Bir ara "siyah beyaz ölüm yaşam" sloganına takmıştı. sonrasında "beşiktaş seninle ölmeye geldik " tezahüratına. ölünce nedense bunlar geldi aklıma. bir de herkesin bir gün öleceği.
hıncal uluç
önceki gün itibariyle yaşamını yitirmiştir.
Entübe edilmiş kişi.
Yoğun bakıma kaldırıldığı haberleri cıkan kişi.
"Sahadaki maçlar palavra, özel seçilerek atanan saha ve VAR hakemleri ligin dizaynını sağlıyorlar" diyen kişi
quaresma'ya verilen ceza hakkinda aciklamalari asagidaki gibidir.
[url_tasima]https://twitter.com/ForzaSenBenYok/status/971283831197241344[/url_tasima]
[url_tasima]https://twitter.com/ForzaSenBenYok/status/971283831197241344[/url_tasima]
Kendisinden doğal olarak hazzetmem, fazla fanatiktir. Ama bu yazısı yerinde olmuş.
alıntı--
Başta Rıdvan Dilmen, medyamızda bir Volkan Demirel pazarlaması başladı ki, aklım almıyor.. Rıdvan milli maçı anında yorumlarken bile, harika bir kurtarış yapan Volkan Babacan'ı eleştirdi.. "Topu yanlış yere yumrukladı" diye.. Çünkü aklında "Bir hata yaptı çocuk. Fatih Terim ağabeylik yapıp, affetmeli" diye başını çektiği "Volkan Demirel" kampanyası var..
Türkiye eğer Volkan'la Avrupa Şampiyonu olacaksa olmasın!..
Bazı değerler o kadar önemlidir.. Türk gencinin önüne konacak örnekler ise, hem de nasıl önemlidir..
Türkiye yüzde beşlere inmiş şansı ile sahada ısınıyor. O maçta tek puan kaybederse, her şey bitecek. Öyle kritik bir maç ve başlamasına 15 dakika kala o takımın kalecisi tribünlerde aleyhine tezahürat yapılmasına kızdığı iddiası ile, sadece sahayı değil, stadı da terk ediyor.. Çekiyor ve gidiyor.. Kimi neyi, hangi kutsallığı satıp gittiğine bakmadan..
En kritik maçtan 15 dakika önce, kalecin gidiyor. Kendinizi o takımın oyuncularının yerine koyun, ne hale gelirsiniz.
Daha acısı.. Daha sonra stat kameraları inceleniyor. Öyle bir tezahürat yok. Volkan bir kişiyi gösterip mahkemeye veriyor. O da fos çıkıyor.. Yani ortada sadece bir kapris, bir şov ve orası Ali Sami Yen Arenası ya, Galatasaray seyircisini aşağılama çabası var..
Volkan çekip gidiyor. Yerine gelen Volkan Babacan ve takım, geri kalan maçlarda öyle harikalar yaratıyor ki, play off için yüzde 5 şansı kalmış takım, Fransa'ya hem de "Doğrudan" gitme hakkını kazanıyor..
..Ve işte o zaman, Milli Takım Kaçağı hiç sıkılmadan ortaya çıkıyor. "Fransa'da oynamak istiyorum" diyor..
Savaştan kaçacaksın. Sonra kazananların önüne geçip Fransa keyfi, Fransa şovu yapacaksın öyle mi?.
Hadi senin ayıbını unutalım.. (Milli davadan kaçmak nasıl unutulur o ayrı ya..) Hadi unutalım..
Peki oraya gitmeyi aslanlar gibi savaşarak hak edenleri nasıl harcayıp, yerlerine seni koyalım, "Kaçak?."
Rıdvan Dilmen ve arkasındakiler bu soruma cevap versinler..
Ve de milyonlarca Türk gencine desinler ki..
"Bu ülkeyi, bu insanı, bu formayı bırakıp kaçmak yanlıştır ama, merak etmeyin.. Bir "Ağbi" çıkar sizi affeder!..
alıntı--
alıntı--
Başta Rıdvan Dilmen, medyamızda bir Volkan Demirel pazarlaması başladı ki, aklım almıyor.. Rıdvan milli maçı anında yorumlarken bile, harika bir kurtarış yapan Volkan Babacan'ı eleştirdi.. "Topu yanlış yere yumrukladı" diye.. Çünkü aklında "Bir hata yaptı çocuk. Fatih Terim ağabeylik yapıp, affetmeli" diye başını çektiği "Volkan Demirel" kampanyası var..
Türkiye eğer Volkan'la Avrupa Şampiyonu olacaksa olmasın!..
Bazı değerler o kadar önemlidir.. Türk gencinin önüne konacak örnekler ise, hem de nasıl önemlidir..
Türkiye yüzde beşlere inmiş şansı ile sahada ısınıyor. O maçta tek puan kaybederse, her şey bitecek. Öyle kritik bir maç ve başlamasına 15 dakika kala o takımın kalecisi tribünlerde aleyhine tezahürat yapılmasına kızdığı iddiası ile, sadece sahayı değil, stadı da terk ediyor.. Çekiyor ve gidiyor.. Kimi neyi, hangi kutsallığı satıp gittiğine bakmadan..
En kritik maçtan 15 dakika önce, kalecin gidiyor. Kendinizi o takımın oyuncularının yerine koyun, ne hale gelirsiniz.
Daha acısı.. Daha sonra stat kameraları inceleniyor. Öyle bir tezahürat yok. Volkan bir kişiyi gösterip mahkemeye veriyor. O da fos çıkıyor.. Yani ortada sadece bir kapris, bir şov ve orası Ali Sami Yen Arenası ya, Galatasaray seyircisini aşağılama çabası var..
Volkan çekip gidiyor. Yerine gelen Volkan Babacan ve takım, geri kalan maçlarda öyle harikalar yaratıyor ki, play off için yüzde 5 şansı kalmış takım, Fransa'ya hem de "Doğrudan" gitme hakkını kazanıyor..
..Ve işte o zaman, Milli Takım Kaçağı hiç sıkılmadan ortaya çıkıyor. "Fransa'da oynamak istiyorum" diyor..
Savaştan kaçacaksın. Sonra kazananların önüne geçip Fransa keyfi, Fransa şovu yapacaksın öyle mi?.
Hadi senin ayıbını unutalım.. (Milli davadan kaçmak nasıl unutulur o ayrı ya..) Hadi unutalım..
Peki oraya gitmeyi aslanlar gibi savaşarak hak edenleri nasıl harcayıp, yerlerine seni koyalım, "Kaçak?."
Rıdvan Dilmen ve arkasındakiler bu soruma cevap versinler..
Ve de milyonlarca Türk gencine desinler ki..
"Bu ülkeyi, bu insanı, bu formayı bırakıp kaçmak yanlıştır ama, merak etmeyin.. Bir "Ağbi" çıkar sizi affeder!..
alıntı--
fikret orman'ı kastederek çok sert bir yazı kaleme almış olan yazar.
--alıntı--
Önce, hakemlerde gördüğünü çalmayı emreden yüreği yok edip, alenen, resmen eyyamcılığı teşvik edeceksin..
Fenerli popülist medyanın Deniz Ateş Bitnel harekatının asıl amacı buydu..
Rıdvan Dilmen ve peşindekiler "Ne sarı kart çıkartması, adam ne yaparsa yapsın, görme, duyma, dön arkanı git" derken aslında kime mesaj veriyorlardı?.
Tesadüfe bakın!.
Ayni medya ayni günlerde, bu haftaki Fenerbahçe- Beşiktaş derbisi için kimi pazarlıyordu?.
"Cüneyt Çakır'dan başkası yok" ne demek?.
Bu ülkede bir derbi yönetebilecek iki hakem bile yoksa, yuh olsun, yazıklar olsun..
Ama o medya, federasyonun da, Merkez Hakem Komitesi'nin de (MHK) en az kendileri kadar popülist olduğunu ve mesajı alacaklarını biliyordu.
Nitekim Yıldırım Demirören yaptığı basın toplantısı, MHK da atadığı hakemle, nasıl oyuncak olduklarını gösterdiler..
Cüneyt Çakır!..
Bu ülkenin gelmiş geçmiş en eyyamcı hakemi, tek Beşiktaş seyircisinin olmayacağı Kadıköy'de Fener seyircisi önünde ve ertesi günkü Fener medyasını düşünerek düdük çalmayacak ve kart çıkarmayacak..
Hayır yanlış yazmadım. Eyyamcı ama "Kurt" hakem, çaldığı düdük ve gösterdiği kartta hata yapmaz. O zaman sıyıramaz çünkü.. Oysa "Görmedi, duymadı" olursa, affedilir mazeret hazır.. Arkanı döner gidersen hatta, alkışlanırsın, bile.. Hem de peşin peşin..
Pazartesi gecesi Cüneyt Çakır'ın çalmadıkları ve göstermediklerine dikkat edelim.. Sonra, salı onları konuşuruz!.
Dilerim ben yanılırım, başlık haklı olur!.
***
Hayır!.. Editörümde falan hata yok.. Üç gün önce cumartesi günü yazdığım yazıyı yeniden köşeme koymadılar..
Fenerbahçe- Beşiktaş maçını, cumartesi günü nasıl satır satır yazdığımı görün istedim..
Sabah yazarları dün Cüneyt Çakır'ın nasıl eyyam yaptığını açık açık anlattılar. Caner ve Volkan'ın kırmızı kart görmeleri gerektiğinde ittifak ettiler.. Ben onlara Bruno Alves'i de ekleyeyim.. Bitnel gibi yürekliler bir hafta önce silindir gibi ezilmese ve maça Cüneyt Çakır gibi bir "Eyyam Kralı" atanmasa Fener maçı 8 kişi bitirirdi.
Fener medyası işin farkına vardığı için, daha bir hafta öncesinden, Galatasaray-Trabzon maçı biter bitmez, "Yürekli Hakemliği Linç eylemine" Rıdvan ve Şansal'la, televizyonlarda başladı. "Dön arkanı git, görme" diyen Rıdvan, aslında Fener-Beşiktaş maçının hakemine göz dağı verdi, Caner başta, ötekilerin oyunda kalması için.
Yazılı Medya sürdürdü. Eyyamcı Çakır'ı da pazarlayarak sürdürdü ve Beşiktaş'ın deplasmanda kazanıp yedi puan öne geçmesi daha maç oynanmadan önlendi.
Gözü stat inşaatından başka şey görmeyen, "Laf edersem birileri kızabilir" diyen ve her şeye gözünü, kulağını kapayan ve ağzını açmayan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Allahı var, herkesle ve her şeyle oynamayı çok iyi bilen Aziz Yıldırım'a meydanı bomboş bıraktı. Orman, benim cumartesi yazdıklarımı ima bile etmeye cesaret edemedi..
Beşiktaş, aç aslanların önüne yapayalnız ve çaresiz bırakıldı.
Eee!.. Bu arada farkın yedi çıkacağına, bir puana inmesi yayıncı kuruluşun da işine geldi fena halde..
Şimdi, Beşiktaşlılar sakın "Maç eksiğimiz var, aslında biz öndeyiz" falan fikrine kapılmasınlar..
Lig bitmiştir Beyler.. Ve Fenerbahçe Şampiyon olmuştur..
Beşiktaş, o Trabzon maçını da alamaz.. Gerekirse, başka maçları da alamaz..
Kukla Federasyon, Aziz Yıldırım'ın kankası Göksel Gümüşdağ'ın kontrolündeki Kulüpler Birliği, her türlü eyyama razı Merkez Hakem Komitesi ve Fenerbahçe medyası, pazartesi gecesi ligin bittiğini gösterdiler..
Beşiktaş'a da belki "Kupa"yı verirler, "Teselli mükafatı" diye!..
--alıntı--
--alıntı--
Önce, hakemlerde gördüğünü çalmayı emreden yüreği yok edip, alenen, resmen eyyamcılığı teşvik edeceksin..
Fenerli popülist medyanın Deniz Ateş Bitnel harekatının asıl amacı buydu..
Rıdvan Dilmen ve peşindekiler "Ne sarı kart çıkartması, adam ne yaparsa yapsın, görme, duyma, dön arkanı git" derken aslında kime mesaj veriyorlardı?.
Tesadüfe bakın!.
Ayni medya ayni günlerde, bu haftaki Fenerbahçe- Beşiktaş derbisi için kimi pazarlıyordu?.
"Cüneyt Çakır'dan başkası yok" ne demek?.
Bu ülkede bir derbi yönetebilecek iki hakem bile yoksa, yuh olsun, yazıklar olsun..
Ama o medya, federasyonun da, Merkez Hakem Komitesi'nin de (MHK) en az kendileri kadar popülist olduğunu ve mesajı alacaklarını biliyordu.
Nitekim Yıldırım Demirören yaptığı basın toplantısı, MHK da atadığı hakemle, nasıl oyuncak olduklarını gösterdiler..
Cüneyt Çakır!..
Bu ülkenin gelmiş geçmiş en eyyamcı hakemi, tek Beşiktaş seyircisinin olmayacağı Kadıköy'de Fener seyircisi önünde ve ertesi günkü Fener medyasını düşünerek düdük çalmayacak ve kart çıkarmayacak..
Hayır yanlış yazmadım. Eyyamcı ama "Kurt" hakem, çaldığı düdük ve gösterdiği kartta hata yapmaz. O zaman sıyıramaz çünkü.. Oysa "Görmedi, duymadı" olursa, affedilir mazeret hazır.. Arkanı döner gidersen hatta, alkışlanırsın, bile.. Hem de peşin peşin..
Pazartesi gecesi Cüneyt Çakır'ın çalmadıkları ve göstermediklerine dikkat edelim.. Sonra, salı onları konuşuruz!.
Dilerim ben yanılırım, başlık haklı olur!.
***
Hayır!.. Editörümde falan hata yok.. Üç gün önce cumartesi günü yazdığım yazıyı yeniden köşeme koymadılar..
Fenerbahçe- Beşiktaş maçını, cumartesi günü nasıl satır satır yazdığımı görün istedim..
Sabah yazarları dün Cüneyt Çakır'ın nasıl eyyam yaptığını açık açık anlattılar. Caner ve Volkan'ın kırmızı kart görmeleri gerektiğinde ittifak ettiler.. Ben onlara Bruno Alves'i de ekleyeyim.. Bitnel gibi yürekliler bir hafta önce silindir gibi ezilmese ve maça Cüneyt Çakır gibi bir "Eyyam Kralı" atanmasa Fener maçı 8 kişi bitirirdi.
Fener medyası işin farkına vardığı için, daha bir hafta öncesinden, Galatasaray-Trabzon maçı biter bitmez, "Yürekli Hakemliği Linç eylemine" Rıdvan ve Şansal'la, televizyonlarda başladı. "Dön arkanı git, görme" diyen Rıdvan, aslında Fener-Beşiktaş maçının hakemine göz dağı verdi, Caner başta, ötekilerin oyunda kalması için.
Yazılı Medya sürdürdü. Eyyamcı Çakır'ı da pazarlayarak sürdürdü ve Beşiktaş'ın deplasmanda kazanıp yedi puan öne geçmesi daha maç oynanmadan önlendi.
Gözü stat inşaatından başka şey görmeyen, "Laf edersem birileri kızabilir" diyen ve her şeye gözünü, kulağını kapayan ve ağzını açmayan Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Allahı var, herkesle ve her şeyle oynamayı çok iyi bilen Aziz Yıldırım'a meydanı bomboş bıraktı. Orman, benim cumartesi yazdıklarımı ima bile etmeye cesaret edemedi..
Beşiktaş, aç aslanların önüne yapayalnız ve çaresiz bırakıldı.
Eee!.. Bu arada farkın yedi çıkacağına, bir puana inmesi yayıncı kuruluşun da işine geldi fena halde..
Şimdi, Beşiktaşlılar sakın "Maç eksiğimiz var, aslında biz öndeyiz" falan fikrine kapılmasınlar..
Lig bitmiştir Beyler.. Ve Fenerbahçe Şampiyon olmuştur..
Beşiktaş, o Trabzon maçını da alamaz.. Gerekirse, başka maçları da alamaz..
Kukla Federasyon, Aziz Yıldırım'ın kankası Göksel Gümüşdağ'ın kontrolündeki Kulüpler Birliği, her türlü eyyama razı Merkez Hakem Komitesi ve Fenerbahçe medyası, pazartesi gecesi ligin bittiğini gösterdiler..
Beşiktaş'a da belki "Kupa"yı verirler, "Teselli mükafatı" diye!..
--alıntı--
fikret orman ile ilgili yaptığı konuşmaya sonuna kadar katıldığım duayen. zaten fikret orman'ın bu fazlaca konuşma merakı başımıza işleri açan. adam susmak nedir bilmiyor. ayrıca son programında dünyada derbi maçlarında, rakip seyirci alınmamayan tek ülke olduğumuzun altını çizerek, federasyona fena giydirmiştir. bu rezilliğin artık son bulmasını her defasında hatırlatan yegane isim.
Fikret ormanın açıklamalarını, böyle gergin bir ortamda bu tarz açıklamalar yapılmamalı diye eleştiren politik herif. Aziz yıldırım pire için yıllardır yorgan yakıyor, nerelerdesiniz iki üç ufak yorum dışında, Beşiktaş başkanının konuşması mı dokunuyor sadece size ?
Beşiktaş Şampiyonluğa Heveslenmesin diyerek güldürmüş yazar. [ybkz]swh[/ybkz]
https://www.youtube.com/watch?v=58IGYKM5Ijs&feature=youtu.be&t=44m5s
(bkz: 20 nisan 2015 fenerbahçe bursaspor maçı)
(bkz: maraton)
(bkz: lig tv)
(bkz: 20 nisan 2015 fenerbahçe bursaspor maçı)
(bkz: maraton)
(bkz: lig tv)
--alıntı--
Son dönemde hakem hataları sıkça konuşuluyor. Başakşehir-Beşiktaş maçını yöneten Cüneyt Çakır da pek formda değildi. Bir konsantrasyon kaybı mı var yoksa hakemler baskı altında kaldıkları için mi hatalar yapıyor?
Geçen haftaki örnek çok açık: Bülent Yıldırım bir maçın kaderini resmen değiştirdi. Bir derbi maçın hem de... Maçı Beşiktaş'tan aldı, Fenerbahçe'ye verdi. Üç önemli karar var; üçü de yanlış. Üçünün de yanlış olduğunu bütün gazetelerin, hakem uzmanları yazdı. Bizde Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, işte öbüründe Bülent Yavuz... Hepsi yazdı. Gözlemcinin verdiği not 8.2!..
O hakeme 8.2 veriyorsa gözlemci ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ve Zekeriya Alp'ten -ki ikisi de Beşiktaşlı- çıt çıkmıyorsa, o zaman bu işin danışıklı dövüş olmadığını bana kimse anlatamaz.
ZEKERİYA ALP SUSUYOR
Hakem hata yapabilir, yaptığı zaman da 3.5'tan 4 alır, 6 ay hakemlik görmez, tamam.
Ama bir derbi maçın kaderini, Türkiye Ligi'nin liderini değiştiren hataları yapan hakeme gözlemci 8.2 not veriyor ve kimsenin gıkı çıkmıyor! O zaman o hakem oraya tembihli gitti; 'Sen merak etme; gözlemcin de sağlam' dendi. Aklıma başka bir şey gelmiyor.
Hadi söylesin bana Zekeriya Alp kardeşim, 'Hıncal abi şurada yanılıyorsun' desin. Hakem yanılır ben de yanılabilirim. Zekeriya Alp desin ki 'Sen yanılıyorsun. Biz o hakemi de ona 8.2 veren gözlemciyi de cezalandırdık. İkisi de şu kadar ceza aldı' ya da 'Siz bütün Türk medyası yanılıyorsunuz. O hakemin kararları doğruydu.' Birinden birini söylemesi lazım Zekeriya Alp'in... Sfenks gibi susuyor!.. Sustuğun zaman da dedikoduları davet ediyorsun.
Bak ne diyorum ben; hakem hatasında değil iş. 8.2 gelince o zaman tezgâh çıkıyor ortaya...
Ben Beşiktaş maçını seyretmedim. Sarah Brightman konseri vardı. Beşiktaş iki tane kırmızı kart görmüş. Bilmiyorum!.. Bu ülkede, 11 puan öndeyken Beşiktaş'tan şampiyonluğun nasıl alındığını gayet iyi bilenlerden biri olduğum için... Acaba 'Gelecek hafta bunlar oynamasın' mı dediler! Bilmiyorum artık.
Hiçbir şeye inancımız kalmadı.
Gazetelere inanmıyorum, televizyonlara inanmıyorum. O zaman niye futbol seyretsin insanlar? İşte tribünler boş...
Fenerbahçe kendi stadında maç yapıyor, stat boş. Neden boş? Çünkü Bay Aziz Yıldırım kendisini Fenerbahçe'nin Tanrısı ilan etmiş!
Hallâc-ı Mansûr, En-el Hak!.. 'Ben Fenerbahçe'yim' diyor ve istemediği Fenerbahçelilerin maça girmesine engel oluyor.
Fenerbahçe-Galatasaray voleybol derbisi Fenerbahçe'nin salonunda oynandı. Kulüplerarası anlaşmaya göre Galatasaray seyircilerinin gelmesi yasak. Fenerli seyircilerin gelmesini de Aziz Yıldırım yasaklamış. Kendisine muhalifler salona girmesin!
YER YERİNDEN OYNARDI
Türkiye'de bir kulüp başkanı, kendini devletin üstünde sayıyor ve benim Anayasal hakkım olan bir spor müsabakasını izleme keyfimi, bir tek kararla yok ediyor ve devletin polisi de benim maç seyretme hakkımı savunacağı yerde onun kararını uyguluyor! Üstelik Türkiye Cumhuriyeti'nin bir tek tane savcısı, vatandaş Hıncal Uluç'un Anayasal hakkının çiğnenmesine karşı çıkmıyor!
Düşünebiliyor musun; Fenerbahçe-Galatasaray derbisi seyircisiz oynandı. Galatasaraylıları yasaklayan İstanbul Valisi, Fenerlileri yasaklayan da Fener Valisi!.. Ama Türkiye'de dördüncü güç medya olsa yeri yerinden oynatırdı.
Spor Bakanı'nın sesi çıkmıyor, 'Bu ne iştir' diyemiyor. Adalet Bakanı, "İnsanlar, keyfi kararlarla bir Anayasal hakkı silemezler' diyemiyor mesela... Maç Fenerbahçe'nin sahasında ve Fenerbahçeliler maça giremiyor! Çünkü Aziz Yıldırım'a muhalifmiş!!!
Dünyada bunun örneği yok. Böyle bir şey olabilir mi! Ama kimse sesini çıkartmıyor.
Medya benden yana değil, yargı benden yana değil, yürütme benden yana değil!..
--alıntı--
Son dönemde hakem hataları sıkça konuşuluyor. Başakşehir-Beşiktaş maçını yöneten Cüneyt Çakır da pek formda değildi. Bir konsantrasyon kaybı mı var yoksa hakemler baskı altında kaldıkları için mi hatalar yapıyor?
Geçen haftaki örnek çok açık: Bülent Yıldırım bir maçın kaderini resmen değiştirdi. Bir derbi maçın hem de... Maçı Beşiktaş'tan aldı, Fenerbahçe'ye verdi. Üç önemli karar var; üçü de yanlış. Üçünün de yanlış olduğunu bütün gazetelerin, hakem uzmanları yazdı. Bizde Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, işte öbüründe Bülent Yavuz... Hepsi yazdı. Gözlemcinin verdiği not 8.2!..
O hakeme 8.2 veriyorsa gözlemci ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan ve Zekeriya Alp'ten -ki ikisi de Beşiktaşlı- çıt çıkmıyorsa, o zaman bu işin danışıklı dövüş olmadığını bana kimse anlatamaz.
ZEKERİYA ALP SUSUYOR
Hakem hata yapabilir, yaptığı zaman da 3.5'tan 4 alır, 6 ay hakemlik görmez, tamam.
Ama bir derbi maçın kaderini, Türkiye Ligi'nin liderini değiştiren hataları yapan hakeme gözlemci 8.2 not veriyor ve kimsenin gıkı çıkmıyor! O zaman o hakem oraya tembihli gitti; 'Sen merak etme; gözlemcin de sağlam' dendi. Aklıma başka bir şey gelmiyor.
Hadi söylesin bana Zekeriya Alp kardeşim, 'Hıncal abi şurada yanılıyorsun' desin. Hakem yanılır ben de yanılabilirim. Zekeriya Alp desin ki 'Sen yanılıyorsun. Biz o hakemi de ona 8.2 veren gözlemciyi de cezalandırdık. İkisi de şu kadar ceza aldı' ya da 'Siz bütün Türk medyası yanılıyorsunuz. O hakemin kararları doğruydu.' Birinden birini söylemesi lazım Zekeriya Alp'in... Sfenks gibi susuyor!.. Sustuğun zaman da dedikoduları davet ediyorsun.
Bak ne diyorum ben; hakem hatasında değil iş. 8.2 gelince o zaman tezgâh çıkıyor ortaya...
Ben Beşiktaş maçını seyretmedim. Sarah Brightman konseri vardı. Beşiktaş iki tane kırmızı kart görmüş. Bilmiyorum!.. Bu ülkede, 11 puan öndeyken Beşiktaş'tan şampiyonluğun nasıl alındığını gayet iyi bilenlerden biri olduğum için... Acaba 'Gelecek hafta bunlar oynamasın' mı dediler! Bilmiyorum artık.
Hiçbir şeye inancımız kalmadı.
Gazetelere inanmıyorum, televizyonlara inanmıyorum. O zaman niye futbol seyretsin insanlar? İşte tribünler boş...
Fenerbahçe kendi stadında maç yapıyor, stat boş. Neden boş? Çünkü Bay Aziz Yıldırım kendisini Fenerbahçe'nin Tanrısı ilan etmiş!
Hallâc-ı Mansûr, En-el Hak!.. 'Ben Fenerbahçe'yim' diyor ve istemediği Fenerbahçelilerin maça girmesine engel oluyor.
Fenerbahçe-Galatasaray voleybol derbisi Fenerbahçe'nin salonunda oynandı. Kulüplerarası anlaşmaya göre Galatasaray seyircilerinin gelmesi yasak. Fenerli seyircilerin gelmesini de Aziz Yıldırım yasaklamış. Kendisine muhalifler salona girmesin!
YER YERİNDEN OYNARDI
Türkiye'de bir kulüp başkanı, kendini devletin üstünde sayıyor ve benim Anayasal hakkım olan bir spor müsabakasını izleme keyfimi, bir tek kararla yok ediyor ve devletin polisi de benim maç seyretme hakkımı savunacağı yerde onun kararını uyguluyor! Üstelik Türkiye Cumhuriyeti'nin bir tek tane savcısı, vatandaş Hıncal Uluç'un Anayasal hakkının çiğnenmesine karşı çıkmıyor!
Düşünebiliyor musun; Fenerbahçe-Galatasaray derbisi seyircisiz oynandı. Galatasaraylıları yasaklayan İstanbul Valisi, Fenerlileri yasaklayan da Fener Valisi!.. Ama Türkiye'de dördüncü güç medya olsa yeri yerinden oynatırdı.
Spor Bakanı'nın sesi çıkmıyor, 'Bu ne iştir' diyemiyor. Adalet Bakanı, "İnsanlar, keyfi kararlarla bir Anayasal hakkı silemezler' diyemiyor mesela... Maç Fenerbahçe'nin sahasında ve Fenerbahçeliler maça giremiyor! Çünkü Aziz Yıldırım'a muhalifmiş!!!
Dünyada bunun örneği yok. Böyle bir şey olabilir mi! Ama kimse sesini çıkartmıyor.
Medya benden yana değil, yargı benden yana değil, yürütme benden yana değil!..
--alıntı--
--alıntı--
"bu bilic'in beşiktaş'ı ligin sonunda, prandelli'nin galatasaray'ına da ismail kartal'ın fener'ine de 10 puan fark atar. f.bahçe ve g.saray aklını başına değiştirmez, doğru dürüst hocalar getirmezlerse lig nisan ayında biter, türkiye'de geleneksel olarak beşiktaş'ın fazla seyircisi olmadığı için de lig tv iflas eder. bu lafımın ne manaya geldiğini de herkes anlasın. "
--alıntı--
gerçekleri dile getirmiş olan yazar. batsın, yerle bir olsun, o şeref bizim olsun.
"bu bilic'in beşiktaş'ı ligin sonunda, prandelli'nin galatasaray'ına da ismail kartal'ın fener'ine de 10 puan fark atar. f.bahçe ve g.saray aklını başına değiştirmez, doğru dürüst hocalar getirmezlerse lig nisan ayında biter, türkiye'de geleneksel olarak beşiktaş'ın fazla seyircisi olmadığı için de lig tv iflas eder. bu lafımın ne manaya geldiğini de herkes anlasın. "
--alıntı--
gerçekleri dile getirmiş olan yazar. batsın, yerle bir olsun, o şeref bizim olsun.
sabah gazetesi--
BİLİC'İN BEŞİKTAŞ'I 10 PUAN FARK ATAR
Beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçta Sivas'ı 3-2 mağlup etti ve liderliğini sürdürdü. Siyahbeyazlı ekibi nasıl buldunuz?
Beşiktaş harika top oynuyor. Bu Bilic'in Beşiktaş'ı ligin sonunda, Prandelli'nin Galatasaray'ına da İsmail Kartal'ın Fener'ine de 10 puan fark atar. F.Bahçe ve G.Saray aklını başına değiştirmez, doğru dürüst hocalar getirmezlerse lig nisan ayında biter, Türkiye'de geleneksel olarak Beşiktaş'ın fazla seyircisi olmadığı için de Lig TV iflas eder. Bu lafımın ne manaya geldiğini de herkes anlasın. Beşiktaş fırtına gibi oynadı. Roberto Carlos gerçekten iyi bir takım yapmış. Beşiktaş o takımı perişan etti.
Beşiktaş, İstanbul'da stat bulamadı ve Ankara'da oynamak zorunda kaldı.
Bu, Fikret Orman'ın başarısızlığıdır. Yani bu stat işini halletmeden mevcut stadı yıkmaya kalkmak intihar! Sezon başında İzmit'teki stada bak; orada oyna... İstanbul-İzmit gidiş geliş; Olimpiyat'a gidiş gelişten kolay.
sabah gazetesi--
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/spor/uluc/2014/10/22/cikmayan-candan-umit-kesilmez
BİLİC'İN BEŞİKTAŞ'I 10 PUAN FARK ATAR
Beşiktaş 1-0 geriye düştüğü maçta Sivas'ı 3-2 mağlup etti ve liderliğini sürdürdü. Siyahbeyazlı ekibi nasıl buldunuz?
Beşiktaş harika top oynuyor. Bu Bilic'in Beşiktaş'ı ligin sonunda, Prandelli'nin Galatasaray'ına da İsmail Kartal'ın Fener'ine de 10 puan fark atar. F.Bahçe ve G.Saray aklını başına değiştirmez, doğru dürüst hocalar getirmezlerse lig nisan ayında biter, Türkiye'de geleneksel olarak Beşiktaş'ın fazla seyircisi olmadığı için de Lig TV iflas eder. Bu lafımın ne manaya geldiğini de herkes anlasın. Beşiktaş fırtına gibi oynadı. Roberto Carlos gerçekten iyi bir takım yapmış. Beşiktaş o takımı perişan etti.
Beşiktaş, İstanbul'da stat bulamadı ve Ankara'da oynamak zorunda kaldı.
Bu, Fikret Orman'ın başarısızlığıdır. Yani bu stat işini halletmeden mevcut stadı yıkmaya kalkmak intihar! Sezon başında İzmit'teki stada bak; orada oyna... İstanbul-İzmit gidiş geliş; Olimpiyat'a gidiş gelişten kolay.
sabah gazetesi--
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/spor/uluc/2014/10/22/cikmayan-candan-umit-kesilmez
medyanın değişik rengi. bazen söveriz bazen severiz öyle de kendi içinde tezat bir adam.
farklı bir yazar ve farklı bir kişilik.
bazen kızıp en galiz küfürleri edebilirsiniz kendisine, bazen de yanımda olsa sımsıkı sarılsam şimdi ona diye geçirebilirsiniz içinizden.
bazen kızıp en galiz küfürleri edebilirsiniz kendisine, bazen de yanımda olsa sımsıkı sarılsam şimdi ona diye geçirebilirsiniz içinizden.
sivri açıklamaları ve karşıt görüşleri ile pek kimse sevmesede çoğu zaman ilk kez kral çıplak demeyi başarmış , ender muhaliflerden biridir.
yaşlandıkça mantık seviyesi yükselen yazar.
--alıntı--
Gökhan Töre'nin günahı, günah keçisi olmasının sebebi Beşiktaşlı olması ve Beşiktaş'ın da şu anda Türkiye'nin en iyi futbol oynayan takımı ve ligin lideri olması... Kötü Beşiktaş olsa bunu büyütmezlerdi. Geçen sene büyütmediler. Olay olduğu zaman kimse büyütmedi. Çünkü Beşiktaş kimsenin umurunda değildi.
Türkiye'nin en iyi durumda olan takımı hangisi; Beşiktaş... Milli takıma en çok oyuncu veren kulüp hangisi; Beşiktaş... Milli takımda en kötü oyuncular hangileri; Beşiktaşlılar... Bir tek manşetle... Beşiktaş'tan gelen kaleci dahil herkes...
(vurgula: Gördüğüm en kötü Tolga'ydı, gördüğüm en kötü Gökhan'dı, gördüğüm en kötü Olcay'dı, gördüğüm en kötü Oğuzhan'dı. Çünkü neticede bunlar bir takım. İçlerinden biri vurulursa hepsi yaralanır.)
--alıntı--
--alıntı--
Gökhan Töre'nin günahı, günah keçisi olmasının sebebi Beşiktaşlı olması ve Beşiktaş'ın da şu anda Türkiye'nin en iyi futbol oynayan takımı ve ligin lideri olması... Kötü Beşiktaş olsa bunu büyütmezlerdi. Geçen sene büyütmediler. Olay olduğu zaman kimse büyütmedi. Çünkü Beşiktaş kimsenin umurunda değildi.
Türkiye'nin en iyi durumda olan takımı hangisi; Beşiktaş... Milli takıma en çok oyuncu veren kulüp hangisi; Beşiktaş... Milli takımda en kötü oyuncular hangileri; Beşiktaşlılar... Bir tek manşetle... Beşiktaş'tan gelen kaleci dahil herkes...
(vurgula: Gördüğüm en kötü Tolga'ydı, gördüğüm en kötü Gökhan'dı, gördüğüm en kötü Olcay'dı, gördüğüm en kötü Oğuzhan'dı. Çünkü neticede bunlar bir takım. İçlerinden biri vurulursa hepsi yaralanır.)
--alıntı--
fernandes'e "kim ulan" dedikten sonra "türk futbolu niye gelişmiyor" sorusunu soran adam. oturuşundan konuşmasına her hareketi faul.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?