç kimse istemez. taraftarını yeniden ayağa kaldırmalı bu takım ki tekrar bir araya gelsin herkes. yani sözlüğün aktif kullanılmıyor olması kesinlikle sözlüğün suçu değildir.
bu arada ben denizciyim. işim gereği böyle koca koca yük gemilerine binip yine koca koca denizleri, okyanusları geçiyorum. o limandan bu limana savrulup duruyorum. bu süreç de 6-7 bazen 8-9 aya kadar çıkabiliyor. yani bu zaman zarfında evime hiç gelemiyorum. denizin ortasında telefon çekmediği için sevdiklerimle limandan limana görüşebiliyorum. e internet olmadığını anlamışsınızdır sanırım. lafı getireceğim yer, olur da bir gün birden bire yazmalarım kesilirse arkamdan "lan bu da gitti" demeyin sakın. böyle bir şey olursa bilin ki sefer vakti gelmiştir. ancak bu sözlük ve sözlükteki, şimdilik benim için sadece birer rumuzdan ibaret olan hayali arkadaşlarım her zaman aklımdadır. ömrümüz varsa eğer, bırakıp gitmek gibi bir şey söz konusu değildir. daha bir kez daha nağmalup şampiyon olacağız, öyle gitmek var mı?
kartal gol gol gol!!
ne kadar beşiktaş'lı varsa gelmeli. buradaki insanların hepsi kendi dilinizden konuşan insanlar. çoğunlukla aynı şeylere üzülüp, aynı şeylere sevindiğimiz insanlar.
rağbet görme konusuna girersek; bana göre en büyük nedeni burada tartışma olmaması. herkes beşiktaş'lı olduğu için kimse kimseyle uzun uzun atışmalara girmiyor. düşmanlık olmadığı için insanlar karşıt görüş içeren entry'lere gülüp geçiyor. böyle olunca canlılık ortadan kalkıyor.
mesela şu dnipro'dan transfer etmek istediğimiz stoper için "şutmesafesişutpozisyonu" ağabeyim "gerekli değil, bize fayda sağlamaz" şeklinde bir entry girmiş. ben de kendi kendime "her halde bir bildiği var ki böyle yazıyor" dedim ve başka bir başlığa geçtim. kötülük aramıyorum çünkü adam en az benim kadar beşiktaş'lı (ki ben beşiktaş gol attığında açık söyleyeyim yaşımdan, başımdan utanmadan ağlayan, maç esnasında kalbi ağzından gelecekmiş gibi heyecanlanan biriyim). kötülük aramadığım için de cevap niteliğinde bir entry girme ihtiyacı hissetmiyorum.
şimdi taraftar sözlüğü değil de, normal bir sözlükte, rakip takım taraftarı tarafından aynı futbolcu için girilen entry muhtemelen bir beşiktaş'lıyı irite edecek bir içeriğe sahip olacaktır. bu beşiktaş'lı da cevap vermek niyetiyle başka bir irite edici entry kasacak. sonra bir bakmışsınız başkaları da gelmiş 10 dakika içinde 30-40 tane entry girilmiş. yani entry sayısı kavga katsayısıyla doğru orantılıdır.
sözlüğü bir nebze de olsa canlandırabilecek çözümse; facebook, twitter gibi sosyal medya araçlarında tanıdığınız sayfa sahiplerine sözlüğün reklamını yaptırmaktır. gerçi benim o tip sitelerde hesabım yok. kullanmıyorum yani. onun için o işler öyle kolay mı pek bilmiyorum. sadece bir fikir. ama ben eminim ki bu sözlüğün varlığından haberi bile olmayan binlerce taraftarımız vardır. benim bile 1 yıl önce haberim oldu.
uzun lafın kısası tartışma yok, kavga yok, birbirine küfür eden insanlar yok. mesela dün ya da önceki gün ekşide, fb'nin oynadığı son maçın başlığında aralıksız 25-30 tane, içinde "orospu çocuğu" geçen entry okudum. herkes birbirine küfür ediyor, anneler yerlerde geziyor. hal böyle olunca bu sözlüğe ilgi de olmuyor. çünkü adamın canı sayıp, sövmek, kavga etmek istiyor. ayrıca bu yazdıklarımdan da türk toplumunun genel profili hakkında harika bir beşeri ders çıkıyor.
örneğin; siz neden bu iki "göt"ün aralarında oynadığı maçların "dünya derbisi[ybkz]swh[/ybkz]" olarak lanse edildiğini sanıyorsunuz? çünkü her maç futbol oynamak yerine kavga ediyorlar. taraftarları birbirlerine giriyor. sahanın içinde futbolcular yaka paça, horoz dövüşü gibi üst üste çıkıyorlar. bu da türk insanını eğlendiriyor. yani eğlence anlayışımız kavga ve şiddet bizim. çocukken bile sokakta benden yaşı büyük ağabeyler "sen falancayı dövebilir misin?" diyerek arkadaşlarımla kavga ettirirlerdi beni ve bununla eğlenirlerdi.
pekiyi ya bu iki "göt"ün bizimle oynadıkları maçlar? neden "derbicik" dediler geçen yıl? çünkü beşiktaş çıkıyor top oynuyor, kavga gürültü bilmiyor, bizim çocuklara vursan öyle saf saf etrafına bakıyor, beşiktaş'lı yöneticiler maçtan sonra çıkıp "asarım, keserim" deyip, ortamı gerip, gündem oluşturmuyor. bu da medyanın beşiktaş'ı arka plana itmesine ve "göt"lerin ön sayfalara çıkarılmasına sebep oluyor. çünkü beşiktaş'ta sahada oynanan oyun dışında başka mevzu yok. bunlar ön sayfada olunca lick tv daha çok kazanıyor, "acaba bu maçta nasıl kavga edecekler" deyip daha fazla insan abone oluyor, spor medyası daha fazla gazete satıp, tv'de daha fazla izleniyor, spor yorumcusu kılığındaki soytarılar gevezelik etsinler diye daha fazla malzeme çıkıyor. işin bir de siyasi yönleri var ancak burada tartışması pek yararlı olmayacağı için girmek istemiyorum.
işte bunlar ve bunlar gibi şu an aklıma gelmeyen başka nedenlerden dolayı beşiktaş hem magazinsel, hem de sportif açıdan son yıllarda geriye düşürüldü. bu geriye düşüş de taraftarımızın beşiktaş'a olan genel ilgisini de aşağılara çekti. hasta beşiktaş'lı olan babam sinirlenip, üzüldüğü için beşiktaş maçı izlemez, beşiktaş gündemini takip etmez oldu. önce ilgiyi tekrar artırmak lazım. bu da ligi şampiyon bitirerek olacak bir şey. öyle tek sezonluk şampiyonluklar da değil üstelik. böyle seri şampiyonluklar lazım bize. mesela o beni de mental açıdan etkiliyor. bu sene şampiyon olsak bir daha 7-8 sene daha şampiyon olamayız diyorum kendi kendime. beşiktaş'ın bunu bizim içimizden söküp atması lazım. mesela geçen yıl o kadar üzüldüm ki bu yıl için umutlanmak istemiyorum. demek istediğim, beşiktaş taraftarı şüphesiz cefakardır ancak sürekli üzülmeyi de hiç kimse istemez. taraftarını yeniden ayağa kaldırmalı bu takım ki tekrar bir araya gelsin herkes. yani sözlüğün aktif kullanılmıyor olması kesinlikle sözlüğün suçu değildir.
bu arada ben denizciyim. işim gereği böyle koca koca yük gemilerine binip yine koca koca denizleri, okyanusları geçiyorum. o limandan bu limana savrulup duruyorum. bu süreç de 6-7 bazen 8-9 aya kadar çıkabiliyor. yani bu zaman zarfında evime hiç gelemiyorum. denizin ortasında telefon çekmediği için sevdiklerimle limandan limana görüşebiliyorum. e internet olmadığını anlamışsınızdır sanırım. lafı getireceğim yer, olur da bir gün birden bire yazmalarım kesilirse arkamdan "lan bu da gitti" demeyin sakın. böyle bir şey olursa bilin ki sefer vakti gelmiştir. ancak bu sözlük ve sözlükteki, şimdilik benim için sadece birer rumuzdan ibaret olan hayali arkadaşlarım her zaman aklımdadır. ömrümüz varsa eğer, bırakıp gitmek gibi bir şey söz konusu değildir. daha bir kez daha nağmalup şampiyon olacağız, öyle gitmek var mı?
kartal gol gol gol!!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?