herkesin futbolu teknik direktörlerden iyi bilmesi

ağzı olan konuşuyor dedirten durumlardan biri.

(bkz: http://tinyurl.com/8hlhdeb)

ne yazık ki tekni direktörlükle sınırlı kalmayan durumdur. zira doktora gidip şu ilacı yaz, şunu yap diyende biziz, bankacıya yatırım yapması gereken yeri anlatanda. çocuğumuzun öğretmenini beğenmez ve eleştrimeyi iş sayarız.
kısaca herkesin işini herkesten iyi bileniz biz.

hayır başlık teknik direktörlerin taraftarlarca eleştirilmesi üzerin açılmamıştır. Hatta entry dikkatli okunduğunda taraftarın eleştirme hakkı olduğunun ama bunun belli bir sınırı olması gerektiğinin vurgulandığı açıkça gözükür.
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
çok iyi bir aşçısınız ve kendi mükemmel tariflerini bazen üzerinde değişiklikler yaparak müşterine sunuyorsun, müşterin o yemeğin yapılması hakkında ne teknik olarak ne pratik olarak hiçbir şey bilmiyor ama önüne konan yemeği beğenmiyor, buna müşterinin hakkı var ama;
Müşteri aşçıya sen ne biçm aşçısın bu yemek böyle yapılmaz demeye kalkarsa işte o noktada halt yemeye başlar ki benim tepkim bunadır.
şimdi sen carvalhal'in yada herhangi bir teknik direktörün oynattığı futbolu beğenmiyebilirsin, doğal olarak eleştirebilirsin ama yok fernandes çıkar mı veli girer mi falan dersen halt yemeye başlarsın. (en basitinden belki oyuncu hocam üst üste maçlar beni yordu bugün 60 dakika oynat beni demiş olabilir, ama içerde neler olup bittiğini bilmeden atıp tutmak bence hem yakışıksız hemde komik oluyor zaman zaman.)

ünlü ve göz önünde olmanın getirisi olarak, milyonlarca taraftarı olan kulüplerin başındaki teknik direktörlerinin taraftarlarca eleştirilmesi üzerine tepki üzerine açılmış başlık.
bu eleştiriler bence son derece doğal. son adam oynayacak birini inatla açık oynatan, yıllarca stoper oynamış birini sağ bek oynatırsan eleştirilirsin! ve bu gayet haklıdır. hagi'nin stancu'yu açıkta oynatma sevdasının sonunu hatırlayan var mı? ya da carvalhal'in ibrahim toraman'ı sağ bek?! inanın bazı şeyler tribünden ya da ekran başından daha net görünüyor, yedek kulübesinden flu görünse de!

Burası kartalsözlük olduğu için bizden örnekler vereceğim olay.
20 yılı aşkın süredir maçlara giderim çoğu beşiktaş maçı olmak üzere bir sürü maça gittim bugüne kadar başta hoca olarak kim olursa olsun farketmedi bu olay;
Ne gordon gibi 6 küsür yıl takım çalıştırıp sayısız şampiyonluk kazandırması, ne del bosque-shuster gibi dünya markası olması, ne rıza çalımbay gibi beşiktaşı sözlükteki tüm yazarların toplamından daha iyi tanıması, ne tigana gibi gençler önem vermesi hiç birşeyi değiştirmedi bizler için.
Yok sergenin yanında niye şifo yok, yok ilhan varken ahmet mi oynar, yok fernandes çıkar veli mi girer, o oyuncu neden yok (neden yok dediği oyuncu bir hafta sonra kadroya girince ona sallar), yok değişikliği erken yaptı , hayır neden 4-2-3-1 'i yerine 4-1-4-1 oynamıyoruz diye sürer gider.
Tamam futbolun güzel yönüdür bu, her izleyici yeri gelir futbolcu hakem ve bazen de teknik direktör olur ama bunun bir sınırı olmalı kanımca.
Tüm ömürlerini futbolcu olarak geçirmiş, senelerce antranörlük eğitimi almış bu adamlara akıl öğretmek bu kadar kolay olmamalı.
Yani ben yıllarını kasap olarak geçirmiş bir adama , hocam eti öyle değil böyle kes diyemem veya pilota hocam çok yüksekten gidiyoruz diye akıl veremem ,
Futbolcular ile tüm hayatı paylaşan o , onların form grafiklerini, aile dertlerini, moral seviyesini bilen o.
Eleştiri herkesin hakkı ama empati yapın lütfen , sizin işinizi biri size öğretirse ne tavır takınırsınız ona karşı.
Lafı şuna bağlıycam her sorunu hocaya bağlamak futbolu bilmiyor demek en kolay yol ve takımlara hiç bir şey kazandırmıyor.
Ne kadar istikrar o kadar başarı bunu unutmayalım.