futbolculuğu bir yana, maalesef karakteri beşiktaş kaptanlığına yakışacak düzeyde olmayan futbolcudur.haklı veya haksız, geçmişte i.üzülmezle yaşanan tatsız olay, deli ibrahimimizin kariyerini bitirmiştir.
hadi bu olayı geçtik diyelim, her futbolcu yaşabilir.ancak sorunları şiddetle çözme kültürü bilinç altına yerleşmiş gibi görünmekte.sezer öztürk'ü odaya çekip dövmek nedir kardeşim.kaptan olabilirsin ve birisi takıma uymayacak hareketlerde bulunmuş olabilir.kaptan olarak uyarırsın, olmadı işi yönetime devreder çıkarsın aradan.zaten senin bir kaptan olarak takım arkadaşlarına söz geçirememen sana takımda duyulan saygının yeterince olmadığını gösterir.kaldı ki kendisi yıllarca "ben kaptanım, sözleşme pazarlığı yapmam" tarzı açıklamalarda bulunarak yıllarca paraları cukka etmiştir.önder özen'in sinirlenip engellediği durum da budur aslında.geldiğinde yaptığı ilk icraat, yine hamasi açıklamalarla sözleşmeyi ve ilk 11 deki yerini garantilemiş görünen toraman'ın bu davranışına son vermesi olmuştur.şu anda bilic'e göz kırparak önder özen'i hedef göstermesi de bu yüzdendir.
yıllarca beşiktaş'a "beşiktaşın çocuğu" kavramı çok zarar vermiştir.kulüpler geçmişteki konumlarından çok farklı artık.borsada hisseleri satılıyor ve kar-zarar düsturuyla hareket ediyorlar.bu da şirketler gibi profesyonel yönetilmelerini gerektiriyor.elbette ki bütün geleneklerimizden ve duruşumuzdan vazgeçelim anlamında söylemiyorum bunu.ancak önüne gelen "beşiktaşın çocuğu"na milyonları akıtıp, sonra başarısızlıkları bunun arkasına saklama dönemi artık bitmiştir.bence bunun en son halkası toraman'dır.bu mantalitenin yanlışlığından dolayı da önder özen'in mantalitesine sahip çıkıyoruz zaten.ya da en azından benim için tam da bunu ifade ediyor önder hoca.biliyorum ki geleceğe umutla bakabiliyorsak, bu günü idare edebiliriz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?